AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş: Danıştay ideolojik karar aldı, adalete güven sarsıldı
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Danıştay‘ın, öğrencilerin başörtülü olarak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Sınavı(ALES)‘na girmesine izin veren düzenlemeyi iptal etmesine tepki gösterdi. Anayasa‘nın ‘yerindelik denetimi yapılmaz‘ hükmünü
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Danıştay‘ın, öğrencilerin başörtülü olarak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Sınavı(ALES)‘na girmesine izin veren düzenlemeyi iptal etmesine tepki gösterdi. Anayasa‘nın ‘yerindelik denetimi yapılmaz‘ hükmünün açık olmasına rağmen, Danıştay‘ın ideolojik tavırla karar aldığına dikkat çeken Elitaş, "TBMM‘nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı kanunların Anayasa‘ya uygun olup olmadığı denetlenebiliyorsa yargının da verdiği kararların Anayasa‘ya uygun olup olmadığı denetlenebilmelidir." dedi. TBMM’de konuşan Elitaş, Danıştay‘ın, ALES‘e girmesine izin veren düzenlemeye ilişkin yürütmenin durdurmasına tepki gösterdi. Elitaş, Türkiye’nin üniversiteye girebilen öğrencilerin ALES‘e girme hakkının bulunmadığını kabul eden bir Danıştay‘la karşı karşıya olduklarını ifade etti. Konuyla zerre kadar alakası olmayan bir sendikanın müracaatı üzerine bu kararın alındığına işaret eden Elitaş, "Anayasamız, erkler ayrılığı ilkesini benimsemiş. Yasama yasaları yapacak, yürütme yapılan yasalara uygun bir şekilde faaliyetlerine devam edecek, yargı da yürütmenin yaptığı icraatların yasalara uygun olup olmadığı konusunu denetleyecek." diye konuştu. Anayasa‘da ‘yerindelik denetimi yapılmaz‘ hükmünün açık olmasına karşın, özellikle AK Parti iktidarı döneminde yapılan icraatların engellemeyi kendilerine şiar edinmiş bazı yargı mensuplarının olduğunu kaydeden Elitaş, bunun için Anayasa‘yı ihlal ederek yerindelik denetimi yapması üzerine 12 Eylül 2010 tarihinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, ‘herhangi bir yargı organı yerindelik denetimi yapamaz‘ hükmünün altını kalın çizgilerle çizdiklerini söyledi. Danıştay‘ı ideolojik tavır almakla suçlayan Elitaş, "Türkiye‘de demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını ileri seviyeye ulaştırmak için gayret göstereceksek, öncelikle adaletin adil olması gerekir. Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye‘de yargıya olan güvenin zaafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki, en büyük tehlike buradadır. Üst yargı mensupları adalete olan güveni artırmak için gayret gösterme mecburiyetindedir. Bu konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıkacak. Yargı kararları ne kadar yanlış olursa olsun Anayasamız gereğince yargı kararlarına uymak zorundayız. Ama Anayasa‘ya da herhalde bir hüküm koymak gerekir. Yargı kararlarını denetleyecek bir organın olması gerekir diye düşünüyorum." diye konuştu. "YARGININ KARARLARININ ANAYASA‘YA UYGUN OLUP OLMADIĞI DENETLENEBİLMELİ" Anayasa Mahkemesi‘nin görev ve yetkilerine ilişkin yaptıkları düzenlemede bu anlamda bir hüküm bulunduğunu hatırlatan Elitaş, yüksek yargının bir kısmının, kendisinin denetimine gösterdiği tepkinin nereden kaynaklandığını da son Danıştay kararının ortaya çıkardığını kaydetti. "İlgisiz şahısların müracaatını kabul edip yargılamaya başvuran bir yargının herhalde kararının da denetlenmesi gerekir." diyen Elitaş, "TBMM‘nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı kanunların Anayasa‘ya uygun olup olmadığı denetlenebiliyorsa yargının da verdiği kararların Anayasa‘ya uygun olup olmadığı denetlenebilmelidir." ifadelerini kullandı. AK Parti‘nin, darbe mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin bir yasa hazırlığı içinde olup olmadığı yönündeki hatırlatma üzerine Elitaş, YAŞ mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını ancak darbe mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin herhangi bir çalışma içinde olmadıklarını ifade etti. Elitaş, AK Parti grubunda böyle bir hazırlık olmadığını belirterek, "Benim şahsıma ‘olabilir mi‘ diye sorarsanız, ‘Niye olmasın‘ derim. Ama grupta henüz bir çalışmamız yok." dedi. "KİMİN ÖNÜNDE HAK MAHRUMİYETİ VARSA BUNU DÜZELTMEK SİYASETİN GÖREVİDİR" Elitaş, İmam Hatip Lisesi mezunlarına polis olma yolu açan düzenlemeye ilişkin eleştirilere ise şu cevabı verdi: "İmam Hatip mezunlarının polis olmasının engellenmesinin eleştirilmesi gerekirken, ‘İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olmasının önü açılıyor‘ şeklinde eleştirel yaklaşım da beni şaşkınlığa düşürüyor. Demokrasi için, özgürlük ve insan hakları için yaptığımız mücadelede, demokratik olmayan bir düzenlemenin ortadan kaldırılmasının desteklenmesini beklerken medyanın eleştirel bir yaklaşımla konuya bakması bana şaşırtıcı geldi. Kimin önünde hak mahrumiyeti varsa bunu düzeltmek siyasetin görevidir. Burada eğer bir eksik varsa bunu siyasete hatırlatmak da medyanın görevidir. Bunu eleştirmek yerine herhalde teşvik etmek gerekir. Bir bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermek adına bu düzenlemeyi yaptık." Elitaş, teklifin önümüzdeki hafta komisyonda görüşüleceğini bilirdi. "KILIÇDAROĞLU O EZİKLİĞİN ALTINDA KIVRANIYOR" Elitaş, CHP‘nin, Kayseri‘deki yolsuzluk iddialarına ilişkin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş hakkında suç duyusunda bulunmasını değerlendirirken, "Allah‘ım hiç kimseyi iftira atanlardan eylemesin. Sayın Kılıçdaroğlu‘nu kırmızı kaplı bir dosya verdiler. Dosyanın önünden aldılar, arkasından sakladılar, ortadan bir yeri Kılıçdaroğlu‘na verdiler. Kılıçdaroğlu da hazırlıksız şekilde içi boş dosyayı savunmak zorunda kaldı. Sayın Kılıçdaroğlu, elinde patlayan bombanın etkisini hafifletebilmek için, haksız saldığı namın ortadan kalkmasının psikolojik ezikliği içinde o dosyayı doldurmaya çalışıyor. Ama içini iftirayla doldurmaya çalışıyor, çamurla doldurmaya çalışıyor. Kılavuzunun nasıl biri olduğunu sorsun, tüm Kayseri, bataklığın içinde olduğunu ifade edecektir. Ama sayın Kılıçdaroğlu o ezikliğin altında kıvranıyor."