Türkiye'de Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı

7`sini ve seçmen nüfusunun yüzde 51.6`sını kadınların oluşturduğunu ancak mecliste kadınların temsil oranının sadece yüzde 8.9 olduğunu söyledi.Türkiye`de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 76.yıldönümü sebebiyle yazılı bir açıklama yapan CHP Denizli İl Kadın Kolu Başkanı Nazife Karabil, Fransa`nın 1945, Belçika`nın 1946, İsviçre`nin 1971 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımışken, Türkiye`de kadınlara seçme ve seçilme hakkının, pek çok Avrupa ülkesinden önce tanındığını söyledi. Türkiye`de 3 Nisan 1930 tarihinde belediyelerde, 26 Ekim 1933`te Köy İhtiyar Heyeti ve Muhtarlık Seçimlerinde, 5 Aralık 1934`te ise mecliste kadına seçme ve seçilme hakkı tanındığını kaydeden Karabil, "Türkiye`de nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, 1934`te seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlar ve ne yazık ki, 1935 yılında kadınlar meclis temsilinde dünyanın 2.ülkesi iken 2002 yılında 163. sıraya gerilemiştir. 2009 yılında ve 21.yüzyılda ne yazık ki değişen bir şey yok. Son genel seçimlerde TBMM`de kadın sayısı 48` e yükseldi. Ama yine de kadın temsil oranı yüzde 10`nun altında kaldı. Yerel yönetimlerde ise durum daha da kötü. 81 ilden yalnızca iki ilde kadın belediye başkanı bulunuyor" dedi.Türkiye`nin dünya toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinin 123. sırasında yer aldığı bir ülke olduğunu kaydeden Nazife Karabil, "Ülkemizde sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi yapı ve anlayış, siyasetin kapılarını kadınlara kapatıyor. Anayasada ve seçim yasalarında kadın ve erkeğin eşitliğini sağlayacak mekanizmalar yok. Siyasi partilerin seçim listelerinde, kadın adaylar etkin bir biçimde yer alamıyor. Kadın insan haklarının eksiksiz yaşama geçmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, mecliste ve tüm karar mekanizmalarında eşit temsil ve eşit katılım ile mümkündür. Bunun için anayasa, siyasi partiler ve seçim yasaları değiştirmeli ve yüzde 50 cinsiyet kotası giderilmeli" diye konuştu.