"Parmak İzim Olurdu"

İkinci ‘‘Ergenekon‘‘ davasının tutuklu sanıklarından Yarbay Mustafa Dönmez, bulunan mühimmatlarla bir ilgisi olmadığını savunarak, ‘‘Benim tarafımdan gömülmüş olsa parmak izlerim olurdu‘‘ dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında çapraz sorgusuna devam edilen Dönmez, daha önce iddia makamının da bu tertibin içinde olduğunu söylediğini belirterek, o yüzden gözaltına alındığında savcılıkta ifade vermediğini kaydetti.

Dönmez, dava sırasında savcıların sanıklara sordukları sorulardan hiçbir şeyin değişmediğini anladığını ifade ederek, ‘‘Şimdi karşınızdayım, takdirinize bırakıyorum. Mahkeme heyetinin soracağı soruları cevaplamaya hazırım‘‘ dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ‘‘Mahkemenin böyle bir takdiri olamaz. İddia makamının sorularına cevap vermeyecek misiniz?‘‘ diye sordu. 

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de sanık cevap vermeyeceğini söylediği için zaman kaybının önlenmesi açısından soru sormayacaklarını aktardı.

Dönmez ise ‘‘Sorulara cevap vermeyeceğim, soruları okurlarsa daha sonra açıklık getiririz‘‘ dedi.

Mustafa Dönmez‘in avukatı Celal Ülgen, savcıların soruları okumasını isterken, savcı Pekgüzel, ‘‘Bu şekilde bir yarar sağlamayacak. Soru hakkımızı saklı tutarak delillerin değerlendirilmesi aşamasında soracağız‘‘ şeklinde konuştu. 

Daha sonra avukat Celal Ülgen, çapraz sorguya devam etti. ‘‘Zir Vadisi ile Sapanca‘da yapılan kazı ve aramalarda elde edilen mühimmatın size ait olmadığını biliyorum ama tarihe geçsin diye sormak zorundayım. Bulunan bu mühimmatı siz mi gömdünüz?‘‘ şeklindeki soruya Dönmez, ‘‘Şerefim üzerine yemin ederim ki bu mühimmat ile uzaktan yakından bir ilgim yok. Benim tarafımdan gömülmüş olsa parmak izlerim olurdu. Mühimmatın üzerindeki parmak ve avuç izleri konusunda hala bir araştırma yapılmadı ama benim olmadığı ortaya çıktı. Emniyetin, aramaya katılan polislerin parmak izleriyle karşılaştırması 10 dakika sürer‘‘ yanıtını verdi.

-‘‘MÜHİMMATLAR AYNI‘‘-

Avukat Ülgen‘in, ‘‘Bulunan mühimmatın kafile numarası ya da diğer ayırt edici özelliklerine bakıldığında bunlara askeri mühimmat diyebilir miyiz?‘‘ sorusu üzerine Dönmez, 12 Haziran 2007‘de Ümraniye‘de ele geçirildiği belirtilen ve Ergenekon soruşturmalarının başlamasına neden olan 27 el bombasından 18‘inin imha edildiğinin söylendiğini belirterek, ‘‘Bu komployu hazırlayanların hesap edemedikleri bir şey var. Benim askeri sınıfım ikmaldir, lojistiktir. Ben bu konunun uzmanıyım. Ümraniye‘de 27 tane el bombası bulundu. 18 tanesi için ‘imha edildi‘ diye bir rapor var. Ama Zir Vadisi‘nde çıkan 18 adet MKE kör tapalı savunma tipi el bombası, Ümraniye‘de imha edildiği söylenen el bombalarıyla aynı. Bu mühimmat 1955 yapımıdır, atılsa da patlamaz‘‘ diye konuştu.

 ‘‘Yani bu el bombaları tamamen birbirinin aynı ve Zir Vadisi, Gölbaşı ile Sapanca‘da gezdirilmiş. Bunu mu kastediyorsunuz?‘‘ sorusuna Dönmez, ‘‘Evet‘‘ yanıtını verdi.

