Chp Genel Başkan Yardımcısı Oran Hayvancılık Sektörünü Değerlendirdi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, sınırsız ve kontrolsüz ithalatın hayvancılık sektörünü öldüreceğini belirterek, "Dual destek mekanizması dediğimiz bir sistem var. İkili destek sistemi. Hem yerli üreticiye destek vermek, öz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği toplantıda gündemdeki hayvancılık konusu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Vatandaşın mutfağında, tenceresinde et değil dert pişirdiğini söyleyen Oran, "Gerçekten büyük sıkıntı çekiyor" dedi. Temel sorunun uygulanan politikalar olduğunu kaydeden Oran, "Hükümet baştan beri yanlış bir politika uyguluyor ve yanlışa yanlışla devam ediyor" diye konuştu. Türkiye’nin tarihinde ilk defa kurbanlık et ithal ettiğini ve bunun süreli bir çözüm olduğunu ifade eden Oran, "Süreli bir çözümdü, kalıcı hale geldi. Şu anda ilgili bakanlık bu konuda izin veriyor. Çok tehlikeli bir şey. Aşağı yukarı 2 milyon küçük besici var. Besiciler aileleriyle birlikte 10 milyon insan. Şu anda bunlar büyük bir sıkıntı içindeler. Ürettikleri eti satamıyorlar ithal etten dolayı" şeklinde konuştu. Oran, bu hafta içerisinde de büyük üreticilerin isyan ettiğini belirterek, büyük üreticilerin de hayvan ithal edeceklerini söylediklerini ve ithalata yönelerek üretim yapmanın çok tehlikeli olduğunu söyledi. Oran, yüzde sıfır faizli kredi ile yerli üreticinin 13-14 liraya mal ettiğini, 10-11 liraya ise ithal edebildiğini belirtti. Bu politikanın 3-4 yıllık bir politika olduğunu kaydeden Oran, "Süt ürünleri ve et fiyatlarında fiyatlar düştüğünde yaklaşık 1 milyon anaç inek kesilmişti. Bu 1 milyon anaçineği kesildiğinde Türkiye 2 milyon litre süt kaybına uğradı. Aşağı yukarı 1 milyon buzağı kaybı oldu. Son 5 yılda et üretimi yüzde 45 azalırken, et tüketimi yüzde 28 arttı. Tarım ve Köyişleri Bakanı’nın çok akıllı bir politika uygulaması gerekiyor. Tüm taraflarla ortak aklı çalıştırması gerekiyor. Ben bildimciliği bırakması gerekiyor. Onların önerisini ciddiye alması gerekiyor" dedi. Önerilerine CHP olarak destek verdiklerini belirten Oran, "İthalat belli bir süre devam edecek. Kontrollü şekilde devam etmesi gerekiyor. Bu şekilde sınırsız ve kontrolsüz şekilde ithalat, hayvancılık sektörünü öldürecek. Dual destek mekanizması dediğimiz bir sistem var. İkili destek sistemi. Hem yerli üreticiye destek vermek, özellikle girdi maliyetlerine destek vermek, hem de dış pazar odaklı bir destek vermek. İç ve dış politikaların dikkate alınması gereken bir politikanın uygulanması gerekiyor.Sektör temsilcileri bağımsız özerk bir kurum talep ediyorlar. Bu tarım piyasası araştırma, gözetim, denetim, bir politika merkezi kurumudur. Riskleri analiz edebilen, tüketicinin taleplerini, dünyadaki gelişmeleri takip edebilen bir kurum. Bakanlıkta, bürokrasi de bunun içinde yer alacak. Böyle bir kurum talep ediliyor" diye konuştu. Süt üreticilerinin de ciddi sorunları olduğunu ifade eden Oran, süt üreticilerinin muazzam maliyet artışlarına dikkat çekti. Oran, süt üreticilerinin taleplerinin dikkat alınması gerektiğinin altını çizerek, "Süt tozu ithalatı konusunda defalarca uyardılar. Hala bunu dikkate almıyoruz. Seracılık