
Adıyaman Barosu avukatlarından Zeynep Saya ve Ferhan Aslan`ın birlikte yaptığı basın açıklamasında, kadına yönelik şiddetin her türlüsünün kınandığının altı çizildi. Zeynap Saya tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Sosyal devlet politikalarından verilen tavizlerle kadınların eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikten yararlanma ve siyasal alana katılmada fiili eşitsizlikler giderilememektedir. Dilek ve temenniler değil kalıcı çözümlerin hayata geçirilmesi aciliyet arz etmektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadele koruma, önleme, kovuşturma ve politika geliştirme gibi doğrudan devleti ilgilendiren çözümlere acil ihtiyacımız vardır. Hala Dünyada her üç kadından biri fiziksel şiddete maruz kalmakta, her altı dakikada birkadına tecavüz edilmektedir. Emeğimize, geleceğimize ve bedenlerimize sahip çıkabilmek için kadına yönelik şiddete karşı ellerimizi ve yüreklerimizi birleştirmek zorundayız. Kadın hakları evrensel insan haklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kadına yönelik şiddet insan haklarının önündeki en büyük engeldir.Yasal düzenlemeler tek başına bu sorunu çözemez. Tüm toplum olarak elimizi taşın altına koymak zorundayız. Bu konuda kanun koyucusundan kanun uygulayıcılarına, yazılı basından görsel medyaya, adli tıptansosyal hizmetlere, polis teşkilatından yargı mekanizmasına, cami imamından öğretmenine kadar herkese görev düşmektedir. Dayanışma içinde çalışarak kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlalinin bir parçası olduğu bilincini tüm insanların benimsediği bir değer ve yaşam biçimi haline getirip içselleştirerek kadına yönelik şiddet olgusunu hep birlikte yenmeliyiz. Kağıt üzerinde kanun önünde eşitlik, gerçek yaşamda fiili eşitliği getirmeye yetmemektedir. Salt eşitlik sağlanıncaya kadar `Fırsat önceliği vePozitif ayrımcılık` devlet politikası olarak esas alınmalıdır. Cansız bedenlerimiz yada şişmiş suratlarımız, morarmış gözlerimizle yılın 364 günü gazete manşetlerini süsleyen şiddete maruz kalan biz kadınlar, bir günlüğüne de olsa farklı bir açıdan gündem oluşturup, sorunlarımızı masaya yatıralım ve çözüm önerilirimizi kamuoyu ile paylaşalım. Tek başımıza olmadığımızı hissetmeli ve hissettirmeliyiz."