Van'da 'İş'le Buluşmalar' Toplantısı
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye'nin sadece sosyal değil, iktisadi reformlara da devam etmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin sermaye cenneti olması lazım
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye'nin sadece sosyal değil, iktisadi reformlara da devam etmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin sermaye cenneti olması lazım. Siyasi gelişmeler nasıl olursa olsun Türkiye iktisadi açıdan yörenin merkezi olacak. Başta Arap alemi olmak üzere bütün piyasalar, Türkiye'nin liderliğini bekliyor" dedi.
İş Bankası'nın düzenlediği "İş'le Buluşmalar" toplantısı, Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) toplantı salonunda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Ersin Özince, amacı özel sektörü ve müteşebbisi desteklemek olan bankalarının Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu anımsatarak, bankanın kolektif sermaye mantığı ile yönetildiğini ve 200 binin üzerinde bireysel küçük hissedarı bulunduğunu, birtakım şirketlerin de katılımıyla hissedar sayısının 500 bin civarında olduğunu ifade etti.
Atatürk'ün vasiyeti ile banka hisselerinin yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi'ne bırakıldığını ifade eden Özince, ancak gelirinin Dil ve Tarih Kurumu'na verildiğini söyledi. CHP'nin iktidarda olduğu dönemlerde dahi İş Bankası'nın kendi misyonunu, özel sektör anlayışını yürüttüğünü ve bugün Doğu Avrupa'dan körfeze kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait en büyük sermayeli kuruluş olduğunu ifade eden Özince, İş Bankası'nın, ülke menfaatleri dahilinde yabancı sermaye karşıtı olmadığını kaydetti. Özince,
"Ülkemizin gelecekteki refahı, çocuklarımızın refahı için en önemli konularımızdan bir tanesi sermayedir. Ülkenin her yerinde, tüm şubeleri aracılığıyla sermaye piyasası işlemleri yapmaya, sermaye birikimini, sermaye piyasalarına aktarmaya çalışmıştır. Ayrıca 60 yıla yakın zamandır Van'da hizmet veriyoruz ve sadece burada değil Türkiye'nin tüm illerinde en fazla şubesi olan özel bankayız. Haziran 2010 itibarıyla en büyük kredi hacmine sahip özel banka konumundayız. Ticari kesimle en fazla ilişkisi olan
bankayız. Van'da mevzuattan fazla kredi kullanımı var. Van'da 600 milyon liranın üzerinde mevzuat, 900 milyon liranın üzerinde kredi kullanımı var. Gönül kalkınmaya, istihdama dönük yatırım ağırlıklı kredilere yönelim ister. Yatırım için de iktisadi ve siyasi istikrar lazım. Bunu sağlamak konusunda da iş adamlarının birbirine güvenmesi lazım. Ülkemizin bu köşesi, toplam nüfusu 100 milyonu geçen İran ve Irak'la komşu. Her iki ülke gerek petrol, gaz ve nüfus açısından en büyük ticaret potansiyelini taşıyan
komşularımızdır. Türkiye'nin geleceğinde özellikle yakın ticari ilişkiler açısından en büyük potansiyel burada yatıyor. İş Bankası Müdürü olarak biz bu iki ülkeyi önemsiyoruz. Irak ümit ediyorum, istikrar bulduktan sonra en çabuk reform yapan ülke olacak. Irak'ın istikrarında da en fazla ticari ilişkilerimizle etkin olacağımızı düşünüyorum. Her iki ülkenin bizim turizm sektörümüzü nasıl etkilediğini görüyoruz. Ümit ediyorum yarın yöremize barış gelirse özellikle gaz ticareti geliştikçe gaza bağlı birçok
sanayi sektörü de bu yörede gelişmek durumundadır. Bütün ihtiyacımız olan istikrar, bunu bulmak için de biraz gayret etmemiz lazım. Biz banka olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Türkiye'nin, yörenin sorunları bizim sorunlarımız. O sorunlara kendi konumuzla ilgili sosyal hayatı etkileyebilecek ticari çözümler üretmeye çalışmak da yine bizlere düşüyor" diye konuştu.
