Ölüm riskine rağmen anne oldu, organ nakli ile ikinci baharı yaşıyor

Karaciğer hastası Ayten Elif Şavur, ölüm riskine rağmen anne oldu, organ nakliyle hayata yeniden tutundu. Gaziantepli Şavur çifti, 23 yıl boyunca çocuk özlemi çekti. Çocuk hasretini gidermek için çalmadık kapı bırakmayan Şavur ailesi, en sonunda tüp bebek

Karaciğer hastası Ayten Elif Şavur, ölüm riskine rağmen anne oldu, organ nakliyle hayata yeniden tutundu. Gaziantepli Şavur çifti, 23 yıl boyunca çocuk özlemi çekti. Çocuk hasretini gidermek için çalmadık kapı bırakmayan Şavur ailesi, en sonunda tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak istedi. Tedavi için gittikleri doktorlar anne adayının karaciğer hastası olduğunu öğrenince, hamileliğin riskli olacağını belirtti. Ölmeyi göze alarak çocuk sahibi olmayı isteyen Ayten Elif Şavur, çocuğu karnında 27 haftalıkken karnından sezaryenle alındı. Şavur ve bebeği uzun süren tedavinin ardından sağlığına kavuştu. Ancak anne Ayten Elif Şavur‘un sağlık durumu 3 yıl sonra yeniden kötüleşti. Koma halinde hastaneye kaldırılan Şavur için acilen organ nakli kararı alındı. Canlıdan canlıya nakil yapılması düşünülürken Mersin‘den gelen karaciğer, Şavur ailesini sevince boğdu. Beyin kanaması geçirerek Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi‘ne kaldırılan ve beyin ölümü gerçekleşen 68 yaşındaki Bahri Taş‘ın bağışlanan karaciğeri, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Ünal Aydın başkanlığında gerçekleştirilen operasyonla Ayten Elif Şavur‘a nakledildi. 18 yıl süren hastalığından kurtulan Şavur, şimdi oğlu Ali Baran’ı öpüp kokluyor. Gazetecilerin sorularını cevaplayan anne Şavur, “Annelik özlemimi gidermek için bu kadar riske katlandım. İyi ki de katlanmışım. Ali Baran’ım oldu, her şey Ali Baran için.” dedi. Hem annelik özlemini gidermek, hem de eşine babalık duygusunu yaşatmak için kendisini riski attığını kaydeden Şavur, tüp bebek yönteminde 5. denemesinde çocuk sahibi olduğunu kaydetti. Anne olmak için çok çaba harcadığını anlatan Şavur, “Annelik duygusu çok güzelmiş. İyi ki bu risklere girmişim. Allah karşıma kadavrayı da çıkardı, oğlum için. Lütfen herkes organ bağışı konusunda duyarlı olsun.” ifadelerini kullandı. Devlet memur Hüseyin Şavur ise yaşadıkları sıkıntıyı kimsenin yaşamasını istemediğini dile getirdi. Şavur, “Çok uzun bir hastalık süreci geçirdik. Çocuk özlemini ikinci plana bıraktık. Tekrar karaciğer düzelince kaldığımız yerden devam ettik. 5 yıl içerisinde karaciğerde çok ciddi bozulma oldu.” şeklinde konuştu. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Koruk, siroz hastalarının hamile kalmasının ve hamilelik sürecinin çok riskli olduğunu söyledi. Çocuk sahibi olmayı düşünen siroz hastalarının yakından takip edilmesi gerektiğini anlatan Koruk, “Genellikle hamilelik döneminde siroz koma, kanama ve böbrek yetmezliği gibi sonuçlar doğuruyor. Hatta çoğu zaman hastayı kaybediyoruz. Ancak bu hastamız iyi takip ve tedavi sonucunda çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirdi ve nakille de sağlığına kavuştu.” diye kaydetti. Organ naklini gerçekleştiren Doç. Dr. Ünal Aydın hastanın en son çocuğunun doğumundan yaklaşık 3 yıl sonra koma halinde hastaneye kaldırıldığını kaydetti. Acil olarak canlıdan canlıya karaciğer nakli için hazırlıklarını yaptıklarını ancak bu sırada Mersin‘den karaciğer bağışı geldiğini dile getiren Aydın, “Hastanın ameliyatını başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Şu anda kendisinin durumu çok iyi. Organ nakli hayat kurtarıyor. Bunu yapabilmemiz için de organ bağışına ihtiyacımız var. Tüm insanları organ bağışında bulunmaya çağırıyoruz. Artık günümüzde karaciğer nakli noktasında artık günümüzde karaciğer nakli noktasında organ nakli sonrasında insanların normal ömrünü yaşamasını bekliyoruz. Mesleklerini sürdürebilmelerini bekliyoruz. Yani karaciğer naklinden sonra çocuk da yapılabilir kariyer de.‘‘ ifadelerini kullandı.