Kılıçdaroğlu SSK'ya terörist aldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal KIlıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü sırasında kuruma terirsleri işe aldığını söyledi.
Neymiş efendim, hükümlü kadrosundan almış. Başka hükümlü yok muydu” diyen Erdoğan, Divriği ve Sivas mitinginde özetle şunları söyledi:
Yazıcıoğlu ‘Evet’ derdi
Kahramanmaraş dağlarında Sivas yiğidini kaybetti. Muhsin Yazıcıoğlu millet memleket sevdası peşinde hakka yürüdü. O gün sadece Sivas değil, Türkiye ağladı. Kendisini burada memleketi Sivas’ta bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Muhsin kardeşimiz 12 Eylül zindanlarından yazdığı şiir adeta bir ağıda dönüştü ve yüreğimize nakşoldu.
Damdan düşenin derdini, damdan düşen anlar. Muhsin kardeşimiz 12 Eylül’ü yaşadı, zulmünü yaşadı. Zaman zaman bir araya geldiğimizde bunu kendisiyle paylaşırdık. Bugün inanıyorum, hayatta olsa hiç tereddüt etmeden anayasaya ‘evet’ derdi. MHP Genel Başkanı ve MHP yönetimi, vicdan sahibi ülkücülere ‘zavallı’, ‘uşak’ derken BBP haktan yana, adaletten yana, insanlıktan yana tavrını belirledi.
Bu ittifaktan hayır gelir mi?
Arkadaşlarına, ülküdaşlarına sanatçılara, yazarlara, il başkanlarına, milletvekillerine, belediye başkanlarına baskı yapıyorlar. Bizi baskı yapmakla, mahalle baskısı yapmakla suçlayanlar yani MHP, CHP, BDP asıl baskıyı milletin kendisine yapıyorlar. Bu ittifaktan bu ülkeye hayır gelir mi, bir yarar gelir mi?
CHP Genel Başkanı, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de hukukun siyasallaştığını söylüyor. 27 Mayıs zeminini CHP zihniyeti hazırladı. Siyasallaşmış bir ülkede gençlerin idam edildiğini söylüyor. Aynı Genel Başkan, 3 bin hâkim ve savcı alan eski Adalet Bakanları Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay ile yüzleşmiyor. Tam aksine onlarla kol kola dolaşıyor. Moğultay, ‘Ben CHP’lileri almayacaktım da MHP’lileri, Refah Partilileri mi alacaktım?’ diyor.
Yargı CHP’nin arka bahçesiydi
Bu kadrolaşma olmuyor. Bununla yüzleşebiliyor musun Genel Başkan? Bu millete tere satma, tereciye tere satılmaz. Yargının CHP’nin nasıl arka bahçesi olduğundan hiç ses etmiyor. Bunu şahsım olarak ben yaşadım ben. Bana cezayı kesen Yargıtay’ın üst dairesindeki yargıçların daha sonra CHP’nin üst kurullarında nasıl yer aldıklarını biliyoruz. Sen kime anlatıyorsun? ‘Yargının siyasallaşması tehlikelidir. Tuzun kokması iyi değildir’ diyorsun, doğru. O zaman 12
Eylül’de ‘Evet’ oyu ver.
Bir televizyon programında kendisini savunuyor. SSK’ya nasıl terör örgütü mensuplarını aldıklarını anlatıyor. Neymiş efendim örgüt üyeleriyle tanışıklığı yokmuş, hükümlü kadrosundan almış. Başka hükümlü yok muydu, onları alsaydın. Niye terör örgütü mensuplarını alıyorsun? Kadrolaşma CHP’nin genlerine işledi genlerine. Bir de bizi terör örgütüyle müzakere içinde gösteriyorlar.
Bunlar görüşmediler mi?
Bizi terör örgütüyle müzakere içinde göstermeye çalışıyorlar. Açık söylüyorum, bu bir yalandır, iftiradır. Asla siyasi iktidarlar böyle bir şeyi yapmaz. Yine yazıyor, çiziyorlar. Acaba bizden önce MHP, DSP, ANAP, bunlar, bölücü terör örgütünün başıyla görüşmediler mi? Kendileri görüşmez ama kim görüşür, istihbari kurumlar görüşür, Adalet Bakanlığının yetkilileri görüşür, ama görüşürler. Yani devletin ilgili kurumları onlarla bu tür görüşmeleri yapar.
