Okula Gidemeyen Mevsimlik İşçi Genç Kızların Hikayesi

Ekonomik sıkıntı dolayısıyla okula gidemeyen veya gittiği okulu yarım bırakarak başka illere mevsimlik işçi olarak gitmek için yollara düşen, yılın 11 ayını göçebe bir şekilde çadırlarda geçiren mevsimlik işçi genç kızların hikayeleri yürek burkuyor. Ekmek parası kazanmak uğruna çocukluklarını yaşayamayan mevsimlik işçi genç kızların bazıları okullarını yarım bırakarak, bazıları da hiç başlayamadan aileleriyle birlikte geçim derdine düşüyorlar. Mevsimlik işçilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri deHatay’ın Kırıkhan ilçesi. Havuç tarlalarında çalışan yaşları 13 ile 18 arasında değişen mevsimlik işçi genç kızlar, günde 15 ile 20 TL arasında değişen yevmiye ile çalışıyor. Geçim derdi pahasına geleceklerini memleketlerinde bırakan mevsimlik işçi genç kızlar, yazın kavurucu sıcakta, kışın dondurucu soğukta ve hatta yağmurun altında akşam saatlerine kadar çalışıyorlar. 16 yaşındaki Besra Gül’ün hayali okumaktı. Sadece 5. sınıfa kadar okula gidebilen Besra, maddi imkansızlıklar nedeniyle okula devam edemediğini söyledi. Besra, "Okusaydım ya avukat ya da doktor olmak isterdim. Ama artık yoruldum, zamanı geldiğinde evimin hanımı olacağım, çalışmayacağım. Havuç toplayarak kazandığım paranın bir kısmıyla altın ve küpe alacağım" diyor. Şanlıurfa’dan Hatay’a uzanan bir başka hikaye de 17 yaşındaki Çiğdem Erik’in... Çiğdem de ilkokulu 5. sınıfa kadar okuyabilmiş. Daha sonra ailesiyle birlikte iş ve ekonomik geçim derdine düşen Çiğdem, "Arkadaşlarım okuyor ben de okumak istedim ama iş yüzünden okuyamadım. Kazandığım parayı babama veriyorum, biz birlikte yaşıyoruz" diye konuşuyor. Ne kadar daha tarlalarda mevsimlik işçi olarak çalışacağını bilemeyen Fatma İris (17) ise kimseye bu işi tavsiye etmiyor. 6. sınıfa kadar okuyabilen ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle okuldan ayrılıp çalışmak zorunda kalan Fatma’nın da en büyük hayali hemşire olabilmekmiş. Halinden hiç memnun olmamasına karşın evinde ekmek bekleyen ailesi için bu işi yapmak sorunda olduğunu söyleyen Fatma, "Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, çok zor şartlarda çalışıyoruz, kazandığımız belli ama buna da şükretmeklazım" diyerek Urfa’daki ailesine selam gönderdi. Maddi imkansızlıklar nedeniyle hiç okula gidemeyen 18 yaşındaki İndi ve 17 yaşındaki Zeynep İlker kardeşler ise babalarının maddi sıkıntıları nedeniyle okul yüzü görmediklerini söylediler. İndi İlker, "Okuma şansım olsaydı hemşire olmak isterdim" derken; kardeşi Zeynep ise en büyük hayalinin öğretmen olmak olduğunu söyledi. Yılın büyük bir çoğunluğunu tarlada çalışarak geçiren İlker kardeşler yevmilerinden sadece elbise parası alabiliyorlar. Zeynep İlker, babalarına teslim edilen paralarından sadecezorunlu ihtiyaçlarının karşılandığını söylüyor. Kızlarını maddi imkansızlıklar nedeniyle okula gönderemediğini anlatan Şehmuz İlker (55) ise "Keşke maddi imkanım yerinde olsaydı da kızlarımı okutsaydım" dedi. Kız ya da erkek evlat ayrımı yapmadığını ancak yeni evleri için gerekli olan 20 bin lirayı bulabilmek için 2 kızını da yanına alıp mevsimlik işçi olarak çeşitli bölgelerde çalıştıklarını anlatan İlker, "Kızlarımla birlikte ekmek parası kazanıp borcumuzu ödeyeceğiz. Biz burada çalışıyoruz. Bu ikisi okula gidemedi ancak Urfa’daki kardeşleri okuyorve sonuna kadar da okutacağım" diye konuştu. Ailesi ile birlikte Urfa’dan Hatay’a çalışmaya gelen Hamit Öksüz (14) ise Şanlıurfalı genç kızlar gibi okulu yarım bırakmış. Bir yandan havuç çuvallarını toplayan bir yandan da şarkısını söyleyen Hamit’in de hayali öğretmen olmak. Yanık sesiyle tarlada çalışanlarına şarkılar söyleyen Hamit, ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu söylüyor. Bu arada, yılın 11 ayını, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde göçebe şeklinde geçiren mevsimlik işçilerle ilgili AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, bir rapor hazırladı. Ekmen’in mevsimlik işçilerle ilgili hazırladığı raporda, mevsimlik işçilerin seyahat, konaklama, eğitim, sağlık, ücret, sosyal güvence gibi sıkıntılar ön plana çıkıyor. Raporda çocukların eğitimden geri kalmaması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel programlar uygulanabileceği gibi göç edilen bölgelerde de hem okul öncesi hem de ilköğretime yönelik mobil sınıf imkanları sağlanabileceği kaydedilerek, toplu yaşam bölgelerinde düzenli sağlık taramaları yapılması, ayrıca mobil sağlık hizmetleri verilmesi, konaklayan sayısına göre mobil sağlık ocakları kurulması öngörülüyor. Raporda, ayrıca işçilerin çalışma şartlarının insani düzeye çekilmesi için denetimlerinarttırılması gereğine dikkati çekildi.