Yurt dışına açılma konusunda yalnızca Irak'la sınırlı kalmadıklarını, yakın zamanda Rusya'da bir banka alımının söz konusu olacağını anlatan Özince; Suriye, Mısır, Azerbaycan ve Balkan ülkelerinde de fırsatçı arayışlar içinde olduklarını dile getirdi. İktisadi bağımsızlığın hiçbir zaman ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Özince, "Maalesef bizim gibi ülkeler mali sektörlerini finans ve sermaye piyasalarını yeterince geliştiremedikleri için yabancı sermayeye fazlasıyla muhtaç kalıyorlar. Hatta
bırakın yabancı sermayeyi kendi sermayelerini dahi yanlış kullanabiliyorlar veyahut yurt dışına kaçırabiliyorlar. Bunun yakın zamana kadar çok örneğini gördük. Ülkemizdeki birçok tasarruf sahibi, tasarrufunu yurt dışında tuttu. Reel sektör, yurt dışından kredi kullandı. Bunlar giderek düzeliyor, Türkiye çok ciddi reformlar yapıyor. Türkiye'nin sadece sosyal değil, iktisadi reformlara da devam etmesi lazım. Türkiye'nin sermaye cenneti olması lazım. Varsa kendi vatandaşlarının sermayeleri açısından, hatta
varsa civar ülkelerin sermaye piyasalarını da ülkemizde merkezileştirmek lazım. Siyasi gelişmeler nasıl olursa olsun Türkiye iktisadi açıdan yörenin merkezi olacak. Başta Arap alemi olmak üzere bütün piyasalar, Türkiye'nin liderliğini bekliyor" ifadelerini kullandı.
Özince, 2 gün önce Londra'da 1 milyar 200 milyon dolarlık bir sendikasyon anlaşmasına imza attıklarını belirterek, "Vallahi ben afalladım. Daha alt kadrolarda bu sendikasyon işlerini planlarken 15 yıl öncesinde 100-150 milyon doları zor alırdık. 1 milyar 200 milyon dolar Türkiye'de ihracat ağırlıklı kredi kullandırmak üzere çok düşük fiyatlarla fon aldık. Bu sadece İş Bankası'na değil, Türkiye'ye duyulan güvenin yansıması. Kısacası biz enseyi karatmadan, hep beraber sadece ülkenin değil, yörenin
lokomotifliğini yaptıkça, yapılacak işimiz de çok. Dünya, Avrupa durmuş. Fakat bizim yöremize yakın ülkelerin hemen hepsinde büyüme hızı var. Bir barış olsa, uluslararası ekonomiye katılabilseler, Türkiye'nin işlerini de geliştiren büyük bir sinerji yaratacak potansiyel var" dedi. İş Bankası'nın 80 milyar dolar civarında bilanço büyüklüğü olduğunu açıklayan Özince, son 10 yılda bilançolarının 23 kat büyüdüğünü ve bundaki en büyük pay sahibinin banka müşterileri olduğunu sözlerine ekledi.
Özince'den sonra VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu ve İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy 'Kriz çıkışferimizle etkin olacağımızında tereddüt', Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Barut 'Turizmin Anadolu'ya yayılma sürecinde Van', TA-TA Teknik Tarım Limitet Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Öner Tömek 'Ülkemizin tarımsal yapısına uygun çözümler ve Van ili sağırcılığı için öneriler' konularında birer
konuşma yaptılar.
İş Bankası'nın düzenlediği "İş'le Buluşmalar" toplantısı, Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) toplantı salonunda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Ersin Özince, amacı özel sektörü ve müteşebbisi desteklemek olan bankalarının Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu anımsatarak, bankanın kolektif sermaye mantığı ile yönetildiğini ve 200 binin üzerinde bireysel küçük hissedarı bulunduğunu, birtakım şirketlerin de katılımıyla hissedar sayısının 500 bin civarında olduğunu ifade etti.
Atatürk'ün vasiyeti ile banka hisselerinin yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi'ne bırakıldığını ifade eden Özince, ancak gelirinin Dil ve Tarih Kurumu'na verildiğini söyledi. CHP'nin iktidarda olduğu dönemlerde dahi İş Bankası'nın kendi misyonunu, özel sektör anlayışını yürüttüğünü ve bugün Doğu Avrupa'dan körfeze kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait en büyük sermayeli kuruluş olduğunu ifade eden Özince, İş Bankası'nın, ülke menfaatleri dahilinde yabancı sermaye karşıtı olmadığını kaydetti. Özince,
"Ülkemizin gelecekteki refahı, çocuklarımızın refahı için en önemli konularımızdan bir tanesi sermayedir. Ülkenin her yerinde, tüm şubeleri aracılığıyla sermaye piyasası işlemleri yapmaya, sermaye birikimini, sermaye piyasalarına aktarmaya çalışmıştır. Ayrıca 60 yıla yakın zamandır Van'da hizmet veriyoruz ve sadece burada değil Türkiye'nin tüm illerinde en fazla şubesi olan özel bankayız. Haziran 2010 itibarıyla en büyük kredi hacmine sahip özel banka konumundayız. Ticari kesimle en fazla ilişkisi olan
bankayız. Van'da mevzuattan fazla kredi kullanımı var. Van'da 600 milyon liranın üzerinde mevzuat, 900 milyon liranın üzerinde kredi kullanımı var. Gönül kalkınmaya, istihdama dönük yatırım ağırlıklı kredilere yönelim ister. Yatırım için de iktisadi ve siyasi istikrar lazım. Bunu sağlamak konusunda da iş adamlarının birbirine güvenmesi lazım. Ülkemizin bu köşesi, toplam nüfusu 100 milyonu geçen İran ve Irak'la komşu. Her iki ülke gerek petrol, gaz ve nüfus açısından en büyük ticaret potansiyelini taşıyan
komşularımızdır. Türkiye'nin geleceğinde özellikle yakın ticari ilişkiler açısından en büyük potansiyel burada yatıyor. İş Bankası Müdürü olarak biz bu iki ülkeyi önemsiyoruz. Irak ümit ediyorum, istikrar bulduktan sonra en çabuk reform yapan ülke olacak. Irak'ın istikrarında da en fazla ticari ilişkilerimizle etkin olacağımızı düşünüyorum. Her iki ülkenin bizim turizm sektörümüzü nasıl etkilediğini görüyoruz. Ümit ediyorum yarın yöremize barış gelirse özellikle gaz ticareti geliştikçe gaza bağlı birçok
sanayi sektörü de bu yörede gelişmek durumundadır. Bütün ihtiyacımız olan istikrar, bunu bulmak için de biraz gayret etmemiz lazım. Biz banka olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Türkiye'nin, yörenin sorunları bizim sorunlarımız. O sorunlara kendi konumuzla ilgili sosyal hayatı etkileyebilecek ticari çözümler üretmeye çalışmak da yine bizlere düşüyor" diye konuştu.
