Geciken Portakallar Sahiplerini Buldu
48.
Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında ``Geç Gelen Portakallar`` ödül töreni yapıldı.Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi`ndeki gecenin sunuculuğunu Cem Davran yaptı. Gecede Ali ve Aysun Kocatepe çifti de geceyi söyledikleri parçalarla renklendirdi.Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, sözlerine sel felaketinde yaşamlarını yitirenlere rahmet, yakınlarına ise başsağlığı dileyerek başladı. Altın Portakal Festivali`nin 48 yıllık tarihindeki iki karanlık sahnenin bu akşam aydınlandığını belirten Akaydın, şöyle konuştu: ``Bu aydınlanma, sinema sanatının barışçıl duruşuyla sansüre ve darbelere karşı gerçekleşiyor. Bu akşam sinemamızın yıldızlarının ışıltıları ile aydınlanacak 79 ve 80 sayfalarının ülkemiz tarihinde bir daha açılmayacağına yürekten inanıyorum. Her türlü sansüre, darbeye baskı rejimine sonsuza karar karşı olduğumuzu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Baskının askeri veya sivil kökenli faşizmin olmadığı, beyaz perde kadar aydınlık bir Türkiye dileklerimle tüm sanatçıları, Antalya halkı ile sevgiyle kucaklıyorum.`` Gecede Geç Gelen Altın Portakallar projesinin fikir babası olarak nitelendirilen Deniz Yayın, yaptığı konuşmada, 1979 ve 1980 yıllarındaki festivallerin yapılamamasından büyük üzüntü duyduğunu anlattı. Bu festivallerin ``Geç Gelen Altın Portakallar`` adı altında gerçekleştirilmesi yönündeki projesinin Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın tarafından kabul edildiğini ifade eden Yayın, ``Geç Gelen Altın Portakallar adı verilerek sinemamızdan af dilenmek istedi. Bu filmleri izleyin. Çünkü bu filmler öksüz kaldı, bu filmler izlenmedi. Bu filmler sinemamızın en kilit belgeselleridir`` dedi
-1979 Ödülleri- Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, 15 yaşında 1979 yılında Ömer Kavur`un ``Yusuf ile Kenan`` adlı filminde oynayan Cem Davran`a ``En İyi Çocuk Oyuncu`` ödülünü verdi. 47 yaşındaki Davran, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, ``Bir aktörün kaderi 32 yıl geriden gelir mi`` diye espri yaptı.Yakınlarının ödülü almaya gelirken, ``Sahneye kısa pantolonla çık`` diye kendisine takıldıklarını anlatan Davran, ``Bu gecenin duygusunun ardında kimin ruhu varsa ellerinden öpüyorum, ceketimi ilikliyorum ve saygı ile önünde eğiliyorum. Koskoca bir teşekkür ülkem adına`` dedi.Davran, festivalin açılış galasında ödül alan sanatçı Rutkay Aziz`in yaptığı konuşmaya da dikkati çekerek, ``Antalya`da Rutkay Ağabeyim konuşma çıtasını öyle bir yere koydu ki ben öyle şeyler söylemeyeceğim`` diye konuştu.Cem Davran, rol aldığı ``Yusuf ile Kenan`` adlı filmin yayınlandığı dönemde sansüre uğrayarak çok kısaldığını, gösterildiği sinemanın ise bombalı saldırıya uğradığını anlattı. Sinema hayatına ilişkin sözlerinin ardından, ``Şu ana kadar söylediklerim 15 yaşında aklımdan geçenler`` diyen Davran, şöyle devam etti: ``Bu ödülü alırken kime teşekkür edeyim diye düşündüm. Ama Yusuf ile Kenan`da birilerine borcum var, öğretmenlerim... Konuyla direkt ilgisi yok ama benim yüreğimle ilgisi var. Kısa bir süre önce devlet 55 bin atama yapacaklarını söyledi. Öğretmen adayları prosedürü tamamladı, aileleriyle, 11 bin atamadan sonra durdurdular. Yetkililer, ilgili bakan, `Sizi atayamıyoruz` dedi. Aileleriyle birlikte yüzbinlerce adam. Çocuk oyuncu ödülü alıyorum, ama hepsi bana `Ağabey` diyor. İlgileniyorum. Bütün büyüklerimize yalvarıyorum, benim ödülüm 32 yıl gecikti, onların ataması 32 yıl gecikmesin. Bu ödülü öğretmenler için alıyorum.