Çiçek: Mayın görüşmeyi engelledi

Radikal'e konuşan Başbakan Yardımcısı: BDP ile görüşecekken Hakkâri'den patlama haberi geldi. Aydınlığa kavuşana kadar erteledik. Çok yönlü soruşturma başlatıldı


Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, hükümetle Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) arasında dün yapılacak görüşmenin Hakkâri’de 9 vatandaşın ölümüne neden olan mayın patlaması nedeniyle ertelendiğini açıkladı.
Radikal’e konuşan Çiçek, “Bu insanlık dışı saldırı aydınlığa kavuşana kadar görüşemeyiz” dedi. Sorularımız üzerine Çiçek’in açıklamaları şöyle:
l “BDP’nin Başbakan Tayyip Erdoğan’dan bir görüşme talebi olmuş. Başbakan, İstanbul’da zirvede olduğu için benimle görüşme olacaktı. Gelebilirse, Adalet Bakanı Sadullah Ergin de katılacaktı. Meclis’te görüşecektik, ama iddia edildiği gibi gizli olmayacaktı. Neticede gizli kapaklı görüşmeler de duyuluyor. Anadolu Ajansı’nı çağırmayı, hem bizim, hem onların söylediklerinin AA aracılığıyla duyurulmasını düşünmüştüm.”
l “Ama sabah Hakkari’deki olayın haberi geldi. Görüşmeden önce bu olayın açığa çıkması gerekirdi. Buna benzer bir olay daha önce de olmuş, Başbakan Erdoğan o zaman Ahmet Türk ile görüşmesini ertelemişti. Şimdi de öyle oldu. Neticede 9 vatandaşımız öldürüldü, biri bebek denecek yaşta. Üç çocuk yaralı, birisinin bacağı kopmuş. Bu vahşeti icra edenler insan olamaz. Bu insanlık dışı saldırı aydınlığa kavuşana kadar görüşemeyiz. Olayı bir an önce açığa çıkartmak için çok yönlü soruşturma başlatıldı. Zaten bölge jandarma mıntıkası, o bakımdan da soruşturuluyor.”
Çiçek’in sözünü ettiği soruşturmanın hem Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı, hem de Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yürütüldüğü ilerleyen saatlerde açıklandı.
Başbakan Yardımcısı Çiçek’in sözünü ettiği önceki vakada ise, Başbakan Erdoğan o dönem DTP Başkanı olan Ahmet Türk’le 29 Mayıs 2009’da ürt Açılımı’nı konuşmak üzere yapacağı görüşmeyi 27 Mayıs’ta Çukurca’da bir askeri karakol etrafındaki mayınların patlaması sonucu 7 asker şehit olması üzerine iptal etmişti.
Mayınların PKK tarafından değil, PKK’ya karşı önlem olmak üzere yine o karakoldaki askerler tarafından döşendiği üzerine önce iki subay arasında ses kayıtları ortaya çıkmış, daha sonra da Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın müdahalesi ile konu Askeri mahkemeye yansımıştı. Bu yargı süreci hâlâ devam ediyor.
Hükümet ile BDP arasındaki görüşmenin Hakkâri’deki patlama sonrasında iptal edildiği dün öğleden sonra BDP Eşbaşkan Demirtaş tarafından basın toplantısıyla duyurulmuştu. Demirtaş, diğer Eşbaşkan Gültan Kışanak ile gidecekleri görüşmenin iptalini hükümetin ‘derin devletin’ sabotajına boyun eğmek olduğunu iddia etmişti.
Bu iddia ardından açıklama yapan Başbakan Erdoğan, ‘Saldırının karşılıksız kalmayacağını’, Cumhurbaşkanı Gül ise ‘Terör örgütüne karşı vatandaşın yalnız bırakılmayacağı’ tepkilerini vermişti.
PKK’nın 20 Eylül gündemi baskısı
Bu gelişmeler, PKK’nın desteklediği Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Kandil’in 20 Eylül’e dek ilan ettiği ‘eylemsizlik’ kararının devamı için hükümetin bir an önce bir dizi talebe olumlu karşılık vermesi için kampanya yürütmesiyle örtüşüyor.
Aralarında DTK’nın da olduğu Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri 12 Eylül halkoylaması öncesinde Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Akrat sözcülüğünde hükümeti 20 Eylül’den önce adım atmaya çağırmıştı. Aynı açıklamada Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk başkanlığındaki bir heyetin Cumhurbaşkanı Gül başta olmak üzere Kürt sorununun bütün aktörleriyle görüşeceği açıklanmış, heyet ilk görüşmeyi halkoylamasından bir hafta önce Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Irak’taki (PKK yanlısı olanlar dahil) Kürt gruplarla yapmıştı.
