Cumhurbaşkanı Gül, 27. İsedak Toplantısı`nın Açılışında Konuştu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 27.
Türkiye`nin, geri dönülemez bir değişim sürecinden geçtiğini belirten Gül, "Artık yapılması gereken, değişime direnmek yerine öncülük etmek. Çağımızın gereklerine ve halkımızın meşru özlem ve taleplerine cevap verebilecek siyasi, sosyal ve ekonomik reformları uzlaşı ve diyalog yoluyla süratle gerçekleştirmek olmalıdır. Bu dönüşüm sürecinin dayanışma işbirliği içinde bütün bir şekilde yönetilmesinin ülkelerimizin bu süreçten daha demokratik istikrarlı ve müreffeh olarak çıkmasına fırsatlar sunacağınainanıyorum" dedi
Cumhurbaşkanı Gül, küreselleşme olgusunun her alanda etkisini arttırdığını ifade ederek, "Malların, insanların, bilginin ve sermayenin dolaşım hızında baş döndürücü gelişmelere tanıklık etmekteyiz. Bu gelişmeler mevcut sınırların anlamını aşındırmada, ülkelerin karşılıklı bağımlılığını arttırmakta ve uluslararası işbirliği ve dayanışmayı ihtiyaçtan ziyade zorunluluk haline getirmektedir. Bu şartlar altında İSEDAK üyesi ülkeler olarak aramızdaki sınırları bizi birbirimizden uzaklaştırmaktan çokyakınlaştıran, işbirliğini zorlaştıran değil kolaylaştıran hale getirmeliyiz. Ülkelerimiz arasındaki dayanışma ve işbirliği kültürünü güçlendirerek ortak bir lisan ve anlayış birliği geliştirerek küresel ve bölgesel tehditleri fırsata dönüştürebileceğimiz inancındayım. Tarih; insan hakları, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkleri temelinde yönetilen ülkelerin ve toplumların her zaman güçlendiğini ve kalkınma yolunda daha hızlı yol aldığını göstermiştir" diye konuştu
Son bir yıl içinde pek çok İslam ülkesinde bu yönde tarihi bir dönüşüm yaşanıyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, dünya ekonomisi bugün yeniden çalkantılı bir döneme girdiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Gül, "Gelişmiş piyasa ekonomilerinin borç yükü ve büyük bütçe açıklarında kaynaklanan sorunlar maalesef tüm dünyayı etkilemektedir. Söz konusu ülkelerin kamu maliyesi ve parasal istikrar çözümlerine yönelik siyasi karar almakta sergiledikleri yetersizlikler meseleyi daha daağırlaştırmaktadır. Bu süreçte özel borçların kamu borcuna dönüşmesi nedeniyle devletlerin borç yükü sürdürülemez bir seviyeye gelmiştir. Önceki krizde özel sektörü kurtarmaya çalışan devletler bu defa kendileri kurtarılmaya muhtaç hale gelmişlerdir. İSEDAK üyesi ülkelerin çoğunda bu tür sorunlar bulunmamakla birlikte küresel ekonomik yavaşlamayla para ve finans alanındaki çalkantılar koşulsuz bizleri de etkileyecektir. Söz konusu küresel ekonomik konulardan en az hasarla kurtulmanın yolu İslam İşbirliğiTeşkilatı ülkeleri arasındaki ticareti ve ortak yatırımları arttırmak, ülkelerimiz arasındaki insan, sermaye ve bilgi akışını hızlandırmaktan geçmektedir" açıklamasında bulundu
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bildiğiniz üzere sınırlarımız arasında malların daha rahat dolaşımını temin etmeye yönelik olarak tercihli ticaret sisteminin kurulması yönünde önemli çalışmalar yapmaktayız. Memnuniyetle belirtmek isterim ki menşei kuralları anlaşmasını onaylamasıyla, onaycı ülke sayısı 10`a çıkmıştır. Bu tercihli ticaret sisteminin hukuki zeminin tamamlandığını göstermektedir. Bundan sonra uygulamaya yönelik işleri tamamlamak kalmıştır. İnanıyorum ki hepimizin gayreti ile bu konuyu da en kısa sürede tamamlayaraktercihli ticaret sistemini sürekli uygulamaya geçireceğiz. Bildiğiniz üzere ticaret de teknik engellerin kaldırılmasında standartlar kilit rol oynamaktadır. Ülkelerimiz arsında standartların uyumlu hale getirilmesi ve yeni standartların hazırlanması ülkelerimiz arasında ticaretin artmasına çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Henüz imzalanmayan ya da onaylamayan ülkeleri de bu sürece dahil olmaya davet ediyorum." Tarım sektörünün de, ülkelerin ekonomik büyüme, kırsal kalkınma ve yoksullukla mücadele çabalarında hayati öneme sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, sektörde verimliliğin arttırılması, üretim süreçlerinin modernleştirilmesi ve tarım ürünlerinin pazara ulaşımını kolaylaştırılması hususunda ciddi eksiklikler bulunduğuna dikkat çekti. Gül, bu eksikliklerin bilincinde olarak İSEDAK`ın son yıllarda tarım alanında işbirliği çabalarını yoğunlaştırdığının altını çizdi
Afrika kıtasında yaşanan kıtlığa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye`nin yaşanan insanlık dramı nedeniyle birçok yardım kampanyası başlattığını hatırlattı. Gül, "Türkiye`de toplam 350 milyon dolarlık yardım toplandığını memnuniyetle ifade etmek isterim. Somali`de giderek ağırlaşan insani durumu değerlendirme ve açlıktan etkilenen halkın acılarını hafifletmeye yönelik önlemleri ele almak amacıyla İstanbul`da geçtiğimiz Ağustos ayında İslam İşbirliği İcra Komitesi acil toplantısıgerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda İslami işbirliği teşkilatı üyeleri ülkeleri, finans kuruluşları, yardım örgütleri ve hayırseverler Somali`deki insanlık dramına çare olmak üzere cömertçe yardım yapmaya davet edilmiştir. Ben de bu çağrıyı yineleyerek tüm üye ülkeleri Doğu Afrika`da özellikle Somali`de çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veren kardeşlerimize en cömert şekilde yardım eli uzatmaya çağırıyorum. `Komşusu açken tok yatan bizden değildir` diyen bir peygamberin ümmeti olarak hayırlarda yarışmalıve Afrika`daki kardeşlerimize sahip çıkmalıyız" açıklamasında bulundu