`` Davran, ``Yusuf ile Kenan``dan önce başka bir film daha çektiğini ve bu filmin de yasaklandığını belirterek, ``Halbuki sonraki yıllarda sansürlenecek ne filmler çektim, onlara birşey olmadı`` diye espri yaptı.1979 yılındaki ``Kanal`` adlı filmle ``En İyi Müzik`` ödülüne layık görülen Arif Erkin, Altın Portakal heykelciğini Atila Özdemiroğlu verdi. Erkin, geçmişte oyunlarının yasaklandığını ve kendilerine, ``Bu oyunu oynamayın. Bu oyunu devam ettirirseniz sonra ötekileri de oynayamazsınız`` dendiğini anlattı. Erkin, ``Yavaş yavaş bitirdik onları. O zaman bunlar açıkça söyleniyordu, `Oynamayın` deniyordu. Şimdi insanlar sansürü kendileri yapıyorlar`` diye konuştu.``Bebek`` ve ``Demir yol`` filmleriyle ``En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu`` ödülüne layık görülen Sevda Aktolga`ya ödülünü Nuri Alço verdi. Aktolga, ``Sansür kurbanı bir kuşaktık hala kurban kuşağız. Özgürlüklerimizin peşindeyiz hala. Hala özgür değiliz. Umarım birgün özgür olmayı başarırız`` dedi.Kenan Değer ve Sevtap Parman ``En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu`` ödülüne ``Kanal`` filmiyle layık görülen Kamuran Usluer`in ödülünü Mahmut Cevher`e verdi
-``Bir daha asla Denizler ölmesin``- ``Seninle Son Defa`` filmi ile ``En İyi Kadın Oyuncu`` ödülünün sahibi olan Sevda Ferdağ, ödülünü Eşref Kolçak`tan aldı. Ferdağ, ``Hayatımda ilk defa bu kadar anlamlı bir ödül alıyorum. Bir daha asla Denizler ölmesin`` dedi.``Demiryol`` filmindeki performansıyla ``En İyi Erkek Oyuncu`` ödülüne layık görülen Fikret Hakan`ın ödülünü Meral Orhonsay, Yılmaz Köksal`a verdi.Vecdi Sayar, ``Yusuf ile Kenan`` filminin senaryosu ile ``En İyi Senaryo`` ödülüne layık görülen Ömer Kavur ve Onat Kutlar`ın ödülünü Necip Sarıcı ve Onat Kutlar`ın eşi Filiz Kutlar`a verdi.Filiz Kutlar yaptığı konuşmada, terör olaylarının bugün de devam ettiğine dikkati çekti. Filiz Kutlar, Onat Kutlar`ın 1994 yılında Cumhuriyet Gazetesi`nde yazdığı ``Terör: Herkesin kaybettiği tek oyun`` başlıklı yazıdan birkaç cümle okudu.``Demiryol`` filmi ile ``En İyi Yönetmen`` ödülüne layık görülen alan Yavuz Özkan`a ödülünü Sine-Sen Genel Sekreteri Ahmet Keskin verdi. Özkan, sansür heyetini protesto etmek için 1979 yılında filmi yarışmadan çektiklerini anlattı. Özkan, şöyle konuştu: ``Bu eylem biz filmlerimizi çektiğimiz için büyümedi, eğer jüri üyeleri topluca istifa etmeseydi ve kamuoyunda yankılanmasaydı yarışma bizim filmlerimiz olmadan devam eder ve 48 yıllık film festivali tarihinde 1979 yılı hatırlanmazdı bile. Oysa bugün burada 1979`u 32 yıl sonra heyecanla anıyoruz. Keşke bu filmleri hiç yarıştırmasaydık. Keşke onları yarıştırmak yerine bu dayanışma ve direnme öyküsünü hatırlatarak bu eyleme hayat veren herkesi ödüllendirebilseydik diye düşünüyorum. Ben ödülümü bütün bu saydıklarım adına ve 48 yıldır bu festivale emek veren herkes ve de bu festivali 48 yıldır yaşatan Antalya adına alıyorum.`` 1979 yılında ``En İyi Film`` ödülüne layık görülen ``Yusuf ile Kenan`` filminin Altın Portakal heykelciği Atilla Dorsay tarafından filmin yapımcısı Necip Sarıcı`ya, ``Demiryol`` filminin heykelciğini ise Antalya`nın eski Belediye Başkanı Selahattin Tonguç, Yavuz Özkan`a verdi.Selahattin Tonguç, yaptığı konuşmada, sansür olayından sonra izin almamış filmlerin yarışmaya girmesini engelleyecek bir yönetmelik yaptıklarını belirterek, ``Onun da üzüntüsünü ve acısını hissediyorum. İtiraf ediyorum`` dedi.Ödül törenini eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey de izledi.
