Erdoğan: YSK beni sabote mi ediyor?
Kendisinin Almanya'ya gittiği gün YSK'nın sınırda oy kullanma kararı almasını eleştiren Başbakan, "Ben orada konuşurken karar alıyorlar. Günlerden de pazar. Arkadaş beni sabote mi ediyorsunuz?" diye tepki gösterdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "Bizden yana hiçbir engel yok." sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Bu karar yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne bir tokattır." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya'dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, 28 Şubat'ın karanlık yönlerinin yazılmasını memnuniyet verici bulduğunu ifade etti. 27 Nisan açıklamasından sonra aldıkları tavırda, 28 Şubat'ta yaşananların etkisinin olduğunu belirten Erdoğan, Şivan Perver ve Kemal Burkay gibi yurtdışında yaşayan Kürt asıllı sanatçı ya da fikir adamlarının da artık Türkiye'ye gelebileceğini anlattı. Erdoğan, Almanya'nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vi-ze konusunda Merkel'e önerdiği iki kademeli teklifin olumlu karşılandığını dile getirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki gün Almanya'da bir araya geldiği Angela Merkel'e, Türk vatandaşlarına uygulanan vize konusunda iki kademeli bir öneri sunduğunu söyledi. İlk etapta sanatçılar, akademisyenler, sporcular ve işadamlarının önünün açılmasını teklif ettiğini kaydeden Erdoğan, "Sonra diğer kademeye geçilir. Merkel, bunlarla ilgili talimatı verdi, not ettirdi, 'bunu çalışalım' dedi." şeklinde konuştu. Merkel'e, "Gelin Ercan Havalanı'na Lufthansa'yı indirin, biz de limanları açalım." önerisinde bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, gündemdeki konularla ilgili şu açıklamaları yaptı:
28 ŞUBAT: Artık bu tür müdahalelerin olmadığı bir Türkiye diliyoruz. Ne diyoruz artık, ileri demokrasi. İleri demokrasilerde ve bölgedeki hali görüyoruz, bunlar Türkiye'ye bir şey kaybettirmez. 28 Şubat'ta bedeli siyasi partiler ödedi, milletimiz ödedi. AK Parti ile ilgili kapatma davasının ülkeye faturası, 10 milyar dolar. 28 Şubat'ı artık tarihe kayıt düşenler yazmaya başladı. İyi olanları diyemeyeceğim, tüm karanlık yönleri yazmaya başladılar. Karanlık yönlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte kendilerini temize çıkarmak isteyenler.
E-MUHTIRA: Daha önce yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorduk. 27 Nisan olayı belki aynısı olmayabilirdi ama; yayınlandığında arkadaşlarla toplandık, değerlendirmemizi yaptık. Duruşumuzu ortaya koyduk. Ve Türkiye kaybetmedi, kazandı.
TERÖR ÖRGÜTÜYLE PAZARLIK OLMAZ
TERÖRLE MÜCADELE: Benim terör örgütü üzerinde söyleyecek lafım hiçbir zaman bir pazarlık mealinde olmaz. Terör örgütüne karşı devlet şu ana kadar aldığı tedbirler neyse alır. Hükümet olarak yasalar bize neyi emrediyorsa, halkımızın huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız. Her seçim öncesi bu tür tehditleri savurmak sadece demokratik iradesini kullanmak isteyenler üzerinde bir baskı oluşturmaktır. Başka bir şey değildir.
SÜRGÜNDEKİLERİN DÖNÜŞÜ: Şivan Perver'e tehditler çok ileri boyutlara ulaştı. Kemal Burkay, siyaset içinden ve fikrî derinliği de var. Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını iyi bilenlerden. Buyursunlar gelsinler demekten başka bize düşen bir şey yoktur.
