Başbakan Erdoğan Mersin'de konuşuyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12 Eylğl'de yapılacak referandum öncesi Mersin'de halka hitap etti.

Başbakan Erdoğan'ın Mersin'de yaptığı açıklamalar şöyle:

Mersin Limanı'ndan kalkan gemiler Türkiye kalitesini, markasını dünyaya ulaştırıyor. Suriye ile Ürdün ile Libya ile Sırbistan ile kısmi olarak vizeleri kaldırdık. Düne kadar kendi yaralarını saramayan bir Türkiye vardı şimdi ise Haiti'ye, Sudan'a, Pakistan'a yardım götüren bir Türkiye vardı. Düne kadar Gündemi belirlenen bir Türkiye vardı, şimdi gündem belirleyen bir Türkiye var.

Türkiye Ortadoğu'da barış diyor. Mersin'i bugün bir başka gördüm. Mersin'e selam olsun, tüm Mersinlilere selam olsun. Size inandık, size güveniyoruz, inanıyoruz. İnanıyorum ki Mersin 12 Eylül'de bir başka gürleyecek. Türkiye Kabil'in, Bağdat'ın, Tiflis'in, Karabağ'ın hakkını savunuyor. Bağdat için, Gazze için, Kudüs için adalet diye bağırıyor. Türkiye artık kendine yakışanı yapıyor. 8 Yıl önce dünya ekonomisinde 26. sırada bir Türkiye vardı bugün 17. sırada. Nereden nereye geldik. 230 milyar dolardan aldığımız milli geliri 650 milyar dolara çıkarttık. Nereden nereye. İhracatımız 36 milyar dolardı. 102 milyar dolara çıkardık, bu yıl inşallah 115 milyar doları bulacağız. Enflasyonu yüzde 30'dan aldık şuanda 8,3. O canavar ne yapıyordu benim Fatma kardeşimin, Ahmed'imin, Mehmet'imin cebini sömürüyordu. Türkiye'nin dış borcu ne idi? 100 liranın 74 lirası borçtu şimdi 45 lirası borç. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 idi şuanda yüzde 7-8. Aradaki fark 55 bu kimin cebinde kaldı, vatandaşımın, memurumun, çiftçimin, işçimin, köylümün cebinde kaldı.

Biz az önce anlattığım Türkiye'yi MHP, DSP, ANAP koalisyonundan devraldık. IMF, IMF, IMF diyorlar bu MHP'liler, bu malım takım. 30 milyar dolar borç aldılar, 23,5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Ne yaptık ödedik, ödedik, ödedik şuanda 6,6 milyar dolar borcumuz var. Onlar borçlandı biz ödedik. Paranın iktidarıydı onlar, talanın iktidarıydı onlar. Biz ödeyen iktidar olduk. Merkez Bankası'nın kasasında 26,5 milyar dolarcık para vardı. Şimdi ne var biliyor musunuz? 75 Milyar dolar var. Halep oradaysa arşın Mersin'de!

İşçi memur ne dediler size nema vereceğiz dediler. Parayı kestiler, maaşlardan kestiler ne kadar kestiler 13,5 katrilyon. Biz iktidara geldik önüme bu geldi. Dediler ki 13,5 katrilyon devletin işçisine memuruna borcu var. Dedik ki bugünden tez yok hemen bunu ödeyeceğiz. Oturduk masaya hemen tıkır tıkır ödedik.KEY dedikleri yardım buradan da kestiler, sizi konut sahibi yapacağız dediler paraların makbuzları bile kayıp.
Turizm geliri 8,5 milyar dolardı. Şu anda, turizm gelirimz ne oldu biliyor musunuz? 22 milyar doların üzerine çıktı. Çiftçinin yanında olduk. 73 Milyonun hakkını, hukukunu gözettik. Yola çıkarken birşey söyledik. Dedik ki bu ülkede Van'daki kardeşim bize ne kadar yakınsa Mersin'deki kardeşim de o kadar yakın. Bize uzak, yok. Zira ülkemde 73 milyonun tamamı da bizim kardeşimiz. Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü anlayışı ile. Biz Türk'ü de severiz, Kürdü de severiz, Romanı da severiz, Abaza'yı da severiz, 73 milyonun tamamını severiz. Diyorum ki ne olur aramızda fitne fesat sokmak isteyenlere aldanmayın.

