Başbakan Erdoğan: Telefon konuşmalarında millet üzerine oynanan kirli tezgahlar ortaya çıkıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde internet sitelerine düşen yüksek yargı üyelerinin konuşmalarına değinerek, kirli tezgâhların ortaya çıktığ
'Referanduma evet' mitingleri kapsamında Dörtyol Meydanı'nda Ağrılılar'a seslenen Başbakan Erdoğan, konuşmasında, son günlerde internet sitelerine düşen yargıçlara ait konuşmalara değindi.
Telefon konuşmalarında, milletin üzerinde ne tür kirli tezgâhlar kurulduğunu herkesin bildiğini vurgulayan Başbakan, "Bu ülkede çetelerin beslendiği kirli bataklıkları nasıl kurutuyorsak, terörün beslendiği bataklıkları da tek tek sizlerle beraber kurutuyoruz, kurutacağız. Bu çetelerin kimlerle işbirliğini yaptığını görüyorsunuz. Terör örgütü ile o çeteler arasındaki işbirliğinin nasıl ortaya çıktığını görüyorsunuz. Telefon konuşmalarında benim milletim üzerinde ne tür çirkin tezgâhlar kurulduğunu görüyorsunuz. Hakimler savcılar kimlerle neler yapıyormuş, şuyuu vukuundan beter. İşte bu kirli tezgâhlar ortaya çıkıyor. Millete kurulmuş bu çirkin tuzaklar bozuluyor." dedi.
"VAN'DA NE KONUŞURSAK TEKİRDAĞ'DA DA ONU KONUŞURUZ"
Konuşmasında, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'bakalım Konya'da konuştuklarını Diyarbakır'da konuşacak mı?' şeklindeki sözlerine cevap veren Başbakan Erdoğan, "Biz nabza göre şerbet verenlerden olmadık. Bizim kelamımız rüşvet-i kelam değildir. Biz Van'da ne konuşursak Tekirdağ'da da onu konuşuruz. Biz Adıyaman'da neyi konuşursak Adana'da da onu konuşuruz. Biz gönül diliyle konuşuruz. Samimiyet diliyle, muhabbet diliyle konuşuruz. İki yüzlülük bu AK hareketin yanına yaklaşamadı. Biz tutarsızlardan olmadık. Biz ilkesizlerden olmadık. Biz partizanlıkla, ayrımcılık yapanlarla bir olmadık. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarken nasıl bir samimiyet içindeysek bugün de aynı samimiyet, aynı kararlılık, aynı cesaret içindeyiz. O gün kardeşlik dedik, bugün de kardeşlik diyoruz. O gün birlik dedik, bugün de birlik diyoruz. O gün adalet dedik, bugün de adalet diyoruz. Gittiğimiz her yerde Yunus'un diliyle konuştuk. Diyarbakır'da, Hakkari, Bingöl'de Ağrı'da, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Romanı, Boşnağı kim olursa olsun hepsini 'Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü' anlayışıyla sevdik.
Sınırların ötesinde Tahran'da, Madrid'te, Şam'da, Toronto'da, Beyrut'ta, New York'ta şaşmadan şaşırmadan yine 'Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü' anlayışıyla sevdik. Çünkü bizim dilimiz Yunus'un diliydi, Mevlana'nın diliydi, bizim dilimiz Ahmedi Hani'nin, Baki Teyran'ın dili, yeryüzünün hangi köşesinde olursa olsun, insana kastedenlere, cana kastedenlere karşı onurlu bir duruş sergiledik. Bağdat'ta kadınlar dul kalmasın dedik, Kabil'de silahlar konuşmasın, yürekler konuşsun dedik, İran'da diplomasi konuşsun dedik. Saraybosna'da gönüller bir olsun dedik. Tiflis'un hukukunu nasıl savunduysak Bakü'nün, yanıbaşımızdaki Karabağ'ın hukukunu da biz savunduk. Haiti'nin, Şili'nin, Pakistan'ın çocukları için nasıl yüreğimizi ortaya koyduysak Bağdat'ın, Gazze'nin, Kudüs'ün çocukları için de yüreğimizi ortaya koyduk." diye konuştu.
