Ama ya gol yersen?

UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanş maçında Yunanistan'ın PAOK takımıyla uzatma dakikalarında yediği golle 1...

UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanş maçında Yunanistan'ın PAOK takımıyla uzatma dakikalarında yediği golle 1-1 berabere kalan Fenerbahçe, Avrupa kupalarına bu sezon erken veda etti.



Selanik'te yapılan ilk maçta rakibine 1-0 yenilen Fenerbahçe, Kadıköy'deki rövanş maçında 50. dakikada Emre'nin golüyle 1-0 öne geçti. Karşılaşmanın 90 dakikası bu skorla sona ererken, uzatma dakikalarına geçildi.



Uzatma bölümünün ilk yarısında 102. dakikada Muslimovic'in attığı golle 1-1 eşitliği yakalayan PAOK, İstanbul'da tur atladı.


RIDVAN DİLMEN: 1-0'ı bundan sevmiyorum

İlk maçın skoru öyle sevimsiz ki... Oldum olası nefret ederim bu 1-0'lardan. Maçın başında agresif, önde oynamak istersin, ama ya gol yersen?



1-0 öne geçersin, yine kontrollu oynamak zorundasın. 2-0'ı bulursun, psikolojik olarak defans yaparsın.

Fenerbahçe atağa çıktığında, iki ön liberodan Cristian emniyet sbobu olarak geride kalırken Emre Belözoğlu yine sık sık öne çıkmaya çalıştı. Bir atakta dönen topa nefis bir vuruşla golünü de buldu.

Önde oynayanlardan Stoch ve Niang'ın koordinasyonları iyi değildi; iyi günlerinde değillerdi. Alex ikinci yarıda daha öne çıkıp, Niang'a yardımcı olurken hazırlık paslarında da Emre çıktıktan sonra savunmanın önüne gelip top almaya başladı.

Uzatmada gelen 1-1'den sonra oyuncu da, taraftar da demoralize oldu. PAOK, çok iyi bir takım olmasa da organizasyonu iyi bir takım. Çok organizeler, sabırlı oynuyorlar. Böyle bir takıma karşı deplasmanda ilk maçta alınabilecek en kötü sonuçtu belki de 1-0...

GÜRCAN BİLGİÇ: Kağıttan adamlar

PAOK, maçı golsüz bitirmek adına önlemlerini almış. Müthiş yardımlaşma ile oynadılar. Göz açtırmayacak derecede önde ve istekli pres yaptılar. Maçın "ruhu" Avrupa Ligi'ne katılmaktan sıyrılmış, "Damarlardaki kanın son damlasına kadar" inat ve hırs içerir hale gelmişti. Fenerbahçe istediği golü bulana kadar, gedikleri sürekli sıvanan bu duvarı delmeye çalışmakla uğraştı. Yunan takımının hocası, Young Boys maçlarını izleyerek, neredeyse kopya bir taktikle oynatıyordu oyuncularını. Stoperlerin ensesinde bitiyorlar, tempolu ve yardımlaşmalı, ayağa pas yaparak, sahadaki ateşi söndürüyorlardı.

Kocaman kötü bir karne ile gidiyor. Dört Avrupa maçında galibiyeti yok. Takım içinde sorunları çözecek oyuncuları yok. Sadece Emre'nin sırtına binen yük, 60'tan sonra onu da bitiriyor, nefessiz bırakıyor. 75'ten sonra neredeyse tüm takım durdu. Bu maçta Fenerbahçe'yi eleştirirken, PAOK takımına saygıyı da ihmal etmemeliyiz. Transfer ücretlerini yükseltmek için sahte tekliflerle yöneticilerin karşısına dikilen, prim pazarlığı yapan, kendilerini çok büyük oyuncu sananların, "ne kadar" oldukları ortaya çıktı.

SELÇUK YULA: Devrim nasıl olmalı? (FOTOMAÇ)

Kocaman"ın, sahaya çıkardığı kadroya bakıyoruz belli ki skoru bulmak istiyor. Oyun başlarında Niang'ın bir ayakla bir kafayla kaçırdıkları bir de Stoch"un vuruşunun kaleci tarafından kurtarılması var. Rakibin de iki şutunun Volkan tarafından önlenmesi. İşte ilk 45'in özeti bu. Yiyeceğimiz bir gol 3 gol atmayı gerektirecek.

Gökhan Gönül her maç olduğu gibi topu içeriden çıkarıyor ama dönen top nasıl girmiyor akıl alması mümkün değil. Arkadan, çizgiden Bilica'nın da çıkardığı topu görüyoruz. Savunmadaki hem içeriye adam kaçırmadaki hem oyun kurmadaki arıza devam ediyor. Ayağı çeken Emre, Selçuk'la değişince hücumda eksiliyoruz. Zaten takımın gole ihtiyacı olduğu maçlarda Selçuk"un oyuna girmesini anlamış değilim. Çizgiden çıkarılan toplar da gelişen pozisyonlar da golün habercisiydi.

NECATİ BİLGİÇ: Kaptansız gemi (FOTOMAÇ)

F.Bahçe, PAOK karşısında Kadıköy'de oynadığı rövanş maçında Emre'nin nefis golüyle 1-0 öne geçmesine rağmen uztama devresinde yediği golle Avrupa Ligi'ne veda etti. Eğer takım kaptanı Alex, bulduğu net 6 pozisyondan bir tanesini gole çevirebilse uzatmaya gidilmeden Fener turu geçecekti. Neticede kaptan gemisini kurtaramadı!

F.Bahçe'nin golcüleri bu kadar başarısız olmasa onları yenmek belki mümkün olurdu. Fakat, başta kalecileri olmak üzere canlarını dişlerine takarak kalelerini savundular.

Maçın İtalyan hakemi Stoch'a yapılan sert faulde ikinci sarı kartını göstermeyerek hata yaparken, en büyük yanlışı kulübü büyük zarara sokan ve sahaya gereksiz yere her türlü maddeyi atan taraftar yaptı.