Kemal Kılıçdaroğlu'nun Manisa Mitingi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Manisa mitinginde "Recep Bey" diye hitap ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ağır eleştirilerde bulunarak televizyon programında tartışmaya davet etti
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Manisa mitinginde "Recep Bey" diye hitap ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ağır eleştirilerde bulunarak televizyon programında tartışmaya davet etti. Kılıçdaroğlu, "Kendine güveniyorsan, adam gibi adamsan, yürekliysen çık karşıma hesaplaşalım. Bu kardeşinizin karşısına çıkabilmesi için adamda mangal gibi yürek olması lazım" dedi.
Aralarında CHP Genel Sekreteri Önder Sav, genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri ile birlikte Manisa'ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merkeze bağlı belde ve köyleri konvoyla gezerek gövde gösterisi yaptı. Halkı selamlayarak referandumda evet oyu isteyen Kılıçdaroğlu, Sultan Meydanı'ındaki mitinkte büyük coşkuyla karşılandı.
"Destek verirseniz inşallah bir dahaki sefere buraya Başbakan olarak geleceğim" diyen Kılıçdaroğlu, Manisa'nın tarihini değiştireceklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'Recep Bey' diye hitap eden Kılıçdaroğlu, "Recep Bey böyle sıcaklarda miting yaptığı zamanlarda makinalar getiriyor soğuk hava püskürten, gülsuyu getirtiyor ama bizim öyle olanaklarımız yok. Ben size insan Kemal'in serinliğini getirdim." dedi.
Manisa'nın üzümün başkenti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Manisa üzümü denildiğinde akan sular duruyor. Çiftçi hayatından memnun mu, memur hayatından memnun mu, esnaf, sanayici hayatından memnun mu, emekliler hayatından memnun mu? Allah aşkına bu ülkeyi 8 yıldır yönetiyorlar, iktidarda yan gelip yattılar. Ben diyorum ki fındık üretcisinin derdi var, Sayın Başbakan fındık anlıyor, incir üreticisinin derdi var diyorum incir anlıyor, üzüm üreticisini derdi var diyorum üzüm anlıyor. Dayanamadım sonunda dedim Sayın Başbakan'a, Allah aşkına yedin yedin doymadın,
hala mı doymadın sen? Biz diyouz ki her ürünün arkasında alın teri vardır. Siz çiftçiyi ürettiği için cezalandırırsanız, en pahalı mazotu, en pahalı gübreyi, elektriği çiftçiye satıp ürününü aynı değerde almazsınız çiftçi de, 'artık bişey yapamıyorum, üretemiyorum, alın terimin kıymeti kalmadı' der. Anayasa değişikliği getiriyorlar. Bu anayasa değişikliği çiftçinin derdine derman mı, emeklinin, işçinin, memurun derdini çözüyor mu? Peki bu kimin derdinizi çözüyor? Recep Bey'in derdini çözüyor.
Cumhurbaşkanı'nı atıyorum, Meclis Başkanını atıyorum, vali, emniyet müdürünü atayabiliyorum diyor ama hakim atayamıyorum. Şimdi 'yetki verin yargıçları da atayacağım' diyor. AK Parti bu halka hesap verecek."
MENDERES'İN KEFENİ
"Başbakan Kemal" tezahüratı nedeniyle konuşmasını kesen Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum. Yetki verin, güç verin; yetki sizde, güç sizde, kul hakkı yiyenlerden hesap soracağız. Sonuna kadar soracağım. Kaçsın, ister ağa babasının memlektine kaçsın getireceğiz. Ben hesap soracağım deyince beyefendi diyor ki efendim 'Biz Menderes'in kefenini giydik. Bakın şimdi istismara bakın. Kardeşim biz seni asacağız mı dedik? Kul hakkını yiyenden hesap soracağız dedik. Sen Mesut Yılmaz'ı Yüce Divan'a gönderirirken
Menderes'in kefeni aklına gelmedi mi?
Siyasete atılırken söyledim. Birincisi halka yalan söylemeyeceğiz. İkincisi halkın çıkarlarını savunacağız. Üçüncüsü, siyasette siyasetçi değil önce halk zenginleşecek, halk kazanacak. Dördüncüsü, yoksulluğu ve yolsuzluğu bu ülkenin tarihinden söküp atacağız. Kimse yoksulluk edebiyatı yapmasın. Her yoksul hanede evin kadınına banka hesabı açtıracağız ve her ay asgari ücret kadara maaş yatıracağız. İşçi, memur gibi aylığını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını karşılayacak. İnancımızda olduğu gibi, sağ elin
verdiğini sol el bilmeyecek." dedi.
