Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu bugün KTÜ Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı.Sempozyumun ilk gününe KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, İMO Genel Başkanı Serdar Harp, Trabzon Milletvekili M.Volkan Canalioğlu, Trabzon Belediye Başkan Vekili Seyfullah Kınalı, çok sayıda oda temsilcisi ile öğretim görevlisi ve öğrenciler katıldı.Açılışta ilk konuşmayı yapan İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, Kıyı Mühendisliği’nin yeniden irdelenmesinin, Türkiye açısından da büyük önem arzettiğini söyledi. Kıyıların yalnızca korunması için bile bir çok kıyı yapısına ihtiyaç duyulan Karadeniz Bölgesi’nde topografik yapının getirdiği zorluklar nedeni ile kıyı kullanım amaçlarının çeşitlenmesi, bu çeşitliliğin kıyı yapılarını da da değerli ve önemli kılmasına neden olduğunu belirten Başkan Yaylalı, “Ülkemizin her yerinde olduğu gibi bölgemizde de kıyı kullanımının bütünleşik olarak ele alınması, kıyının her noktasında, herkesin veya kurumun dilediği kıyı kullanım kararlarını almasının önüne geçilmesi gereklidir. Bununla ilgili mevzuat, kısa sürede bağlayıcı olarak oluşturulmalıdır” dedi.Kıyı yapılarının ele alınmasında, son kullanıcı olan halkın da talep ve önerilerinin bu sempozyum kapsamında ele alınacağına işaret eden Başkan Yaylalı, İnşaat Mühendisleri’nin sadece kendilerinin otorite oldukları konularda, nerede, ne zaman, neyi söylemeleri gerektiğini en iyi bilen meslek disiplinine sahip olduğunu ifade ederek, “Bu konuda da hakkı teslim etmenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.Kıyı yapılarının inşa aşamasında, her adımı mevsim şartları dikkate alınarak gerçekleştirilen bir proje olduğunun da altını çizen Başkan Yaylalı, “Bu projelerde, herhangi bir aşamanın yapımının gecikmesi veya geciktirilmesi, önemli sorunlar doğurabileceği gibi ciddi maddi zararlara da sebep olabilecektir. Bu zararlar çoğu zaman kamuoyunun yanıltıldığı gibi proje hatasından kaynaklanmamaktadır” şeklinde konuştu.“PLANLI YAPILAŞMA ŞART”İMO Genel Başkanı Serdar Harp, ülkenin kalkınmasında çok önemli bir paya sahip olan inşaat sektörünün en önemli ve özgün konularından birinin de kıyı mühendisliği olduğunu söyledi.Üniversitelerde inşaat mühendisliği lisans programları içinde zorunlu ‘Kıyı Mühendisliği’ derslerinin yer alması gerektiğine vurgu yapan Genel Başkan Sarp, “Türkiye’de gerçekleştirilmiş prestijli kıyı mühendisliği uygulamalarının üniversite eğitimi içinde de işlenmesi, dolayısıyla yeni mezun inşaat mühendislerinin temel kıyı mühendisliği prensipleriyle donatılması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.“Kıyı ve deniz mühendisliğini ilgilendiren yatırımlarda, hidrojeolojik, morfolojik, meteorolojik, topografik, ekolojik unsurlar üzerinde yeterli araştırma yapmadan alınan yatırım kararları sakıncalıdır” diyen Sarp “Değişimlerin izlenmesi ve analizlerin daha doğru yapılabilmesi için, kıyı mühendisliği çalışmalarına destek veren uydu görüntüleri CBS teknikleri ve jeodezik yöntemler birlikte kullanılmalı ve her türden büyük yatırımların doğal değerlere vereceği zarar ayrıntılı olarak incelenmelidir” dedi.“TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 60’I KIYILARDA YAŞIYOR”Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yalçın Yüksel ise Türkiye nüfusunun yüzde 60’a yakınının kıyılarda yaşadığını söyledi. Yüksel, “Kıyı alanlarında oldukça riskli bir bölgede yaşadığımızın da farkında olmalıyız. Son derece riskli olan kıyı alanlarında dikkatli yaşamak zorundayız. Kıyılarımızı birlikte koruyup, ondan daha dikkatlice yararlanmalıyız” dedi.Sempozyumun bir farklılığının da son günü Trabzon halkıyla bu sempozyumun paylaşılması olduğuna işaret eden Yüksel, “Karadeniz halkının kıyı ile ilgili düşüncelerini bu sempozyumda almış olacağız. Bu bizim için son derece önemli” diye konuştu.KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, bu tür sempozyumlar sonucunda kişi ve kurumlar arasında yeni ilişkiler kurulduğunu, var olan ilişkilerin güçlendirildiğini ifade ederken, Trabzon Belediye Başkan Vekili Seyfullah Kınalı ise sempozyumun Trabzon’da yapılmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun birinci ve ikinci oturumları ile programa devam edildi. Sempozyum üç gün boyunca çeşitli etkinliklerle devam edecek.
