Sp Lideri Kamalak Mersin`de

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof.

Sp Lideri Kamalak Mersin`de
Dr. Mustafa Kamalak, İslam`ı dışlayan hiçbir projenin Güneydoğu`da terörü durduramayacağını öne sürerek, "İslam kardeşliğini tesis etmek gerekir. Reçete belli, bu reçeteyi uygulamadığınız müddetçe terörü önleyemezsiniz. Çözüm, ana unsur itibariyle İslam kardeşliğidir" dedi. Kamalak, Kurban Bayramı`nın 3. gününde geldiği Mersin`de partilileriyle bayramlaştı. Parti binasında bayramlaşma öncesi gazetecilere gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kamalak, özellikle terör konusuna değindi. Gerek terör gerekse Van depreminde hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyen Kamalak, Milli Görüş olarak son yaşanan terör olaylarının kendilerini kahreder derecesinde üzdüğünü ama şaşırtmadığını söyledi. Bu tür olayların cereyan edeceğini yıllardan beri yüksek sesle söylediklerini vemillete haber verdiklerini ifade eden Kamalak, 1994 yılının 25 Şubat tarihinde merhum Erbakan`ın bir açık hava toplantısında yaptığı konuşmada devlet yetkililerini uyardığını, hatta dikkat çekmek için `gavur aşıkları` ifadesini kullandığını hatırlattı. O zamanın Bingöl Cumhuriyet Başsavcısı`nın, Erbakan`ın bu konuşmasını mercek altına aldığını, değerlendirdiğini ve her hangi bir suç unsuruna rastlamadığı için de rafa kaldırdığını belirten Kamalak, "Ne zaman ki 1995 seçimlerinden sonra merhum hocamız Başbakanlık koltuğuna oturdu, belirli çevreler harekete geçtiler ve merhum hocamızın ödüllendirilmesi gereken o konuşmayı raftan indirerek cezalandırma yoluna gittiler. Neticede hocamızın yolu kesildi, ama asıl yolu kesilen yüce milletimiz oldu. Aradan tam17 yıl geçti, dönüp bakalım o tarihten bu yana Türkiye`deki terör olayları azaldı mı arttı mı? Hiç şüphesiz ki arttı. Yani Milli Görüşün liderinin doğru söylediği ortaya çıktı. Şu an Türkiye onun faturasını ödüyor, yolu kesilen bizzat milletimizin kendisi oldu" diye konuştu. AK Parti`nin 2 sene önce açılım programını uygulamaya koyduğunda bazı gazetelerde bununla ilgili makaleler yazdığını da hatırlatan Kamalak, `açılımın açmazı` başlığı ile yazdığı bu makalelerde; bu programla terörün önlenemeyeceğine, akan kanın durdurulamayacağına dikkat çektiğini kaydetti. İslam`ı dışlayan hiçbir projenin Güneydoğu`da terörü durduramayacağını savunan Kamalak, şöyle devam etti: "İslam kardeşliğini tesis etmek gerekir. Reçete belli, bu reçeteyi uygulamadığınız müddetçe terörü önleyemezsiniz. Çözüm, ana unsur itibariyle İslam kardeşliğidir. Bin küsur yıldan bu yana Kürt`ü, Türk`ü, Laz`ı, Çerkez`i bir arada tutan İslam kardeşliği değil mi? Bu bilinen bir gerçek. Çanakkale`de Türk, Kürt, Laz hep omuz omuza birlikte mücadele etmedik mi? Çanakkale`de sadece Türkler mi şehit oldu, sadece Lazlar mı şehit oldu? Hayır, millet bir bütündü. Lozan görüşmeleri esnasında İngiliz ve Fransızdelegeleri yoğun bir şekilde bastırıyordu; `Kürtlere azınlık hakkı verilsin` diye. Ama Kürt kardeşlerimiz haklı olarak Lozan`ı telgraf yağmuruna tuttu. Dayandıkları çok sağlam bir gerekçe vardı. Diyorlardı ki; `Hiçbir Müslüman İslam diyarında azınlık sayılamaz.` Müslüman Müslüman`ın kardeşidir. Bir kardeş küçük olsun büyük olsun kendi evinde yabancı sayılır mı? Dayanma temeli o idi. İşte biz bu temelleri sarstık, o temeller sarsıldı. Biz diyoruz ki, temeli yeniden inşa edelim. Tabii ki sadece `bu temeledayanıyor` dersek bu istismar olur. İstismarı da bir kenara bırakıp istihdam politikasını mutlak suretle gözden geçirmemiz lazım. Milli görüş olarak yıllardır ağır sanayi, milli sanayi diye çırpınmadık mı? Oralara özel yatırım imkanları sağlamamış mıydı Milli Görüş? Bütün bunlar özelleştirme adına satıldı. Peki oradaki insanlar nasıl geçinecek? Bir dilim ekmeğe muhtaç olan insan ne yapacak? Bütün bunları aslında İslam peygamberi haber veriyor; `komşusu aç iken tok yatan bizden değildir` buyuruyorlar. Birinsan açlığa ne kadar dayanabilir. Şu anda Türkiye`deki cezaevlerinin kapasitesi 60 bin insana yetecek kadardır. Resmi verilere bir bakın cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 120 bine dayanmış durumdadır. Adam suç işledi tamam da bu suçun sebebi nedir, kap-kaç olaylarının sebebi nedir, bunların araştırılması gerekir. Ama bakıyoruz işsizlik yüzde 9`a düşürüldü diye seviniliyor. Ama bu hükümet iş başına geldiğinde işsizlik yüzde 6 değil miydi? Bunun sevinilecek neyi var. Bir diğer unsur da eğitimsistemi. Bugünkü eğitim sisteminin başına `milli` deniliyor ama asla milli değil, ancak `Milli Piyango` kadar millidir." VAN DEPREMİ Van depreminin ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunduğunu da belirten Kamalak, depremin doğal bir afet olmakla birlikte ölümün asıl sebebinin insanlar olduğuna vurgu yaparak, "Denetim yok, müteahhit binayı ucuza mal etmeye gayret etmiş, evet kendisi ucuza da getirmiştir ama o ucuz maliyet topluma çok pahalıya mal olmuştur. Denetim yok, yeni binalar çöküyor. Çok daha enteresanı 2 katlı kerpiç bina sapa sağlam duruyor ama yanındaki betonarme 7-8 katlı bina çökmüş. O kerpiç evi yapan usta halkıniçinden çıkmış, belki diploması bile olmayan ama gündelik kazancına razı olan bir ustadır. Kendi sorumluluğu içindedir. Fakat öteki öyle değil, bu sistemin yetiştirdiği aydın mühendistir, mimardır. Projeyi çizen bunlar, uygulayan bunlar, en azından müteahhit herhalde dağdaki çoban değildir. Şu halde eğitim sistemi de gözden geçirilmelidir. Sonra ülke çapında `Genel Proje Geliştirime Merkezleri` hazırlanmalıdır. İnsanımızın yardımına enkaz altında mı koşmak daha iyi yoksa deprem öncesi sağlığında gereklitedbirleri almak mı daha iyi? Hiç şüphesiz ölümden önce onu sağlıklı bir şekilde kurtarmak daha faydalıdır" dedi

