27 üyeli AB için yolun sonu göründü

Avrupa Birliği'nde (AB) sıkı bütçe disiplinini sağlamak ve Euro krizinden çıkmak için Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Başbakanı Nicolas Sarkozy'nin sunduğu 'Mali Sözleşme'nin İngiltere'den onay çıkmadan kabul edilmesi 27 üyeli AB'ye son veren süreci başlattı.

27 üyeli AB için yolun sonu göründü
AVRUPA Birliği (AB) Euro Bölgesi’ni korumak için mali birlik oluşturma konusunda bölünürken, Almanya ve Fransa liderliğindeki ülkelerin büyük bölümü ayrı bir anlaşmayla yola devam kararı aldı. AB’ye üye 27 ülkenin liderlerinden 25’i Euro Bölgesi’ni korumak için katı bütçe kurallarıyla daha sıkı birlik oluşturma konusunda anlaştı. Ancak İngiltere kendisi için istediği imtiyazları elde etmede başarılı olamayınca AB anlaşmasında önerilen değişiklikleri kabul edemeyeceğini açıkladı. Böylece, Euro Bölgesi üyesi olmayan 10 AB üyesi ülkeden sadece İngiltere yeni anlaşma yapılması sürecinin dışında kalmış oldu. Taslak metinde, “Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya, İrlanda ve İsveç’in hükümet ya da devlet başkanlarının parlamentolarına danıştıktan sonra bu süreçte yer alma olasılığının sinyalini verdiği” belirtildi.

Kararların içi doldurulmalı

Önceki akşam başlayan zirve toplantısında liderler, Euro Bölgesi’ni borç krizlerine karşı koruması öngörülen ve “mali anlaşma” adı verilen daha sıkı bütçe ve borç kuralları getirecek öneriler üzerinde prensipte uzlaştı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, mali anlaşmanın, Euro Bölgesi’nin iki yıldır süren piyasa kargaşasından güçlü çıkabilmesi için gerekli olduğunu söyledi. Draghi, “Euro Bölgesi üyelerinde ekonomik politikaların daha sıkı disiplini ve daha iyi bir mali anlaşmanın temeli olacak. Aldığımız kararların içini önümüzdeki günlerde doldurmamız gerekecek” dedi.

Macaristan dışarda kalabilir


Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Başbakanı Nicolas Sarkozy, daha sıkı bütçe ve borçlanma kurallarını birliğin anayasası olan metne yerleştirilmesinin 27 AB üyesince de onaylanmasını istiyordu. Ancak, Euro Bölgesi dışında olan İngiltere, buna karşı çıkarak, kendi finansal hizmetler sektörünü koruyacak ayrı bir protokol yapılmasını istedi. Sarkozy, İngiltere Başbakanı David Cameron’un bu talebinin “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Merkel ve Sarkozy, Euro Bölgesi üyeleri ve isteyen diğer ülkeler arasında hükümetler arası bir anlaşma yapılacağını ve buna katılan ülke sayısının 25’i bulma ihtimali karşısında sadece İngiltere ve belki de Macaristan’ın bunun dışında kalacağını söyledi.

İngiltere bölündü


Zirvenin tarihe geçeceğini belirten Sarkozy, “27 ülke arasındaki anlaşmalarda reform yapılmasını yeğlerdim. İngiliz dostlarımızın tavrı buna imkan vermedi. Bu yüzden 17 ülkenin yer aldığı hükümetlerarası bir anlaşma olacak, ancak bu diğerlerine de açık” diye konuştu. Litvanya Devlet Başkanı Dalia Grybauskaite de, “Avrupa değil, İngiltere bölündü ve onlar karar alma mekanizmasının dışında. Avrupa birlik içinde” dedi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Euro Bölgesi’nin iki yıldır süren krizden güçlü biçimde çıkması için gerekli gördüğü katı bütçe kurallarında anlaşılmasını ileri adım olarak değerlendirdi.

Cameron: Anlaşma İngiltere açısından bağımsızlığa uymaz

İNGİLTERE, Euro Bölgesi’ndeki borç krizini çözmek için tüm AB’nin uyması gereken bir anlaşma değişikliğine gidilmesine karşı çıkarak, anlaşma değişikliğinin “İngiltere’nin çıkarlarına uymadığını ve bağımsızlığının kaybı anlamına geleceğini” bildirdi. İngiltere Başbakanı David Cameron, “Euro Bölgesi’ndeki ülkelerin bir araya gelip, sorunları çözmesini istiyoruz. Ancak bunun sadece AB anlaşmaları çerçevesi içinde, tek pazarı korumayacaksa ve İngiltere’nin çıkarlarına uyacaksa yapılmasına izin vermeliyiz” diye konuştu. Önlemler alınmadıkça “anlaşma içinde anlaşmaya ihtiyaç olmadığını” savunan Cameron, AB genelinde gidilecek bir anlaşma değişikliğini veto edeceklerini açıkladı. Cameron, “Büyük görüş ayrılıkları vardı ama iyi huyluydu. İnsanlar birbirini anladı. AB ve İngiltere arasında ilişki korunacak ve iyi işleyecek. Fakat günün sonunda anlaşmaya katılmanın İngiltere’nin çıkarına olmadığı kararına vardım” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise, “Lizbon Anlaşması’nda değişikliğe gidilmesine imza atmanın ulusal egemenliğin kaybı anlamına geleceğini” söyledi.