YARGI GECİKMEMELİ: "Geciken adalet, adalet değildir" düsturu içinde bunların hızlandırılması lazım. Yargıtay'daki düzenleme ve istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle uzun tutukluluk süreleri olmayacaktır diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU: Bütçemizle ilgili yere çok sağlam basıyoruz. Bakın seçime gidiyoruz. Milletvekillerimizin kendi seçim bölgeleriyle ilgili talebi oluyor. Yok arkadaş, bütçede varsa olur. Benzin konusunda fiyatları tamamen piyasa yapıyor. Hükümetle uzaktan, yakından alakası yok. Doğalgazda 'Al ya da öde'yi Kılıçdaroğlu başta olmak üzere birçok kimse bilmiyor. Kullanamadığınız doğalgaz varsa parasını ödersiniz, önümüzdeki sene ihtiyaç varsa alırsınız. Kılıçdaroğlu, 'o gazı niye almıyorsun, kömür verdiğin eve veririz' diyor. Bil de öyle konuş.
YERLİ OTOMOBİL: Ford olarak alışılmış konseptin içinde ve farklı bir markayla değil de başka bir modelle çıkmak gibi bir çalışmaları varmış. Rahmi Bey'e (Koç) dedim: Niye Koç olmasın? "Otosan olsun" dedi. "Olur" dedim.
VİZE SORUNU: Vize konusunda göçmenler ve kaçak göç olayından çok endişe ediyorlar. Değişik ülkelerden Türkiye'ye gelenlerin Yunanistan üzerinden Almanya'ya geçtiklerinden söz ettiler. Kendilerine 'iki kademeli' yapılabilir diye öneri getirdik. Birinci kademede, sanatçılar, akademisyenler, sporcular, işadamları yer alır. Sonra diğer kademeye geçilir. Bunlarla ilgili talimatı verdi. Bolivya, Brezilya ve Paraguay örneklerini verince, 'Bunlar üzerinden Türkiye gibi gelen yok' dediler. "Ama biz müzakereci ülkeyiz, Gümrük Birliği'ndeyiz. Sırbistan'a, Moldova'ya verdiğiniz vize muafiyetini Türkiye'ye de tanımalısınız." dedim. Henüz vize müjdesi gibi bir şey yok.
LUFTHANSA'YI İNDİRİN, LİMANLARI AÇALIM
KIBRIS: Merkel'in Kıbrıs ziyareti üzerinde durduk. "Türkiye'ye yönelik en ufak olumsuz açıklamam olmadı." dedi. Orada Hristofyas ile Kuzey arasında 47 görüşme yapıldı. Güney hep kaçıyor. Buna inanamadı. "Ban Ki-moon'la görüşürsünüz." dedik. BM özel temsilcisi Downer bile bıktı, çekilmek istiyor. Başka bir alternatif daha getirdim kendisine: Biz kapıları açarız ama eşzamanlı olarak yaparsanız varız dedik. Şimdi de gelin Ercan'a Lufthansa'yı indirin, biz de limanları açalım. Buna cesaret edemiyorsanız İngiltere garantör ülkedir. British Airways Ercan'a insin, limanları açalım. Bunu da çalışalım dedi. "Hristifyos'la sizi Almanya'da bir araya getirsem ne dersiniz?" dedi. Ben de, "Papandreu, Hristofyas, Derviş ve biz dörtlü olarak bir araya gelebiliriz. Ban Ki-moon riyasetinde yapabiliriz. Garantör ülke olarak İngiltere'yi alabiliriz. Ayrıca AB dönem başkanını da katabiliriz. Var mısınız?" dedim. "Güzel teklif, onu da not alalım." cevabı verdi.
YURTDIŞINDAKİLERİN OY KULLANMASI: Yurtdışındaki vatandaşların oy kullanması konusunda, Merkel'in ağzından şunu duydum: Bizden yana engel yok. Büyükelçimiz yazı yazacak, onlardan da cevap gelecek. Ama bizim Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ben orada konuşurken karar alıyor. Günlerden de pazar. Arkadaş beni sabote mi ediyorsunuz? Merkel, "Bizden yana hiçbir engel yok" deyince, biz tabii burada açığa düştük. Üstüne gideceğiz. Sadece Almanya dediği için Almanya dışı ülkelerde yeni bir karar alma durumu doğabilir mi, bakacağız. YSK'nın kararı, yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne bir tokattır. Alman makamları dış güvenliği taahhüt ediyor. YSK'nın gerekçeleri ortadan kalkıyor, ayrıca Dışişleri Bakanlığı da tedbirini aldı. YSK bunu yapmamalıydı. Avrupa'da oy verecek 3 milyon vatandaş çıkabilir. Bunlara yazık.