Dönmez, polisin elinde 40 sis bombası kutusu bulunduğunu savunarak, ‘‘Bunları Gölbaşı‘na, Zir Vadisi‘ne ve Poyrazköy‘e koymuşlar, fakat numaraları yanlış kaydetmişler. Polisin içindeki çete, bu operasyonu yapıyor. Zir Vadisi, Sapanca ve Gölbaşı‘ndaki mühimmat aynıdır. Bunlar bir araya gelmez çünkü aynı malzemedir. Zaten üzerindeki seri numaralarını kazımışlar‘‘ dedi.

-SAVCI TAŞKIN-

Sanık Dönmez‘in avukat Celal Ülgen‘in sorularını yanıtlamasının ardından araya giren Savcı Nihat Taşkın, ‘‘Gerçi cevap verilmezse bir anlamı yok ancak aklıma takılan bazı soruları yöneltmek istiyorum‘‘ dedi. 

Bunun üzerine Dönmez, ‘‘Açıklamanızı gayet samimi buldum, sorularınızı sorabilirsiniz‘‘ karşılığını verdi.

Taşkın, ‘‘Telefon konuşmalarınızdan eşinizin, yaptığınız bir telefon görüşmesinde size aramalardan haber verdiği görülüyor. Arandığınızı öğrendikten sonra neden 5 gün boyunca kaçıp saklandınız ve size ulaşılabilecek telefonları kapattınız?‘‘ diye sordu. 

Dönmez bu soruya, ‘‘Neden kapatayım ki. Aramalar olduğu dönem eşim 5 aylık hamileydi. Amacım ona moral vermekti. Onun üzülmesini istemedim‘‘ yanıtını verdi.

Savcı Taşkın‘ın, okuduğu bir telefon numarasının ardından, ‘‘Sanıyorum bu telefon numarası eşinizin kullandığı sizin adınıza kayıtlı bir numara ve konuşma içeriğinde...‘‘ dediği sırada sanık Dönmez, ‘‘Yine savcı Bey samimiyetten uzaklaşarak eşimin özel bilgilerini ifşa etmiştir. Eşimin telefon numarasını ben burada zaten göstermiştim. Söylemeniz hukuka aykırı. Yine duruşma başında yaptığım açıklamaya sadık kalıp, soruları cevaplamayacağımı belirtiyorum‘‘ dedi. 

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese‘nin, ‘‘Şimdiye kadar kullandığınız telefon numaralarını söyleyebilir misiniz?‘‘ şeklindeki sorusuna karşılık Dönmez, çok telefon numarası kullandığını ve çoğunu hatırlamadığını belirterek, ‘‘Siz numaraları söyleyin, ben de bana ait olup olmadıklarını size söyleyeyim‘‘ ifadesini kullandı. 

Bunun üzerine hakim Özese, ‘‘Bazı numaralar başkasının adına ve siz kullanıyorsunuz. Bazı numaralar da sizin adınıza ve başkaları kullanıyor. Mesela eşinizin kullandığı numara da var. Eşinizin numarasını okumak istemediğim için sizin söylemenizi istemiştim‘‘ diye konuştu.

Dönmez‘in telefon numaralarından kendisine ait olanları söylemesinin ardından hakim Özese, Mustafa Dönmez‘e ait olduğu ileri sürülen telefon kayıtlarını okuyarak kabul edip etmediğini sordu. 

Sanık Dönmez de Ergenekon anadavası tutuklu sanığı Kemal Kerinçsiz ile yaptığı telefon konuşmasını kabul ettiğini, ancak Muzaffer Tekin ile yaptığı ileri sürülen bir telefon görüşmesi ve iki mesajlaşmayı hatırlamadığını söyledi.

Sanık Muzaffer Tekin ile hiç tanışmadığını öne süren Dönmez, ‘‘Ben tanımam ama 1984 mezunları kendisini çok severdi‘‘ dedi.

Duruşma Dönmez‘in çapraz sorgusuyla devam ediyor.

Kaynak: AA