``yıpranma Hakkı, Haberciler İçin De Haktır" Ankara
Van`da meydana gelen depremde hayatını kaybeden Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabirleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz, Ankara`da meslektaşları tarafından anıldı.
Hayatını kaybeden gazeteciler Emir ve Yılmaz`ı anmak için, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) öncülüğünde, Yüksel Caddesi`ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan meslektaşları, ``Sesimizi duyan var mı? Yıpranmıyoruz, ölüyoruz`` yazılı pankart açtılar
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, milletvekilleri Umut Oran ve Veli Ağbaba ile Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan`ın katıldığı anma etkinliğinde gazeteciler, hayatını kaybeden meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı, meşaleler yaktı
TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım, burada yaptığı açıklamada, 600`ü aşkın kişinin yaşamını yitirdiği depremlerin, beraberinde tarifi mümkün olmayan acılar, onarılması güç yaralar açtığını söyledi
Kış günü sevdiklerini, evlerini kaybeden Van halkının acısının tüm Türkiye`yi sardığını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: ``Van depremi, haberciler açısında başka bir acıyı da beraberinde getirdi. İki meslektaşımızın kaybı yüreklerimizi burktu
Sebahattin Yılmaz, haberciliğe yıllarını vermiş, Cem Emir ise henüz mesleğinin başlarındaki iki haberciydi. İkisinin ortak yanı ise bugüne kadar yaptıkları haberlerle Türkiye`ye bir çok konuyu ilk kez duyurmak, ülke gündemini belirlemek olmuştu. Meslek yaşamları boyunca kimi zaman acıları duyurdular kimi zaman ülkeye umut verdiler. Van`da enkaz altında kaldıkları duyulduğu ilk andan itibaren herkes, hepimiz bir kez daha kendilerinden umudun haberini vermelerini bekledik, ne yazık ki bu kez olmadı. Van`da yaşanan ikinci deprem, bir dizi ihmal ve vurdumduymazlıkla birleşince iki meslektaşımızı bizden ayırdı
Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir yaşamlarının son anına kadar işlerine dört elle sarıldılar. Öyle ki fotoğraf makineleri ve kameraları enkaz altında bile yanlarındaydı.`` -Gazetecilerin çalışma koşulları- İki gazetecinin kaybının geride kalanlara tarihi sorumluluklar yüklediğini ifade eden Yıldırım, ``Haberciler bu koşullarda, büyük bir sorumlulukla çalışırken onları görevlendirenler, çalıştıranlar ya da çalışma koşullarını düzenlemesi gerekenler sorumluklarını yerine getiriyor mu ya da ne kadar getiriyor? Ne yazık ki habercilerin çalışma koşulları, maruz kaldıkları koşullar bu soruya olumlu yanıtlar vermemize engel oluyor`` dedi
Her koşulda halkın haber alma görevini yerine getiren habercilerin alın terinin, emeklerinin karşılığı olan en temel haklarının gasp edildiğini, yok sayıldığını belirten Yıldırım, habercilerin ellerinde kalan en önemli mesleki hak olan ``yıpranma hakkından`` da kısa bir süre önce mahrum bırakıldığını kaydetti
Yıldırım, ``Bu kadar ısrar ettiğimiz yıpranma hakkı, bu haktan yararlanan diğer meslekler için ne kadar haksa haberciler için de o kadar haktır. Bir ayrıcalık ya da bir lütuf değildir. Haberciler mesleklerinin barındırdığı riskler, tehlikeler ve tehditler nedeniyle yıpranmaktadır, bu da yetmemekte, ölmektedir`` diye konuştu
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay da iki gazetecinin ölümünün normal bir ölüm değil, cinayet olduğunu savundu. Abakay, ``Bu cinayetlerin sorumlusu bu evlere girişin doğal olduğunu ifade eden siyasal iktidardır. Bu kişilerden hesap sorulmalı`` dedi
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise depremin basın emekçilerinin çalışma koşullarının zorluğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti
İki gazetecinin ihmal sonucu hayatını kaybettiğini savunan Tarhan, şöyle dedi: ``Bir delikanlı ve bir baba basın emekçisinin sağlık haberlerini bekledik ancak gelmedi. Taammüden işlenmiş bir cinayet gibi. İkisinin anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar baskı altına alındılar, susturuldular. Yetmedi bugün olduğu gibi öldüler, cezaevlerinde ölmeye yatırıldılar. Onların depremde, soğukta, karda, savaşta, terörde nasıl ağır koşullar altında çalıştıklarını hepimiz biliyoruz. Nasıl haberleri olmadan yaka paça işten atıldıklarını izledik. Bunun böyle olmamasını istiyoruz. Yıpranma tazminatını en çok onların hak ettiğini düşünüyoruz. Bu konudaki çalışmalara sonuna kadar destek vermek istiyoruz.`` Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da evlerin güvenli olduğu yönünde açıklamalar yapan yetkililerin bu ölümlerden sorumlu olduğunu savundu
Açıklamaların ardından gazeteciler, depremde hayatını kaybeden meslektaşları için saygı duruşunda bulundu
Emir ve Yılmaz`ın fotoğrafları ile yaktıkları meşaleleri ve mumları İnsanlık Anıtı`na koyan gazeteciler daha sonra Yüksel Caddesi`nden ayrıldı.
