'yolsuzluk Beşeri Bir Zaaf' Ankara
Sayıştay Başkanı Recai Akyel, ``Yolsuzluğun beşeri bir zaaf, psikolojik bir hastalık, toplum için deprem, sel gibi bir afet olduğunu`` söyledi.
Akyel, Demokraside Birlik Vakfında düzenlenen, ``Yolsuzluklarla Mücadele`` konulu sempozyumda, rüşvet ve bahşişin kamu yatırımlarını verimsizleştirdiğini belirtti
Yolsuzluğun yoksulluğu doğurduğuna dikkati çeken Akyel, ``Yolsuzluktan beslenenler, rüşvetle, bahşişle daha fazla gelir sahibi oluyor ama diğer insanları fakirleştiriyor. Yolsuzluk devletin iyi yönetilmesini engelliyor. Eşitlik ve adalet ilkesinin uygulanmasının önünde engel teşkil ediyor. Bahşişi ve rüşveti verenin işi yapılıyor, vermeyenin işi yapılmıyor`` diye konuştu
Bunun da hukukun üstünlüğü ile kanun önünde eşitlik ilkesini ortadan kaldırdığına işaret eden Akyel, ``Yolsuzluk vatandaşın devlete olan güvenini sarsıyor. Bir devlet için en büyük güç, vatandaşının kendisine güveni ve sadakatidir. Devletleri ayakta tutan, vatandaşının devlete güveni ve sadakatidir. Vatandaş, yolsuzluğun çok olduğu bir ortamda, bahşişi, hediyeyi ve rüşveti verenin işinin yapıldığını ama kendi işinin yapılmadığını fark ediyorsa, devlete olan güveni sanılıyor`` dedi
Recai Akyel, bu durumun vatandaşlarda ümitsizliğe yol açtığını, çalışmama eğilimini güçlendirdiğini dile getirerek, ``Yolsuzluk beşeri bir zaaf, psikolojik bir hastalık... Dünyanın her tarafında, her zaman var. Yolsuzluk toplum için deprem, sel gibi bir afet. Yolsuzluk bir toplumda eğer çok oluyorsa sonunda devlet de toplum da yıkılmaya gidiyor`` ifadesini kullandı
Yolsuzluk bakımından kamu kurumlarının özel risk alanı olduğunu aktaran Akyel, yolsuzlukla mücadelede her kuruma ve kişiye etkin bir görev düştüğüne dikkati çekti. Akyel, yolsuzlukla mücadelede demokratik yönetimin önemini vurgulayarak, ``Bir toplumda demokratik yönetim ne kadar gelişmişse yolsuzluk o kadar azalıyor`` dedi
Şeffaflık, hesap verebilirlik, denetim, iyi yönetişim ve kanun hakimiyetinin de yolsuzlukla mücadelede önemli olduğuna işaret eden Akyel, kurallar uygulanırken, miadı dolmuş olanların da sürekli gözden geçirilmesi ve yenilenmesi gerektiğini ifade etti
Akyel, bürokratik kalite, büyüme hızının artması, müeyyidelerin caydırıcılığı, etik kuralların yaygınlaştırılması, kamuda etkin yönetişimin geliştirilmesinin de yolsuzlukla mücadelede önem taşıdığının altını çizerek, sayıştayların faaliyet amaçlarından birinin de yolsuzlukla mücadele olduğunu vurguladı
-``Sayıştay denetiminin diğer bir adı demokrasi denetimi``- Akyel, şunları kaydetti: ``Sayıştay, kamuda hesap verme sorumluluğu ve mali saydamlık esasları çerçevesinde görev yapıyor. Kamu idarelerinin etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak çalışması gerekiyor. Artık kamu idarelerinin hukuka uygun çalışmasının yanı sıra para harcarken, para toplarken etkili, ekonomik ve verimli olması da çok önemli. Kamu kaynaklarının, ön görülen amaç, hedef ve hukuk düzenlemelerine uygun olarak elde edilmesi, muhafaza edilmesi ve kullanılması gerekiyor.`` Sayıştay denetiminin diğer bir adının ``Demokrasi denetimi`` olduğunu dile getiren Akyel, Sayıştayın, halkın verdiği paraların, vergilerin yerine uygun harcanıp harcanmadığını denetlediğini hatırlattı. Akyel, hukuka aykırı harcama, kamu zararına sebebiyet varsa, bunun tazmin ve zimmet olarak usulüne aykırı harcayan kişilere şahsi sorumluluk çıkarma konusunda Sayıştayın kesin hüküm verdiğini de anımsattı.