Kurtarma Fonu 500 milyar ile sınırlanacak IMF’ye 200 milyar Euro verilecek

EURO Bölgesi liderlerince dün sabah yayımlanan ortak deklarasyonda, piyasalardaki tansiyonun yükselmeye devam etmesi nedeniyle “daha güçlü ekonomik birliğe doğru ilerlemeye” karar verildiği ve bu kapsamda bütçe disiplinini güçlendirecek yeni bir anlaşmanın imzalanarak parasal birliğin ardından mali birliğe doğru adımlar atılacağı bildirildi. “Mali sözleşme” adı verilen yeni hükümetlerarası anlaşmayla Euro Bölgesi’nde bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 3’ünü aşan ülkeler “otomatik yaptırımlara” uğrayacak. Bu yaptırımlar ancak Euro Bölgesi üyelerinin çoğunluğu karşı çıkarsa askıya alınacak. AB liderleri Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) adıyla kalıcı olarak kurulacak kurtarma fonu için de bazı belirleyici kararlar aldılar. Buna göre yürürlüğe girişi Temmuz 2012’ye, yani erkene alınan ESM’nin kapasitesi 500 milyar Euro ile sınırlanacak ve Van Rompuy’un önerisinin tersine, bankacılık lisansına sahip olmayacak. Liderler, krizle mücadele için AB ülkelerinin Uluslararası Para Fonu’na (IMF) ikili kredi yoluyla 200 milyar Euro borç vermesine ve bunun 150 milyar Euro’sunu Euro Bölgesi ülkelerinin sağlamasına da karar verdi.

İngiliz basını: Cameron günah keçisi ilan edildi

İNGİLİZ basınında AB’deki kritik zirveyle ilgili haberlerde, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın yalnız kaldığı yorumlarına yer verildi. The Guardian gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, sadece Euro bölgesindeki 17 AB üyesi ülkeyi kapsayan bir anlaşma yapabilmek için, “Cameron’ı günah keçisi ilan etmeye çalıştığını” yazdı.

Rompuy: Bütçeler artık Avrupa Konseyi’ne sunulacak

AVRUPA Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, ülkeleri dengeli bütçe hedeflemeye yöneltecek daha sıkı mali sınırlamalar üzerinde uzlaşılmış olmasının önemini vurguladı. Rompuy, “Aşırı bütçe açıkları konusundaki kurallarımızı, bunları otomatik hale getirerek sıkılaştıracağız. Bu demek ki üye ülkeler, taslak bütçe planlarını Avrupa Komisyonu’na gösterecekler” dedi.

İrlanda ‘referanduma gidebilirim’ sinyali verdi


İRLANDA’nın AB İşleri Bakanı Lucinda Creighton, ülkesinin AB anlaşmasında önerilen değişiklikler için referanduma gidebileceğinin sinyalini verdi. Lucinda Creighton, İrlanda’nın bu konuda referanduma gitme olasılığının yüzde 50 olduğunu belirterek, önümüzdeki haftalarda ayrıntıların netleşmesini umduğunu kaydetti.

IMF, karardan memnun


ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Avrupa ülkelerinin Euro Bölgesi’ndeki borç krizini aşmak için sıkı mali birlik sağlama kararını memnuniyetle karşıladı. Lagarde, uzlaşmayı önemli bir adım olarak niteledi ve diğer ülkelere de borç krizinin aşılması için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri çağrısında bulundu.

Le Monde
: İngiltere AB’den dışlanabilir

FRANSIZ Le Monde Gazetesi, İngiltere Başbakanı Cameron’un, 8 Aralık akşamı bir blöf yaptığını ve Londra’nın finans merkesi The City’yi yok edecek Avrupa Anlaşması’ndaki tüm değişiklikleri veto etme tehdidinde bulunduğunu belirtti. İngiltere’nin dışarıda kalmasının son derece ağır bir seçim olduğunu kaydeden Le Monde, AB’yi bekleyen yeni tehdit ve tartışmalara dikkat çekerek şu yoruma yer verdi: “Bu son derece ağır bir seçim, İngiltere yavaş yavaş, iki vitese geçen AB’den dışlanabilir. İngiltere AB’nin yürütmesinin bugünkü gibi kalmasını istiyor. Hem tek pazar üyeleri, hem de Euro Bölgesi için. AB Komisyonu, 17 ülkenin liderlerinin kontorlü altında, Euro bölgesinin Ekonomi yönetimi için yeni ayrıcalıklı yetkilerle donatılacak. Yani daha yeni başlayan bir şantiye sözkonusu. Ve bunlar hep yeni tartışmalar yaratacak. Bu uzlaşmanın arkasında, 27 üyeli AB’nin uyumu belirsiz hale geliyor.”

Milliyet