MANİSA SÜMERBANK'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ
"Yolsuzluğu da tarihe gömeceğiz" diyerek Manisa'da Sümerbank AŞ.'nın özellştirilmesine değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Sümerbank yolsuzluğunda birileri malı götürdü. Siz merak etmeyin, hayatın her alanında, her yerinde imkanımız oldukça hesap soracağız. 4 trilyona özelleştirdiler, fazla değil bir süre sonra yüzde 90'nını 52 trilyona sattılar. 4 nerde 52 trilyon nerde? Şimdi ben AK Parti'nin başta Bülent Arınç ve Manisa milletvekilerine soruyorum: Dindar, ahlaklı geçiniyolar. 4 tirlyona alınan bir yerin 52 trilyona satılması hangi vicdan, hangi ahlak, hangi dinde var? Çıkıp anlatsınlar bana bakayım? Yetki verin güç verin
göreceksiniz bunların maskelerini indireceğiz. Bunlar aşağıda vatandaşın arasına giriyorlar Allah, Peygamber, bir üst katta hamam edebiyatı yapıylar. İnanmayın, bunlar inançları sömürüyorlar, ahlaklı değiller."
"TELEKULAK HÜKÜMETİ"
Türkiye'de herkesin cep telefonlarının dinlendiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Anayasa değişikliği getiriyorlar, demokrasi getiriyoruz diyorlar. Allah aşkına siz bunların demokrasi anlayışına inanıyor musunuz? Demokrasi olan yerde vatandaşın cep telefonu dinlenir mi? Tarlada, fabrikada, kahvede söyleriz, derdimiz budur deriz ama vatandaşın telefonunu dinlerler. Dertlerinizi telefonla anlatırken Recep Bey'in kukaları büyüktür belki ordan dinler. Bu hükümet telekulak hükümetidir unutmayın. Herkesin
telefonlarını dinliyolar. Dinledikten sonra da çıkıp halka anlatıyorlar.
Bu Recep Bey Remzi Gür'e telefonda 'kızıma 20-25 gönder demedi mi? Sen bundan neden istiyorsun. Tamam Amerika'da çocuklarını okutmuş şimdi bu parayı hangi amaçla istiyorsun soracağız. Recep Bey cevap verebilir mi? Hayır veremez. Ne söyleyecek inkar edecek heralde" ifadelerini kullandı.
"KORKU TOPLUMU"
Kılıçdaroğlu, "Bir şey daha yapıyorlar. Korku toplumu oluşturuyorlar. Siz 'evet vermezseniz 'yeşil kartınız iptal ederiz, aile yardımını keseriz' diyorlar. Ve Soma'ya gidin taşeron işçilere 'evet demezseniz 'hayır' çıkarsa, CHP iktidara gelevek, Kemal Kılıçdaroğlu başbakan olacak, sizi atacak, başka işçi alacak.' Bunların tamamı yalandır. Bütün taşeronlara sesleniyorum, merak etmeyin halkın iktidarı geliyor. Herkese aş var, herkese iş var. İster oy ver ister verme. Bizim yüreğimizde insan sevgimiz var,
hangi görüş, hangi etnik kimlik olursa olsun düşüncemiz şudur: İnsan inancı, düşüncesi ile Allah'ın yarttığı en yüce varlıktır. Ahlakımız da kuralımız da budur. Bizim derdimiz işçi atmak değil, derdimiz; herkes alın teri ile ekmeğini kazansın evine götürsün. Biz Manisa'da hak ettiğimiz oyu almıyoruz bunu biliyorum ama buraya daha fazla geleceğim. Bütün taşeron işçileri kadrolu yapacağız, onun sözünü verİyorum. İşçi Kemal'in, memur Kemal'in, esnaf Kemal'in, amele Kemal'in sözüdür bu. Sözümüzün arkasında
dururuz. Bizim adımız Recep Bey değil" diye konuştu.
BAŞBAKAN'I TELEVİZYON PROGRAMINA ÇAĞIRDI
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Dokunulmazlıkları kaldıracağım dedi kaldır mı hayır. Televizyonlara çıkıp konuşuyor, 20 miting meydanında konuşuyor, 'kaldıracağız' diye. Yürekliyse, adam gibi adamsa, sözünün arkasında durursun kaldırsın dokunulmazlıkları.
