Bakanı Bağış: "ülkenin Huzurunu Kaçıranlar, Kardeşlik Denizinde Boğulacak"
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "Kamu Diplomasisi Sertifika" programına katıldı.
Programda kaçırılan deniz otobüsü hakkında konuşma yapan Bağış, "Bu ülkenin huzurunu kaçıran teröristler, bu milletin kardeşlik denizinde boğulacaklardır" dedi
Bahçeşehir Üniversitesi`nde gerçekleştirilen programa Egemen Bağış`ın yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Volkan Bozkır, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Şimşek ile çok sayıda öğrenci katıldı. Programda ilk olarak dün akşam saatlerinde kaçırılan deniz otobüsü hakkında konuşma yapan Egemen Bağış, "Bu ülkenin huzurunu kaçıran teröristler, bu milletin kardeşlik denizinde boğulacaklardır. Bu ülkede huzurumuzubirliğimizi bozmak isteyenler bu güne kadar başarılı olamadılar, bundan sonra da olamayacaklardır" diye konuştu. Egemen Bağış ayrıca Suriye hükümetinin kendi vatandaşlarına uyguladığı politikasını eleştirerek, "Biz kamu diplomasisi yaptık. Lobicilik yaptık ve ABD`nin Şam`da büyükelçilik açmasını sağladık. Ama ne zamanki aynı Suriye yönetimi kendi sivil insanına kendi vatandaşına silah tutmaya başladı, onun önünde de ilk biz durduk. Çünkü dış politika insanla yapılan bir iştir. Komşunu halkınızı önemsemezseniz, sadece orada lider kadrosuyla siyaset yapabileceğinizi zannederseniz uzun vadede kaybedersiniz. Çünkü astolan milletler arası toplumlar arasındaki ilişkilerdir. Kamu diplomasisi dış politikayı millete yaklaştıran ve sadece dış politikanın alanı içerisinde kalmayıp farklı kültürleri farklı milletleri birbirine yaklaştıran bir örnek olarak ta görünmeli" dedi.
Bakan Bağış Arap Baharı`nı yaşayan ülkelerin Türkiye`yi örnek aldığı belirterek, "Bugün Mısır`da Tunus`ta Libya`daki kendi hayatını riske atan insanlar sokaklara dökülüp demokrasi özgürlük, serbest pazar ekonomisini ifade özgürlüğü adına gösteriler yapan insanlar Türkiye`ye bakıp Türkiye`nin başardıklarını bizde başarmak istiyoruz diyorlar. Sayın Başbakanımız sabaha karşı saat 02.00`da Kahire Havalimanı`na indiğinde 20 bin kişi tarafından karşılanıyorsa sadece onun şahsına olan değil Türkiye`nindemokrasisine yani en önemli yumuşak gücüne olan muhabbetten dolayı o sevgiyi görüyor. Çünkü onlar Türkiye`yi bir ilham kaynağı olarak görüyorlar. Ama Türkiye demokrasiyi özümsemiş İslam kültürüyle demokrasi kültürünü bir arada yaşatabilen sendikalarıyla serbest Pazar ekonomisiyle güçlü bir anayasasıyla gerçekten o ülkeler için Türkler bunun başardıysa bizde başarabiliriz dedirtebilen bir noktaya geldi. İşte kamu diplomasisi budur" şeklinde konuştu
Türkiye ile AB ilişkilerine de değinen Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye ile AB arasındaki en önemli sorunun önyargı olduğunu ve bunun ortadan kaldırılmasının gerektiğini söyledi. Daha sonra Bağış sözlerini şu şekilde sürdürdü;"Türkiye ile AB arasındaki en önemli sorunun aslında önyargılar olduğuna inanıyoruz. Maalesef ülkemizde de AB`ye karşı ön yargılar var. Maalesef Avrupa da ülkemize karşı ön yargılar var. Bizim bu önyargıları kırmamız lazım. Aslında iki tarafta da bir özgüven sorunu var. Türkler AB üyesi olmayı isterken, olabilme endişesi taşıyor. Avrupalılar Türkiye`nin olmasından biraz çekimser davranırken, engelleyememe endişesi taşıyor. İşte bizim görevimizde kamu diplomasisiyle bu farkı kapatmak." Lobicilik konusuna da değinen Bağış "Lobicilik genelde profesyonel bir yaklaşımla ortaya konan bir süreçtir. Ama lobicilikte eğer argümanlarınız güçlü değilse, istediğiniz kadar başarılı lobi firmaları tutun, uzmanlar tutun. Biz kendimizi ne kadar uğraşırsanız uğrasın anlatamazsınız. Türkiye bunu geçmişte hep kendi zaaflarını kapatmak için uygulamaya çalıştı, ama çokta başarılı olamadı. Türkiye`de faili meşru cinayetler işlenirken, Türkiye`de işkencenin günlük hayatın parçası olduğu bir dönem yaşanırken,Türkiye tarihindeki bazı geçeklerle yüzleşemezken, istediğiniz kadar lobicilik yapın, hiçbir başarı elde edemezsiniz. Ama özgüvenle kendi sorunlarınız üstüne gittiğiniz zaman kamu diplomasisiyle bile algıları değiştirebilirsiniz. İşte on yıl öncesine kadar bu ülkede insanlar kürdüm demeye korkarken, bugün ülkemizde 24 saat yayın yapan Kürtçe bir kanalımız varsa, devletin kontrolünde. Bu Türkiye`nin özgüvenin göstergesidir" dedi