Kaynak: AA
-1979 Ödülleri- Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, 15 yaşında 1979 yılında Ömer Kavur`un ``Yusuf ile Kenan`` adlı filminde oynayan Cem Davran`a ``En İyi Çocuk Oyuncu`` ödülünü verdi. 47 yaşındaki Davran, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, ``Bir aktörün kaderi 32 yıl geriden gelir mi`` diye espri yaptı.Yakınlarının ödülü almaya gelirken, ``Sahneye kısa pantolonla çık`` diye kendisine takıldıklarını anlatan Davran, ``Bu gecenin duygusunun ardında kimin ruhu varsa ellerinden öpüyorum, ceketimi ilikliyorum ve saygı ile önünde eğiliyorum. Koskoca bir teşekkür ülkem adına`` dedi.Davran, festivalin açılış galasında ödül alan sanatçı Rutkay Aziz`in yaptığı konuşmaya da dikkati çekerek, ``Antalya`da Rutkay Ağabeyim konuşma çıtasını öyle bir yere koydu ki ben öyle şeyler söylemeyeceğim`` diye konuştu.Cem Davran, rol aldığı ``Yusuf ile Kenan`` adlı filmin yayınlandığı dönemde sansüre uğrayarak çok kısaldığını, gösterildiği sinemanın ise bombalı saldırıya uğradığını anlattı. Sinema hayatına ilişkin sözlerinin ardından, ``Şu ana kadar söylediklerim 15 yaşında aklımdan geçenler`` diyen Davran, şöyle devam etti: ``Bu ödülü alırken kime teşekkür edeyim diye düşündüm. Ama Yusuf ile Kenan`da birilerine borcum var, öğretmenlerim... Konuyla direkt ilgisi yok ama benim yüreğimle ilgisi var. Kısa bir süre önce devlet 55 bin atama yapacaklarını söyledi. Öğretmen adayları prosedürü tamamladı, aileleriyle, 11 bin atamadan sonra durdurdular. Yetkililer, ilgili bakan, `Sizi atayamıyoruz` dedi. Aileleriyle birlikte yüzbinlerce adam. Çocuk oyuncu ödülü alıyorum, ama hepsi bana `Ağabey` diyor. İlgileniyorum. Bütün büyüklerimize yalvarıyorum, benim ödülüm 32 yıl gecikti, onların ataması 32 yıl gecikmesin. Bu ödülü öğretmenler için alıyorum.`` Davran, ``Yusuf ile Kenan``dan önce başka bir film daha çektiğini ve bu filmin de yasaklandığını belirterek, ``Halbuki sonraki yıllarda sansürlenecek ne filmler çektim, onlara birşey olmadı`` diye espri yaptı.1979 yılındaki ``Kanal`` adlı filmle ``En İyi Müzik`` ödülüne layık görülen Arif Erkin, Altın Portakal heykelciğini Atila Özdemiroğlu verdi. Erkin, geçmişte oyunlarının yasaklandığını ve kendilerine, ``Bu oyunu oynamayın. Bu oyunu devam ettirirseniz sonra ötekileri de oynayamazsınız`` dendiğini anlattı. Erkin, ``Yavaş yavaş bitirdik onları. O zaman bunlar açıkça söyleniyordu, `Oynamayın` deniyordu. Şimdi insanlar sansürü kendileri yapıyorlar`` diye konuştu.``Bebek`` ve ``Demir yol`` filmleriyle ``En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu`` ödülüne layık görülen Sevda Aktolga`ya ödülünü Nuri Alço verdi. Aktolga, ``Sansür kurbanı bir kuşaktık hala kurban kuşağız. Özgürlüklerimizin peşindeyiz hala. Hala özgür değiliz. Umarım birgün özgür olmayı başarırız`` dedi.Kenan Değer ve Sevtap Parman ``En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu`` ödülüne ``Kanal`` filmiyle layık görülen Kamuran Usluer`in ödülünü Mahmut Cevher`e verdi