Yurt dışına açılma konusunda yalnızca Irak'la sınırlı kalmadıklarını, yakın zamanda Rusya'da bir banka alımının söz konusu olacağını anlatan Özince; Suriye, Mısır, Azerbaycan ve Balkan ülkelerinde de fırsatçı arayışlar içinde olduklarını dile getirdi. İktisadi bağımsızlığın hiçbir zaman ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Özince, "Maalesef bizim gibi ülkeler mali sektörlerini finans ve sermaye piyasalarını yeterince geliştiremedikleri için yabancı sermayeye fazlasıyla muhtaç kalıyorlar. Hatta
bırakın yabancı sermayeyi kendi sermayelerini dahi yanlış kullanabiliyorlar veyahut yurt dışına kaçırabiliyorlar. Bunun yakın zamana kadar çok örneğini gördük. Ülkemizdeki birçok tasarruf sahibi, tasarrufunu yurt dışında tuttu. Reel sektör, yurt dışından kredi kullandı. Bunlar giderek düzeliyor, Türkiye çok ciddi reformlar yapıyor. Türkiye'nin sadece sosyal değil, iktisadi reformlara da devam etmesi lazım. Türkiye'nin sermaye cenneti olması lazım. Varsa kendi vatandaşlarının sermayeleri açısından, hatta
varsa civar ülkelerin sermaye piyasalarını da ülkemizde merkezileştirmek lazım. Siyasi gelişmeler nasıl olursa olsun Türkiye iktisadi açıdan yörenin merkezi olacak. Başta Arap alemi olmak üzere bütün piyasalar, Türkiye'nin liderliğini bekliyor" ifadelerini kullandı.
Özince, 2 gün önce Londra'da 1 milyar 200 milyon dolarlık bir sendikasyon anlaşmasına imza attıklarını belirterek, "Vallahi ben afalladım. Daha alt kadrolarda bu sendikasyon işlerini planlarken 15 yıl öncesinde 100-150 milyon doları zor alırdık. 1 milyar 200 milyon dolar Türkiye'de ihracat ağırlıklı kredi kullandırmak üzere çok düşük fiyatlarla fon aldık. Bu sadece İş Bankası'na değil, Türkiye'ye duyulan güvenin yansıması. Kısacası biz enseyi karatmadan, hep beraber sadece ülkenin değil, yörenin
lokomotifliğini yaptıkça, yapılacak işimiz de çok. Dünya, Avrupa durmuş. Fakat bizim yöremize yakın ülkelerin hemen hepsinde büyüme hızı var. Bir barış olsa, uluslararası ekonomiye katılabilseler, Türkiye'nin işlerini de geliştiren büyük bir sinerji yaratacak potansiyel var" dedi. İş Bankası'nın 80 milyar dolar civarında bilanço büyüklüğü olduğunu açıklayan Özince, son 10 yılda bilançolarının 23 kat büyüdüğünü ve bundaki en büyük pay sahibinin banka müşterileri olduğunu sözlerine ekledi.
Özince'den sonra VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu ve İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy 'Kriz çıkışferimizle etkin olacağımızında tereddüt', Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Barut 'Turizmin Anadolu'ya yayılma sürecinde Van', TA-TA Teknik Tarım Limitet Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Öner Tömek 'Ülkemizin tarımsal yapısına uygun çözümler ve Van ili sağırcılığı için öneriler' konularında birer
konuşma yaptılar.