'Şu ana muhalefet partisi hiç anayasa değişikliğinden söz etmiyor' diyor. Kendine güveniyorsa, adam gibi adamsan, yürekliysen çık karşıma hesaplaşalım. Recep Bey çıkabilir mi? Ben de diyorum çıkamaz. Çünkü bu kardeşinizin karşısına çıkabilmersi için adamda mangal gibi yürek olması lazım. O ancak yandaş gazetecilerle yandaş televizyonlar bulacak. Yürekliysen çık karşıma, hangi televizyoncu istiyorsan çıkarız, hangi soruyu sorarlarsa cevabını veririz. Çünkü bizim verilmeyecek hesabımız yok. İster korkak
deyin ister başka birşey ben de diyorum çıkamaz. O yürek yok onda."
"TÜTÜNÜ YOK ETTİLER, ÇİFTÇİYİ DE PERİŞAN"
Tütün üretiminin bitmesiyle ilgili AK Parti hükümetinin dışarıdan talimat aldığını iddia eden Klıçdaroğlu, "Tütünü yok ettiler, çiftçiyi perişan ettiler. Bunlar yeniden tütün ekme izni verirler mi, vermemezler çünkü talimatı dışarıdan aldılar, 'tütünü, üreticiyi perişan edeceksiniz' diye. Tütünün de yolunu açacağız, üreticinin de. Çünkü biz sosyal demokrat bir partiyiz, halkçı bir partiyiz. Bir dönem afyon ekimini de yasaklatmışlardı o zaman yürekli sosyal demokrat Bülen Ecevit 'Ben afyon ektiririm'
dedi. Biz İnönü'lerin, Atatürk'ün, Deniz Baykal'ın, Bülent Ecevit'in kültüründen geliyoruz.
Hepimiz bir sese daha kulak vereceğiz. 2B orman arazileri konusunda AK Parit ile anlaşamadık. AK Parti dedi ki 2B arazilerini köylüye satalım. Dedik ki 'niye satıyoruz bedava verelim. Onlar o toprağı işliyorlar, yıllardır kullanıyorlar.' ama anlaşadık. Biz bunu halkın çıkarı için çözeceğiz. Kim toprağı işliyorsa ona vereceğiz.
Anayasa getiriyorlar, az önce burada bir yolsuzluğu anlattım size. Bütün Manisalı'ların gözleri önünde yapıldı, 48 trilyonu birileri cebine attı. Şimdi yeni anayasa ile bir düzenleme getiriyorlar. Tüpraşı'ın yüzde 68'lik hissesini sattılar. Petrol İş Sendikası 'Bunda kamu yararı yoktur' dedi ve yargı da iptal etti. Bir yıl sonra yüzde 51 daha az kısmı ihale ile satıldı. Şimdi yeni anayasa getiriyorlar ve bu değişiklikte 'Kamu çıkarı için idari yargıya başvuramazsın' diyolar. İnsanın vicdanı sızlar. Kamu
menfaati için bir vatandafdnşın, helal süt emmiş adamın mahkemeye başvurmasını hangi ahlakla yasaklıyorsun. Bunların hesabını soracağız. Bunların yüzünden maskeleri hep birlikte indireceğiz. Sen yargıdan kaçmak için getiriyorsun, kamu menfaatlerini sorgulamasın diye getiriyosun.
Bütün sanatçılara söylüyorum, bazıları diyor ki '12 Eylül ürünüdür onun için evet diyeceğim. O da 12 Eylül bu da 12 Eylül. 12 Eylül'lere karşı çıkacağız biz. Hesap sorabildiler mi 12 Eylül paşalarından? Hesap soramazlar. Kendilerine muhtıra veren adam var, çağırsınlar sorsunlar. Ne yaptılar kurşun geçirmez araba aldılar, üstün hizmet madalyası verdiler. Sen muhtıra ver, ben madalya, al takke ver küllah. Milletin üzerinden korkuyu atacağız; güçlenecek, 12 Eylül'de ilk adım, genel seçimde 2. adım, 3 adımda
halkın iktidarı olacak" dedi.