-``Bir daha asla Denizler ölmesin``- ``Seninle Son Defa`` filmi ile ``En İyi Kadın Oyuncu`` ödülünün sahibi olan Sevda Ferdağ, ödülünü Eşref Kolçak`tan aldı. Ferdağ, ``Hayatımda ilk defa bu kadar anlamlı bir ödül alıyorum. Bir daha asla Denizler ölmesin`` dedi.``Demiryol`` filmindeki performansıyla ``En İyi Erkek Oyuncu`` ödülüne layık görülen Fikret Hakan`ın ödülünü Meral Orhonsay, Yılmaz Köksal`a verdi.Vecdi Sayar, ``Yusuf ile Kenan`` filminin senaryosu ile ``En İyi Senaryo`` ödülüne layık görülen Ömer Kavur ve Onat Kutlar`ın ödülünü Necip Sarıcı ve Onat Kutlar`ın eşi Filiz Kutlar`a verdi.Filiz Kutlar yaptığı konuşmada, terör olaylarının bugün de devam ettiğine dikkati çekti. Filiz Kutlar, Onat Kutlar`ın 1994 yılında Cumhuriyet Gazetesi`nde yazdığı ``Terör: Herkesin kaybettiği tek oyun`` başlıklı yazıdan birkaç cümle okudu.``Demiryol`` filmi ile ``En İyi Yönetmen`` ödülüne layık görülen alan Yavuz Özkan`a ödülünü Sine-Sen Genel Sekreteri Ahmet Keskin verdi. Özkan, sansür heyetini protesto etmek için 1979 yılında filmi yarışmadan çektiklerini anlattı. Özkan, şöyle konuştu: ``Bu eylem biz filmlerimizi çektiğimiz için büyümedi, eğer jüri üyeleri topluca istifa etmeseydi ve kamuoyunda yankılanmasaydı yarışma bizim filmlerimiz olmadan devam eder ve 48 yıllık film festivali tarihinde 1979 yılı hatırlanmazdı bile. Oysa bugün burada 1979`u 32 yıl sonra heyecanla anıyoruz. Keşke bu filmleri hiç yarıştırmasaydık. Keşke onları yarıştırmak yerine bu dayanışma ve direnme öyküsünü hatırlatarak bu eyleme hayat veren herkesi ödüllendirebilseydik diye düşünüyorum. Ben ödülümü bütün bu saydıklarım adına ve 48 yıldır bu festivale emek veren herkes ve de bu festivali 48 yıldır yaşatan Antalya adına alıyorum.`` 1979 yılında ``En İyi Film`` ödülüne layık görülen ``Yusuf ile Kenan`` filminin Altın Portakal heykelciği Atilla Dorsay tarafından filmin yapımcısı Necip Sarıcı`ya, ``Demiryol`` filminin heykelciğini ise Antalya`nın eski Belediye Başkanı Selahattin Tonguç, Yavuz Özkan`a verdi.Selahattin Tonguç, yaptığı konuşmada, sansür olayından sonra izin almamış filmlerin yarışmaya girmesini engelleyecek bir yönetmelik yaptıklarını belirterek, ``Onun da üzüntüsünü ve acısını hissediyorum. İtiraf ediyorum`` dedi.Ödül törenini eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey de izledi.