Yazıcıoğlu ‘Evet’ derdi
Kahramanmaraş dağlarında Sivas yiğidini kaybetti. Muhsin Yazıcıoğlu millet memleket sevdası peşinde hakka yürüdü. O gün sadece Sivas değil, Türkiye ağladı. Kendisini burada memleketi Sivas’ta bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Muhsin kardeşimiz 12 Eylül zindanlarından yazdığı şiir adeta bir ağıda dönüştü ve yüreğimize nakşoldu.
Damdan düşenin derdini, damdan düşen anlar. Muhsin kardeşimiz 12 Eylül’ü yaşadı, zulmünü yaşadı. Zaman zaman bir araya geldiğimizde bunu kendisiyle paylaşırdık. Bugün inanıyorum, hayatta olsa hiç tereddüt etmeden anayasaya ‘evet’ derdi. MHP Genel Başkanı ve MHP yönetimi, vicdan sahibi ülkücülere ‘zavallı’, ‘uşak’ derken BBP haktan yana, adaletten yana, insanlıktan yana tavrını belirledi.
Bu ittifaktan hayır gelir mi?
Arkadaşlarına, ülküdaşlarına sanatçılara, yazarlara, il başkanlarına, milletvekillerine, belediye başkanlarına baskı yapıyorlar. Bizi baskı yapmakla, mahalle baskısı yapmakla suçlayanlar yani MHP, CHP, BDP asıl baskıyı milletin kendisine yapıyorlar. Bu ittifaktan bu ülkeye hayır gelir mi, bir yarar gelir mi?
CHP Genel Başkanı, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de hukukun siyasallaştığını söylüyor. 27 Mayıs zeminini CHP zihniyeti hazırladı. Siyasallaşmış bir ülkede gençlerin idam edildiğini söylüyor. Aynı Genel Başkan, 3 bin hâkim ve savcı alan eski Adalet Bakanları Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay ile yüzleşmiyor. Tam aksine onlarla kol kola dolaşıyor. Moğultay, ‘Ben CHP’lileri almayacaktım da MHP’lileri, Refah Partilileri mi alacaktım?’ diyor.
Yargı CHP’nin arka bahçesiydi
Bu kadrolaşma olmuyor. Bununla yüzleşebiliyor musun Genel Başkan? Bu millete tere satma, tereciye tere satılmaz. Yargının CHP’nin nasıl arka bahçesi olduğundan hiç ses etmiyor. Bunu şahsım olarak ben yaşadım ben. Bana cezayı kesen Yargıtay’ın üst dairesindeki yargıçların daha sonra CHP’nin üst kurullarında nasıl yer aldıklarını biliyoruz. Sen kime anlatıyorsun? ‘Yargının siyasallaşması tehlikelidir. Tuzun kokması iyi değildir’ diyorsun, doğru. O zaman 12
Eylül’de ‘Evet’ oyu ver.
Bir televizyon programında kendisini savunuyor. SSK’ya nasıl terör örgütü mensuplarını aldıklarını anlatıyor. Neymiş efendim örgüt üyeleriyle tanışıklığı yokmuş, hükümlü kadrosundan almış. Başka hükümlü yok muydu, onları alsaydın. Niye terör örgütü mensuplarını alıyorsun? Kadrolaşma CHP’nin genlerine işledi genlerine. Bir de bizi terör örgütüyle müzakere içinde gösteriyorlar.
Bunlar görüşmediler mi?
Bizi terör örgütüyle müzakere içinde göstermeye çalışıyorlar. Açık söylüyorum, bu bir yalandır, iftiradır. Asla siyasi iktidarlar böyle bir şeyi yapmaz. Yine yazıyor, çiziyorlar. Acaba bizden önce MHP, DSP, ANAP, bunlar, bölücü terör örgütünün başıyla görüşmediler mi? Kendileri görüşmez ama kim görüşür, istihbari kurumlar görüşür, Adalet Bakanlığının yetkilileri görüşür, ama görüşürler. Yani devletin ilgili kurumları onlarla bu tür görüşmeleri yapar.