Ab‘nin Olağanüstü Libya Zirvesi Sona Erdi
Avrupa Birliği‘nin (AB) Libya gündemli olağanüstü devlet liderleri zirvesi sona erdi. AB Komisyonu Başkanı Barroso, "Problemin adı Kaddafi‘dir ve artık gitmek zorundadır" dedi.
Zirveden sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Libya‘da kendi halkına karşı tutum alan bir rejim olduğunu ifade ederek, Kaddafi‘nin mali varlıklarının Avrupa‘da dondurulduğunu söyledi. Barroso, tüm sorumluların finansal uzantıları ve varlıklarının belirlenmesi ve müdahale edilmesinin oldukça komplike ve güç bir iş olduğunu kaydetti.
Basın toplantısında konuşan Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompoy da, Avrupalı liderlerin Arap dünyasında meydana gelen demokrasi dalgasından memnuniyet duyduklarını ancak yaşanan gelişmelerden de kaygı duyduklarını ifade etti. Van Rompuy, "Şu çok iyi anlaşılmalıdır ki, Libya gündemli olağanüstü bir zirve yapma kararı almış olmamız dahi tek başına oldukça güçlü bir mesajdır. Bu tür bir zirve AB tarihinde sadece üç defa olmuştur. 11 Eylül, Gürcistan ve Irak. Bu zirveden çıkan en temel mesaj Libya‘daki
yetkililerin sivillerin ölümüne yol açan eylemlere son vermesi ve var olan bugünkü otoriterinin derhal bu konumunu bırakmasıdır. Bu mesajı AB olarak haykırarak söylüyoruz" dedi.
Bingazi‘de oluşturulan Halk Konseyi‘ni memnuniyetle karşıladıklarını açıklayan Rompoy, bir soru üzerine, bu konseyi yeterli derecede güvenilir bulduklarını söyledi ve zirvenin hemen öncesinde bu konseyin delegasyonu ile resmi düzeyde görüşmeler gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Arap Birliği ve Afrika Birliği ile de biran önce temaslara gireceklerini sözlerine ekleyen Rompoy, Avrupa‘nın güneyinde yaşanan bu gelişmelerde demokrasinin ve demokratik sonuçların hayata geçmesinin sağlanmasını kendilerine görev olarak addettiklerini kaydetti. Rompoy, isyanları kesinlikle ideolojik köktenciliğin veya aşırıcılığın sonucu olarak görmediklerini ve yaşanan halk hareketlerinin kendileri tarafından kesinlikle medeniyetler çatışması olarak yorumlanmadığını belirtti.
Bir gazetecinin askeri müdahale ile ilgili sorusuna açık yanıt vermek istemeyen Rompoy, başta insani yardım olmak üzere her türlü önlemin alınabileceğini fakat herhangi bir eylem için dün NATO Savunma Bakanları Zirvesi‘nde de kabul edilen üç koşulun oluşması gerektiğine işaret ederek, üstü kapalı olarak askeri müdahalenin de masadaki alternatiflerden biri olduğu mesajını verdi.
BM Güvenlik Konseyi‘nce alınacak kararla hukuki zemine sahip olmak, bölgesel desteği almış olmak ve operasyon için gerekli sebepleri izah edebilir ve gösterebilir durumda olmak şartlarının sağlanması durumunda askeri müdahalenin yapılacağı kararı alınmıştı.
Her iki AB yetkilisi de konuşmalarının başında Japonya‘da meydana gelen deprem ve tusunami afetiyle ilgili üzüntülerini dile getirerek AB‘nin her türlü yardıma hazır olduğunu açıkladı.
Kaynak: İHA
Basın toplantısında konuşan Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompoy da, Avrupalı liderlerin Arap dünyasında meydana gelen demokrasi dalgasından memnuniyet duyduklarını ancak yaşanan gelişmelerden de kaygı duyduklarını ifade etti. Van Rompuy, "Şu çok iyi anlaşılmalıdır ki, Libya gündemli olağanüstü bir zirve yapma kararı almış olmamız dahi tek başına oldukça güçlü bir mesajdır. Bu tür bir zirve AB tarihinde sadece üç defa olmuştur. 11 Eylül, Gürcistan ve Irak. Bu zirveden çıkan en temel mesaj Libya‘daki
yetkililerin sivillerin ölümüne yol açan eylemlere son vermesi ve var olan bugünkü otoriterinin derhal bu konumunu bırakmasıdır. Bu mesajı AB olarak haykırarak söylüyoruz" dedi.
Bingazi‘de oluşturulan Halk Konseyi‘ni memnuniyetle karşıladıklarını açıklayan Rompoy, bir soru üzerine, bu konseyi yeterli derecede güvenilir bulduklarını söyledi ve zirvenin hemen öncesinde bu konseyin delegasyonu ile resmi düzeyde görüşmeler gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Arap Birliği ve Afrika Birliği ile de biran önce temaslara gireceklerini sözlerine ekleyen Rompoy, Avrupa‘nın güneyinde yaşanan bu gelişmelerde demokrasinin ve demokratik sonuçların hayata geçmesinin sağlanmasını kendilerine görev olarak addettiklerini kaydetti. Rompoy, isyanları kesinlikle ideolojik köktenciliğin veya aşırıcılığın sonucu olarak görmediklerini ve yaşanan halk hareketlerinin kendileri tarafından kesinlikle medeniyetler çatışması olarak yorumlanmadığını belirtti.
Bir gazetecinin askeri müdahale ile ilgili sorusuna açık yanıt vermek istemeyen Rompoy, başta insani yardım olmak üzere her türlü önlemin alınabileceğini fakat herhangi bir eylem için dün NATO Savunma Bakanları Zirvesi‘nde de kabul edilen üç koşulun oluşması gerektiğine işaret ederek, üstü kapalı olarak askeri müdahalenin de masadaki alternatiflerden biri olduğu mesajını verdi.
BM Güvenlik Konseyi‘nce alınacak kararla hukuki zemine sahip olmak, bölgesel desteği almış olmak ve operasyon için gerekli sebepleri izah edebilir ve gösterebilir durumda olmak şartlarının sağlanması durumunda askeri müdahalenin yapılacağı kararı alınmıştı.
Her iki AB yetkilisi de konuşmalarının başında Japonya‘da meydana gelen deprem ve tusunami afetiyle ilgili üzüntülerini dile getirerek AB‘nin her türlü yardıma hazır olduğunu açıkladı.