VİLLA, ALTIN KAPLAMA MUSLUK POLEMİĞİ
"Ürün tarlada, Recep Bey hazuvlu villada, musluklar altın kaplama" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Bu demiyor muydu 'su sattım, limon sattım, geçindim' diye. Allah aşkına, Ramazan ayındayız yurttaşlara sesleniyorn, hangi vatandaş su satarak, limon, simit satarak altın kaplamalı musluğu olan olan malikanelerde oturur? Bir Allahın kulu, 'evet kardeşim ben de su, limon sattım. Şimdi benim de oturduğum maklikanenin muslukları altın kaplamadır' diye çıksın ben de özür dileyeceğim. Hayat bu. Milleti sömürme üzerine kurulu bunları hayatı. O yüzden bunların getirdiği anayasaya güvenmeyin. Yeni anayasa
çıkacak. YÖK tarihe gömülecek, dokunulmazlık kalkacak. Ülke özgür değil, aydınlar özgür değil, sanatçılar özgür değil, çiftçi, sanyici, iş adamı özgür değil. Kimse korkudan konuşamıyor. Söylüyorum, korku toplumunu delelim aydınlık Türkiye'yi yeniden kuralım.
O Türkiye'de üretilen üzümü yemez, Türkiye'de üretilen çileği yemez dışarıdan ithal çilek yer. Sizin derdinizden anlamaz, sizin derdinizi anlayacak adamın damdan düşmüş olması gerekir. O damdan düştü ama villaya düştü yere düşmedi.
Üzüm üreticisinin de derdini bilyoruz. Bakınız burası tarım açısından büyük güçlü bir ilimiz. Çiftçiye 'ananı da al git' diyodu dimi Recep Bey. Dün Ankara sordum şimdi Manisa'da soruyorum. Sen bir çiftiye 'ananı da al git' derken bütün analara hakaret ettin. Çık şimdi bütün analardan özür dile. Recep Bey diler mi, dilemez. Çünkü hata ve kabahatinden dolayı özür dilemesi için adam olması lazım. Diyor ki 'Muhtar olamazsın dediler Başbakan oldum'. Kimse sana Başbakan olamazsın demedi, adam olmak lazım adam.
Nedir bunun yolu? Millete yalan söylemeyecek, millesi seveceksin, ülkenin çıkarlarını savunacaksın, ülke için çalışacaksın. Aam olmanın yolu budur.
Manisa pamuğun da başkentiydi. Ama ekmenize gerek yok çünkü Başbakan pamuğu Yunanistan'dan getiriyor. Diyor ki, 'yan gelip yatsın üretici, ayda bir makarna, 2 kg. bulgur veririm oyunu da alır cebime koyarım.' Haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız, güç verin yeter ki."
Başbakan Erdoğan'ın padişahta olmayan yetkilere sahip olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Padişahın bu kadar yetkisi yoktu. Diktatörlüğe giden yola izin verecek misiniz? Milleti soyan seçim sandığını da soyar, sandıklara sahip çıkacağız. Yolsuzluk yapanların künyesini siz daha iyi biliyorsunuz.
12 Eylül'ün numaralarından birisi de gençleri siyasetten uzak tutmaktı. Yeni güçlü bir akım geliyor, gençler en önde. Gençlerle yola çıkacağız. Gençler siyasete daha fazla girecek. Girmelerini istiyorum. Size her türlü desteği vermek boynumuzun borcu. Güçlü olacağız, beraber dayanışma içerisinde olacağız. Kadın, erkek, genç yaşlı hep birlikte 13 Eylül'de Recep Bey'i sandığa gömeceğiz.
Eskiden bunlar, iki lafının arasında 'inşallah hayırlara vesile olur' derlerdi şimdi söylüyorlar mı? Hayır'ından neden korkuyorlar. Halkın gücüne bakın. 'Hayırlara vesile olsun' derken korkar hale geldiler. Onlar hayrın ne olduğunu bilmiyorlar, cep doldurma işini biliyorlar. Güç verin, destek verin, işçi de, çiftçi de memuru da herkes halinden memnun olsun. Emeklileri Recep Bey sevmez. Durumları çok iyi Recep Bey'e göre. Recep Bey diyor ki 'emeklilerin durumu o kadar iyi ki milli gelir artışından pay
verilmez. Yasa çıkardı bunun için. O kanunun o maddesini Recep Bey'in yakasına iliştireceğiz. Öyle gezsin meydanlarda. Emekli kardeşlerim 9 milyon emekli var, eşleriyle 15-16 milyon. İsterlerse tek başına iktidara getirirler bir partiyi. Biz intibak yasasını çıkaracağız ve milli gelir artışını yapacağız."