"HAÇLI SEFERLERİ SÜRÜYOR" Hükümetin Suriye konusundaki tutumunu da eleştiren Kamalak, şöyle konuştu: "Hükümetin Suriye konusundaki tavrınin İslam kardeşliği değilı yanlış buluyorum. Çünkü, emperyalizm Suriye üzerinden Türkiye ile İran`ı karşı karşıya getirmenin hesabını yapıyor. Türkiye bu oyuna gelmemelidir. Biz o alanda da bu sonucu yıllar önce gördüğümüz içindir ki sürekli `İslam Birliği` dedik. 1970`li yıllardan bu yana biz `İslam Birliği` diye çırpınıyoruz. 1997 yılının 15 Temmuz tarihinde D-8`leri kurduk İslam Birliği`ni tesis için. İslam Birliği`ni kurmak bütün Müslümanların boynunun borcudur,farzdır. Bu noktada ne yapılabilir? Ne yapıp edip emperyalizmi oraya sokmamak gerekir. Emperyalizm oraya girdiği taktirde Ortadoğu ateş topu haline gelir. Şu an 20. haçlı seferi devam ediyor. 19. haçlı seferini püskürtmüştük, şu an 20.`si devam ediyor. Bunu ben söylemiyorum; 2001 yılında ikiz kule olaylarını bahane eden ABD, Batılı dostları ile Irak`a saldırdığında `bu yeni bir haçlı seferi` demedi mi? Fransız uçakları Libya`yı bombaladığında `biz burada haçlılara öncülük ediyoruz` demedi mi? İşte o savaşdevam ediyor. Yazık ki bu savaşta etkin olarak Müslümanlar bir birine kırdırılıyor. Tarihin haçlı savaşları hiçbir zaman böylesine sofistike olmamıştı. Burada Müslümanlar bir birine kırdırılıyor. Ölen de Müslüman öldüren de Müslüman ama her ikisinin elindeki silah haçlının silahı."
Kaynak: İHA