Ppk: Enflasyon Ocakta Düşecek

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), yıllık enflasyonun ocak ayında belirgin bir düşüş göstereceği, yılın ilk çeyreği boyunca 2011 yılı hedefi olan yüzde 5,5 düzeyinin altında seyrettikten sonra ikinci çeyrekten itibaren dalgalı bir seyir izl

Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 20 Ocak 2011 tarihli toplantısının özeti yayımlandı.

Özette, Kurulun toplantıda söz konusu tahminlerin, 2011 yılı içinde sınırlı bir parasal sıkılaştırma yapılarak kredi genişleme hızının yüzde 20-25 civarına düşürüldüğü bir senaryo altında enflasyonun 2011 yılı sonunda hedefe yakın gerçekleşeceğine işaret ettiği belirtildi. 

Özette, Kurul, bugünkü bilgilerle 2011 yılı içinde uygulanması öngörülen parasal sıkılaştırmanın birçok farklı bileşimle gerçekleştirilebileceğini ifade ederken, parasal sıkılaştırmanın zorunlu karşılık oranları veya politika faiz oranı aracılığıyla ya da her iki aracın bileşimi ile sağlanabileceğinin altını çizdi. Ayrıca, söz konusu sıkılaştırma sırasında iki aracın aynı yönde değiştirilebileceği gibi birbirine zıt yönde de hareket edebileceği belirtilen özette, bununla birlikte Kurulun, yeni politika çerçevesinde alınan ve alınması öngörülen tedbirlerin net etkisinin sıkılaştırıcı yönde olacağını vurguladığı belirtildi.

Özette, Ocak Enflasyon Raporu‘nda yer alan orta vadeli tahminlerin dayandığı temel senaryoya göre enflasyonun hedeflerle uyumlu seyretmesini sağlamak için politika faizi ve zorunlu karşılık oranlarından oluşan politika bileşiminin sınırlı bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirilecek şekilde belirlenmesinin öngörüldüğü kaydedildi. 

Söz konusu sıkılaştırmanın temel hedefinin, kredi genişlemesini ve yurt içi talep artış hızını yavaşlatarak bir yandan enflasyonu kontrol altında tutmak, diğer yandan finansal istikrara ilişkin riskleri azaltmak olduğu belirtilen özette şu görüşlere yer verildi:

‘‘Uygulanan parasal sıkılaştırmanın krediler üzerindeki etkisinin yakın dönemde görülmeye başlayacağı tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, uygulanan para politikası bileşiminin etkisinin boyutu ve zamanlaması, para politikasının kontrolü dışındaki gelişmelere bağlı olarak farklılaşabilecektir. Bu nedenle Kurul, önümüzdeki dönemde alınan tedbirlerin etkilerini yakından takip edecek, zaman içinde kredilerin büyüme hızının veya enflasyonun arzu edilen görünümden farklılaşacağının değerlendirilmesi halinde ilave tedbirler alacaktır. Küresel ekonomiye ilişkin gelişmeler, yurt içi enflasyon ve para politikasının görünümü açısından belirleyici konumunu korumaktadır. Mevcut konjonktürde Kurul, fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrarı da gözeten bir bakış açısıyla birden fazla araç kullanmaktadır. Bu nedenle küresel iktisadi gelişmeler, önceki dönemlerden farklı olarak, uygulanan politikanın sadece yönünü değil aynı zamanda bileşimini de etkileyecektir. Bu çerçevede, küresel ekonomiye ilişkin riskler toplam talebin büyüme hızının yanı sıra kompozisyonuna ilişkin görünümü yönünden de değerlendirilecektir.‘‘

Son dönemde ABD ekonomisine dair beklentilerde sınırlı bir iyileşme gözlenmekle birlikte, özellikle Avro bölgesi çevre ülkelerinde kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair belirsizliklerin önemini koruduğuna işaret edilen özette, gelişmiş ülkelerde gerek kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarındaki sorunların devam etmesi, gerekse olası mali konsolidasyonun etkilerine yönelik belirsizliklerin, küresel ekonominin toparlanma hızına ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta olduğu belirtildi.

Özette, petrol ve diğer emtia fiyatlarının son dönemlerde hızlı bir artış eğilimi sergilediği, yurt içi talebin güçlü seyri dikkate alındığında, emtia fiyatlarındaki artışların kalıcı olması halinde genel fiyatlama davranışlarına yansıma riski bulunduğu belirtildi. 

Önümüzdeki dönemde böyle bir riskin gerçekleşmesi ve orta vadeli enflasyon hedeflerine ulaşılmasını tehdit etmesi halinde baz senaryoda öngörülene kıyasla daha güçlü bir parasal sıkılaştırmaya gidilebileceği ifade edilen özette, ‘‘Bununla birlikte, uygulanacak politikanın bileşimi dış talep, sermaye akımları ve kredi genişlemesinin görünümüne göre farklılaşabilecektir‘‘ ifadelerine yer verildi.

Özette, Kurulun, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmeye devam ettiği, mevcut konjonktürde iç ve dış talep arasındaki ayrışmaya bağlı olarak artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılması, dolayısıyla mali disiplinin sürdürülmesinin büyük önem taşıdığı bildirildi.

Enflasyon tahminleri üretilirken kamu maliyesinde Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin esas alındığı, mali duruşun bu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceği kaydedilen özette, şu görüşler yer aldı:

‘‘Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya devam edecektir. Bunu yaparken TCMB ve ilgili kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkatle değerlendirilecektir. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir. Mali disiplinin devamı, aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Bu çerçevede, OVP‘nin ve Avrupa Birliğine uyum ve yakınsama sürecinin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.‘‘

Kaynak: AA