Kılıçdaroğlu daha sonra İzmir mitingine katılmak üzere Manisa'dan ayrıldı.
(ÖA-CMH-Y)
Aralarında CHP Genel Sekreteri Önder Sav, genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri ile birlikte Manisa'ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merkeze bağlı belde ve köyleri konvoyla gezerek gövde gösterisi yaptı. Halkı selamlayarak referandumda evet oyu isteyen Kılıçdaroğlu, Sultan Meydanı'ındaki mitinkte büyük coşkuyla karşılandı.
"Destek verirseniz inşallah bir dahaki sefere buraya Başbakan olarak geleceğim" diyen Kılıçdaroğlu, Manisa'nın tarihini değiştireceklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'Recep Bey' diye hitap eden Kılıçdaroğlu, "Recep Bey böyle sıcaklarda miting yaptığı zamanlarda makinalar getiriyor soğuk hava püskürten, gülsuyu getirtiyor ama bizim öyle olanaklarımız yok. Ben size insan Kemal'in serinliğini getirdim." dedi.
Manisa'nın üzümün başkenti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Manisa üzümü denildiğinde akan sular duruyor. Çiftçi hayatından memnun mu, memur hayatından memnun mu, esnaf, sanayici hayatından memnun mu, emekliler hayatından memnun mu? Allah aşkına bu ülkeyi 8 yıldır yönetiyorlar, iktidarda yan gelip yattılar. Ben diyorum ki fındık üretcisinin derdi var, Sayın Başbakan fındık anlıyor, incir üreticisinin derdi var diyorum incir anlıyor, üzüm üreticisini derdi var diyorum üzüm anlıyor. Dayanamadım sonunda dedim Sayın Başbakan'a, Allah aşkına yedin yedin doymadın,
hala mı doymadın sen? Biz diyouz ki her ürünün arkasında alın teri vardır. Siz çiftçiyi ürettiği için cezalandırırsanız, en pahalı mazotu, en pahalı gübreyi, elektriği çiftçiye satıp ürününü aynı değerde almazsınız çiftçi de, 'artık bişey yapamıyorum, üretemiyorum, alın terimin kıymeti kalmadı' der. Anayasa değişikliği getiriyorlar. Bu anayasa değişikliği çiftçinin derdine derman mı, emeklinin, işçinin, memurun derdini çözüyor mu? Peki bu kimin derdinizi çözüyor? Recep Bey'in derdini çözüyor.
Cumhurbaşkanı'nı atıyorum, Meclis Başkanını atıyorum, vali, emniyet müdürünü atayabiliyorum diyor ama hakim atayamıyorum. Şimdi 'yetki verin yargıçları da atayacağım' diyor. AK Parti bu halka hesap verecek."
MENDERES'İN KEFENİ
"Başbakan Kemal" tezahüratı nedeniyle konuşmasını kesen Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum. Yetki verin, güç verin; yetki sizde, güç sizde, kul hakkı yiyenlerden hesap soracağız. Sonuna kadar soracağım. Kaçsın, ister ağa babasının memlektine kaçsın getireceğiz. Ben hesap soracağım deyince beyefendi diyor ki efendim 'Biz Menderes'in kefenini giydik. Bakın şimdi istismara bakın. Kardeşim biz seni asacağız mı dedik? Kul hakkını yiyenden hesap soracağız dedik. Sen Mesut Yılmaz'ı Yüce Divan'a gönderirirken
Menderes'in kefeni aklına gelmedi mi?
Siyasete atılırken söyledim. Birincisi halka yalan söylemeyeceğiz. İkincisi halkın çıkarlarını savunacağız. Üçüncüsü, siyasette siyasetçi değil önce halk zenginleşecek, halk kazanacak. Dördüncüsü, yoksulluğu ve yolsuzluğu bu ülkenin tarihinden söküp atacağız. Kimse yoksulluk edebiyatı yapmasın. Her yoksul hanede evin kadınına banka hesabı açtıracağız ve her ay asgari ücret kadara maaş yatıracağız. İşçi, memur gibi aylığını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını karşılayacak. İnancımızda olduğu gibi, sağ elin
verdiğini sol el bilmeyecek." dedi.
