"sarkozy`nin Tutumunu Anlamakta Güçlük Çekiyorum"

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, Fransa Devlet Başkanı Nicholas Sarkozy`nin son söylemlerini anlamakta güçlük çektiğini söyledi.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Bozkır, İtalyan, Ortadoğu`da Barış Merkezi`nin (CIPMO) Türkiye`de toplumun değişimi ve gelişimiyle ilgili düzenlediği konferansa katılmak için geldiği Milano`da, Türk dış politikasında öne çıkan gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi.Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy`nin geçen hafta Ermenistan`a yaptığı ziyaret sırasında Türkiye hakkında sarf ettiği sözler hatırlatılan Bozkır, "Fransa Devlet Başkanının, Türkiye-Fransa ilişkilerinin öneminden bihaber bir şekilde hem ekonomik ilişkilerin gayet mükemmel olduğu bir dönemde hem de Türkiye ile Fransa arasında bu kadar yıllık geçmişe dayanan iyi ilişkiler varken ve iki ülkenin gerek Türkiye`nin yaşadığı bölgede, gerek dünyada, çok önemli ortak çıkarları varken, sergilediği bu tutumu anlamakta güçlük çekiyordum ve halen de güçlük çekiyorum" dedi.Her ülkenin kendi iç siyasetinin gerektirdiği bazı nedenlerin olabileceğini dile getiren Bozkır, "Fransa`da devlet başkanlığı seçimlerine gidiliyor olması da Sarkozy`nin en son davranışının izahı olarak görülebilir" diye konuştu.Devlet adamlığı ile siyaset adamlığı arasındaki farkın böyle noktalarda çıktığını belirten Volkan Bozkır, devlet adamlarının, iç siyasetteki oy kaygısıyla yıllardır iyi ilişkiler içinde olunan ve gelecekte de çok önemli ilişkiler içinde olunacak ülkelere bu şekilde davranış biçimine girmeyeceklerini savundu. Bozkır, bunun sadece, geçmişini tehlikede gören ve kısır politikalardan medet arayan politikacılara mahsus olduğunu ifade etti."O açıdan ben, Sarkozy`nin uzun zamandan beri Türkiye ile ilgili sürdürdüğü politikayı gerçekten üzüntüyle karşılıyorum. Son davranışını da ilişkilerde yara açacak boyutta görüyorum" diyen TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, Fransa`da gelecek yıl yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinde, Türkiye-Fransa ilişkilerinin önemine vakıf ve iki ülke ilişkilerini daha ileriye götürmek isteyecek kişilerin Fransa`nın başına gelmesini ümit ettiğini söyledi.Fransa`da, Türkiye ile ilişkilerin öneminin bilincinde çok sayıda insan bulunduğundan söz eden Bozkır, Fransa`nın başına kimin geleceğinden çok Türkiye-Fransa ilişkilerini kimin daha ileriye götüreceğinin önemli olduğunu vurguladı ve kararın Fransız halkının vereceğini belirtti

-Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri- Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, sanki ada bölünmemiş gibi, tüm adayı temsil ediyormuş gibi Avrupa Birliği`ne (AB) alınmasını büyük bir hata olarak niteleyen Bozkır, "O hatanın sonuçları, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin adanın tamamını temsilen üye olduğu günden beri karşımıza çıkıyor" dedi.Bozkır, AB`nin de bugün durumun farkında olduğunu ve bunun getirdiği sıkıntıları yaşadığını ancak elinden de birşey gelmediğini ifade ederek, AB`nin bugünkü sisteminde, oybirliğiyle cereyan eden karar mekanizmalarında, tek bir üyenin oyunun, bütün bir süreci engellemeye imkan verdiğini hatırlattı.Volkan Bozkır, Rum yönetiminin 2012`nin ikinci yarısında AB Dönem Başkanlığı`nı alacak olması nedeniyle, kendilerinin, herkesin bildiği ancak kimsenin görmek istemediği bir tabloyu ortaya çıkardığını dile getirdi."Bizim tanımadığımız bir ülkeyle, (dönem başkanı oldu) diye bir ilişki içine girmemiz mümkün değildir" diyen Bozkır, dönem başkanlığı nedeniyle adada pek çok toplantının gerçekleşeceğini ancak Türkiye`den herhangi bir siyasetçinin, herhangi bir bürokratın, herhangi bir sivil toplum temsilcisinin, Türkiye`nin tanımadığı bu ülkedeki bu toplantılara katılmasının söz konusu olamayacağını kaydetti.AK Parti İstanbul Milletvekili, Rum Kesimi`nin dönem başkanlığını devralmasıyla ilişkilerin donma noktasına geleceğini, "Bu görünen bir köydür ve kılavuza ihtiyaç yoktur" sözleriyle değerlendirdi.Bozkır, Türkiye`nin 2012 Temmuz`undan önce adada çözümün bulunması ve ilişkilerin daha rahat bir ortamda yürümesi yönünde AB`ye çağrı yaptığını da aktardı.TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Bozkır, Avrupalı yetkililerle yaptıkları temaslarda bu konuda alınan geri bildirimlerin sorulmasına da şu yanıtı verdi: "Söylenilen siz büyük ülkesiniz, Güney Kıbrıs da küçücük bir ülke. Yani siz büyük ülke olarak onları affedin. Onların kusuruna bakmayın. Bu tip siyasi, diplomatik ilişkilerde, büyük ülke, küçük ülke diye bir kavram yoktur. Burada prensipler vardır. Tanımadığınız bir ülkeyi, tanımıyorsanız, tanımıyorsunuzdur. AB, Türkiye ile ilişkilerindeki çıkarları, bir üyesinin tamamen mantık dışı ve bir yerde şımartılmış bir çocuğun kaprisleri edasında kabullenmeye devam ettiği takdirde bu çıkar kaybını da göze alacaktır. Başka da bir netice göremiyorum."
Kaynak: AA