Dün Diyarbakır'daydım, orada coşkuyu gördüm, sevgiyi gördüm, aşkı gördüm bütünleşmeyi gördüm. Ama bak biz gittik gidiyoruz ama birileri gidemiyor. Bana konuşma metni hazırlayacağına Diyarbakır'a gel. Mersin'e takılıp kalma. Bak biz 81 vilayetin hepsinde varız. Biz 780 bin km'lik vatan topraklarında varız. Biz 81 vilayetin tamamında ya birinci partiyiz ya ikinci partiyiz. CHP ben sahillerin partisiyim diyor. Ben kumsalların partisiyim diyor. Yani ne denir hayırlısı olsun denir başka birşey denmez.

Diğerine bakıyorsunuz bir etnik grubun partisiyim diyor. Onun nasıl milliyetçi olduğu da belli. BDP'de ben Kürtlerin temsilcisiyim diyor, kimse kürt kardeşlerimin iradesine ipotek koyamaz. Sadece kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar olay bu. Ben kürt kökenli vatandaşlarıma da sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı başlığında toplandık. Şimdi diyorlar ki bizim bayrağımızın yanına bir bayrak koyacağız. Nereden çıktı bu ya. Bizim bayrağımızın rengini görüyoruz değil mi bu bayrak al. Bu bayrakta sadece bir etnik unsurun kanı yok. Türkün, Kürdün, Lazın, Gürcü'nün, Çerkez'in, Arnavut'un, Roman'ın var. Rengini oradan aldı. Nasıl olur da bu bayrağımızın yanına ikinci bir bayrak koyacaksınız. Bu ayrımcılıktır. Bayrağımız, hilali ile bağımsızlığı aldı, yıldızları ile şehitlerimizi sembolize etti, allığını kanlarımızdan aldı. Bu bütünlüğümüzü kimseye asla tartışma konusu yaptırmayacağız.

8 Yıl boyunca Türkiye'nin meselelerini çözmek için gece gündüz koştuk, gayret sarfettik hamdolsun bir çoğuğunu çözdük. Sorunlardan beslenenler karşımıza dikildiler. Tuzu kurular önümüze çıktı. İşleri düzenleri bozulan, milletin kaynaklarını tüketen çeteler karşımıza çıktı. Sizlerden aldığımız destekle sizin hayır dualarınızla hiçbirine eyvallah demedik. Boynumuzu bükmedik, Türkiye değişmeli dedik, Türkiye değişecek dedik. Prangalarını artık söküp atacak dedik ve bunu başardık. Bunu başarıyoruz. Mersin Limanı'nı ortadoğunun lojistik merkezi yapacağız dedik. 2005'te özelleştirme tamamlandı, Danıştay'dan görüş istendi, Danıştay bu işi geciktirdi, görüşünü bir buçuk yıl sonra verdi. Danıştay'ın bu gecikmeli kararından devletin hazinesi 96 milyon dolar zarara uğradı. Bu para bizim cebimizden çıktı, sizin cebinizden çıktı, milletin cebinden çıktı. Son dönemde Türkiye 2,6 milyar dolar zarara uğradı Danıştay'ın gecikmeli kararları yüzünden.

