Bauer: Türklere karşı ırkçılık yapmamalıydım
Almanya'da eski Neo Nazi üyesi Manuel Bauer, cezaevinde tanıştığı Türklerin hayatını nasıl değiştirdiğini anlattı. Şimdilerde Neo-Nazilere karşı mücadele veren Bauer, “Türklere düşmanlık en büyük hatamdı” dedi.
Almanya’da bir dönem Neo Nazilerin simge isimlerinden olan Manuel Bauer, hayatının nasıl değiştiğini anlattı. Türk düşmanı olarak cezaevine giren Bauer, hayatını kurtaran 2 Türk mahkum nedeniyle aşırı sağla mücadeleye başladı.
Milliyet gazetesinin haberine göre; Doğu Almanya’daki Leipzig kentinin doğusundaki Totgau köyünde yaşayan Manel Bauer, neo-Nazi çevresi ile ilk defa 11 yaşındayken, 1990 yılında Adolf Hitler’i öven müzikler yapan okul arkadaşları aracılığıyla tanıştı.
Manuel Bauer, okul bahçesinde göçmen çocukları tartaklamakla başladığı neo-Nazi kariyerinde 1990’ların sonlarında liderliğe yükseldi.
1997’de askere giden Bauer, burada silah kullanmayı öğrendi ve ırkçı görüşlerini paylaşan kişilerle tanıştı.
Bauer şöyle konuştu: “Askerden döndüğümde ‘İntikam Paramiliter Grubu’ adıyla ilk grubumu kurdum. Bu gerillayı andıran silahlı bir gruptu. Birilerini öldürmeyi planladık, ancak gerçekleştirmedik. İkinci grubum ise ‘Aryan Savaşçılar’dı. Yabancıların olmadığı bir ülke için savaşıyorduk. Bizden olmayan herkesi dövüyorduk. Diskolara ve sayısız iş yerine saldırı düzenledik."
Bauer’in grubunun hedefleri arasında bir Türk dönerci de vardı. O geceyi çok hatırlamayan Bauer, “Çok karanlıktı ve aşırı alkol tüketmiştik. Tek bildiğim orayı ateşe verdik ve koşarak karanlıkta kaybolduk. Oranın sahiplerini bir daha görmedim” dedi.
Homoseksüel bir iş adamının döverek gasp eden Bauer, “Nazi grubu için para bulmam gerekiyordu. Sadece homoseksüel olduğu için onu seçtim. O adamı öldürmek istedim, ama şansıma bunu başaramadım” diye konuştu.
2 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Bauer, cezaevinde hayatını değiştiren olayı anlattı. Bauer, “İki neo-Nazi arkadaşım ot içiyordu. Bana göre bu bir Amerikan davranışıydı, asla Alman değildi. Bu kabul edilemez bir aşağılamaydı. Bağırınca bana saldırdılar, acımasızca vuruyorlardı. İki Türk mahkum bana yardım etti. Buna inanamadım, çünkü onlardan nefret etmem gerekiyordu” dedi.
Gençleri neo-Nazi gruplardan kurtarmak için çalışan "EXIT" örgütü ile bağlantıya geçen Bauer o süreçi şöyle anlattı: “Anaokulundan beri edindiğim tüm ‘arkadaşlarımı’ kaybettim, çünkü hepsi neo-Nazilerdi. Bazen ‘doğru mu yapıyorum’ diye düşündüm. Ancak eğer özgür yaşamak istiyorsam, bunun yapabileceğimin en iyisi olduğunu biliyordum. Hapiste Neo-nazi olmayan birçok kişi ile tanıştım, hepsi bana karşı arkadaş canlısıydı. EXIT grubu ile yaptığım birçok konuşma bana yeni bir hayat kazandırdı.”
Bauer, Almanya’da 1998-2006 arasında 8’i Türk 10 kişinin öldürüldüğü neo-Nazi cinayetlerinin polisin gözünden kaçmasının ise şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
Bauer, “Devlet yeraltında ne kadar aktif aşırı sağcı olduğunu bile bilmiyor. Alman iç istihbaratından para alan çoğu muhbir aslında neo-Nazilere sırtını dönmüyor, devlete bilerek yanlış bilgi aktarıyor” dedi.
