Referanduma Doğru
Afyonkarahisar Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği referandumunun siyasallaştırıldığını söyledi
Afyonkarahisar Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği referandumunun siyasallaştırıldığını söyledi. Akıncı, referandumun bir genel veya yerel seçim olmadığını, her kesimi ilgilendiren önemli bir değişiklik olduğunu vurguladı.
Anayasa değişikliği referandumunun siyasi bir kavga haline getirilmesinin çok büyük bir yanlış olduğunu belirten Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, değişikliğin Anayasa ile ilgili olduğunu, genel veya yerel bir seçim olmadığını söyledi. Akıncı, "Bu işi siyasi bir kavga haline getirmek bana göre çok büyük bir yanlıştır. Çünkü ortada Anayasa değişikliği söz konusu. Burada devletin yönetimi ile ilgili genel seçim söz konusu değil ki. Genel seçimde herkes tezlerini savunur, iddiaları ortaya koyar ve kıran
kırana bir seçim mücadelesi yapılır. Ama ne yazık ki bu Anayasa değişikliği adete bir seçim arenasına dönüştürüldü. Bu çok yanlış bir şey. Vatandaşın kafası bulandırılıyor. Birisi çıkıyor bu 'anayasa senin karnını doyurmaz, iş, aş, ekmek getirmez' diyor. Anayasalar böyle bir şey yapmaz ki. Anayasanın işle, aşla, ekmekle ne alakası var. Anayasalar temel normlar yani adı üstünde yasaların anasıdır. Ama sen bu Anayasa değişikliğini Türkiye'nin yararına mı? Çıkarına mı? Yoksa aleyhine mi? Bunu değerlendirmen
lazım. Bu böyle siyasi malzeme olarak milletin önüne koymak, milletin kafasını karıştırmak ve ortalığı bulandırmak bana göre çok yanlış diye düşünüyorum" dedi.
"REFERANDUM SİYASALLAŞTIRILMAMALI"
Referandumun siyalaştırılmasının milletin sağlıklı karar vermesini engellediğini ifade eden Akıncı, "Halbuki bu şekilde kampanyalar yapılması da bana göre doğru değil. Şimdi iktidar partisi çıkıp 'evet' kampanyası başlatmak zorunda kalıyor. Muhalefet partileri de hayır kampanyası başlatıyorlar. Bu şekilde sanki siyasi bir kavga imiş, siyasi bir mücadele gibi hadise değerlendiriliyor. Halbuki bu bir Anayasa değişikliğidir. Anayasa değişiklikleri salim kafayla sükunetle değerlendirilmesi gereken
değişiklikler aslında. Milletin kafası karıştırılmadan sandık ortaya konulmalıydı diye düşünüyorum. Ne yazık ki bu konuda gerek iktidarın, gerekse muhalefetin tavrı iç acıcı olmamıştır, doğru olmamıştır diye düşünüyorum. Keşke böyle olmasaydı" şeklinde konuştu.
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA SAĞDUYU İLE HAREKET EDİLMELİDİR"
Anayasa değişikliği konusunda sağduyu ile hareket etmek gerektiğini vurgulayan Akıncı şöyle konuştu:
"Burada siyasi düşünceleri bir kenara bırakmak gerekir. Bu Anayasa değişikliği ülkenin hayrına mı? Yoksa yararına mıdır. Buna göre değerlendirip karar verilmelidir. Yoksa ben şu siyasi parti mensubuyum, benim partim şu görüşte o sebeple binde partimin dediği gibi hareket edeyim düşüncesi ile hareket etmemek gerekir. Eğer bu değişiklikler ülkenin yararına ise hangi partiden olursa olsun 'evet' demeli, eğer ülkenin aleyhine ise partisi 'hayır' dese bile 'evet' demeli 'evet' diyorsa bile 'hayır'
diyebilmelidir. Bu noktada bir parti taassubu ile hareket etmemeli, takım tutar gibi hareket etmemeli diye düşünüyorum vatandaşımız. Az önce ifade ettiği gibi ülke yararına ise 'evet' demek, ülke aleyhine ise 'hayır' demek gerekir. Ama şuanda bu değişikliğin Türkiye'nin önünü açacağını, Türkiye'deki bazı sıkıntıların çözümü noktasında çare olacağını düşündüğüm için bende 'evet' denmesi gerektiği kanaatini taşıyorum."
