Midyat'ta 6 Dilde Sempozyum
YÖK'ten aldığı onayla Kürtçe ve Süryanice eğitimi veren ilk üniversite olan Mardin Artuklu Üniversitesi'nin Türkçe, Arapça, Kürtçe, Süryanice, İngilizce ve Farsça dillerinde düzenlediği Midyat Sempozyumu, 10 ülkeden 100 akademisyenin katılımı ile başladı.
Türkiye'de ilk defa bir üniversite 6 dilde sempozyum düzenledi. Sempozyum, Midyat ilçesinde üniversiteye ait bir konferans salonu olmadığı için Matiat Oteli'nin konferans salonunda yapılan açılış konuşmaları ile başladı. Açılış esnasında elektrik kesintisi yüzünden konuşmalar sık sık sekteye uğradı. Açılış törenine Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Dicle Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Erin, Midyat Belediye Başkanı Şeyhmus Nasıroğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Açılışkonuşmasını yapan Rektör Omay, çok dili bir ilde çok dili bir sempozyum düzenlemenin onuru içinde olduklarını belirterek, "Üniversitemiz şimdikine benzer bir heyecan yaşadığı seminer, sempozyum, konferans tarzında başka birçok ilmi toplantı gerçekleştirdi. 3-4 yıllık bir müessese olmasına rağmen Mardin Artuklu Üniversitesi'nin kapıları sadece öğrencilerine değil, muhitinin, şehrin insanına ve bütün ilim irfan muhiplerine sonuna kadar açılmıştır. İşte bugün de bu açık üniversite fikrinin kuvveden fiilegeçtiği güzel bir zamanı idrak ediyoruz" dedi. Açılış konuşmalarının ardından "Coğrafyanın İmkanları" konulu panele geçildi. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Martin V. Bruınessen'in gerçekleştirdiği panelde konuşmacı olarak BDP Milletvekili Altan Tan, Prof. Dr. Ağırakça, Müfid Yüksel ile Doç. Dr. İbrahim Özcoşar yer aldı. İlk oturumun başkanlığını yapan Hollandalı Martin V. Bruinessen, Midyat'la ilgili bilgiler verdikten sonra 40 yıldan beri bu bölge üzerinde çalışmalarda bulunduğunu söyledi. Bölgenin 70'li yıllara oranla azımsanmayacak derecededeğişime uğradığına dikkat çeken Bruinessen, "Geçmişe oranla karşımızda etnik grupların hakkını geri veren, kültürel haklarını tek tek geri veren bir devletin çıkması beni ziyadesi ile sevindirdi" dedi. Süryanilerin tarihi hakkında da kısa bilgiler veren Bruinessen, 1900'lı yıllarda Süryanilerin de Ermeniler gibi bölgede 'Seyfo' olarak adlandırdıkları bir katliam yaşadıklarını öne sürdü. Oturumda daha sonra söz alan BDP'li Milletvekili Altan Tan, kendisinin de bir Midyatlı olduğunu hatırlatarak, "7 sülalesi Midyatlı olan biri olarak ilçemde bu tarzda bir sempozyumun yapılıyor olması beni heyecanlandırıyor. Midyat sahip olduğu tarihi, mimari, kültürel ve coğrafi dokusu ile değil bölgede, Türkiye'de vedünyada bile eşine az rastlanacak bir yapıya sahip. Bunun değerlendirilmesi lazım. Bu yapısı ile adeta bir açık hava müzesi konumunda ve bütün akademisyenler için de bir laboratuar hüviyetinde" diye konuştu
Tan, Midyat'ın sahip olduğu etnik, dini ve kültürel yapıyı anlatırken içinde Midyat'ın da bulunduğu Turabdin bölgesinde Süryanilerin, Mardin Derik ve Mazıdağı bölgesinde ise Ermenilerin yaşadığını söyledi. Ermenilerin soykırıma uğradığını özellikle vurgulamak istediğini söyleyen Tan, "Bu bölgede Ermeniler ve Süryaniler de katliama uğradı. Zaten 1915'de yaşanan bu iki olay hariç bu bölgede kesinlikle dini ve etnik bir savaş ve kavga yaşanmamıştır" dedi
Kürtçe eğitimin gerekliliğini savunan Tan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kürtçe anadili olursa acaba ülke bölünür mü? Acaba herkes Kürtçe konuşursa bir kargaşa olur mu? Çok affınıza sığınarak söylüyorum. Eğer kastımı aşan bir ifade olursa özür diliyorum. Bizim buranın merkepleri bile üç dilde anırıyorlar. Yani bizde üç dil, dört dil bilmeyen sayısı yok gibi. Bizde herkes Arapçayı, Kürtçeyi, Türkçeyi, Süryaniceyi birlikte biliyor. Bir Süryani kendi dilinin yanında aynı zamanda Kürtçeyi de, Arapçayı da, Türkçeyi de biliyor. Verilecek bu halka ne bir kargaşa olur ne de birzafiyet. Başka dilleri bilmek, öğrenmek bir zenginliktir" diye konuştu
İki gün devam edecek olan ve "Keşf-i Kadim" adıyla başlayan sempozyumda gerçekleştirilecek 18 oturumda Midyat'ın geçmişi ve bugünü sosyolojik, kültürel, dini, siyasal ve iktisadi boyutlarıyla ele alınacak
Kaynak: İHA
Tan, Midyat'ın sahip olduğu etnik, dini ve kültürel yapıyı anlatırken içinde Midyat'ın da bulunduğu Turabdin bölgesinde Süryanilerin, Mardin Derik ve Mazıdağı bölgesinde ise Ermenilerin yaşadığını söyledi. Ermenilerin soykırıma uğradığını özellikle vurgulamak istediğini söyleyen Tan, "Bu bölgede Ermeniler ve Süryaniler de katliama uğradı. Zaten 1915'de yaşanan bu iki olay hariç bu bölgede kesinlikle dini ve etnik bir savaş ve kavga yaşanmamıştır" dedi
Kürtçe eğitimin gerekliliğini savunan Tan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kürtçe anadili olursa acaba ülke bölünür mü? Acaba herkes Kürtçe konuşursa bir kargaşa olur mu? Çok affınıza sığınarak söylüyorum. Eğer kastımı aşan bir ifade olursa özür diliyorum. Bizim buranın merkepleri bile üç dilde anırıyorlar. Yani bizde üç dil, dört dil bilmeyen sayısı yok gibi. Bizde herkes Arapçayı, Kürtçeyi, Türkçeyi, Süryaniceyi birlikte biliyor. Bir Süryani kendi dilinin yanında aynı zamanda Kürtçeyi de, Arapçayı da, Türkçeyi de biliyor. Verilecek bu halka ne bir kargaşa olur ne de birzafiyet. Başka dilleri bilmek, öğrenmek bir zenginliktir" diye konuştu
İki gün devam edecek olan ve "Keşf-i Kadim" adıyla başlayan sempozyumda gerçekleştirilecek 18 oturumda Midyat'ın geçmişi ve bugünü sosyolojik, kültürel, dini, siyasal ve iktisadi boyutlarıyla ele alınacak