PETROLE GÖRE DÜŞÜNCE OLAMAZ
Mısır'da, Libya'da içişlerine karışılması, onları dizayn etmek gibi, onların petrol zenginliklerine göre bir düşüncemizin olmaması gerektiğini söyledim. "Ama insani olarak bir desteğimiz olacaksa o yararlı olur." dedim. Mısır, Mısırlıların; Tunus Tunuslularındır. Bırakalım kendi iradelerini kendileri ortaya koysun. Muhalif gruplarla da görüşme yapılması gerektiğini de belirttim. Bu ülkelere bizim hangi alanda yardım edeceğimiz çok önemli. Sayın Obama ile yaptığım görüşmede uluslararası donörler toplantısı yapalım dedim. Bizim İslam ve demokrasiyi bir arada yaşamamız nedeniyle Türkiye'den destek isteyebilirler. Tunus'tan talep var. Anayasa, seçim yasası, siyasi partiler yasası konusunda yapılacak çalışmalara destek veririz. Yoksa aynısı gibi olursa, aynı anayasa doğrultusunda olursa, o zaman yandı gülüm keten helva...
Erbakan iddialı insandı, hakkımız helal olsun
Allah amelince rahmet etsin. Bizden yana, bizim de hakkımız helal olsun. Merhum Erbakan iddiasından hiçbir şey kaybetmeden yürüdü. En azından Türkiye'de tek başına olmasa da birinci parti olmayı başardı. İçerik olarak Sayın Genelkurmay Başkanı'mız kendisine yakışan beyanatta [taziyede] bulundu. 12 Eylül'den sonra Mamak mahkemelerindeyiz. Eşim doğum yaptı yapacak. Ziyaret için içeriye gireceğiz, eşimin doğum haberini aldık. Arkadaşlarla şakalaşmaya başladık. Biri 'Necmettin' koy dedi. Eşime söyleyince 'Bilal koyacaktım.' dedi. 'O zaman göbek adı Bilal olsun' dedim. Necmettin Bilal koyduk. Şimdi, doktorasını yapıyor. Bu yıl mezuniyet tezini verip, mezun olur.
Kaynak: AA
Almanya'dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, 28 Şubat'ın karanlık yönlerinin yazılmasını memnuniyet verici bulduğunu ifade etti. 27 Nisan açıklamasından sonra aldıkları tavırda, 28 Şubat'ta yaşananların etkisinin olduğunu belirten Erdoğan, Şivan Perver ve Kemal Burkay gibi yurtdışında yaşayan Kürt asıllı sanatçı ya da fikir adamlarının da artık Türkiye'ye gelebileceğini anlattı. Erdoğan, Almanya'nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vi-ze konusunda Merkel'e önerdiği iki kademeli teklifin olumlu karşılandığını dile getirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki gün Almanya'da bir araya geldiği Angela Merkel'e, Türk vatandaşlarına uygulanan vize konusunda iki kademeli bir öneri sunduğunu söyledi. İlk etapta sanatçılar, akademisyenler, sporcular ve işadamlarının önünün açılmasını teklif ettiğini kaydeden Erdoğan, "Sonra diğer kademeye geçilir. Merkel, bunlarla ilgili talimatı verdi, not ettirdi, 'bunu çalışalım' dedi." şeklinde konuştu. Merkel'e, "Gelin Ercan Havalanı'na Lufthansa'yı indirin, biz de limanları açalım." önerisinde bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, gündemdeki konularla ilgili şu açıklamaları yaptı:
28 ŞUBAT: Artık bu tür müdahalelerin olmadığı bir Türkiye diliyoruz. Ne diyoruz artık, ileri demokrasi. İleri demokrasilerde ve bölgedeki hali görüyoruz, bunlar Türkiye'ye bir şey kaybettirmez. 28 Şubat'ta bedeli siyasi partiler ödedi, milletimiz ödedi. AK Parti ile ilgili kapatma davasının ülkeye faturası, 10 milyar dolar. 28 Şubat'ı artık tarihe kayıt düşenler yazmaya başladı. İyi olanları diyemeyeceğim, tüm karanlık yönleri yazmaya başladılar. Karanlık yönlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte kendilerini temize çıkarmak isteyenler.
