Mazlum-Der’Den "Baskınlar Son Bulsun" İsteği

Mazlum-Der Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş, Hizbullahçı olması iddiasıyla sivil toplum kuruluşları, basın yayın organları ve yöneticilerine karşı yapılan baskınların bir an önce son bulamasını istediklerini söyledi.

Dernek binasında açıklama yapan Mazlum-Der Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş, gündeme dair konuları değerlendirerek, Hizbullahçı olarak iddia edilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapılan baskınların son bulmasını istediklerini belirtti. Taş açıklamasında, “Kamuoyunun yakinen bildiği gibi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 102.maddesi gereği 2011 yılı başından önce değişik suçlardan binin üzerinde mahkûm serbest bırakılmıştı. Bunlardan basın yayın organlarında en çok yer alanları sayıları 20 civarında olan Hizbullah Davası sanıklarıydı. Kamuoyunda çok bahsedilmesi ve basın da uzun bir süre yer alması sebebiyle bunların bir kısmı tekrar yakalanarak ceza evine konmuş. Hizbullah örgütüne yakın olma suçlamasıyla farklı illerden birçok sivil toplum kuruluşu ve yayın organına gece yarısı ve sabaha karşı baskınlar yapılarak insanların uykuda oldukları saatlerde kapılar kırılarak girilmiş, onlarca insan gözaltına alınmış, bunlardan büyük bir kısmı tekrar serbest bırakılmıştı. Geçerli hukuk kurallarına uygun şartlarda sivil toplum kuruluşları oluşturup faaliyette bulunma, gazete, dergi, kitap çıkarmak ve yayınlamak her vatandaşın en doğal hakkıdır. Devletin güvenlik güçlerinin de sivil toplum kuruluşları, işyerleri ve özel meskenlere girip arama yapmada hukuk içinde kalma ve zanlıları rencide etmeme, haklarında mahkeme kararı olmadan suçlu diye tanıtılmasına fırsat vermeme mecburiyetleri vardır” dedi.Taş, açıklamasını şöyle sürdürdü:“Mazlum-Der olarak, Hizbullahçı olması bahanesiyle sivil toplum kuruluşları, basın yayın organları ve yöneticilerine karşı yapılan haksız, hukuksuz sadece birilerini tatmin etmeye yönelik olduğunu zannettiğimiz vicdanları rahatsız edici bu baskınların bir an önce son bulamasını, devletin her türlü uygulamasının hukuk düzeni içinde ve yetkileri aşmadan yapılmasını, haklarında suç isnat edilenlerin adalet önüne çıkarılmasında hukukun dışına çıkılmamasını ve toplum vicdanının daha fazla rencide edilmeden mağduriyetlerin sona erdirilmesini bekliyoruz.”
Kaynak: İHA