MANİSA SÜMERBANK'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ
"Yolsuzluğu da tarihe gömeceğiz" diyerek Manisa'da Sümerbank AŞ.'nın özellştirilmesine değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Sümerbank yolsuzluğunda birileri malı götürdü. Siz merak etmeyin, hayatın her alanında, her yerinde imkanımız oldukça hesap soracağız. 4 trilyona özelleştirdiler, fazla değil bir süre sonra yüzde 90'nını 52 trilyona sattılar. 4 nerde 52 trilyon nerde? Şimdi ben AK Parti'nin başta Bülent Arınç ve Manisa milletvekilerine soruyorum: Dindar, ahlaklı geçiniyolar. 4 tirlyona alınan bir yerin 52 trilyona satılması hangi vicdan, hangi ahlak, hangi dinde var? Çıkıp anlatsınlar bana bakayım? Yetki verin güç verin
göreceksiniz bunların maskelerini indireceğiz. Bunlar aşağıda vatandaşın arasına giriyorlar Allah, Peygamber, bir üst katta hamam edebiyatı yapıylar. İnanmayın, bunlar inançları sömürüyorlar, ahlaklı değiller."
"TELEKULAK HÜKÜMETİ"
Türkiye'de herkesin cep telefonlarının dinlendiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Anayasa değişikliği getiriyorlar, demokrasi getiriyoruz diyorlar. Allah aşkına siz bunların demokrasi anlayışına inanıyor musunuz? Demokrasi olan yerde vatandaşın cep telefonu dinlenir mi? Tarlada, fabrikada, kahvede söyleriz, derdimiz budur deriz ama vatandaşın telefonunu dinlerler. Dertlerinizi telefonla anlatırken Recep Bey'in kukaları büyüktür belki ordan dinler. Bu hükümet telekulak hükümetidir unutmayın. Herkesin
telefonlarını dinliyolar. Dinledikten sonra da çıkıp halka anlatıyorlar.
Bu Recep Bey Remzi Gür'e telefonda 'kızıma 20-25 gönder demedi mi? Sen bundan neden istiyorsun. Tamam Amerika'da çocuklarını okutmuş şimdi bu parayı hangi amaçla istiyorsun soracağız. Recep Bey cevap verebilir mi? Hayır veremez. Ne söyleyecek inkar edecek heralde" ifadelerini kullandı.
"KORKU TOPLUMU"
Kılıçdaroğlu, "Bir şey daha yapıyorlar. Korku toplumu oluşturuyorlar. Siz 'evet vermezseniz 'yeşil kartınız iptal ederiz, aile yardımını keseriz' diyorlar. Ve Soma'ya gidin taşeron işçilere 'evet demezseniz 'hayır' çıkarsa, CHP iktidara gelevek, Kemal Kılıçdaroğlu başbakan olacak, sizi atacak, başka işçi alacak.' Bunların tamamı yalandır. Bütün taşeronlara sesleniyorum, merak etmeyin halkın iktidarı geliyor. Herkese aş var, herkese iş var. İster oy ver ister verme. Bizim yüreğimizde insan sevgimiz var,
hangi görüş, hangi etnik kimlik olursa olsun düşüncemiz şudur: İnsan inancı, düşüncesi ile Allah'ın yarttığı en yüce varlıktır. Ahlakımız da kuralımız da budur. Bizim derdimiz işçi atmak değil, derdimiz; herkes alın teri ile ekmeğini kazansın evine götürsün. Biz Manisa'da hak ettiğimiz oyu almıyoruz bunu biliyorum ama buraya daha fazla geleceğim. Bütün taşeron işçileri kadrolu yapacağız, onun sözünü verİyorum. İşçi Kemal'in, memur Kemal'in, esnaf Kemal'in, amele Kemal'in sözüdür bu. Sözümüzün arkasında
dururuz. Bizim adımız Recep Bey değil" diye konuştu.
BAŞBAKAN'I TELEVİZYON PROGRAMINA ÇAĞIRDI
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Dokunulmazlıkları kaldıracağım dedi kaldır mı hayır. Televizyonlara çıkıp konuşuyor, 20 miting meydanında konuşuyor, 'kaldıracağız' diye. Yürekliyse, adam gibi adamsa, sözünün arkasında durursun kaldırsın dokunulmazlıkları.
