Stressiz Bir Yaşamın Sırrı: Diyafram Nefesi Uygulamak

Teknolojinin gelişmesiyle bilgiye daha çabuk ulaşan insanoğlu, özellikle büyükşehirlerdeki fiziki yaşam zorluklarıyla baş edemiyor.

Stressiz Bir Yaşamın Sırrı: Diyafram Nefesi Uygulamak
Birçok insan ya depresyona giriyor ya da depresyona girmeye mehilli hale geliyor. Gediz Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, çağın hastalığı olarak lanse edilen stresli bir yaşamdan stressiz bir yaşama geçmenin sırrını; diyafram nefesi uygulamaya bağlı olduğunu söylüyor. Orhan Keskin, ancak günlük 8-10 kez uygulanan diyafram nefesi ile insanların hem huzurlu hem de stressiz bir hayata kavuşabileceğini vurguluyor. Oksijenin vücudun ana ihtiyacı olduğunu, iç organların, bezlerin, sinir sistemi ve beynin çalışması için temiz ve bol oksijene ihtiyaç duyulduğunu anlatan Keskin, “Beyin diğer organlara oranla daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Yeterli oksijen alınmazsa zihinsel bulanıklık, negatif düşünce, depresyon ve ardından işitme ve görme bozuklukları başlar. Yaşlılar ve damar tıkanıklığı olanlar beyinlerine yeterli oksijen gitmediğinden genellikle negatif ve depresif olurlar. Kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için oksijen çok ama çok önemlidir" diye konuştu. Danışman Psikolog Orhan Keskin, Basın İlan Kurumu İzmir Şubesi personeline “İletişim Becerileri” konusunda bir seminer verdi. Konuşmasının büyük bölümünü mutlu bir yaşam sürmeye ayıran Gediz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Orhan Keskin, karın ve göğüs boşluklarını ayıran kas tabakasına diyafram denildiğini açıkladı. Bu tabakada biriken nefesin ritmik bir şekilde dışarı çıkmasına diyafram nefesi diye adlandırıldığını anlatan Orhan Keskin, bir birimde alınan nefesin, üç birimde bırakılmasını önerdi. Oksijenle doldurulan ciğerlerdeki nefesin ağızdan yavaş yavaş dışarı verilmesi şeklinde basit bir anlatımla diyafram nefesini ifade eden Keskin, “Bu egzersiz başlangıçta baş dönmesi yapabilir, bunda çekinilecek bir şey yok" dedi. Diyafram nefesi sayesinde vücutta artan oksijenin vücuttan toksinlerin atılmasını sağladığını, besinlerin daha iyi emilip sindirildiğini, ciltteki kırışıklıklarda azalmalara neden olduğunu vurgulayan Keskin, derin solunum sırasında diyafram hareketinin iç organlara masaj etkisi yaparak kan dolaşımını uyardığını hatırlattı. Artan oksijenin sinir sisteminin düzelmesini sağladığını kaydeden Keskin, doğru nefes almanın kalbin de yükünü hafiflettiğini aktardı. Keskin, diyafram nefesinin yanı sıra bir de gün içerisinde evde veya iş yerinde kullanılan klimaların belli aralıklarla kapatılmasını tavsiye etti. Özellikle masa başında çalışanların diyafram nefesi uygulamasına geçmeden önce klimaları kapatmalarını, pencereleri açıp çalışma ofislerini havalandırmalarını öneren Keskin, vücuttaki elektronik iyonlarının atılmasının yolunun da ancak bu şekilde olacağını anlattı. KAŞİFLER, BAŞARILARINI KİTAP OKUMAYA BORÇLU Psikolojik Danışman Orhan Keskin,seminerde; kaşiflerin başarılarını kitap okumalarına borçlu olduklarını söyledi. Telefonu bulan Graham Bell`in bu fikrini Alman Yazar Helmholtz`un sesle ilgili eserinden aldığını belirten Orhan Keskin, uçağı geliştiren Writgh Kardeşlerin bu ilhamı bir kitaptan aldıklarını ifade etti. Elektriğin babası J. Faraday`ın da bir kimya kitabından esinlendiğini vurgulayan Keskinş, Henry Ford`un otomobil yapma fikrini bir Fransız yazarın ziraat dergisinde yayınlanan bir makalesinden aldığını anlattı. Keskin, "Kaşiflerin hayatlarını araştıranlar, onların da okumaya borçlu ve muhtaç olduklarını göstermekte. Meşhur kaşiflerin çoğu, buluşlarını kitaplardan öğrendikleri bilgilerle gerçekleştirmişlerdir" dedi. Türkiye`nin televizyon izlemede günde altı saat ortalamayla dünyanın ilk sırasında olan Amerika`yı yakaladığını anlatan Keskin, "Kitap okuma oranlarında ise yüz kızartacak kadar alt sıralarda bulunuyoruz. Dizi film furyası, ülkemizi televizyon izleme bakımından dünyada ilk sıraya taşıdı. Daha önce günde 3,5 saat ile dünya ikincisi olan Türkiye, altı saat ortalamayla dünyada ilk sırada olan ABD´yi yakaladı. İngilizler günde üç saat 20 dakika, Japonlar üç saat 15 dakika, Avustralyalılar ise üç saat televizyon izliyor. Kitap okuyan yok. Türkiye, kitap okuma oranı açısından ise oldukça gerilerde. Bir Japon yılda 25 kitap okuyor, oysa altı Türk`e bir kitap düşüyor. Bir Norveçli kitaba yılda 137 dolar, Alman 122 dolar, İsveçli, Avustralyalı ve Belçikalı 100 dolar, ABD`li 95 dolar harcarken, bir Türk yılda kitap için yalnız 0.45 dolar para ayırıyor. Türkiye, bu konuda dünya ortalaması olan 1,3 doların bile çok altında kalıyor" şeklinde konuştu. Seminerin sonunda Basın İlan Kurumu İzmir Şube Müdürü T.Fikret Sönmez, Keskin`e¸ swarovski taşla işlenmiş Türk Bayrağı hediye etti.
Kaynak: İHA