"islam Hukukuna Göre Ticaret ve Finans Sistemi" Konferansı

Ekonomi yazarı Doç.

Dr. İshak Emin Aktepe, İslamiyet`in kesin ve keskin bir dille faizi yasaklarken, ticareti serbest bıraktığını söyledi

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği`nin (ASKON) davetlisi olarak Adana`ya gelen Doç. Dr. İshak Emin Aktepe, Seyhan Kültür Merkezi`nde verdiği konferansta İslam hukukuna göre ticaret ve finans sitemini anlattı. Tarih boyunca tartışılan faiz konusunun yalnızca duyarlı Müslümanların değil, tüm insanlığın problemi olduğunu belirten Aktepe, "İnsanlığın selim fıtratı onu reddetmekle birlikte, ondan tamamen kurtulmak kolay değildir. Faiz, insanların iktisadi hayattaki olgunluk sınavıdır" dedi

Hak konusunda çok titiz davranan ve getirdiği ince ölçülerle bu gelir türlerini birbirinden ayıran İslam dininin ne bir emek ve risk ne de kesin bir menfaatin karşılığı olan ve kötü bir taksim sonucu elde edilen faizi reddettiğini söyledi. Aktepe, İslamiyet`in kesin ve keskin bir dille faizi yasaklarken ticareti serbest bıraktığına dikkat çekerek, "Ticaret hem helal kılınmış hem de teşvik edilmiştir. Hz. Peygamber de dürüst tüccarı övmüş ve ahirette üstün makamlarda olacağını belirtmiştir. Kur`an`daaçıkça şöyle buyrulur; `Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar`. İslam`da faizsiz kazanç yolları vardır. Ve buna yönelmek gereklidir" diye konuştu

Aktepe, konuşmasında şunlara değindi: "Kur`an ve sünnette ekonomik faaliyetlerin dinin diğer alanlarıyla bağlantılı olduğunu gösteren sarih delillerle karşılaşılmaktadır. Örneğin ticaretin ibadete engel olmaması istenmektedir. Allah Teala gizli açık her şeyi bildiği için Müslümanların davranışlarını yapma amaçlarından da haberdardır. Dolayısıyla Müslümanlar iktisadi faaliyetleri yerine getirirken taşıdıkları niyetlerine göre değerlendirilecektir. Bu bakımdan yaptıkları ticarette neyi amaçladıklarına dikkat etmelidirler. `Ameller niyetleregöredir` ve `Allah sizin bedenlerinize ve mallarınıza değil kalplerinize ve yaptıklarınıza bakar` hadisleri ile `Bir işin hükmü o işin yapılma amacına bağlıdır` külli kaidesi bu meseleye ışık tutmaktadır. Netice itibariyle bir Müslüman için dinin iktisadi hükümleri ile iman, ibadet ve diğer hükümleri birbirinden ayrı değerlendirilemez. İslamiyet`te üretilen malların mümkün olan en ucuz şekilde tüketiciye ulaşması amaçlanmakla ve bunun için tedbirler alınmakla birlikte piyasaya saygı duyulmakta vefiyatlandırma yapılmamaktadır. Ancak fiyatlara müdahale edilmiyor olması istismar edilmemeli; zengin Müslüman tüccarlar kendi karlarından evvel toplumun genel orta sınıfını ve yoksulları gözetmelidir. Fiyatlarını makul seviyelerde tutmalıdır. İnsanların sattığı mallara muhtaç olmalarından istifadeyle piyasayı yükseltip, onların kendi lüks ve şatafatlı hayatını finanse etmelerine çalışmamalıdır. Müslümanlar bir tarafta zenginlerin, diğer tarafta fakirlerin yaşadığı; gelir dağılımı açısından büyükadaletsizliklerin olduğu bir sosyal yapı arz etmemelidir. İslamiyet kuru hukuktan çok insanların güzel ahlaklı olmalarını hedef edinmiştir."
Kaynak: İHA