E-MUHTIRA: Daha önce yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorduk. 27 Nisan olayı belki aynısı olmayabilirdi ama; yayınlandığında arkadaşlarla toplandık, değerlendirmemizi yaptık. Duruşumuzu ortaya koyduk. Ve Türkiye kaybetmedi, kazandı.
TERÖR ÖRGÜTÜYLE PAZARLIK OLMAZ
TERÖRLE MÜCADELE: Benim terör örgütü üzerinde söyleyecek lafım hiçbir zaman bir pazarlık mealinde olmaz. Terör örgütüne karşı devlet şu ana kadar aldığı tedbirler neyse alır. Hükümet olarak yasalar bize neyi emrediyorsa, halkımızın huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız. Her seçim öncesi bu tür tehditleri savurmak sadece demokratik iradesini kullanmak isteyenler üzerinde bir baskı oluşturmaktır. Başka bir şey değildir.
SÜRGÜNDEKİLERİN DÖNÜŞÜ: Şivan Perver'e tehditler çok ileri boyutlara ulaştı. Kemal Burkay, siyaset içinden ve fikrî derinliği de var. Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını iyi bilenlerden. Buyursunlar gelsinler demekten başka bize düşen bir şey yoktur.
YARGI GECİKMEMELİ: "Geciken adalet, adalet değildir" düsturu içinde bunların hızlandırılması lazım. Yargıtay'daki düzenleme ve istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle uzun tutukluluk süreleri olmayacaktır diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU: Bütçemizle ilgili yere çok sağlam basıyoruz. Bakın seçime gidiyoruz. Milletvekillerimizin kendi seçim bölgeleriyle ilgili talebi oluyor. Yok arkadaş, bütçede varsa olur. Benzin konusunda fiyatları tamamen piyasa yapıyor. Hükümetle uzaktan, yakından alakası yok. Doğalgazda 'Al ya da öde'yi Kılıçdaroğlu başta olmak üzere birçok kimse bilmiyor. Kullanamadığınız doğalgaz varsa parasını ödersiniz, önümüzdeki sene ihtiyaç varsa alırsınız. Kılıçdaroğlu, 'o gazı niye almıyorsun, kömür verdiğin eve veririz' diyor. Bil de öyle konuş.
YERLİ OTOMOBİL: Ford olarak alışılmış konseptin içinde ve farklı bir markayla değil de başka bir modelle çıkmak gibi bir çalışmaları varmış. Rahmi Bey'e (Koç) dedim: Niye Koç olmasın? "Otosan olsun" dedi. "Olur" dedim.
VİZE SORUNU: Vize konusunda göçmenler ve kaçak göç olayından çok endişe ediyorlar. Değişik ülkelerden Türkiye'ye gelenlerin Yunanistan üzerinden Almanya'ya geçtiklerinden söz ettiler. Kendilerine 'iki kademeli' yapılabilir diye öneri getirdik. Birinci kademede, sanatçılar, akademisyenler, sporcular, işadamları yer alır. Sonra diğer kademeye geçilir. Bunlarla ilgili talimatı verdi. Bolivya, Brezilya ve Paraguay örneklerini verince, 'Bunlar üzerinden Türkiye gibi gelen yok' dediler. "Ama biz müzakereci ülkeyiz, Gümrük Birliği'ndeyiz. Sırbistan'a, Moldova'ya verdiğiniz vize muafiyetini Türkiye'ye de tanımalısınız." dedim. Henüz vize müjdesi gibi bir şey yok.