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN DARBECİLERİN YARGILANMA YOLU AÇMASI SON DERECE ÖNEMLİ"
Anayasa'nın bir uzlaşma ile değişmesini arzu ettiklerini vurgulayan Akıncı, Anayasa'nın tamamıyla değişmesi gerektiğini söyledi. Akıncı, "Ama ne yazık ki bu gerçekleşemedi. Ancak yapılan değişikliklerde tam manası ile ihtiyaca cevap vermemekle beraber önemli bir değişiklikler olduklarını düşünüyorum. Önemli değişikliklerden bir tanesi 1982 Anayasası'nın geçici 15'inci maddesi 'darbe yapanların yargılanmasını' engelleyen bir hüküm ihtifal ediyordu. Bu geçici 15'inci madde Anayasa değişikliği ile ortadan
kaldırılmış oluyor ve dolayısıyla darbe yapanların önü açılıyor. Bu çok önemli bir değişiklik. Türkiye'de 1960'da, 1971'de ve 1982'de darbe yapıldı. Bunun dışında e-muhtıralar 28 Şubatlar gibi post model ifade edilen darbeler yapıldı. Ama bu darbeleri yapan ne yazık ki bu güne kadar yargılanamadı. Türkiye darbelerle anılan bir ülke haline geldi. Her on yılda bir darbe yapılıyordu ve adete bu bir gelenek haline gelmişti. İnşallah bu Anayasa değişikliğinden sonra darbecilerin yargılanmasının önü açılmış
olacak. Bu da çok önemli bir değişiklik. Dolayısıyla darbeleri yapanların yargılanmasının önü açılınca bundan sonra kimse darbe yapmaya teşebbüs edemeyecektir. Yargılanırım korkusu ile, ceza alırım korkusu ile darbe yapmayacaktır" dedi.
(SA-SÇ-Y)
Anayasa değişikliği referandumunun siyasi bir kavga haline getirilmesinin çok büyük bir yanlış olduğunu belirten Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, değişikliğin Anayasa ile ilgili olduğunu, genel veya yerel bir seçim olmadığını söyledi. Akıncı, "Bu işi siyasi bir kavga haline getirmek bana göre çok büyük bir yanlıştır. Çünkü ortada Anayasa değişikliği söz konusu. Burada devletin yönetimi ile ilgili genel seçim söz konusu değil ki. Genel seçimde herkes tezlerini savunur, iddiaları ortaya koyar ve kıran
kırana bir seçim mücadelesi yapılır. Ama ne yazık ki bu Anayasa değişikliği adete bir seçim arenasına dönüştürüldü. Bu çok yanlış bir şey. Vatandaşın kafası bulandırılıyor. Birisi çıkıyor bu 'anayasa senin karnını doyurmaz, iş, aş, ekmek getirmez' diyor. Anayasalar böyle bir şey yapmaz ki. Anayasanın işle, aşla, ekmekle ne alakası var. Anayasalar temel normlar yani adı üstünde yasaların anasıdır. Ama sen bu Anayasa değişikliğini Türkiye'nin yararına mı? Çıkarına mı? Yoksa aleyhine mi? Bunu değerlendirmen
lazım. Bu böyle siyasi malzeme olarak milletin önüne koymak, milletin kafasını karıştırmak ve ortalığı bulandırmak bana göre çok yanlış diye düşünüyorum" dedi.
