32. Aefca Sempozyumu
``Futbolculara teknik vasıflar küçük yaşlarda akademilerde öğretiliyor.
Hem teknik futbol sergileyip, hem de çok hızlı oynuyorlar. Çok hızlı şekilde resmi görüp, doğru kararları verebiliyorlar`` -``Bir keman sanatçısı tek başına çalarsa, orkestranın bir anlamı kalmaz. Keman tek başına güzel görünür ama orkestra için herhangi bir anlam ifade etmez. Barcelona da bir orkestra gibi futbol oynuyor`` (fotoğraflı-görüntülü) ANTALYA - 20.11.2011 - UEFA`nın Teknik İşlerden Sorumlu Direktörü Andy Roxburgh, futbolda altyapının önemine işaret ederek, ``Barcelona gibi bir takım elde etmek istiyorsanız, oyuncuları küçük yaştan itibaren ele almanın ne kadar önemli olduğunu kavramalıyız`` dedi
Antalya`da Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) ile Avrupa Futbol Antrenörleri Dernekleri Birliği`nin (AEFCA) ortaklaşa düzenledikleri, ``Futbolun Gelişimi: Bugün ve Yarın`` konulu 32. AEFCA Sempozyumu`nda ``Karşılaştırmalı Barça Değerlendirmesi`` isimli sunum yapan UEFA`nın Teknik İşlerden Sorumlu Direktörü Andy Roxburgh, Barcelona`nın ``kopyalanamaz`` bir takım haline geldiğini söyledi
Şampiyonlar Ligi`ni son 3 yılda 2 kez kazanan bir takımın dünya için referans noktası olmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Roxburgh, Barcelona`nın 3 yılda 12 kupa almasının doğru şeyler yaptığının en güzel göstergesi olduğunu kaydetti
Barcelona`yı bir orkestraya benzeten Roxburgh, ``Bir keman sanatçısı tek başına çalarsa, orkestranın bir anlamı kalmaz. Keman tek başına güzel görünür ama orkestra için herhangi bir anlam ifade etmez. Barcelona da bir orkestra gibi futbol oynuyor`` dedi
Barcelona`nın kopyalanamayacağını, ancak onlardan bir şey öğrenilebileceğini kaydeden Roxburgh, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Barcelona gibi bir takım elde etmek istiyorsanız, oyuncuları küçük yaştan itibaren ele almanın ne kadar önemli olduğunu kavramalıyız. Futbolculara küçük yaşlardan itibaren top hakimiyeti, doğru karar alma yeteneği, oyun disiplini ve sporcu sorumluluğunu iyi öğretmek gerekiyor. Bütün oyuncular bireysel anlamda çok yetenekli olduklarını, takım oyunu oynayarak yeteneklerini daha iyi sahaya koyabileceklerini biliyorlar. Topa hakim oldukları zaman çok hızlı bir şekilde geriye ve ileriye doğru hareket edebiliyorlar.`` Barcelona`nın 2010 yılı Şampiyonlar Ligi finalinde kadroda bulunan 13 oyuncunun altyapıdan yetiştiğine dikkati çeken Roxburgh, dünyadaki takımların A takımlarına büyük önem gösterdiklerini, bu önemin alt takımlara doğru düştüğünü anlattı. Barcelona`da ise tam tersinin yaşandığına değinen Roxburgh, altyapı düzeyinde gerçekleştirilenlerin zamanla A takıma yansıtıldığını ifade etti. Barcelona`da, altyapıdan yukarıya doğru bir yaklaşım olduğuna dikkati çeken Roxburgh, ``Yani bu felsefeleri çok net. Futbolculara teknik vasıflar küçük yaşlarda akademilerde öğretiliyor. Hem teknik futbol sergileyip, hem de çok hızlı oynuyorlar. Çok hızlı şekilde resmi görüp, doğru kararları verebiliyorlar`` diye konuştu
-``En büyük faktör alçak gönüllülük``- Barcelona`nın başarısındaki en önemli faktörün alçak gönüllülük olduğunu da vurgulayan Roxburgh, futbolculara alçak gönüllü olmanın küçük yaşlarda öğretildiğine değindi
Barcelona altyapı okulları ve akademilerinde futbolculara takım için oynamalarının öğretildiğini anlatan Roxburgh, ``Futbolculara `Biz eğer tek başımıza hareket edersek, takım için hiçbir şey yapmamış oluruz. Takımdaki yıldız oyuncular diğer oyuncuları etkiler. Hiçbir oyuncu tek başına oynamıyor. Oyuncular birbirlerine bu anlamda rehberlik ediyor`` dedi
