Münih Güvenlik Konferansı‘na Mısır damgasını vurdu

Almanya‘nın Münih kentinde 47’ncisi düzenlenen ve bugün sona eren Münih Güvenlik Konferansına (MSC) Mısır‘da yaşanan olaylar damgasını vurdu. Cuma günü başlayan konferansta, herkes farklı devlet adamlarının konu ile ilgili yapacakları açıklamalara dikkat

Almanya‘nın Münih kentinde 47’ncisi düzenlenen ve bugün sona eren Münih Güvenlik Konferansına (MSC) Mısır‘da yaşanan olaylar damgasını vurdu. Cuma günü başlayan konferansta, herkes farklı devlet adamlarının konu ile ilgili yapacakları açıklamalara dikkat kesildi. İngiltere Başbakan‘ı David Cameron ise, "İslam ve kökten dincilik arasında fark olduğu" açıklamasıyla adeta Müslümanların sözcüsü oldu. MERKEL, MISIR‘DAKİ DEĞİŞİME ŞEKİL VERİLMESİNİ İSTEDİ Mısır konusuna değinen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Mısır‘da insan haklarının garanti altına alınmasının şart olduğunu ifade etti. Mısır‘da bir değişiklik olacağını belirten Merkel, bu değişime şekil verilmesini talep etti. Almanya Şansölyesi, “Avrupa, bu süreci yeni bir dostlukla desteklemeye hazır.” mesajı verdi. Dış politikanın insan haklarından hareketle belirlenmesi gerektiğini dillendiren Merkel, Batı modeli demokrasinin ise tıpa tıp her ülkeye ihraç edilemeyeceğini savundu. Ancak Birleşmiş Milletler‘in evrensel insan hakları tarafından belirlenen “kırmızı çizgisinin” de aşılamayacağını belirtti. NATO‘nun ve Batı‘nın dünyadaki birçok anlaşmazlığı artık tek başına çözemediğinin altını çizen Merkel, “Partnerlere ihtiyaç var. Onları kazanmak için gayret göstermeliyiz.” dedi. Almanya Başbakanı ayrıca, Birlik (NATO, AB) dışındaki ülkelerle uluslararası terörizme karşı birlikte çalışılmazsa etkili mücadele edilemeyeceğini ifade etti. BAN Kİ-MOON MISIR‘DAKİ OLAYLARDAN KAYGILI Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ise, Mısır ve Arap ülkelerindeki protesto dalgalarından kaygı duyduğunu ifade etti. “Bu olayların nasıl sonlanacağını bilmiyoruz.” diyen Ban Ki-Moon, yaşanan olayların nedeninin ise açık olduğunu kaydetti: “Protestolar, fakirlik, rüşvet ve eksik demokrasiden kaynaklanıyor.” BM Genel Sekreteri “Şayet insan hakları ve insan onuruna tamamen saygı gösterilmezse ve güçlü bir adaletsizlik varsa, güvensizlik haksızlıkla birlikte artar.” şeklinde konuştu. Ban Ki-Moon ayrıca, dünya genelinde terörizm ve organize suçlar olaylar nedeniyle artan güvenlik sorunlarına dikkat çekti ve bunun yeni teknolojiler ile zayıf ülkeler sayesinde arttığını belirtti. Atom silahlarının yayılması tehlikesine de parmak basan yetkili, atom programları konusunda İran ve Kuzey Kore‘ye uluslararası toplumla birlikte çalışmaları çağrısı yaptı. CLİNTON, ORTA DOĞU‘DA DEMOKRASİ DEĞİŞİMİ İSTEDİ ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Mısır‘daki huzursuzluk ve kargaşaların sonucu olarak bölgede gerçek bir demokratik değişim talep etti. Hukuk devleti, basın özgürlüğü ve azınlığın haklarının korunması gerektiğini ve aynı zamanda eşit ve adil seçimlere hazırlanılmasını gerektiğini dile getirdi. Bu süreçte risklerin de olabileceğini sözlerine ekleyen Clinton, demokrasiye geçiş sürecinin kaotik ve kısa süreli istikrarsızlığa neden olabileceğini kaydetti. Bunun için “Hoşgörü ve uzlaşma ruhuna” ihtiyaç olduğunu belirtti. Demokrasiye geçiş sürecinde sadece seçimlerin yeterli olmadığını da hatırlatan Amerikan Dışişleri Bakanı, iyi bir hükümet ve insan haklarına riayet etmenin önemine vurgu yaptı. İNGİLİZ BAŞBAKANI CAMERON, İSLAM SÖZCÜLÜĞÜ YAPTI Münih Güvenlik Konferansı‘nda Müslümanlar ve İslam hakkındaki açıklamaları ile İngiltere Başbakan‘ı David Cameron, adeta Müslümanların sözcülüğünü yaptı. İngiliz hükümeti Başkanı Cameron, “İdeoloji ve aşırıcılık bir sorundur; İslam anlamına gelmiyor.” dedi. Cameron, İslam ve radikal dincilik arasında açık bir fark olduğunu belirtti ve Avrupa‘da cami yapımına karşı çıkanların din düşmanlığını körüklediğini kaydetti. “Dine karşı mücadele, terörizme karşı mücadelede yardımcı olmaz.” diyen Cameron, terörün din ile hiç bir bağlantısının olmadığını ve fundamentalist terör eylemlerinin genelde dinin çarpıtılmış şekli ile eğitilenler tarafından yapıldığını dile getirdi. Şiddet eylemi gerçekleştiren gençlerin bir kimlik sorunu yaşadığına inandığını belirten Cameron, bu gençlerin, aileleri gibi aşırı inançlı olmak, İngiltere‘de olduğu gibi yaşamak istemediğini, bu nedenle bir boşluğa düştüğünü ve radikal ideolojilere kayabildiğini savundu. Bu nedenle radikal ideolojilere karşı mücadele edilmesi ve hoşgörülü bir toplum yaratılması gerektiğini belirten Cameron, terörün doğru bir yol olmadığının anlatılması ve İngiliz vatandaşlığına geçişlerin desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Cameron ayrıca, Mısır ve Arap ülkelerinde yaşanan olaylardan terörle mücadele kapsamında yanlış sonuçlar çıkarılmaması konusunda uyarı yaptı ve bu ülkelerdeki halklara baskı uygulanmaması gerektiğini ifade etti. START ANTLAŞMASI İMZALANDI 47. Münih Güvenlik Konferansında ayrıca finans krizinin global istikrara ve güvenliğe etkileri, siber savaşları, silahsızlanma ve Afganistan konuları ele alınırken, ABD ile Rusya arasında imzalanan START anlaşması kayda geçti. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, nükleer silahların indirimi antlaşması START‘ın iki ülke yasama meclislerince onaylanan belgelerini takas ederek antlaşmayı resmen yürürlüğe koydu.