Kaynak: AA
Yolsuzluğun yoksulluğu doğurduğuna dikkati çeken Akyel, ``Yolsuzluktan beslenenler, rüşvetle, bahşişle daha fazla gelir sahibi oluyor ama diğer insanları fakirleştiriyor. Yolsuzluk devletin iyi yönetilmesini engelliyor. Eşitlik ve adalet ilkesinin uygulanmasının önünde engel teşkil ediyor. Bahşişi ve rüşveti verenin işi yapılıyor, vermeyenin işi yapılmıyor`` diye konuştu
Bunun da hukukun üstünlüğü ile kanun önünde eşitlik ilkesini ortadan kaldırdığına işaret eden Akyel, ``Yolsuzluk vatandaşın devlete olan güvenini sarsıyor. Bir devlet için en büyük güç, vatandaşının kendisine güveni ve sadakatidir. Devletleri ayakta tutan, vatandaşının devlete güveni ve sadakatidir. Vatandaş, yolsuzluğun çok olduğu bir ortamda, bahşişi, hediyeyi ve rüşveti verenin işinin yapıldığını ama kendi işinin yapılmadığını fark ediyorsa, devlete olan güveni sanılıyor`` dedi
Recai Akyel, bu durumun vatandaşlarda ümitsizliğe yol açtığını, çalışmama eğilimini güçlendirdiğini dile getirerek, ``Yolsuzluk beşeri bir zaaf, psikolojik bir hastalık... Dünyanın her tarafında, her zaman var. Yolsuzluk toplum için deprem, sel gibi bir afet. Yolsuzluk bir toplumda eğer çok oluyorsa sonunda devlet de toplum da yıkılmaya gidiyor`` ifadesini kullandı
Yolsuzluk bakımından kamu kurumlarının özel risk alanı olduğunu aktaran Akyel, yolsuzlukla mücadelede her kuruma ve kişiye etkin bir görev düştüğüne dikkati çekti. Akyel, yolsuzlukla mücadelede demokratik yönetimin önemini vurgulayarak, ``Bir toplumda demokratik yönetim ne kadar gelişmişse yolsuzluk o kadar azalıyor`` dedi
Şeffaflık, hesap verebilirlik, denetim, iyi yönetişim ve kanun hakimiyetinin de yolsuzlukla mücadelede önemli olduğuna işaret eden Akyel, kurallar uygulanırken, miadı dolmuş olanların da sürekli gözden geçirilmesi ve yenilenmesi gerektiğini ifade etti
Akyel, bürokratik kalite, büyüme hızının artması, müeyyidelerin caydırıcılığı, etik kuralların yaygınlaştırılması, kamuda etkin yönetişimin geliştirilmesinin de yolsuzlukla mücadelede önem taşıdığının altını çizerek, sayıştayların faaliyet amaçlarından birinin de yolsuzlukla mücadele olduğunu vurguladı
-``Sayıştay denetiminin diğer bir adı demokrasi denetimi``- Akyel, şunları kaydetti: ``Sayıştay, kamuda hesap verme sorumluluğu ve mali saydamlık esasları çerçevesinde görev yapıyor. Kamu idarelerinin etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak çalışması gerekiyor. Artık kamu idarelerinin hukuka uygun çalışmasının yanı sıra para harcarken, para toplarken etkili, ekonomik ve verimli olması da çok önemli. Kamu kaynaklarının, ön görülen amaç, hedef ve hukuk düzenlemelerine uygun olarak elde edilmesi, muhafaza edilmesi ve kullanılması gerekiyor.`` Sayıştay denetiminin diğer bir adının ``Demokrasi denetimi`` olduğunu dile getiren Akyel, Sayıştayın, halkın verdiği paraların, vergilerin yerine uygun harcanıp harcanmadığını denetlediğini hatırlattı. Akyel, hukuka aykırı harcama, kamu zararına sebebiyet varsa, bunun tazmin ve zimmet olarak usulüne aykırı harcayan kişilere şahsi sorumluluk çıkarma konusunda Sayıştayın kesin hüküm verdiğini de anımsattı.