Barcelona`nın oyununda kısa ve yüksek tempolu paslaşmaların önemli olduğunu belirten Roxburgh, oyuncuların kısa paslaşma yaparken uzun çapraz paslar yaptıklarını kaydetti. Roxburgh, oyuncuların takım halinde defans yaparken, toplu şekilde kontrataklara geçtiklerini, klasik hızlı ataktan farklı olarak birlikte atak yaptıklarını ifade etti
Barcelona`nın gollerinin yüzde 20`sinin, tek başına kaleye doğru ilerleyen oyunculardan geldiğini de vurgulayan Roxburgh, Barcelona maçlarında oyunun genelde sağ ve sol beklerden forvete geçiş şeklinde kurulduğunu söyledi
Futbolda kafa vuruşuyla gollerin azaldığını ifade eden Roxburgh, şöyle devam etti: ``Yıllar önce çamurlu sahalarda, bozuk zeminlerde karşılaşmalar oynanıyordu. O nedenle kafa vuruşlarına ağırlık veriliyordu. Bugün mükemmel sahalar var. Oyun ön taraftan paslaşarak kuruluyor. Pasa dayalı bir futbol sistemi benimseniyor. Önden arkaya doğru atılan uzun toplar, hızlı atak ve yaratıcı serbest vuruşlardan bulunan gollerde de azalmalar görülüyor.`` -``Xavi, Iniesta ve Messi farklı bir gezegenden gelmiş gibi``- Barcelona`nın karşılaşmalarda 600-700 pas ortalamasıyla oynadığını ifade eden Roxburgh, Barcelona`nın inisiyatifi sürekli elinde tuttuğunu belirtti. Topa hakimiyetin ilk vuruştan başladığını anlatan Roxburgh, şöyle konuştu: ``Barcelonalı oyuncular çok güçlü paslar veriyorlar. Topu kaptırmamaya çalışıyorlar. Burada ilk vuruş ve dokunuş çok önemli. Kişisel top hakimiyetleri çok iyi durumda. Barcelonalı Xavi ortalama 136 pas yapıyor ve yüzde 91 isabet oranıyla, Iniesta ortalama 107 pas yapıyor ve yüzde 92 ortalama oranıyla, Messi ise ortalama 91 pas yapıyor ve yüzde 91 pas ortalamasıyla oynuyor. Üçü de topu aldıktan sonra kendilerinin gibi kabul ediyor. Topa kendi hazineleri gibi davranıyorlar. Üçü de topa dokunurken, gözleriyle topu kontrol etmelerine gerek kalmıyor. Yani pas atarken kafaları hep havada oluyor. Üçü de farklı bir gezegenden gelmiş gibi topu aldıktan sonra penaltı noktasına doğru hızlı şekilde gidiyor. Bütün bunların ardından sonuç kaçınılmaz oluyor.`` Messi`nin Barcelona`da ikinci golcü gibi oynadığını kaydeden Roxburgh, ``Defans oyuncuları Messi`nin ne yapacağını tahmin edemiyorlar. Messi topu aldıktan sonra hızla ilerliyor. Defans oyuncuları ne kadar ileri gidebileceğini tahmin edemiyor. O nedenle Messi, her zaman bir boşluk bulup etkili oluyor`` dedi
(SE-GÜÇ-MTE)
Kaynak: AA
Antalya`da Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) ile Avrupa Futbol Antrenörleri Dernekleri Birliği`nin (AEFCA) ortaklaşa düzenledikleri, ``Futbolun Gelişimi: Bugün ve Yarın`` konulu 32. AEFCA Sempozyumu`nda ``Karşılaştırmalı Barça Değerlendirmesi`` isimli sunum yapan UEFA`nın Teknik İşlerden Sorumlu Direktörü Andy Roxburgh, Barcelona`nın ``kopyalanamaz`` bir takım haline geldiğini söyledi
Şampiyonlar Ligi`ni son 3 yılda 2 kez kazanan bir takımın dünya için referans noktası olmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Roxburgh, Barcelona`nın 3 yılda 12 kupa almasının doğru şeyler yaptığının en güzel göstergesi olduğunu kaydetti
Barcelona`yı bir orkestraya benzeten Roxburgh, ``Bir keman sanatçısı tek başına çalarsa, orkestranın bir anlamı kalmaz. Keman tek başına güzel görünür ama orkestra için herhangi bir anlam ifade etmez. Barcelona da bir orkestra gibi futbol oynuyor`` dedi
Barcelona`nın kopyalanamayacağını, ancak onlardan bir şey öğrenilebileceğini kaydeden Roxburgh, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Barcelona gibi bir takım elde etmek istiyorsanız, oyuncuları küçük yaştan itibaren ele almanın ne kadar önemli olduğunu kavramalıyız. Futbolculara küçük yaşlardan itibaren top hakimiyeti, doğru karar alma yeteneği, oyun disiplini ve sporcu sorumluluğunu iyi öğretmek gerekiyor. Bütün oyuncular bireysel anlamda çok yetenekli olduklarını, takım oyunu oynayarak yeteneklerini daha iyi sahaya koyabileceklerini biliyorlar. Topa hakim oldukları zaman çok hızlı bir şekilde geriye ve ileriye doğru hareket edebiliyorlar.