Bauer, “Benim için Türk arkadaşlarım ile çalışmak, konuşmak çok ilginç. Bu benim yeni hayatım ve bunu çok seviyorum. Şimdi nefretten arınmış, sevgiyle dolu bir insanım” diye konuştu.
Milliyet gazetesinin haberine göre; Doğu Almanya’daki Leipzig kentinin doğusundaki Totgau köyünde yaşayan Manel Bauer, neo-Nazi çevresi ile ilk defa 11 yaşındayken, 1990 yılında Adolf Hitler’i öven müzikler yapan okul arkadaşları aracılığıyla tanıştı.
Manuel Bauer, okul bahçesinde göçmen çocukları tartaklamakla başladığı neo-Nazi kariyerinde 1990’ların sonlarında liderliğe yükseldi.
1997’de askere giden Bauer, burada silah kullanmayı öğrendi ve ırkçı görüşlerini paylaşan kişilerle tanıştı.
Bauer şöyle konuştu: “Askerden döndüğümde ‘İntikam Paramiliter Grubu’ adıyla ilk grubumu kurdum. Bu gerillayı andıran silahlı bir gruptu. Birilerini öldürmeyi planladık, ancak gerçekleştirmedik. İkinci grubum ise ‘Aryan Savaşçılar’dı. Yabancıların olmadığı bir ülke için savaşıyorduk. Bizden olmayan herkesi dövüyorduk. Diskolara ve sayısız iş yerine saldırı düzenledik."
Bauer’in grubunun hedefleri arasında bir Türk dönerci de vardı. O geceyi çok hatırlamayan Bauer, “Çok karanlıktı ve aşırı alkol tüketmiştik. Tek bildiğim orayı ateşe verdik ve koşarak karanlıkta kaybolduk. Oranın sahiplerini bir daha görmedim” dedi.
Homoseksüel bir iş adamının döverek gasp eden Bauer, “Nazi grubu için para bulmam gerekiyordu. Sadece homoseksüel olduğu için onu seçtim. O adamı öldürmek istedim, ama şansıma bunu başaramadım” diye konuştu.
2 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Bauer, cezaevinde hayatını değiştiren olayı anlattı. Bauer, “İki neo-Nazi arkadaşım ot içiyordu. Bana göre bu bir Amerikan davranışıydı, asla Alman değildi. Bu kabul edilemez bir aşağılamaydı. Bağırınca bana saldırdılar, acımasızca vuruyorlardı. İki Türk mahkum bana yardım etti. Buna inanamadım, çünkü onlardan nefret etmem gerekiyordu” dedi.
Gençleri neo-Nazi gruplardan kurtarmak için çalışan "EXIT" örgütü ile bağlantıya geçen Bauer o süreçi şöyle anlattı: “Anaokulundan beri edindiğim tüm ‘arkadaşlarımı’ kaybettim, çünkü hepsi neo-Nazilerdi. Bazen ‘doğru mu yapıyorum’ diye düşündüm. Ancak eğer özgür yaşamak istiyorsam, bunun yapabileceğimin en iyisi olduğunu biliyordum. Hapiste Neo-nazi olmayan birçok kişi ile tanıştım, hepsi bana karşı arkadaş canlısıydı. EXIT grubu ile yaptığım birçok konuşma bana yeni bir hayat kazandırdı.”
Bauer, Almanya’da 1998-2006 arasında 8’i Türk 10 kişinin öldürüldüğü neo-Nazi cinayetlerinin polisin gözünden kaçmasının ise şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
Bauer, “Devlet yeraltında ne kadar aktif aşırı sağcı olduğunu bile bilmiyor. Alman iç istihbaratından para alan çoğu muhbir aslında neo-Nazilere sırtını dönmüyor, devlete bilerek yanlış bilgi aktarıyor” dedi.
Bauer, “Benim için Türk arkadaşlarım ile çalışmak, konuşmak çok ilginç. Bu benim yeni hayatım ve bunu çok seviyorum. Şimdi nefretten arınmış, sevgiyle dolu bir insanım” diye konuştu.