konusu çok önemlidir. Meracılık, doğal yem oluşturma konusunda mera vasfını yitirmiş yerleri tekrardan kira karşılığı sözleşmeli olarak açmaları gerekiyor" dedi. Oran, vahşi bir populizm olduğunu savunarak, "Tarım Bakanı ’vatandaşa ucuz et yedireceğim’ derken bu vahşi populizm, hayvancılık, süt, tarım sektörünüe bu şekilde devam ederse yok edecektir. Sınırsız ve mücadelesiz bir ithalatla bu sektör yok olmaya mahkumdur" ifadelerini kullandı. İthalat yapılarak populizm yapıldığını, bunun amacının aslında seçim populizmi, oy goygoyculuğu olduğunu söyleyen Oran, "Bu politikalarla vatandaşa, vatandaşa mutfağında, tenceresinde dert pişiriliyor, kaynatılıyor. Bu arada, üreticinin üzerinden ithal danalar geçiyor. Üreticiler üzerinden Anguslar geçiyor" dedi. Türkiye’nin ithalat ile kalkınamayacağını, bunun halkı kandırma politikası olduğunu belirten Oran, hükümeti çiftçiye, sanayiciye, ihracatçıya kulak tıkayarak kalkınmanın sağlanmayacağı konusunda uyardı. Oran, "Türkiye kalkınacaksa tek bir yol var, üreterek kalkınması gerekiyor. Ancak Türkiye üreterek refahı arttırabilir, daha çok iş, aş yaratabilir. Daha çok aş, iş, sosyal barışı getirebilir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak mutlu aile için Türkiye’nin daha çok üretmesi gerekir ve hükümetin, siyasiiradelerin de üretimi teşvik etmesi gerekir. Üreticiyi dikkate alması gerekir. Çiftçi, sanayici, üretici çok zor şartlarda hayatına devam ediyor" diye konuştu. Milli ürünlerin feda edildiğini, çay, fındık, tütün, pamuk gibi ürünlerde dışa bağımlı kalındığını söyleyen Oran, "Biz milli ürünlerimize sahip çıkmıyoruz. Biz milli değerlerimize sahip çıkmıyoruz. Böyle bir kalkınma olmaz. Bunun sonucunda her ne kadar büyüme olmakla beraber, Türkiye’nin cari açığı ortada. Geçen sene son 11 ay, 2011 ile 2010 arasında cari açıktaki artış yüzde 270. İthalatımız yüzde 30, ihracatımız yüzde 190 artıyor. Borç durumumuz ortada. Böyle bir büyüme modelini doğru bulmuyoruz" dedi.Bir basın mensubunun "Yargı tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine endişeli olduklarını söyleyen Oran, "Anayasa halk oylamasında bunu anlatmaya çalıştık. Yargı reformu diye ortaya konulan, dünya standartlarında ortaya konan sonuç ortada. Sonuçla yüz yüzeyiz. Önümüzde 5 ay, 20 hafta var. Bu endişelerimizi mevcut siyasi iradeyi, hükümeti sandıkta bertaraf ederek gidereceğimizi düşünüyorum" dedi. e’f0imiz bir sistem var. İkili destek Oran, ’Gürsel Tekin’in MHP ile koalisyon yapabiliriz’ şeklindeki yorumunun hatırlatılması üzerine ise, "Bizim baştan beri açıkladığımız bir şey var. Bizim hedefimiz yüzde 40’la tek başımıza iktidar olmaktır. Biz, o çalışmalar çerçevesinde devam ediyoruz" cevabını verdi. Akaryakıt fiyatlarıyla ilgili olarak da Oran, Özel Tüketim ve Katma Değer Vergileri’nin çok yüksek olduğunu belirterek, "Vatandaşa dolayı gibi görünse de, vatandaşın bütçesini delip geçen zamlar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. Hükümeti eleştiriyoruz, karşıt görüşü savunuyoruz. Burada en önemli görev halka düşüyor. Halkımız eğer bu konuda şikayetçi ise, şikayetini dile getirmeli. Halk biraz sesini çıkartabilmeli, ayağa kalkabilmeli, sancılarını dilegetirebilmeli" diye konuştu.
Kaynak: İHA