Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Yök Başkanı Prof. Dr. Özcan İle Birlikte Akademik Yıl Açılış Törenine Katıldı
YÖK Başkanı Prof
YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'nde Türkiye'deki üniversiteleri eleştirdi. Üniversitelerin bulundukları bölgenin ve ülkenin sorunlarına çözümler getirmesi gerektiğini belirterek buna geçtiğimiz yıllarda yaşanan grip salgınını örnek veren Prof.Dr.Özcan, "Yut dışından grip aşıları alırken ben isterdim ki bir, iki üniversitemiz çıksın başbakanımıza gitsin, 'Biz çalıştık, bu aşıları üretebiliriz. 25 Milyon Dolar'lık bir yatırıma
ihtiyacımız var.' desinler. Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı. Tören öncesinde Nevşehir Üniversitesi yerleşkesini gezerek burada üniversite rektörü Prof.Dr.Filiz Kılıç'ıu makamında ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan aynı zamanda Nevşehir Valisi Osman Aydın, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Rıdvan Köybaşı, Ahmet Erdal Feralan, Mahmut Dede ve Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver
ile birlikte, Nevşehir Üniversitesi rektörlük binası ve sosyal tesislerin temel atma törenine katıldı.
Daha sonra Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'nde Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katılan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, burada gerçekleştirilen mini konseyi ilgiyle takip etti.
Törende konuşan YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, konuşmasında Türkiye'de bulunan üniversitelere eleştirilerde bulundu. Üniversitelerin kendilerinin bulundukları bölgenin ve ülkenin sorunlarından somutlayamayacağını belirten Prof.Dr.Özcan, üniversitelerin başarılarını değerlendirirken sadece fiziksel olanakları değerlendirmediklerini kaydetti. Prof.Dr.Özcan, "Ben sadece fiziksel bir gelişmenin bir üniversitenin başarısını ölçmek için yeterli olmayacağını düşünüyorum. Bu gerçekten doğru, fiziksel
olanakları yaratmakta biraz daha olanaklarımız var ama esas olan fiziksel olanaklar yaratıldıktan sonra beklediğimiz çok daha fazla yayın, çok daha fazla patent, yenilik ve çevre ile, bölge ile ve ülkenin ekonomik sorunları ile ilgili çözümler getirmeleri. Bir üniversiteyi içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçlarından soyutlayamazsınız. Onun için bundan böyle biz YÖK'te üniversiteleri değerlendirirken bakacağımız şeylerden bir tanesi; etrafına ne kadar faydalı olduğu." dedi. Bu eleştirisine örnekte veren Yök
Başkanı Prof.Dr.Yusuf Özcan, grip salgınının yaşandığı dönemde hiç bir üniversitenin grip aşısı üretebilmek için grişimde bulunmamasına sitem etti. Prof.Dr.Özcan, "Zaman zaman ülkemiz çeşitli grip salgınlarına uğruyor ve her seferinde ülkemiz yurt dışına büyük paralar transfer ederek bu aşıları ithal ediyor. Son olayda da görüldü aşıların büyük kısmı kullanılmadı, geri gitti ama biz o büyük paraları transfer ettik. Bu arada hiçbir üniversiteden şöyle bir talep gelmedi; 'madem bu kadar acil bir sorun var,
insanlarımız ölüyor. Acaba bu aşıları biz ülkemizde üretemezmiyiz?' Mesela ben isterdim ki bir, iki üniversitemiz çıksın başbakanımıza gitsin; 'Biz çalıştık, bu aşıları üretebiliriz. 25 Milyon Dolar'lık bir yatırıma ihtiyacımız var.' desinler. Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı. Orda sesi çıkmıyor yurt dışından büyük miktarda ilaç alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Yurt dışından büyük miktarda serum alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Tıbbi cihazların hemen hepsi dışardan alınıyor, 'Bunlar
acaba burada üretilemez mi? Küçükte olsa bir tarafından başlasak' diyen bir üniversitemiz yok. Yani sağlık sektöründe çok büyük ilerlemeler oldu, hizmet her yere indi ama o bağımlılıkta bir azalma yok. Sağlıkta ve diğer sektörde bağımlılığı azaltacak olan üniversitelerdir. Üniversitelerin bu ekonomiye, bu insanlara kesinlikle yardım etmesi lazım. Yaşam kalitesini arttıracak olan üniversitelerdir." diye konuştu.