Aynı Danıştay tam gün yasası sağlıkla ilgili, biliyorsunuz bakanımız bir basın açıklaması yaptı, 24 saatte Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Millet aleyhine verdi bu kararı lehine değil. Ben siyasetçi olarak yanlış yaparsam gidiyorum millete hesabını veriyorum sandıkta. Peki Danıştay'ın sebep olduğu bu zararların hesabını kim soruyor bu faturayı kim ödeyecek, ben diyorum siyasete girmek isteyen cübbesini çıkarıp siyasete girsin diyorum kızıyorlar. Ama siyasete müdahale etmekten de çekinmiyorlar. Yüksek Yargı Mensuplarının aralarında geçen konuşmalar internete düştü. Oralarda neler konuşulduğunu duydunuz mu? Ne tür kirli tezgahların hazırlandığını biliyor musunuz? Halk oylamasında hayır çıksın diye İmralı ile ittifak kurmayı konuşuyorlar. Tunceli'de yolu kesip köylüleri tehdit eden teröristlerle işbirliği yapıyorlar. Bu ne gözü dönmüşlüktür. İşte 12 Eylül'de evet diyerek bu kirli tezgahları bozacaksınız. 12 Eylül'de evet diyerek Türkiye'nin ufkunu aydınlatacaksınız. Mersin 12 Eylül'de EVET diyor mu?

Kralların hukukundan kuralların hukukuna EVET mi? Öyleyse sevdamız millet, kararımız sevdamız millet oyumuz EVET, sevdamız millet tercihimiz EVET!

Mersin işi bitirmiş. Sevgili Mersinli'ler muhalefet partileri bu değişimin önüne geçebilmek için Anayasa değişikliğine karşı çıktılar. CHP dedi ki şu iki maddeyi çıkartın biz diğer maddeleri kabul ediyoruz dediler. Neydi o AYM ve HSYK maddesi. Biz tabi mecliste bunları tartıştık. Arkadaşlarını bunlar oy kullanmaya göndermediler. Arkadaşlarına güvenmiyorlardı. Olur ya vicdanının sesini dinler belki evet der diye göndermediler. BDP de göndermedi. Bu nasıl bir demokrasi. Bu milli iradeyi ipotek altına almka değil mi? AYM'ye gittiler, AYM kendileri ile ilgili değişiklik yaptı, HSYK ile ilgili bir değişiklik yaptı ve gerekçeli karar açıklandı. AYM diyor ki bu metin Türkiye'nin geleceği ile alakalı olarak Yürütme'nin yetkilerini azaltan bir metindir diyor. Buna rağmen isyan etti muhalefet. Şimdi biz size geldik. Siz ne dediniz bize getirin dediniz. Şimdi 12 Eylül'de bu işi bitiriyoruz. Milletin hayrına olan hiçbir konusunda biraraya gelemeyenler 'Hayır' konusunda biraraya geldiler. Kim bunlar, CHP, MHP, BDP, TKP, İP, YARSAV, bir de bir kısım medya, çeteler var bir de.

Bir kısım medya diyorum çünkü biz MHP ile başörtüsü konusunda biranlaşma yaptık. Kızlarımız üniversiteye rahat girsin dedik. Bu da meclisten 411 oy ile geçti. Ertesi gün bir gazete ne manşet attı biliyor musunuz? 411 El kaosa kalktı diye yazdı. Hani özgürlükçüydünüz. Bununla işbirliği halinde olan CHP hemen AYM'ye gitti. Şimdi ne diyor başörtü sorununu ben çözerim diyor. İnandınız mı? İnanın kendisi de inanmıyor.

AYM'ye götürülen o değişiklikle alakalı o metinde onun da imzası var mıydı? Dürüst ol dürüst! Dürüst ol da siyasetçi zannetsinler. Benim milletim bu oyunları yutmuyor. Bunlar gelir, orada onu söyler, gider İstanbul'da İzmir'de başka konuşur. Çarşaflı kardeşlerimize rozet taktılar, otobüsten tekme tokat indirdiler. Öyleyse 12 Eylül'de bunun da hesabını sormaya evet mi?

Bu aldatmacalardan bıktık ve şimdi diyoruz ki özgürlükler hepimizin ortak mücadelesi olacak. Senin özgürlüğün benim özgürlüğümdür. Benim özgürlüğüm de senin özgürlüğün olmalıdır. Bunu paylaştık mı iş bitmiştir. İşte şimdi biz bunu yapıyoruz. Fakat 12 Eylül'deki bu değişiklik yeter mi yetmez. Biz daha geniş tabanlı, da katılımcı bir değişiklik için kapıyı açıyoruz kapıyı.