"30 YIL SİLAHLAR KONUŞTU, ÜLKEYİ BÖLMEK İSTEYENLER, SAVAŞ BARONLARI KAZANDI"
Ayrıca, inkar politikalarına dur dediklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, 30 yıl bu ülkede silahların konuştuğunu, 30 yıl boyunca ocaklara ateş düştüğünü, gençlerin şehit olduğunu, gençlerin dağlarda hayatını kaybettiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, "Kim kazandı, kim bundan rant sağladı, kim çıkar sağladı, kimin bundan yüzü güldü, Diyarbakır mı kazandı, Hakkari mi kazandı, Van mı kazandı, Aydın mı, Edirne mi, İstanbul mu, Ankara mı, Ağrı mı kazandı? Kimse kazanmadı. Türkiye kazanmadı. Benim milletim kazanmadı. Gençler kazanmadı. Silah tüccarları kazandı. Savaş baronları kazandı. Bu ülkeyi bölmek isteyenler kazandı. Bu milletin evlatlarını birbirine düşürmek isteyenler kazandı." ifadelerini kullandı.
"Ben şehidimin bir damla kanını 550 milletvekiline değişmem." diyen Başbakan Erdoğan, siyasetin istismar için değil çözüm için var olduğunu hatırlattı. Can üzerinden, kan üzerinden siyaset yapılamayacağına işaret eden Erdoğan, ölümlerden, kandan, göz yaşından medet umanlar olduğunu ifade etti. Ölümler üzerinden, şehitler üzerinden siyaset yapanlar olduğunu belirten Başbakan, "Tabut gelsin de bunun siyasi rantını elde edelim diye el oğuşturanlar var. Onları bugünlerde görüyorsunuz. Maskelerinin nasıl düştüğünü görüyorsunuz. Batman'da konuşuyor, Ankara'da çark ediyorlar. Tunceli'de genel af diyor, Kayseri'de af diliyorlar. Anayasa Mahkemesi'nde başörtüsünü serbest bırakacak anayasa değişikliğini iptal ettiriyor, sonra da Konya'da, Kayseri'de, İstanbul'da başörtüsü sorununu biz çözeriz diyorlar. Aynı şekilde barış deyip demokrasi deyip, adalet deyip, milli iradeye ipotek koyanlar, milli iradeye boykotla yatanlar var. Hem demokrasi diyeceksin, hem de milleti parlamentoda oy kabinine gitmediğiniz gibi milleti de sandığa gitmekten alıkoyacaksın. Hem demokrasi diyeceksin hem de milletin iradesine baskı uygulayacaksın. Partim kapatılıyor diye her yerde şikayet edeceksin, sonra çıkıp bu anayasa değişikliğine karşı çıkacaksın. Partinin kapatılmasını zorlaştıran maddenin oylamasında da bulunmayacaksın. Yıllarca vesayetçi düzenden şikayet edeceksin, sonra onlarla kol kola saf tutacaksın. Onların değirmenine su taşıyacaksın." diye konuştu.
"ÇETELERİN AVUKATLIĞINI YAPAN CHP İLE MHP AYNI SAFTA YER ALIYOR"
Anayasa değişikliğine CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV, bir kısım medya ve çetelerin karşı çıktığını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Neden, çünkü oyun bozuluyor. Çetelerin avukatlığını yapan CHP ile MHP aynı safta yer alıyor. Bugün artık her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Kim kiminle iş tutuyor, kim hangi amaca hizmet ediyor, daha iyi anlaşılıyor. İşte 12 Eylül bunun hesabını sorma günüdür." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'a, Ağrı ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin, Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen ve Ağrı milletvekilleri de eşlik etti.