`` Barcelona`nın 2010 yılı Şampiyonlar Ligi finalinde kadroda bulunan 13 oyuncunun altyapıdan yetiştiğine dikkati çeken Roxburgh, dünyadaki takımların A takımlarına büyük önem gösterdiklerini, bu önemin alt takımlara doğru düştüğünü anlattı. Barcelona`da ise tam tersinin yaşandığına değinen Roxburgh, altyapı düzeyinde gerçekleştirilenlerin zamanla A takıma yansıtıldığını ifade etti. Barcelona`da, altyapıdan yukarıya doğru bir yaklaşım olduğuna dikkati çeken Roxburgh, ``Yani bu felsefeleri çok net. Futbolculara teknik vasıflar küçük yaşlarda akademilerde öğretiliyor. Hem teknik futbol sergileyip, hem de çok hızlı oynuyorlar. Çok hızlı şekilde resmi görüp, doğru kararları verebiliyorlar`` diye konuştu
-``En büyük faktör alçak gönüllülük``- Barcelona`nın başarısındaki en önemli faktörün alçak gönüllülük olduğunu da vurgulayan Roxburgh, futbolculara alçak gönüllü olmanın küçük yaşlarda öğretildiğine değindi
Barcelona altyapı okulları ve akademilerinde futbolculara takım için oynamalarının öğretildiğini anlatan Roxburgh, ``Futbolculara `Biz eğer tek başımıza hareket edersek, takım için hiçbir şey yapmamış oluruz. Takımdaki yıldız oyuncular diğer oyuncuları etkiler. Hiçbir oyuncu tek başına oynamıyor. Oyuncular birbirlerine bu anlamda rehberlik ediyor`` dedi
Barcelona`nın oyununda kısa ve yüksek tempolu paslaşmaların önemli olduğunu belirten Roxburgh, oyuncuların kısa paslaşma yaparken uzun çapraz paslar yaptıklarını kaydetti. Roxburgh, oyuncuların takım halinde defans yaparken, toplu şekilde kontrataklara geçtiklerini, klasik hızlı ataktan farklı olarak birlikte atak yaptıklarını ifade etti
Barcelona`nın gollerinin yüzde 20`sinin, tek başına kaleye doğru ilerleyen oyunculardan geldiğini de vurgulayan Roxburgh, Barcelona maçlarında oyunun genelde sağ ve sol beklerden forvete geçiş şeklinde kurulduğunu söyledi
Futbolda kafa vuruşuyla gollerin azaldığını ifade eden Roxburgh, şöyle devam etti: ``Yıllar önce çamurlu sahalarda, bozuk zeminlerde karşılaşmalar oynanıyordu. O nedenle kafa vuruşlarına ağırlık veriliyordu. Bugün mükemmel sahalar var. Oyun ön taraftan paslaşarak kuruluyor. Pasa dayalı bir futbol sistemi benimseniyor. Önden arkaya doğru atılan uzun toplar, hızlı atak ve yaratıcı serbest vuruşlardan bulunan gollerde de azalmalar görülüyor.`` -``Xavi, Iniesta ve Messi farklı bir gezegenden gelmiş gibi``- Barcelona`nın karşılaşmalarda 600-700 pas ortalamasıyla oynadığını ifade eden Roxburgh, Barcelona`nın inisiyatifi sürekli elinde tuttuğunu belirtti. Topa hakimiyetin ilk vuruştan başladığını anlatan Roxburgh, şöyle konuştu: ``Barcelonalı oyuncular çok güçlü paslar veriyorlar. Topu kaptırmamaya çalışıyorlar. Burada ilk vuruş ve dokunuş çok önemli. Kişisel top hakimiyetleri çok iyi durumda. Barcelonalı Xavi ortalama 136 pas yapıyor ve yüzde 91 isabet oranıyla, Iniesta ortalama 107 pas yapıyor ve yüzde 92 ortalama oranıyla, Messi ise ortalama 91 pas yapıyor ve yüzde 91 pas ortalamasıyla oynuyor. Üçü de topu aldıktan sonra kendilerinin gibi kabul ediyor. Topa kendi hazineleri gibi davranıyorlar. Üçü de topa dokunurken, gözleriyle topu kontrol etmelerine gerek kalmıyor. Yani pas atarken kafaları hep havada oluyor. Üçü de farklı bir gezegenden gelmiş gibi topu aldıktan sonra penaltı noktasına doğru hızlı şekilde gidiyor. Bütün bunların ardından sonuç kaçınılmaz oluyor.`` Messi`nin Barcelona`da ikinci golcü gibi oynadığını kaydeden Roxburgh, ``Defans oyuncuları Messi`nin ne yapacağını tahmin edemiyorlar. Messi topu aldıktan sonra hızla ilerliyor. Defans oyuncuları ne kadar ileri gidebileceğini tahmin edemiyor. O nedenle Messi, her zaman bir boşluk bulup etkili oluyor`` dedi
(SE-GÜÇ-MTE)