Üniversitelerden çok şey beklediklerini vurgulayan YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'nin kalkınması için üniversitelerden destek istedi. Eleştirilerini İsrail ve ABD'den domates ve buğday tohumu alınması konusunu gündeme getirerek sürdüren Prof.Dr.Özcan, "Bir örnekte tarımdan verecek olursak; ülkemizde yetiştirilen domates ve buğday tohumlarının büyük kısmı, elimizde yeterli yerli tohum olmadığı için yurt dışından geliyor. ABD ve İsrail'den geliyor. Bazen bir Türk aydını olarak bazen kendimi
çok küçük hissediyorum. Yani biz ihtiyacımız olan domates tohumunu ülkemizde üretemezmiyiz. Evvelden atalarımız kendi ihtiyacı olan domatesin tohumunu kendileri üretip yıllarda domates üretmişler. Acaba şimdi niye yapamıyoruz? Bir araştırma enstitümüz olsa, tohumculuk ile ilgili ve buna birkaç üniversitemiz öncülük etse fenamı olur.? Sonunun ne olacağı belli de değil, bu domates tohumunu alıyorsunuz, genetik proglamlama denen bir şey var, içine genetik bir mekanizma yerleştirirler hiç fark etmeyiz ve
yeriz. Hiç bilmediğimiz hastalıklara da kapılabiliriz. Bir milleti de toptan yok edebilirsiz zaman içinde. Öyle şeyler yerleştirirler ki o tohumdan yiyen insanlar zaman içinde ölür. Böyle şeyler de var, çok tehlikeli bir şey. O yüzden üniversitelerimizin bu tür konularda bize yardım etmesi gerek. " şeklinde konuştu.
Daha sonra konuşan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise, Türkiye'deki tüm üniversitelere yeni akademik yılda başarılar diledi. Nevşehir Üniversitesi'nin kuruluşu hakkında da bilgi veren Bakan
Çubukçu, Nevşehir Üniversitesi'nin 3 yıl önce kurulmasına karşın, kısa sürede ulusal ve uluslararası alanlarda önemli etkinliklere imza attığını ve yeni kurulan üniversiteler arasında en aktif üniversite olduğunu söyledi.
Yüksek öğrenime ve araştırma çalışmalarına çok büyük yatırımlar yaptıklarını ve YÖK bütçesinin genel bütçe içerisindeki payının devamlı olarak arttırıldığını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, son 8 yılda YÖK bütçesindeki artışın 2002 yılına göre yüzde 275 oranında olduğunu vurguladı. Bkan Çubukçu, "Üniversitelerde öğrenim gören gençlerimizin başta barınma ve burs ihtiyaçları olmak üzere geçmişe kıyasla sorunlarında çok büyük iyileşmeler sağlanmıştır. Eğitime özellikle yüksek öğretime yapılan
yatırımların tek bir amacı var; o da yüksek öğretimde okullaşma oranını arttırmak ve ülkemizin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak olan bilgi toplumunu oluşturacak nitelikli gençleri kazanmak" dedi.
ihtiyacımız var.' desinler. Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı. Tören öncesinde Nevşehir Üniversitesi yerleşkesini gezerek burada üniversite rektörü Prof.Dr.Filiz Kılıç'ıu makamında ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan aynı zamanda Nevşehir Valisi Osman Aydın, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Rıdvan Köybaşı, Ahmet Erdal Feralan, Mahmut Dede ve Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver
ile birlikte, Nevşehir Üniversitesi rektörlük binası ve sosyal tesislerin temel atma törenine katıldı.
Daha sonra Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'nde Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katılan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, burada gerçekleştirilen mini konseyi ilgiyle takip etti.
