Bin 49 İşçinin Paraları Yatırıldı

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları A.Ş.'de (KARDEMİR) yaşanan mücadelenin sendikal bir mücadele olmadığını belirten Çelik-İş Sendikası Genel Sekreteri Şenel Oğuz, bunu belgelerle ispatlamaya devam ettiklerini söyledi. Oğuz, yaptığı açıklamada, "Biz genel merkez olarak buraya geldiğimizden beri bunun sendikal bir mücadele olmadığını bunun bir rant kavgası olduğunu bunun yönetimi ele geçirmek hayali olduğunu her kesime ifade ettik. Daha önce burada yönetim kurulunda görev alanların bugün karşı tarafdan
sendikal hareketin başında yer almalarının işte bunun rant kavgası olduğunu ayrıca ifade etmiştik" dedi.
Oğuz, daha sonra maaşları karşılaştırarak şunları söyledi: "Nisan 1998 tarihinde bir işçi ortalama olarak o günün para birimiyle 130 milyon 430 bin 25 kuruş alıyordu. Yönetim kurulu üyelerinin aldığı ücret ise, ayda bir defa bir veya iki saatlik bir toplantıya katılmak suretiyle 186 bin 896 lira 135 kuruş. Yani işçiden çok daha fazla para almak suretiyle ve ayda bir defa iki saatlik toplantıya katılmak suretiyle bu paraları bu insanlar aldı. Bu bahsettiğim sadece bir şirketin yönetim kurulu ile ilgili. 3
veya 4 şirketin yönetim kurulunda görev yapıldığını KARDEMİR işçisi bilir. Bir de bunu 4 ile çarpıldığını düşünün. Bir diğer sorun burada işçi para alamıyordu, işçi ikramiyesini alamıyordu. Neden? Çünkü KARDEMİR batma noktasına getirilmişti. Ancak bu yönetim kurulu üyeleri her ay düzenli olarak işçinin 5-5.5 katı ücretlerini peşinen aldı. Bu insanın amacı burada KARDEMİR işçisine hizmet etmek değil fabrikayı ele geçirmek suretiyle geçmişte olduğu gibi nemalanmak, kişisel çıkar elde etmek. Ama şükür olsun
ki, KARDEMİR işçisi buna geçit vermedi, vermeyecektir."
Türk Metal Sendikası'na geçen işçilerin hesaplarına 350 TL yatırıldığını belirten Çelik-İş Sendikası Genel Sekreteri Şenel Oğuz, sözlerine şöyle devam etti: "Kalan bin 49 kişinin 350 TL'leri de hesaplarına yatmıştır. Biz sürekli karşı tarafta olan arkadaşları yuvaya davet ediyoruz. Kapılarımızın sonuna kadar açık olduğunu ifade ediyoruz. Ama karşı taraf 'Sizin 350 TL'lerinizi verdirmeyen anlayış yarın öbür günü sizi kapının önüne koyacaktır' deyip istismar edildiğini de biliyoruz. KARDEMİR yönetimi ile
yaptığımız görüşme sonucunda malum sendikanın bin 49 üyesi ile ilgili çalışmaların bitip bitmediğini sorduk. Çalışmaların bitirildiğini ve bugün itibariyle hesaplarına geçtiğini bize ifade etmişlerdir. Tabi bunu da istismar edecekler. Biz öteden beri bütün KARDEMİR çalışanlarının bizim kardeşimiz olduğunu, dostumuz olduğunu, arkadaşımız olduğunu onların yuvaya dönmesi gerektiğini her seferinde ifade ettik. Onları bağrımıza basmaya, onların eskiden olduğu gibi kucaklamaya varsa yapılan eksikler gidermeye
devam edeceğiz."
BİZ HAYALİ RAKAM SÖYLEMEDİK
2 Ağustos'ta sürenin bittiğini anlatan Oğuz, şöyle konuştu: "bir kez daha ifade ediyoruz yuvaya dönsünler. 52 yeni arkadaşımızın katılımıyla Çelik-İş Sendikası'nın gerçek üye sayısı bin 724'tür. Bunun dışında söylenenlerin hiçbir geçerliliği yok. Biz onlar gibi uçuk kaçık, hayali rakamlar söylemiyoruz. Onlar 2 binden başladılar, bin 500'e kadar düştüler, sonra tekrar bin 900'e çıktılar. Ben onların söylediklerini söylüyorum. Biz ilk günden beri rakamları açıklamaya başladığımız günden beri uçuk kaçık
şeyler söylemedik. Gerçek dışı hiçbir rakam söylemedik."
KARDEMİR işçisiyle bundan sonra uzun yıllar çalışacaklarını anlatan Oğuz, şunları söyledi: "KARDEMİR işçisine bizim yalan söylemememiz mümkün değil. İlk günden beri rakamlar günü gününe arkadaşlarımıza aktarıldı. Onların bugüne kadar söylediği sözlerin doğru olmadığını KARDEMİR işçisi anlamıştır. Hiçbir konuda doğru söylemeyen anlayışın üye sayılarında doğru söylediğini düşünmek biraz hayalcilik olur. Siz mimlendiniz, sizi belirlediler listeler ellerinde şu saatten itibaren geri dönseniz bile sizi bunlar
orada çalıştırmayacaklar sizin iş akdinizi feshedecekler' deniliyor. Simdi buna inanan arkadaşlarımız var maalesef. Defalarca söyledik. Biz ağabey gibi dostça kapılarımızın açık olduğunu ifade ettik ve hiç kimsenin burnunun kanamayacağını söyledik. Bu şekilde insanlara korku vermek suretiyle mevcut ellerindeki üyeleri tutmaya yönelik politikalar. Başka bir şey değildir."
(ET-HO-Y)