'Şu ana muhalefet partisi hiç anayasa değişikliğinden söz etmiyor' diyor. Kendine güveniyorsa, adam gibi adamsan, yürekliysen çık karşıma hesaplaşalım. Recep Bey çıkabilir mi? Ben de diyorum çıkamaz. Çünkü bu kardeşinizin karşısına çıkabilmersi için adamda mangal gibi yürek olması lazım. O ancak yandaş gazetecilerle yandaş televizyonlar bulacak. Yürekliysen çık karşıma, hangi televizyoncu istiyorsan çıkarız, hangi soruyu sorarlarsa cevabını veririz. Çünkü bizim verilmeyecek hesabımız yok. İster korkak
deyin ister başka birşey ben de diyorum çıkamaz. O yürek yok onda."
"TÜTÜNÜ YOK ETTİLER, ÇİFTÇİYİ DE PERİŞAN"
Tütün üretiminin bitmesiyle ilgili AK Parti hükümetinin dışarıdan talimat aldığını iddia eden Klıçdaroğlu, "Tütünü yok ettiler, çiftçiyi perişan ettiler. Bunlar yeniden tütün ekme izni verirler mi, vermemezler çünkü talimatı dışarıdan aldılar, 'tütünü, üreticiyi perişan edeceksiniz' diye. Tütünün de yolunu açacağız, üreticinin de. Çünkü biz sosyal demokrat bir partiyiz, halkçı bir partiyiz. Bir dönem afyon ekimini de yasaklatmışlardı o zaman yürekli sosyal demokrat Bülen Ecevit 'Ben afyon ektiririm'
dedi. Biz İnönü'lerin, Atatürk'ün, Deniz Baykal'ın, Bülent Ecevit'in kültüründen geliyoruz.
Hepimiz bir sese daha kulak vereceğiz. 2B orman arazileri konusunda AK Parit ile anlaşamadık. AK Parti dedi ki 2B arazilerini köylüye satalım. Dedik ki 'niye satıyoruz bedava verelim. Onlar o toprağı işliyorlar, yıllardır kullanıyorlar.' ama anlaşadık. Biz bunu halkın çıkarı için çözeceğiz. Kim toprağı işliyorsa ona vereceğiz.
Anayasa getiriyorlar, az önce burada bir yolsuzluğu anlattım size. Bütün Manisalı'ların gözleri önünde yapıldı, 48 trilyonu birileri cebine attı. Şimdi yeni anayasa ile bir düzenleme getiriyorlar. Tüpraşı'ın yüzde 68'lik hissesini sattılar. Petrol İş Sendikası 'Bunda kamu yararı yoktur' dedi ve yargı da iptal etti. Bir yıl sonra yüzde 51 daha az kısmı ihale ile satıldı. Şimdi yeni anayasa getiriyorlar ve bu değişiklikte 'Kamu çıkarı için idari yargıya başvuramazsın' diyolar. İnsanın vicdanı sızlar. Kamu
menfaati için bir vatandafdnşın, helal süt emmiş adamın mahkemeye başvurmasını hangi ahlakla yasaklıyorsun. Bunların hesabını soracağız. Bunların yüzünden maskeleri hep birlikte indireceğiz. Sen yargıdan kaçmak için getiriyorsun, kamu menfaatlerini sorgulamasın diye getiriyosun.
Bütün sanatçılara söylüyorum, bazıları diyor ki '12 Eylül ürünüdür onun için evet diyeceğim. O da 12 Eylül bu da 12 Eylül. 12 Eylül'lere karşı çıkacağız biz. Hesap sorabildiler mi 12 Eylül paşalarından? Hesap soramazlar. Kendilerine muhtıra veren adam var, çağırsınlar sorsunlar. Ne yaptılar kurşun geçirmez araba aldılar, üstün hizmet madalyası verdiler. Sen muhtıra ver, ben madalya, al takke ver küllah. Milletin üzerinden korkuyu atacağız; güçlenecek, 12 Eylül'de ilk adım, genel seçimde 2. adım, 3 adımda
halkın iktidarı olacak" dedi.