Kaynak: AA
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, milletvekilleri Umut Oran ve Veli Ağbaba ile Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan`ın katıldığı anma etkinliğinde gazeteciler, hayatını kaybeden meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı, meşaleler yaktı
TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım, burada yaptığı açıklamada, 600`ü aşkın kişinin yaşamını yitirdiği depremlerin, beraberinde tarifi mümkün olmayan acılar, onarılması güç yaralar açtığını söyledi
Kış günü sevdiklerini, evlerini kaybeden Van halkının acısının tüm Türkiye`yi sardığını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: ``Van depremi, haberciler açısında başka bir acıyı da beraberinde getirdi. İki meslektaşımızın kaybı yüreklerimizi burktu
Sebahattin Yılmaz, haberciliğe yıllarını vermiş, Cem Emir ise henüz mesleğinin başlarındaki iki haberciydi. İkisinin ortak yanı ise bugüne kadar yaptıkları haberlerle Türkiye`ye bir çok konuyu ilk kez duyurmak, ülke gündemini belirlemek olmuştu. Meslek yaşamları boyunca kimi zaman acıları duyurdular kimi zaman ülkeye umut verdiler. Van`da enkaz altında kaldıkları duyulduğu ilk andan itibaren herkes, hepimiz bir kez daha kendilerinden umudun haberini vermelerini bekledik, ne yazık ki bu kez olmadı. Van`da yaşanan ikinci deprem, bir dizi ihmal ve vurdumduymazlıkla birleşince iki meslektaşımızı bizden ayırdı
Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir yaşamlarının son anına kadar işlerine dört elle sarıldılar. Öyle ki fotoğraf makineleri ve kameraları enkaz altında bile yanlarındaydı.`` -Gazetecilerin çalışma koşulları- İki gazetecinin kaybının geride kalanlara tarihi sorumluluklar yüklediğini ifade eden Yıldırım, ``Haberciler bu koşullarda, büyük bir sorumlulukla çalışırken onları görevlendirenler, çalıştıranlar ya da çalışma koşullarını düzenlemesi gerekenler sorumluklarını yerine getiriyor mu ya da ne kadar getiriyor? Ne yazık ki habercilerin çalışma koşulları, maruz kaldıkları koşullar bu soruya olumlu yanıtlar vermemize engel oluyor`` dedi
Her koşulda halkın haber alma görevini yerine getiren habercilerin alın terinin, emeklerinin karşılığı olan en temel haklarının gasp edildiğini, yok sayıldığını belirten Yıldırım, habercilerin ellerinde kalan en önemli mesleki hak olan ``yıpranma hakkından`` da kısa bir süre önce mahrum bırakıldığını kaydetti
Yıldırım, ``Bu kadar ısrar ettiğimiz yıpranma hakkı, bu haktan yararlanan diğer meslekler için ne kadar haksa haberciler için de o kadar haktır. Bir ayrıcalık ya da bir lütuf değildir. Haberciler mesleklerinin barındırdığı riskler, tehlikeler ve tehditler nedeniyle yıpranmaktadır, bu da yetmemekte, ölmektedir`` diye konuştu
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay da iki gazetecinin ölümünün normal bir ölüm değil, cinayet olduğunu savundu. Abakay, ``Bu cinayetlerin sorumlusu bu evlere girişin doğal olduğunu ifade eden siyasal iktidardır. Bu kişilerden hesap sorulmalı`` dedi
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise depremin basın emekçilerinin çalışma koşullarının zorluğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti
İki gazetecinin ihmal sonucu hayatını kaybettiğini savunan Tarhan, şöyle dedi: ``Bir delikanlı ve bir baba basın emekçisinin sağlık haberlerini bekledik ancak gelmedi. Taammüden işlenmiş bir cinayet gibi. İkisinin anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar baskı altına alındılar, susturuldular. Yetmedi bugün olduğu gibi öldüler, cezaevlerinde ölmeye yatırıldılar. Onların depremde, soğukta, karda, savaşta, terörde nasıl ağır koşullar altında çalıştıklarını hepimiz biliyoruz. Nasıl haberleri olmadan yaka paça işten atıldıklarını izledik. Bunun böyle olmamasını istiyoruz. Yıpranma tazminatını en çok onların hak ettiğini düşünüyoruz. Bu konudaki çalışmalara sonuna kadar destek vermek istiyoruz.`` Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da evlerin güvenli olduğu yönünde açıklamalar yapan yetkililerin bu ölümlerden sorumlu olduğunu savundu
Açıklamaların ardından gazeteciler, depremde hayatını kaybeden meslektaşları için saygı duruşunda bulundu
Emir ve Yılmaz`ın fotoğrafları ile yaktıkları meşaleleri ve mumları İnsanlık Anıtı`na koyan gazeteciler daha sonra Yüksel Caddesi`nden ayrıldı.