'darbeci Zihniyet Yüzde 20 Bile Güç Kaybetmedi, Gevşemek Vahim Hata Olur'

Gazeteci-yazar Hüseyin Gülerce, son yargılamalar ve gelişmelere rağmen Ergenekoncu yapının yüzde 20 bile güç kaybetmediğini belirterek, demokratikleşmeden asla geri adım atılmaması gerektiğini söyledi.

Gülerce, “Eğer mücadeleden vazgeçilirse, gevşenirse daha güçlü ve kin dolu olarak geri geleceklerdir.” dedi.
Adapazarı Gökkuşağı Derneği tarafından Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi konferans salonunda düzenlenen ve Sakarya halkının büyük ilgi gösterdiği konferansta konuşan Hüseyin Gülerce, Ergenekoncu yapının hala büyük bir güce sahip olduğunu belirtti.
Türkiye’de son yıllarda yaşanan gelişmelerin kütüphaneler dolu kitaplarla, yüzlerce konferanslarla anlatılamayacak kadar önemli olduğunu vurgulayan Gülerce, “Biz bu sebeple referandumu son 200 yılda yapılan en işi şey olarak gösteriyoruz. 12 Eylül 2010’daki referandumla birlikte ilk defa millet doğrudan doğruya ülkenin gidişatına müdahale etmiştir. Cuntacılara, hukuk dışı yapılanmalara yargı yolu açılmıştır.” dedi.
Bu gelişmeler ışığında Ergenekon asrın davası olarak gördüklerinin altını çizen Gülerce, “Bu ülkede ilk defa, vesayet sistemi ile mücadele edilmekte, darbeci zihniyet sorgulanmaktadır. Silahlı Kuvvetler bünyesindeki cuntacı kadroları tasfiye iddiasıyla bir yargılama devam etmektedir. İttihat Terakki`den bu yana, devlet içindeki hukuk dışı yapı, peş peşe darbelerle kendini tahkim etmiş, anayasal kurumlar dâhil her tarafı tutmuştur. Karşımızda, tahmin edilenden daha organize, daha güçlü bir yapı vardır. Hatta devam eden davalarla, bugüne kadar gelinen noktada, bu yapının ancak yüzde 20`si tesirsiz kılınmış olabilir.” diye konuştu.
Adnan Menderes iktidara gelir gelmez, cuntacıların darbenin düğmesine bastığını ve bunun bir asker tarafından itiraf edildiğini dile getiren Gülerce, aynı düğmeye AK Parti’nin iktidara gelir gelmez de basıldığına dikkat çekti.
Silivri’deki yargılamada Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz darbe hazırlıklarının da 2003 ve 2004 yılında, yani AK Parti’nin iktidara gelir gelmez yapıldığını hatırlatan Gülerce, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Balyoz sanığı bir komutan `AK Parti yeni iktidara yeni geldi, ne yapacaklar ne edecekler bilmiyoruz ki’ diyor. Bu doğru değil. Daha parti iktidara gelir gelmez düğmeye basılıyor. Bu durum 27 Mayıs darbesiyle aynı paralellik gösteriyor. Birileri bu memleketin asıl sahipleri olarak kendilerini gördükleri için milletin reyi ile gelenlere hiç tahammülleri olmadı. Meseleyi iyi anlamak lazım. Bu vesayet ve statüko dediğimiz, devlet içindeki hukuk dışı yapı, sıradan bir yapı değildir. Bunlar kendilerini 60 darbesinden itibaren, 71, 80, 28 Şubat, 27 Mayıs e-muhtıra gibi sürekli siyasete, hükümete, parlamentoya müdahale ederek tahkim etmişlerdir. Toplumun her alanında varlar. Medya, yüksek yargı, iş dünyası, sivil toplum örgütleri, yarı resmi sendikalarda varlar.”

"GEVŞEMEK VAHİM HATA OLUR"
Beş yıldır devam eden yargılamalara rağmen bu yapılanmanın yüzde 20 dahi güç kaybetmediğinin altını çizen Gülerce, gevşemenin, demokratikleşmede geri adım atılmasının büyük ve vahim bir hata olacağını vurguladı.
Gülerce, “Vesayet rejimi denilen yapı, yüzyıllık bir yapıdır. Oyun kurma tecrübesi siyasetçilerden kat be kat üstündür. Statükocular, sanıldığından daha güçlüdür. Halen asıl güçleriyle ayaktadırlar, direnmektedirler. Bizim Trakya’da bir söz vardır. Sulamaya götürürler, susuz getirirler. Siz zannedersiniz ki ‘Ya kana kana su içtik’ su içmediğiniz halde bir de su içtiğinizi zannedersiniz. Onun için demokratikleşme iradesinde bir zaaf ‘Allah korusun’ bu devlet içindeki çeteleri kin, intikam ve nefret dolu olarak geri getirebilir. Bu işin şakası yoktur. Sivil bir anayasa mutlaka yapılmalıdır ” şeklinde konuştu.