LUFTHANSA'YI İNDİRİN, LİMANLARI AÇALIM
KIBRIS: Merkel'in Kıbrıs ziyareti üzerinde durduk. "Türkiye'ye yönelik en ufak olumsuz açıklamam olmadı." dedi. Orada Hristofyas ile Kuzey arasında 47 görüşme yapıldı. Güney hep kaçıyor. Buna inanamadı. "Ban Ki-moon'la görüşürsünüz." dedik. BM özel temsilcisi Downer bile bıktı, çekilmek istiyor. Başka bir alternatif daha getirdim kendisine: Biz kapıları açarız ama eşzamanlı olarak yaparsanız varız dedik. Şimdi de gelin Ercan'a Lufthansa'yı indirin, biz de limanları açalım. Buna cesaret edemiyorsanız İngiltere garantör ülkedir. British Airways Ercan'a insin, limanları açalım. Bunu da çalışalım dedi. "Hristifyos'la sizi Almanya'da bir araya getirsem ne dersiniz?" dedi. Ben de, "Papandreu, Hristofyas, Derviş ve biz dörtlü olarak bir araya gelebiliriz. Ban Ki-moon riyasetinde yapabiliriz. Garantör ülke olarak İngiltere'yi alabiliriz. Ayrıca AB dönem başkanını da katabiliriz. Var mısınız?" dedim. "Güzel teklif, onu da not alalım." cevabı verdi.
YURTDIŞINDAKİLERİN OY KULLANMASI: Yurtdışındaki vatandaşların oy kullanması konusunda, Merkel'in ağzından şunu duydum: Bizden yana engel yok. Büyükelçimiz yazı yazacak, onlardan da cevap gelecek. Ama bizim Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ben orada konuşurken karar alıyor. Günlerden de pazar. Arkadaş beni sabote mi ediyorsunuz? Merkel, "Bizden yana hiçbir engel yok" deyince, biz tabii burada açığa düştük. Üstüne gideceğiz. Sadece Almanya dediği için Almanya dışı ülkelerde yeni bir karar alma durumu doğabilir mi, bakacağız. YSK'nın kararı, yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne bir tokattır. Alman makamları dış güvenliği taahhüt ediyor. YSK'nın gerekçeleri ortadan kalkıyor, ayrıca Dışişleri Bakanlığı da tedbirini aldı. YSK bunu yapmamalıydı. Avrupa'da oy verecek 3 milyon vatandaş çıkabilir. Bunlara yazık.
PETROLE GÖRE DÜŞÜNCE OLAMAZ
Mısır'da, Libya'da içişlerine karışılması, onları dizayn etmek gibi, onların petrol zenginliklerine göre bir düşüncemizin olmaması gerektiğini söyledim. "Ama insani olarak bir desteğimiz olacaksa o yararlı olur." dedim. Mısır, Mısırlıların; Tunus Tunuslularındır. Bırakalım kendi iradelerini kendileri ortaya koysun. Muhalif gruplarla da görüşme yapılması gerektiğini de belirttim. Bu ülkelere bizim hangi alanda yardım edeceğimiz çok önemli. Sayın Obama ile yaptığım görüşmede uluslararası donörler toplantısı yapalım dedim. Bizim İslam ve demokrasiyi bir arada yaşamamız nedeniyle Türkiye'den destek isteyebilirler. Tunus'tan talep var. Anayasa, seçim yasası, siyasi partiler yasası konusunda yapılacak çalışmalara destek veririz. Yoksa aynısı gibi olursa, aynı anayasa doğrultusunda olursa, o zaman yandı gülüm keten helva...
Erbakan iddialı insandı, hakkımız helal olsun
Allah amelince rahmet etsin. Bizden yana, bizim de hakkımız helal olsun. Merhum Erbakan iddiasından hiçbir şey kaybetmeden yürüdü. En azından Türkiye'de tek başına olmasa da birinci parti olmayı başardı. İçerik olarak Sayın Genelkurmay Başkanı'mız kendisine yakışan beyanatta [taziyede] bulundu. 12 Eylül'den sonra Mamak mahkemelerindeyiz. Eşim doğum yaptı yapacak. Ziyaret için içeriye gireceğiz, eşimin doğum haberini aldık. Arkadaşlarla şakalaşmaya başladık. Biri 'Necmettin' koy dedi. Eşime söyleyince 'Bilal koyacaktım.' dedi. 'O zaman göbek adı Bilal olsun' dedim. Necmettin Bilal koyduk. Şimdi, doktorasını yapıyor. Bu yıl mezuniyet tezini verip, mezun olur.