"Aile Şirketinde Ortaklık Ve Kurumsallaşma" Konferansı
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Öztürk, Kırşehir Belediyesi ve Ahi İş Adamları Derneği’nin (KAHİAD) davetlisi olarak geldiği Kırşehir’de "Aile Şirketinde Ortaklık ve Kurumsallaşma" konulu konferans verdi.
Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Aile Şirketinde Ortaklık ve Kurumsallaşma" konulu konferansa, AK Parti Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan, Belediye Başkan Vekili Yaşar Sulu, KAHİAD Başkanı Murat Baran, İl Genel Meclis Başkanı Erdal Gürsoy, Milli Eğitim Müdürü Mesut Ayrıksa ve çok sayıda vatandaş katıldı.Konferansta açılış konuşmasını yapan KAHİAD Başkanı Murat Baran, kişilerin her zaman iş hayatının içinde olduğunu belirterek, dernek olarak iş adamlarına bu konularda bilinçlendirme görevini kendilerine ilke edindiklerini ifade etti.Öztürk konferansta, "Ortaklık yapılırken en büyük dikkat edilmesi unsuru yapılacak olan anlaşmalardır. Bu anlaşmalar iyi okunmalı ve bütün ortaklar için açıklar kapatılmalıdır. Eğer bu anlaşmalar yapılmadan bir ortaklık olursa kişiler babalarına bile güvenmesin. Ortaklıkta sağlam sözleşme olmalı" dedi.Dünyadaki 2009 krizinde en karlı çıkan ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Öztürk, Türkiye’de ortaklık yapılmanın çok zor olduğunu kaydederek, "Ortaklık bize göre değil. 5 kardeş birbiriyle geçinemezken Avrupalı ayrı adamlar ortaklık yapıyor. Biz demek ki bir şeyleri kaçırıyoruz. Size bir örnek vermek istiyorum. Bu krizde cep telefonunda Sony-Ericsson birleşti ve ortak oldu. Birisi Japon, birisi İsviçre markası nerden nereye. Biz bırakın dışarı ülkeyi kardeşimizle ortak olamıyoruz. Ortalık yapmak için belirli bir maliyet, zaman, ortak bir dil ve en önemlisi ortak bir hedef gerekiyor. Bütün işlerinizi resmi kayıta dökeceksiniz ve ortaklığın başına aylık ücret verebileceğiniz bir yönetici getireceksiniz. Ortaklık da sağlam sözleşme yoksa babanla bile ortak olma" şeklinde konuştu.Son olarak krizden sonra Türkiye’nin iyi yerlere geleceğini hatırlatan Öztürk, "Krizde olan olmuş, kuyruğu dik tutmamız gerekiyordu. Umudun, inancın, psikolojilerin tamir edilmesi gereken bir ortamdı. ’Kriz yönetimi tedbirleri’ ön plana çıkıyordu. Şimdi ise sakin bir liman ve umudun ülkesi olan Türkiye’de, geleceğe çok daha farklı bakabiliyor, yeni hayaller kurabiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.Konferansı, çok sayıdaki katılımcı dikkatle izlerken, katılımın yoğun olduğu gözlendi.
Kaynak: İHA