Bm`nin Üst Düzey Kadın Yetkilisi Sadık, Kadına Yönelik Şiddeti ve İslam Dininin Kadına Bakışını Değerlendirdi:

Tuğrul Çam - BM Genel Sekreteri`nin Özel Danışmanı Nafis Sadık, kadına yönelik şiddet konusunun çok önemli bir sorun olduğunu ve sorunun çözümü için siyasetçiler, hukukçular, sivil toplum örgütleri, medya ve özellikle kadınların kendilerine çok önemli görevler düştüğünü söyledi.

Resmi bir ziyaret için Türkiye`de bulunan Nafis Sadık, ziyareti ve kadın sorunları konusunda A.A. muhabirinin sorularını yanıtladı

Ziyaretleri sırasında birçok konunun yanı sıra kadın sorunlarının da gündeme gelebileceğini söyleyen Sadık, kadına yönelik şiddetin dünyanın her yerinde yaşandığını ancak gelişmiş ülkelerde bu sorunun üzerine daha fazla gidildiğini belirtti

"Gelişmiş ülkelerde bu tür olaylar kamuoyuna yansıtılıyor. Şiddet gören kadınların ortaya çıkıp buna dikkat çekmelerine yardımcı olunuyor. Bu olaylar, yasa yapıcıların ve toplumsal kuruluşların dikkatine sunuluyor" diye konuşan Sadık, ensest, tecavüz ve çocuk tacizi gibi vakaların toplum tarafından çok güçlü bir şekilde dışlanması gerektiğini ifade etti

Sadık, Türkiye`nin bölgesinde kadına yönelik şiddet ve benzer konularda lider rol üstlenmesi gerektiğini kaydederek, "Medyaya bu konuda çok önemli bir görev düşüyor. Medyanın bu konuları ele alış şekli ilk adım olmalı ve yetkilileri göreve çağırmalı. Ayrıca tüm siyasi ve dini liderler gibi kişilere kadınları korumak için neler yapacaklarını sormalıyız. Bu mesajı herkese iletmeliyiz. Bu sorun çok kolay çözümlenemez. Eğer yasa eksikse, yasalar yapılmalı. Aynı zamanda yasalar tam olarak uygulanmalı. Vakalar belki bildiriliyor olabilir ama dava açılmadığı zamanlar da oluyor. Bu durum şiddet gören kadının cesaretini kırıyor ve kadınlar olayı bildirmek bile istemeyebiliyor" dedi

Sadık şöyle devam etti: "Ayrıca, şiddete uğrayan kadınlar bazen `yanlış bir şey yapmış` gibi hissettiriliyor. Bazen aile onurunu kırmışlar gibi hissediyorlar. Bu anlayış değişmeli. Tüm bu şiddet meselesi o kadar gizleniyor ki bazen şiddet kurbanlarının kendileri bile haklarını korumak için çabalamıyor. Bu korkunç bir şey. Kadına yönelik şiddeti engelleme konusunda uğraş verenler, çok daha sert biçimde bu konuda seslerini yükseltmeli. Sivil toplum örgütleri çok daha etkin çalışmalı. Bazı kadın örgütleri var fakat bu örgütlerin bazıları bile şiddet konusundan bahsediyor ama daha etkin biçimde konuyu takip etmiyor." -"Müslüman kadınlar amaçlarına ulaşana kadar uğraşmalı"- Kendisinin de Müslüman bir Pakistanlı kadın olarak birçok vakayı gözlemleme şansı olduğunu söyleyen Sadık, İslam dininin kadınlara erkeklerle eşik haklar verdiğini ve kadınların amaçlarına ulaşana kadar uğraşmaları gerektiğini ifade etti

Sadık şöyle konuştu: "İslam dini öcü gibi gösteriliyor. Özellikle Batı dünyasındaki Müslüman imajı şu: Bir erkek ve kendisini arkasında takip eden 4 karısı ve hiçbir gücü olmayan kadınlar. Bu `ezik kadın` onların kafasındaki imaj. Ama mesela benim örneğimde, gazeteciler benim Müslüman bir kadın olduğumu öğrendiklerinde şoka uğruyorlar. Bana nasıl bu noktaya gelebildiğimi soruyorlar. Onlara, `Ben çok katı dini ilkeler ışığında büyüdüm` diyorum. Yani ben erkek kardeşlerimle eşittim ve ailem erkek kardeşlerimle birlikte benim de eğitim almamı sağladı. Babam dinine çok bağlı biriydi ve kız çocuklarının da eğitilmesi gerektiğini savunurdu

Durum evlilik konusunda da benzerdi. Bizim gibi ülkelerde görücü usulü yaygındır ama babam benim fikrimi sordu. Evlilik bir sözleşmedir ve kadınların da boşanma hakkı vardır. İslam dininin ilkeleri, kadınların haklarını da korur." -"AIDS Türkiye`de çok yaygın değil"- Aynı zamanda BM genel Sekreteri`nin HIV/AIDS konusundaki Özel Temsilcisi olan Nafis Sadık, AIDS hastalığının Türkiye`deki durumu hakkında da bilgi verdi

AIDS`in Türkiye`de çok yaygın olmadığını hatırlatan Sadık, vaka sayısının 5 bin gibi düşük seviyelerde olduğunu söyledi. Sadık, buna rağmen her geçen yıl AIDS hastası sayısında artış olduğunu belirterek, sayı çok düşük seviyelerdeyken bu hastalıkla mücadele etmenin daha kolay olacağını ve yayılmasının önlenebileceğini ifade etti

AIDS`in dünyada hala ciddi bir salgın olarak görüldüğünü ve en çok hasta barındıran bölgenin Afrika olduğunu kaydeden Sadık, buna rağmen Uganda, Kenya, Zambiya ve Zimbabve gibi bazı Afrika ülkelerinde ve Latin Amerika`da AIDS ile mücadelede ilerleme, HIV bulaşan insan sayısında ise azalmalar görüldüğünü söyledi

Sadık, en büyük riskin Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinde olduğunu, bu nedenle Türkiye`nin de bu ülkelere yakınlığı nedeniyle dikkatli olması gerektiğini vurguladı

Sadık, "Türkiye`nin bazı konulara dikkatlice eğilmesi lazım. Mesela, Türkiye`de çok düşük olan kondom kullanımı yaygınlaşmalı. Özellikle gençleri bilgilendirme amacıyla üreme sağlığı, aile planlaması ve cinsel sağlık gibi konularda eğitim programları arasında işbirliği yapılmalı. Okullarda AIDS konusunda eğitim programları uygulanmalı" diye konuştu

(TÇ-GÖK)
Kaynak: AA