Huzurunuzda desteklerini esirgemeyenlerden şahsım ve milletim adına ayrıca teşekkür ediyorum. Bu bir Tayyip Erdoğan projesi değil, bu bir AK Parti projesi değil. Oy pusulalarında bir EVET var bir de hayır var. EVET ananızın ak sütü gibi size helal olsun. Birileri bunu boykot etmeye çalışıyor. Bu milli iradeye ipotektir. Vatandaş sandığa gider, tercihini orada mühürsüz kullanır ister mühürlü kullanır. Her sandığa adam dikeceklermiş, kim geldi kim gelmemiş ona bakacaklarmış. Böyle bir demokrasi mücadelesi olmaz. Onlara da gereken cevabı sandıklara giderek EVET'imizi kullanarak vereceğiz inşallah.

MHP'ye, CHP'ye, BDP'ye ve diğerlerine gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Benim derdim halkımla, bu bir halk oylamasıdır. 2011 seçimlerinde ne biliyorsan gel onu yap. Ama bu halk oylamasında Türkiye'nin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini oylayacağız. Onun için bu çok önemli. Önümüzde iki seçenek var. Ya darbe anayasası diyeceksiniz, ya da milletin anayasası diyeceksiniz. Milletin anayasası. Hayırcılar nerede toplandı Darbecilerin anayasasında. Bunlar bugüne kadar neden hayır dedikleriini açıkladılar mı? Hep kaçak güreşiyorlar. Hala leblebi çekirdek, bir yere gidiyor fındık, çay kayısı bununla uğraşıyor işi sulandırıyor. Bunlar yeri geldi, darbelerden medet umdular. İşler igüçleri bunu AK Parti getirdi. Ülkenin yararına bu değişimi engellemek istiyorlar.

CHP bazı illerde rahibe kıyafeti giymeye EVET yazılı pankart astılar. Bunlar bu kadar saptılar sapıttılar. Şimdi de bu bize ait değil diyorlar. Hükümet bunu bulsun çıkartsın diyor. Sayın Baykal'ın gidişi de böyle oldu. Baykal'ın kaseti çıktı, Sayın Baykal ile kol kola girdi ve aday değilim dedi. Aradan 24 saat geçti adayım dedi. Böyle bir dürüstlük anlayışı olur mu? 12 Eylülde bu yalan siyasete gerekli dersi vermeye EVET mi? Meclis'te anayasayı biz konuştuk onlar farklı şeyler konuştu. 27 Mayıs, 28 Şubat'ın 12 Eylül'ün tekrar gelmesini istemiyorsak 12 Eylül'de EVET mi?

Bunlar bu ülkeye hizmet ettikleri için ne yazık ki birilerinin tezgahlarını bozdukları için idam edildiler. Mamak, Metris, Diyarbakır cezaevinde işkenceden geçirilerek öldürülenleri düşünerek mührü basın. Muhalefet zhinleri bulandırmak istiyor, sanal tehditlerle bir kez daha benim milletime yanlış rota çizmek istiyor. Benim milletim zekidir, basiret sahibidir. Akşam evinize gidin, vicdanınızla başbaşa kalın, 26 maddeyi okuyun. Gazetelerde her gün bir maddenin ilanı çıkıyor. Bunları okuyun, inceleyin kararınızı ona göre verin.

Anayasa'nın 10. maddesini değiştiriyoruz. Güçsüz ve zayıflar korunuyo, devlet korunma ihtiyacı olan vatandaşının yanında oluyor. Mersin'li hanım kardeşlerim bu düzenlemeye EVET mi?

Anayasa'nın 20. maddesini değiştiriyoruz. Vatandaşımın artık kişisel mahremiyeti korunacak. Herkes hakkındaki bilgilerin ne şekilde kullanıldığını öğrenebilcek. Artık bu namaz kılıyor, bunun eşi örtülü, bu alevidir bu sunnidir diye bunlar fişlenemeyecek, dahaşeffaf bir devlete EVET mi? Yurt dışına çıkış mahkeme kararı olmadan yasaklanamayacak.

