Bakan Çağlayan İzmir'de İş Dünyası İle Biraraya Geldi

Öğle saatlerinde İzmir'e gelen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Hilton Oteli'nde düzenlenen "Dış Ticaret ve Ekonomik Gelişmeler Değerlendirme" toplantısına katıldı

Bakan Çağlayan İzmir'de İş Dünyası İle Biraraya Geldi
Öğle saatlerinde İzmir'e gelen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Hilton Oteli'nde düzenlenen "Dış Ticaret ve Ekonomik Gelişmeler Değerlendirme" toplantısına katıldı. Bir günlük program için İzmir'e gelen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan sanayi ve ticaret odalarının temsilcileriyle biraraya gelerek sorunları dinledi, çözüm yolları aradı.
Toplantıda İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Geza Dologh yer aldı.
Kürsüden İzmir'deki iş dünyası temsilcilerine konuşan Çağlayan, Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine gelinmesi için herkesin çok çalışması gerektiğini ve Türkiye'nin içinde bulunduğu ithalat hastalığından kurtulması gerektiğini söyledi. İthalatı bağımlılık yapan bir hastalığa benzeten Çağlayan "Odalar ve Borsalar Birliği olmak üzere ticaretle ilgili tüm kurumlarla el ele verdik. Amatem gibi çalışıyoruz. Türkiye'yi ithalat bağımlılığından nasıl
kurtarırız diye" dedi.
Son 7 yılda Türkiye'nin ciddi bir kabuk değiştirme sürecine girdiğini kaydeden Bakan Çağlayan, alınan önlemler ve güven ortamı sayesinde Türkiye'nin dünyanın 26. büyük ekonomisi iken 17. ekonomisi haline geldiğini söyledi. Siyasette değilken 1994, 1996 ve 2001 krizlerini yaşadığını ancak hiçbirisinin 2009 krizi gibi olmadığının altını çizen Çağlayan şunları söyledi: "Ancak Türkiye 2009'un son çeyreğinde gösterdiği performans ile dünyanın ikinci büyüme performansını gösteren ülke oldu. Kıl payı ile
birinciliği kaçırdı. Türkiye böylesine bir krizde art arda iki kere kredi notu artan ülke oldu. Krize rağmen Türkiye'nin etkilenmemesi söz konusu olamazdı. Bu tamamıyla Avrupa pazarlarının ezilmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur. Türkiye bu krizi en iyi değerlendiren ülkelerden birisi oldu."
Krizin Türkiye için öğretici bir tarafı olduğunu bildiren Çağlayan, "Kriz aslında tasarrufu, verimliliği, üretimi ve rekabeti öğretti. Bu krizde otomobil, beyaz eşya, tekstil gibi ürünleri satıyorsanız Türk ihracatsının rekabet gücünü gösterir. Küresel kriz tabii ki Türkiye'yi etkiledi. Ancak hiçbir zaman İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi olmadı. Türkiye'ye yeni pazarlar aradık, bulduk" dedi.
Kalkınma için ihracat odaklı bir ticaret geliştirmenin önemine değinen Çağlayan, Türkiye'nin müteahhitlik, turizm ve lojistik gibi hizmet ihracatı bulunduğunu söyledi.
İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (İGEME) ile bir çalışma içinde olduklarını anlatan Çağlayan, "İGEME'de çalışan arkadaşlarımı çağırdım. Bundan sonra siz özel bir şirketin çalışanı ben de yönetim kurulu başkanıyım dedim. Özel bir şirket gibi tüm dünyada nasıl ticaret yapacağız. Kime? Nereye? Ne yapacağız? Hangi sektörlere gideceğiz? diyerek araştırmalarını yaptık. Artık elimizde yetmişe yakın ülkenin neye ihtiyacı olduğu konusunda bilgilere sahibiz. Bundan sonra bu ihtiyaçlara göre üretimimizi yapıp
ihracatımızı arttırmayı düşünüyoruz. Bu ülkelerle ilgili yapmış olduğumuz tüm analizler bizim hangi sektörlere yatırım yapacağımızı gösterecek" dedi.
Türkiye'nin ihracatının büyüdüğünü fakat dolar - euro paritesinden dolayı Haziran ayı itibariyle 765 milyon dolar eksik göründüğünü kaydeden Çağlayan "Hükümet olarak ihracat odaklı üretim stratejisi oluşturduk. Çapraz kurdan kaynaklı olarak Türkiye'nin ihracatı sanal şekilde düşmüş gibi gözüküyor. İhracatta euro dolar ağırlığı aşağı yukarı eşittir. İthalatta ise yüzde 60 civarı dolar üzerinden yapılıyor. Pariteden dolayı bizim haziran ayı ihracatı 765 milyon dolar eksik gözüktü. Oysa Avrupa'ya ihracatımız
azalmadı" dedi.
Türkiye'nin eksen kayması var tartışmalarına da değinen Çağlayan "Bu nasıl bir eksen kaymasıdır ki Avrupa'ya yaptığımız ihracatımız azalmadı. 2 milyar euroya yakın bir ihracat rakamı ile geçen yıla nazaran yüzde 18 arttı. Türkiye'nin eksen kaymasından söz edenler bunu bilmiyor" dedi.
Konuşmasında son olarak 12 Eylül'de yapılacak olan referanduma değinen Bakan Çağlayan referandumda 'evet' çıkması için iş dünyasından destek istedi. Çağlayan "Türkiye'de darbe anayasası var ve değişime büyük bir ihtiyaç bulunuyor. Vergi borcundan dolayı yurt dışına çıkamayan vatandaşlarımız büyük sıkıntı yaşıyor. Bu anayasa bunu kaldırıyor. Anayasanın en çok tartışılan 2 maddesinden bahseden Çağlayan "Herkes bir şeyler söylüyor ama içeriği tartışan yok. Anayasa değişikliğinin en çok speküle edilen ve
tartışılan 2 maddesine değinmek istiyorum. Biz Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısını 12'den 17'ye çıkarıyoruz ve bunun sadece 3'ünü halkın seçtiği meclis seçecek. Sayıştay 2 ve Barolar Birliği de 1 adayı belirleyip meclise yollayacak ve biz de halkın seçtiği milletvekilleri bu adayları onaylayacağız. Anayasa Mahkemesi üyeliği 12 yıl ile sınırlandırılacak. Savcılar ve Hakimler Yüksek Kurulu ile ilgili madde de ise üye sayısını 7'den 22'ye çıkarıyoruz. Bu 22 üyeden sadece 4'ünü Cumhurbaşkanımız akademisyenlerden
seçecek. Şimdi ben soruyorum, bu yargıyı baskı altına almak mıdır? Biz üstünlerin hukukuna karşı hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Bu anayasa demokratik standartlara ulaşmamız için devrim niteliğindedir" diyerek sözlerini sonlandırdı. Bakan Çağlayan'a konuşmasından sonra çeşitli hediyeler takdim edildi.
(BŞ-EA-E)