VİLLA, ALTIN KAPLAMA MUSLUK POLEMİĞİ
"Ürün tarlada, Recep Bey hazuvlu villada, musluklar altın kaplama" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Bu demiyor muydu 'su sattım, limon sattım, geçindim' diye. Allah aşkına, Ramazan ayındayız yurttaşlara sesleniyorn, hangi vatandaş su satarak, limon, simit satarak altın kaplamalı musluğu olan olan malikanelerde oturur? Bir Allahın kulu, 'evet kardeşim ben de su, limon sattım. Şimdi benim de oturduğum maklikanenin muslukları altın kaplamadır' diye çıksın ben de özür dileyeceğim. Hayat bu. Milleti sömürme üzerine kurulu bunları hayatı. O yüzden bunların getirdiği anayasaya güvenmeyin. Yeni anayasa
çıkacak. YÖK tarihe gömülecek, dokunulmazlık kalkacak. Ülke özgür değil, aydınlar özgür değil, sanatçılar özgür değil, çiftçi, sanyici, iş adamı özgür değil. Kimse korkudan konuşamıyor. Söylüyorum, korku toplumunu delelim aydınlık Türkiye'yi yeniden kuralım.
O Türkiye'de üretilen üzümü yemez, Türkiye'de üretilen çileği yemez dışarıdan ithal çilek yer. Sizin derdinizden anlamaz, sizin derdinizi anlayacak adamın damdan düşmüş olması gerekir. O damdan düştü ama villaya düştü yere düşmedi.
Üzüm üreticisinin de derdini bilyoruz. Bakınız burası tarım açısından büyük güçlü bir ilimiz. Çiftçiye 'ananı da al git' diyodu dimi Recep Bey. Dün Ankara sordum şimdi Manisa'da soruyorum. Sen bir çiftiye 'ananı da al git' derken bütün analara hakaret ettin. Çık şimdi bütün analardan özür dile. Recep Bey diler mi, dilemez. Çünkü hata ve kabahatinden dolayı özür dilemesi için adam olması lazım. Diyor ki 'Muhtar olamazsın dediler Başbakan oldum'. Kimse sana Başbakan olamazsın demedi, adam olmak lazım adam.
Nedir bunun yolu? Millete yalan söylemeyecek, millesi seveceksin, ülkenin çıkarlarını savunacaksın, ülke için çalışacaksın. Aam olmanın yolu budur.
Manisa pamuğun da başkentiydi. Ama ekmenize gerek yok çünkü Başbakan pamuğu Yunanistan'dan getiriyor. Diyor ki, 'yan gelip yatsın üretici, ayda bir makarna, 2 kg. bulgur veririm oyunu da alır cebime koyarım.' Haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız, güç verin yeter ki."
Başbakan Erdoğan'ın padişahta olmayan yetkilere sahip olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Padişahın bu kadar yetkisi yoktu. Diktatörlüğe giden yola izin verecek misiniz? Milleti soyan seçim sandığını da soyar, sandıklara sahip çıkacağız. Yolsuzluk yapanların künyesini siz daha iyi biliyorsunuz.
12 Eylül'ün numaralarından birisi de gençleri siyasetten uzak tutmaktı. Yeni güçlü bir akım geliyor, gençler en önde. Gençlerle yola çıkacağız. Gençler siyasete daha fazla girecek. Girmelerini istiyorum. Size her türlü desteği vermek boynumuzun borcu. Güçlü olacağız, beraber dayanışma içerisinde olacağız. Kadın, erkek, genç yaşlı hep birlikte 13 Eylül'de Recep Bey'i sandığa gömeceğiz.
Eskiden bunlar, iki lafının arasında 'inşallah hayırlara vesile olur' derlerdi şimdi söylüyorlar mı? Hayır'ından neden korkuyorlar. Halkın gücüne bakın. 'Hayırlara vesile olsun' derken korkar hale geldiler. Onlar hayrın ne olduğunu bilmiyorlar, cep doldurma işini biliyorlar. Güç verin, destek verin, işçi de, çiftçi de memuru da herkes halinden memnun olsun. Emeklileri Recep Bey sevmez. Durumları çok iyi Recep Bey'e göre. Recep Bey diyor ki 'emeklilerin durumu o kadar iyi ki milli gelir artışından pay
verilmez. Yasa çıkardı bunun için. O kanunun o maddesini Recep Bey'in yakasına iliştireceğiz. Öyle gezsin meydanlarda. Emekli kardeşlerim 9 milyon emekli var, eşleriyle 15-16 milyon. İsterlerse tek başına iktidara getirirler bir partiyi. Biz intibak yasasını çıkaracağız ve milli gelir artışını yapacağız."
Kılıçdaroğlu daha sonra İzmir mitingine katılmak üzere Manisa'dan ayrıldı.
(ÖA-CMH-Y)