''müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü'' Konferansı Gala Yemeği

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ``Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü`` konferansının gala yemeğine katıldı.

``Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü`` konferansının gala yemeği, Ceylan İntercontinental Otel`de verildi. İslam İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği katkılarıyla 23-24 Aralık tarihlerinde yapılacak ``Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü`` konferansının gala yemeğine katılan Arınç, dünyadaki genel kadın manzarasının hakları, umutları, gelecekleri hatta isimleri ellerinden alınmış kadınlardan oluştuğunu söyledi.

Burada bir konuşma yapan Arınç, dünyanın dört bir yanından Müslüman toplumlarda kadının değişim ve kadının rolü konferansının yarından itibaren iki gün devam edeceğini belirterek toplantının böylesine zengin bir kadroyla katılan ve zahmet ederek İstanbul`a teşrif eden konuklara tek tek teşekkür etti

İstanbul`un kendileri için ayrı bir özelliğinin bulunduğunu, bazı yazarların, gönülden yazan ve çizen insanların İstanbul`u şehirlerin annesi olarak da vasıflandıklarını anlatan Arınç, ``Çünkü İstanbul dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar, üzerinde kadınların izlerini ve isimlerini ve simgelerini taşıyor. İnsanlar bu kente girdikleri zaman Kız Kulesi`ni geziyorlar. Kız Taşını görüyorlar. Kadınlar pazarını işitiyorlar. Üsküdar`da muhteşem Mihrimah Sultan Camisi`ni, Aksaray`da Valide Atik, BezmialemValide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi`ni, Pertevnial Lisesi gibi kadınların isimlerini taşıyan büyük dev eseleri görüyorlar. Bundan dolayı kadınlarla ilgili bir kongrenin burada yapılması çok önemli`` şeklinde konuştu.

Arınç ``Üzülerek belirtmek istiyorum ki, bugün kolaylıkla izleyebildiğimiz dünyamızda her zaman iyi şeylere tanıklık edemiyoruz. Kadın ve çocuklara dair iyi haberlerden çok üzücü haberler duyuyoruz. Bir ülkede sokaklardan çöp toplayarak yavrusunu doyurmaya çalışan kadınlar, bir ülkede sel felaketinde eşini yitiren yapayalnız kalmış anneler, bir ülkede sistematik bir şiddetin kurbanı olmuş, tecavüze uğramış gözü yaşlı genç kadınlar, bir ülkede her gün patlayan bombaya çocuğunu kurban veren yüreği yaralıanneler, gelecekten ümidini kesmiş umutsuz genç kızlar. Tabi ki Gazze`de, Kudüs`te, Ramallah`ta, umutları, hayalleri, sevinçleri bastırılmış, acıya ve gözyaşına mahkum edilmiş çiçeği burnunda genç kızlar acılı anneler sabır taşına dönüşmüş nineler. Maalesef benim ülkemden de teröre, töreye, şiddete maruz kalmış, çocuklarının babası tarafından bıçaklanmış cansız bedenler...Ülkelerimizde ekranlara ve gazete sayfalarına yansıyan kadın manzaraları bunlar. Peki İslam ülkeleri dışındaki dünyada durum daha mı iç açıcı. Buna gönülden evet demek isterdim. Ancak dünyamızı kuzey yarım küresi diye tanımlayabileceğimiz veya daha gelişmiş ülkelerde kadınların durumu daha da iyi değil`` dedi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Dünyadaki genel kadın manzarası hakları, umutları, gelecekleri hatta isimleri ellerinden alınmış kadınlardan oluşuyor. Bu sadece bugünkü modern dünyaya ait görüntüler değil. Çünkü bizleri yaratan rabbimiz asla ve asla erkekler gibi bir kulu olan kadınlara böylesine acı bir kaderi reva görmemiştir. İnsanın bir erkek ve dişi olarak yaratan yüce Allah, erkeği kadına üstün, kadına da erkeğin hizmetçisi rolünü vermemiştir. Bilakis kadın da erkekte Allah katında birdir ve eşittir. Hz. Hatice validemiz, İslamile ilk müşerref olma ayrıcalığına sahiptir. Efendimizin, peygamberliğinin ilk şahididir. Dinimiz kız çocuklarını bir utanç vesilesi olarak cahiliye anlayışına karşı kadını en kutsal ferdine dönüştürmüştür. Yalnız bizim inancımızda değil, Hz. Adem`in yaradılışından peygamberimize kadar tüm hak dinlerinde kadınlar hep belirleyici ve önemli figürler olmuştur. Hava validemiz, Hacer validemiz, Meryem validemiz, Allah`ın hak dinlerinin yayınlanmasın da hep öncü roller üstlendiler. Bugün Müslümanlar için sonderece önemli olan hac farizasının en sembolik anlama sahip parçalarında birisi Say ibadettir. Say da Müslümanlar binlerce yıldır Hacer validemizin izini takip ediyorlar. Peygamberimiz cennet anneleri ayakları altındadır mesajıyla hem İslam dinimizde hem de İslam toplumlarında kadını ayrıcalıklı bir yere oturtmuştur. Demek ki kadınlar için bu sorunlu durum inançlarda değil sorunlu kafalarda ve yanlış anlayışlarda yatıyor. Sorun aklı, yüreği ve vicdanın yerine kaslarıyla hareket edenlerin ilkel tavır vedavranışlarından kaynaklanıyor. Ancak bunca yaşanan acıya karşı şunu da ümitle ifade etmek durumundayım. Bugün artık kadınlar ne ekmek ne merhamet istiyorlar. Bugün dünyanın her yerinde kadınlar haklarını, en temel insan haklarını, eğitim haklarını, çalışma haklarını, eşitlik haklarını talep ediyorlar. Kadınlar her zamandan daha fazla öğrenmek bilgilenmek istiyorlar. Kendileri içir çocukları için gelecekleri için daha fazla eğitim istiyorlar. Hayatın her alanındaki etkinliklerde daha fazla söz sahibi olmakiçin seslerini yükseltiyorlar. Kadınlar hibe değil sadaka değil insan onuruna yakışır bir şekilde var olmayı ve güçlü bir şekilde bunun için mücadele etmek istiyorlar`` Henüz kat edilecek uzun bir mesafe olduğunu ve aşmaları gereken büyük engeller bulunduğunu sözlerine ekleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Daha fazla insan hakları konusunda mücadele etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu yüzden çalışmalarımız özenle ve kararlılıkla devam edecektir" dedi.
Kaynak: İHA