Bu heyet halkoylaması sonrasında Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu ile de görüşme girişimi yapmaya karar vermişti. Plana göre daha sonra Tuğluk, milletvekilliğinden önce olduğu gibi avukatı sıfatıyla İmralı’ Cezaevine gidip PKK’nın kurucu lideri Öcalan ile görüşme yapacak, durumu anlatacaktı.
Hakkâri’deki mayın patlaması haberinin sabah duyulmasından az önce PKK’nın yarı resmi yayını konumundaki Fırat Haber Ajansı (FHA) Cumhurbaşkanı Gül’ün DTK heyetiyle görüşmek için ABD seyahatini bir gün ertelediği iddiasında bulunmuştu. Ancak Cumhurbaşkanlığı yetkilileri dün akşam saatlerine dek bu bilgiyi doğrulamadı. Gül bugün öğleden sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere ABD’ye uçuyor.
CHP Genel Merkezi ise, randevu talebinin Diyarbakır Baro Başkanı’nca sivil toplum temsilcileri ile gelmek üzere yapıldığını, kararın yurtdışı seyahat programı ardından Kılıçdaroğlu tarafından verileceğini söyledi. Kılıçdaroğluda Brüksel’de yaptığı açıklama ile saldırıyı sert şekilde kınadı.
Davutoğlu’nun dikkat çekici tepkisi
Gül’e seyahati sırasında eşlik edecek olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dün bu sürecin ortasında yaptığı bir açıklama, konunun uluslararası boyutunu da ortaya çıkardı.
Davutoğlu’nun açıklaması Nobel Barış Ödülü sahibi eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Matti Ahtisaari başkanlığındaki bir heyetin önceki gün Diyarbakır’da, Belediye Başkanı Osman Baydemir ile görüştükten sonra, dün İstanbul’da Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinden önce geldi. Ahtisaari ve heyetinin (ünlü yatırımcı George Soros tarafından desteklenen) Açık Toplum Vakfı ve İngiliz Kültür Heyeti (Bristish Council) tarafından sponsorluğu yapılan ‘Türkiye-AB ilişkilerini geliştirme’ çerçevesindeki konuşmalarında PKK’nın silah bırakması ve diyalog konusu öne çıkmış, Ahtisaari’nin Baydemir’den sonra Erdoğan ve Gül ile görüşmesine dikkatler çevrilmişti.
Davutoğlu, işte bu görüşmeler öncesinde CNN Türk’te Taha Akyol’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye açık bir toplum, demokratik bir toplum. Burada iki taraf yok. Burada iki taraf yok. Vatandaşlarımız Türkiye’nin demokratik şartları içinde her türlü taleplerini dile getirirler ve bu talepler için eğer Türkiye’de bir arabuluculuk ya da uzlaşı mekânı varsa, o da TBMM’dir. Bizim iç meselelerimiz için arabuluculuk gibi bir kuruma hiçbir zaman ihtiyacımız olmadı, olamaz. Bunu kabul etmemiz de söz konusu olamaz.”
Davutoğlu’nun bu sözlerinde, kapalı olarak Meclis’te gerçekleşemeyen görüşmeye de Ahtisaari’nin girişimine de atıf vardı.
İşin özeti şu: Hükümetin BDP’nin görüşme talebine karşılık vermesi Hakkâri’deki mayın patlamasıyla engellendi. Diğer yandan PKK’nın hükümetin gündemini 20 Eylül’e göre belirlemesi planı da suya düştü. Erdoğan ve Gül’ün açıklamaları, PKK’nın 20 Eylül’de şiddet eylemlerini arttırması durumunda aynı şiddette karşılık göreceğine işaret ediyor. Yani düne kadar Diyarbakır merkezli kalan 20 Eylül gerilimi, dün Ankara’ya sıçradı.
Dünkü mayın saldırısı kilit önemde. BDP’li Demirtaş bu saldırıyı Şemdinli olayına, Başbakan Yardımcısı Çiçek ise Kürt Açılımı sırasındaki Çukurca olayına benzetti. Bir ihtimal daha olabilir. 1993’te o zamanki ateşkes sürecini bitiren, çatışmaları uluslararası petrol boyutlarıyla tırmandıran ve hâlâ karanlıkta kalan Bingöl-Elazığ arasında 33 erin şehit edilmesi olayı.
O nedenle Hakkâri saldırısının bir an önce aydınlığa kavuşturulup sorumlularının yargı önüne çıkarılmasında Türkiye’nin geleceği bakımından büyük fayda var.