Memur kardeşlerime toplu sözleşme hakkı getiriyoruz, emekli memur kardeşim sende bundan aynen istifade ediyorsun. İşçi kardeşim aynı anda iki sendikaya üye olabileceksin. İdareyi devleti denetlemek için Kamu Denetçilği Kurumu geliyor. Bütün bunların yanında AYM 11 üyeye sahip, 4 yedeği var bunlar asıl oluyor 2 ilave daha oluyor 17. Geneli içerisinde şöyle bir değişiklik oluyor. Dünyanın hiçbir yerinde Parlamento'nun ve hükümetlerin seçim yapmadığı yer yoktur. İlk defa parlamento üç tane üye tercihi yapacak. Barolar üç isim gönderecek o üç isim içerisinden TBMM bir tane seçecek. Sayıştay her bir üye için üç kişi gönderecek ondan 1 tanesini Meclis seçecek. Bu kadar. Türkiye'de 11 bini aşkın kürsü hakimi var Şimdi bunlar beyefendiler HSYK'nın mensupları bunu hazmedemiyor. Ne diyor iktidar diyor kendisi için diyor yüce divana gitmenin önünü engelliyor diyor. Biz kefenimizi yanımıza alarak çıktık. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olur mu?

Bütün bunların açıklarını biz örttük, ödemeleri biz yaptık şimdi işte rakamlar vereceğim. Cumhuriyet tarihinde 6100 km bölünmüş yol yapıldı. Biz 8 yılda 12 bin 300 km bölünmüş yol yaptık.

Yaklaşık rakamlar veriyorum 17 bin bilgisayar gönderdik Mersin'e. Artık yavrularıımız, ben onun kadar bilmiyorum ha. Ben o sıralardan geçmedim ama benim bu cici kızım bilgsiayar kullanıyor. Mesele bu. Toros Üniversitesi'ni kurduk 2009'da. 1420 yatakkapasiteli yurt vardı bunu da 2890'a çıkartık. Öğrencilerimiz kitaplarını ücretsiz alıyor mu? Ortaöğretimde 35 TL erkeklere, 45 TL kızlara veriyor muyuz? Üniversite bursu 45 TL idi. Şimdi 200 TL nakit veriyoruz 120 TL de beslenme yardımı veriyoruz. Sağlıkta ne yaptık. Bakınız sağlıkta ben sadece yatırımları söyleyeceğim. Mersin'e yaptığımız ytırımların toplamı 162 trilyondur. Nerede ne olduğu detayları çok fazla. Adalet sarayları aynı şekilde bu konuda da mücadelemiz devam ediyor. Ulaştırmada Mersinde bölünmüş yol 295 km idi. Biz 8 yılda 109 km yaptık. İnşallah şimdi Mersin Havalimanı ile ilgili adımlarımızı attık.

Adana, Mersin her ikisi de şehirlerimiz olarak, büyük şehirlerimiz olarak bizim hareket noktalarımız. Saniye ve ticarette, turizmde bunlar çok önemli. Şu anda Mersin artık evlerinde doğalgazı kullanıyor mu? Çiftçi kardeşlerimize verilen destek bizden önce 29 milyon Tl biz 2009'da 57 milyon TL destek vermişiz. eski rakama 415 trilyon. Dönemimizde Mrsin'in içme suyu problemini de biz hallettik. Mersine 47,5 metreküp sağlıklı su sağlıyoruz. Mersin'de 34 serimizi onardık, restore ettik.

İnşallah 12 Eylül'de Mersin bir milat yaşayacak. Gelin hep birlikte demokraside bembeyaz bir sayfa açalım. Her evet demokrasiye davettir. Her evet adalete davettir. Her evet özgürlüğe hukuka davettir. Biz TBMM olarak 14 gün 14 gece çalıştık gayret ettik. Şimdi söz sizde, karar sizde, mühür sizde.