Kaynak: İHA
Bahçeşehir Üniversitesi`nde gerçekleştirilen programa Egemen Bağış`ın yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Volkan Bozkır, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Şimşek ile çok sayıda öğrenci katıldı. Programda ilk olarak dün akşam saatlerinde kaçırılan deniz otobüsü hakkında konuşma yapan Egemen Bağış, "Bu ülkenin huzurunu kaçıran teröristler, bu milletin kardeşlik denizinde boğulacaklardır. Bu ülkede huzurumuzubirliğimizi bozmak isteyenler bu güne kadar başarılı olamadılar, bundan sonra da olamayacaklardır" diye konuştu. Egemen Bağış ayrıca Suriye hükümetinin kendi vatandaşlarına uyguladığı politikasını eleştirerek, "Biz kamu diplomasisi yaptık. Lobicilik yaptık ve ABD`nin Şam`da büyükelçilik açmasını sağladık. Ama ne zamanki aynı Suriye yönetimi kendi sivil insanına kendi vatandaşına silah tutmaya başladı, onun önünde de ilk biz durduk. Çünkü dış politika insanla yapılan bir iştir. Komşunu halkınızı önemsemezseniz, sadece orada lider kadrosuyla siyaset yapabileceğinizi zannederseniz uzun vadede kaybedersiniz. Çünkü astolan milletler arası toplumlar arasındaki ilişkilerdir. Kamu diplomasisi dış politikayı millete yaklaştıran ve sadece dış politikanın alanı içerisinde kalmayıp farklı kültürleri farklı milletleri birbirine yaklaştıran bir örnek olarak ta görünmeli" dedi.
Bakan Bağış Arap Baharı`nı yaşayan ülkelerin Türkiye`yi örnek aldığı belirterek, "Bugün Mısır`da Tunus`ta Libya`daki kendi hayatını riske atan insanlar sokaklara dökülüp demokrasi özgürlük, serbest pazar ekonomisini ifade özgürlüğü adına gösteriler yapan insanlar Türkiye`ye bakıp Türkiye`nin başardıklarını bizde başarmak istiyoruz diyorlar. Sayın Başbakanımız sabaha karşı saat 02.00`da Kahire Havalimanı`na indiğinde 20 bin kişi tarafından karşılanıyorsa sadece onun şahsına olan değil Türkiye`nindemokrasisine yani en önemli yumuşak gücüne olan muhabbetten dolayı o sevgiyi görüyor. Çünkü onlar Türkiye`yi bir ilham kaynağı olarak görüyorlar. Ama Türkiye demokrasiyi özümsemiş İslam kültürüyle demokrasi kültürünü bir arada yaşatabilen sendikalarıyla serbest Pazar ekonomisiyle güçlü bir anayasasıyla gerçekten o ülkeler için Türkler bunun başardıysa bizde başarabiliriz dedirtebilen bir noktaya geldi. İşte kamu diplomasisi budur" şeklinde konuştu
Türkiye ile AB ilişkilerine de değinen Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye ile AB arasındaki en önemli sorunun önyargı olduğunu ve bunun ortadan kaldırılmasının gerektiğini söyledi. Daha sonra Bağış sözlerini şu şekilde sürdürdü;"Türkiye ile AB arasındaki en önemli sorunun aslında önyargılar olduğuna inanıyoruz. Maalesef ülkemizde de AB`ye karşı ön yargılar var. Maalesef Avrupa da ülkemize karşı ön yargılar var. Bizim bu önyargıları kırmamız lazım. Aslında iki tarafta da bir özgüven sorunu var. Türkler AB üyesi olmayı isterken, olabilme endişesi taşıyor. Avrupalılar Türkiye`nin olmasından biraz çekimser davranırken, engelleyememe endişesi taşıyor. İşte bizim görevimizde kamu diplomasisiyle bu farkı kapatmak." Lobicilik konusuna da değinen Bağış "Lobicilik genelde profesyonel bir yaklaşımla ortaya konan bir süreçtir. Ama lobicilikte eğer argümanlarınız güçlü değilse, istediğiniz kadar başarılı lobi firmaları tutun, uzmanlar tutun. Biz kendimizi ne kadar uğraşırsanız uğrasın anlatamazsınız. Türkiye bunu geçmişte hep kendi zaaflarını kapatmak için uygulamaya çalıştı, ama çokta başarılı olamadı. Türkiye`de faili meşru cinayetler işlenirken, Türkiye`de işkencenin günlük hayatın parçası olduğu bir dönem yaşanırken,Türkiye tarihindeki bazı geçeklerle yüzleşemezken, istediğiniz kadar lobicilik yapın, hiçbir başarı elde edemezsiniz. Ama özgüvenle kendi sorunlarınız üstüne gittiğiniz zaman kamu diplomasisiyle bile algıları değiştirebilirsiniz. İşte on yıl öncesine kadar bu ülkede insanlar kürdüm demeye korkarken, bugün ülkemizde 24 saat yayın yapan Kürtçe bir kanalımız varsa, devletin kontrolünde. Bu Türkiye`nin özgüvenin göstergesidir" dedi