"REFERANDUM SİYASALLAŞTIRILMAMALI"
Referandumun siyalaştırılmasının milletin sağlıklı karar vermesini engellediğini ifade eden Akıncı, "Halbuki bu şekilde kampanyalar yapılması da bana göre doğru değil. Şimdi iktidar partisi çıkıp 'evet' kampanyası başlatmak zorunda kalıyor. Muhalefet partileri de hayır kampanyası başlatıyorlar. Bu şekilde sanki siyasi bir kavga imiş, siyasi bir mücadele gibi hadise değerlendiriliyor. Halbuki bu bir Anayasa değişikliğidir. Anayasa değişiklikleri salim kafayla sükunetle değerlendirilmesi gereken
değişiklikler aslında. Milletin kafası karıştırılmadan sandık ortaya konulmalıydı diye düşünüyorum. Ne yazık ki bu konuda gerek iktidarın, gerekse muhalefetin tavrı iç acıcı olmamıştır, doğru olmamıştır diye düşünüyorum. Keşke böyle olmasaydı" şeklinde konuştu.
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA SAĞDUYU İLE HAREKET EDİLMELİDİR"
Anayasa değişikliği konusunda sağduyu ile hareket etmek gerektiğini vurgulayan Akıncı şöyle konuştu:
"Burada siyasi düşünceleri bir kenara bırakmak gerekir. Bu Anayasa değişikliği ülkenin hayrına mı? Yoksa yararına mıdır. Buna göre değerlendirip karar verilmelidir. Yoksa ben şu siyasi parti mensubuyum, benim partim şu görüşte o sebeple binde partimin dediği gibi hareket edeyim düşüncesi ile hareket etmemek gerekir. Eğer bu değişiklikler ülkenin yararına ise hangi partiden olursa olsun 'evet' demeli, eğer ülkenin aleyhine ise partisi 'hayır' dese bile 'evet' demeli 'evet' diyorsa bile 'hayır'
diyebilmelidir. Bu noktada bir parti taassubu ile hareket etmemeli, takım tutar gibi hareket etmemeli diye düşünüyorum vatandaşımız. Az önce ifade ettiği gibi ülke yararına ise 'evet' demek, ülke aleyhine ise 'hayır' demek gerekir. Ama şuanda bu değişikliğin Türkiye'nin önünü açacağını, Türkiye'deki bazı sıkıntıların çözümü noktasında çare olacağını düşündüğüm için bende 'evet' denmesi gerektiği kanaatini taşıyorum."
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN DARBECİLERİN YARGILANMA YOLU AÇMASI SON DERECE ÖNEMLİ"
Anayasa'nın bir uzlaşma ile değişmesini arzu ettiklerini vurgulayan Akıncı, Anayasa'nın tamamıyla değişmesi gerektiğini söyledi. Akıncı, "Ama ne yazık ki bu gerçekleşemedi. Ancak yapılan değişikliklerde tam manası ile ihtiyaca cevap vermemekle beraber önemli bir değişiklikler olduklarını düşünüyorum. Önemli değişikliklerden bir tanesi 1982 Anayasası'nın geçici 15'inci maddesi 'darbe yapanların yargılanmasını' engelleyen bir hüküm ihtifal ediyordu. Bu geçici 15'inci madde Anayasa değişikliği ile ortadan
kaldırılmış oluyor ve dolayısıyla darbe yapanların önü açılıyor. Bu çok önemli bir değişiklik. Türkiye'de 1960'da, 1971'de ve 1982'de darbe yapıldı. Bunun dışında e-muhtıralar 28 Şubatlar gibi post model ifade edilen darbeler yapıldı. Ama bu darbeleri yapan ne yazık ki bu güne kadar yargılanamadı. Türkiye darbelerle anılan bir ülke haline geldi. Her on yılda bir darbe yapılıyordu ve adete bu bir gelenek haline gelmişti. İnşallah bu Anayasa değişikliğinden sonra darbecilerin yargılanmasının önü açılmış
olacak. Bu da çok önemli bir değişiklik. Dolayısıyla darbeleri yapanların yargılanmasının önü açılınca bundan sonra kimse darbe yapmaya teşebbüs edemeyecektir. Yargılanırım korkusu ile, ceza alırım korkusu ile darbe yapmayacaktır" dedi.
(SA-SÇ-Y)