Törende konuşan YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, konuşmasında Türkiye'de bulunan üniversitelere eleştirilerde bulundu. Üniversitelerin kendilerinin bulundukları bölgenin ve ülkenin sorunlarından somutlayamayacağını belirten Prof.Dr.Özcan, üniversitelerin başarılarını değerlendirirken sadece fiziksel olanakları değerlendirmediklerini kaydetti. Prof.Dr.Özcan, "Ben sadece fiziksel bir gelişmenin bir üniversitenin başarısını ölçmek için yeterli olmayacağını düşünüyorum. Bu gerçekten doğru, fiziksel
olanakları yaratmakta biraz daha olanaklarımız var ama esas olan fiziksel olanaklar yaratıldıktan sonra beklediğimiz çok daha fazla yayın, çok daha fazla patent, yenilik ve çevre ile, bölge ile ve ülkenin ekonomik sorunları ile ilgili çözümler getirmeleri. Bir üniversiteyi içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçlarından soyutlayamazsınız. Onun için bundan böyle biz YÖK'te üniversiteleri değerlendirirken bakacağımız şeylerden bir tanesi; etrafına ne kadar faydalı olduğu." dedi. Bu eleştirisine örnekte veren Yök
Başkanı Prof.Dr.Yusuf Özcan, grip salgınının yaşandığı dönemde hiç bir üniversitenin grip aşısı üretebilmek için grişimde bulunmamasına sitem etti. Prof.Dr.Özcan, "Zaman zaman ülkemiz çeşitli grip salgınlarına uğruyor ve her seferinde ülkemiz yurt dışına büyük paralar transfer ederek bu aşıları ithal ediyor. Son olayda da görüldü aşıların büyük kısmı kullanılmadı, geri gitti ama biz o büyük paraları transfer ettik. Bu arada hiçbir üniversiteden şöyle bir talep gelmedi; 'madem bu kadar acil bir sorun var,
insanlarımız ölüyor. Acaba bu aşıları biz ülkemizde üretemezmiyiz?' Mesela ben isterdim ki bir, iki üniversitemiz çıksın başbakanımıza gitsin; 'Biz çalıştık, bu aşıları üretebiliriz. 25 Milyon Dolar'lık bir yatırıma ihtiyacımız var.' desinler. Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı. Orda sesi çıkmıyor yurt dışından büyük miktarda ilaç alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Yurt dışından büyük miktarda serum alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Tıbbi cihazların hemen hepsi dışardan alınıyor, 'Bunlar
acaba burada üretilemez mi? Küçükte olsa bir tarafından başlasak' diyen bir üniversitemiz yok. Yani sağlık sektöründe çok büyük ilerlemeler oldu, hizmet her yere indi ama o bağımlılıkta bir azalma yok. Sağlıkta ve diğer sektörde bağımlılığı azaltacak olan üniversitelerdir. Üniversitelerin bu ekonomiye, bu insanlara kesinlikle yardım etmesi lazım. Yaşam kalitesini arttıracak olan üniversitelerdir." diye konuştu.
Üniversitelerden çok şey beklediklerini vurgulayan YÖK Başkanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'nin kalkınması için üniversitelerden destek istedi. Eleştirilerini İsrail ve ABD'den domates ve buğday tohumu alınması konusunu gündeme getirerek sürdüren Prof.Dr.Özcan, "Bir örnekte tarımdan verecek olursak; ülkemizde yetiştirilen domates ve buğday tohumlarının büyük kısmı, elimizde yeterli yerli tohum olmadığı için yurt dışından geliyor. ABD ve İsrail'den geliyor. Bazen bir Türk aydını olarak bazen kendimi
çok küçük hissediyorum. Yani biz ihtiyacımız olan domates tohumunu ülkemizde üretemezmiyiz. Evvelden atalarımız kendi ihtiyacı olan domatesin tohumunu kendileri üretip yıllarda domates üretmişler. Acaba şimdi niye yapamıyoruz? Bir araştırma enstitümüz olsa, tohumculuk ile ilgili ve buna birkaç üniversitemiz öncülük etse fenamı olur.? Sonunun ne olacağı belli de değil, bu domates tohumunu alıyorsunuz, genetik proglamlama denen bir şey var, içine genetik bir mekanizma yerleştirirler hiç fark etmeyiz ve
yeriz. Hiç bilmediğimiz hastalıklara da kapılabiliriz. Bir milleti de toptan yok edebilirsiz zaman içinde. Öyle şeyler yerleştirirler ki o tohumdan yiyen insanlar zaman içinde ölür. Böyle şeyler de var, çok tehlikeli bir şey. O yüzden üniversitelerimizin bu tür konularda bize yardım etmesi gerek. " şeklinde konuştu.
Daha sonra konuşan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise, Türkiye'deki tüm üniversitelere yeni akademik yılda başarılar diledi. Nevşehir Üniversitesi'nin kuruluşu hakkında da bilgi veren Bakan
Çubukçu, Nevşehir Üniversitesi'nin 3 yıl önce kurulmasına karşın, kısa sürede ulusal ve uluslararası alanlarda önemli etkinliklere imza attığını ve yeni kurulan üniversiteler arasında en aktif üniversite olduğunu söyledi.
Yüksek öğrenime ve araştırma çalışmalarına çok büyük yatırımlar yaptıklarını ve YÖK bütçesinin genel bütçe içerisindeki payının devamlı olarak arttırıldığını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, son 8 yılda YÖK bütçesindeki artışın 2002 yılına göre yüzde 275 oranında olduğunu vurguladı. Bkan Çubukçu, "Üniversitelerde öğrenim gören gençlerimizin başta barınma ve burs ihtiyaçları olmak üzere geçmişe kıyasla sorunlarında çok büyük iyileşmeler sağlanmıştır. Eğitime özellikle yüksek öğretime yapılan
yatırımların tek bir amacı var; o da yüksek öğretimde okullaşma oranını arttırmak ve ülkemizin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak olan bilgi toplumunu oluşturacak nitelikli gençleri kazanmak" dedi.