İnsan Hak Ve Özgürlükleri Açısından Yargı Bağımsızlığı Ve Yargıç Güvencesi Sempozyumu

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Anayasa değişikliğinin yürütmenin yargı üzerindeki bugüne kadar eleştirilen etkilerini azaltmak yerine bu etkileri artıracak bir takım bağlantılar, örtülü ve gizlenmiş bağlantı noktalarını içerdiğini belirterek, "Bu haliyle bir takım önerilerine uyduğu gibi yapılarak adeta Avrupa B

  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ( HSYK ) Başkanvekili Kadir Özbek , Anayasa değişikliğinin yürütmenin yargı üzerindeki bugüne kadar eleştirilen etkilerini azaltmak yerine bu etkileri artıracak bir takım bağlantılar , örtülü ve gizlenmiş bağlantı noktalarını içerdiğini belirterek , " Bu haliyle bir takım önerilerine uyduğu gibi yapılarak adeta Avrupa Birliği , Türk yargısına karşı kullanılmıştır " dedi .
Yargıçlar ve Savcılar Birliği ( YARSAV ) tarafından düzenlenen ' İnsan Hak ve Özgürlükleri Açısından Yargı Bağımsızlığı ve Yargıç Güvencesi Sempozyumu ' Türkiye Barolar Birliği ( TBB ) merkezinde gerçekleştirildi .
Sempozyumda konuşan HSYK Başkanvekili Kadir Özbek , dünyada kitlesel ve kişisel insan hakları ve özgürlükleri ihlallerine ve yargı bağımsızlığına saldırılara sık sık maruz kalındığını söyledi . İnsan hakları ve kişisel özgürlüklerle , yargı bağımsızlığının birbirlerini tamamlayan ancak birbirinin tersine işlediğinde son derece kötü sonuçlar doğuran kavramlar olduğunu belirten Özbek , " Yani eğer insan hakları ihlalleri söz konusuyla , bunun karşısında bu ihlalleri ortadan kaldırabilmek gücüne sahip bir yargı
mekanizması söz konusu değilse , o zaman bu iki kavramı tamamlayıcı olarak görmek mümkün olmayacaktır " dedi .
Yargının elindeki en büyük enstrümanın hukuk ve demokratik bir ortamda hazırlanmış kurallar olduğuna işaret eden Özbek , " Yargı ödünsüzce kurallarını uygulayarak , adaleti sağlayacak ve insan haklarının koruyucusu olacaktır . Yargının bunu yaparken adaletsiz davranması ve insan haklarını , özellikle adil yargılanma hakkını ihlal etmesi ise en büyük felakettir " dedi .
Yargı bağımsızlığının insanların hak ve özgürlüklerinin korunabilmesine yönelik olduğunu vurgulayan Özbek , " Yargı bağımsızlığını hakimin ayrıcalığı olarak algılamak ve bu şekilde kabul etmek de mümkün değildir . Bu noktada yargıcın hem sübjektif beklentilerine karşı bağımsız olması hem de dışarıya yani yasama ve yürütmeye karşı bağımsız kalması gerekir . Yargıcın kendi kendine yasama ve yürütmeye karşı bağımsız kalması mümkün olamaz . Bunu ancak hukuk sistemleri kendi içlerinde getirecekleri , özellikle
Anayasal kurallarla sağlamalı ve hayata geçirmelidirler " şeklinde konuştu .

" YARGI YARGIYA BIRAKILAMAZ " AÇIKLAMASINA TEPKİ
TBMM ' de kabul edilen son Anayasa değişikliğinin içerdiği hükümler ve düzenlemeler konusunda isabetli olup olmadığı konusunda ölçü olabilecek önemli bir metni paylaşmak istediğini kaydeden Özbek , bu metnin sadece yargı mensuplarınca değil , konunu uzmanları tarafından ayrıntılı inceleme , sunum ve değerlendirmelerin ardından şekillendiğini söyledi . HSYK ' nın da bu metne imza attığını belirten Özbek , şunları kaydetti :
" Bağımsız yargı tüm toplumlar için demokrasini en temel direğidir . Bağımsız bir yargı sisteminin tesisi için bağımsız hakimlerin mevcudiyeti şarttır . Öyle ki bu hakimlerin atanmaları veya görevden alınmaları veya benzer işlemlerini yargısal düzenleyici organ tarafından yapılması veya halkı temsil eden yüksek makamlar ya da onların temsilcileri tarafından , ama muhakkak suretle yargısal düzenleyici organın tavsiyesi doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekir . Hani bizde deniyordu ya , ' Yargı yargıya
bırakılamaz ' Bir yerde onun karşılığı olarak görüyorum . Onu ifade etmek istedim . Yargı bağımsızlığıyla ilgili ilkeler anayasalara derç edilmeli ve yargı bağımsızlığı ilkesiyle çıkar çatışması olması nedeniyle yasama ve yürütme organlarının yargı üzerinde yetkileri olmamalıdır . "

" AB , TÜRK YARGISINA KARŞI KULLANILMIŞTIR "
Özbek , Anayasa değişikliği sırasında Türk yargı organlarının gerektiği şekilde muhatap alınmadığını ifade ederek , uyarıların üzerinde durulmadığını ve aslında kalıcı olması gereken bir metin yerine her zaman tartışılacak bir düzenlemenin ortaya çıkartıldığını söyledi . Özbek , " Bu düzenlemeler yürütmenin yargı üzerindeki bugüne kadar eleştirilen etkilerini azaltmak yerine bu etkileri artıracak bir takım bağlantılar , örtülü ve gizlenmiş bağlantı noktalarını içermektedir . Bu haliyle bir takım önerilerine
uyduğu gibi yapılarak adeta Avrupa Birliği , Türk yargısına karşı kullanılmıştır . Bunu , dışarıda yaptığımız temaslarda , katıldığımız toplantılarda da benzer şekilde gördük " dedi .
Özbek , özellikle Anayasa değişikliği sırasında gündeme getirilen , AB içindeki ülkelerinin hukuk sistemlerinde yargı teşkilatlanmasında örnek olarak gösterilen sistemlerin , her ülkeye göre farklı olabileceğinin bizatihi olarak Avrupa ' daki toplantılarda kabul ve deklare edildiğini kaydetti .
HSYK olarak yargı bağımsızlığını , özellikle yürütmeye karşı , sürdürmeye çalıştıklarını vurgulayan Özbek , " İnsan hakları ve kişi özgürlüklerinin en kötü ihlali hukuk tarafından yapılan ihlaldir . Bu teşkilatlanmada olabildiği gibi hakim ve savcıların yaptıkları uygulamalarda da bir takım şeyleri göz ardı ederek İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6 . maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına uymayarak veya kasten ihlal ederek yapacakları uygulamalarla çök kötü sonuçlara ulaşmaları söz konusudur " dedi .

YARSAV BAŞKANI TARHAN
YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan da , yargıyı değişik yöntemlerle denetim altına alma veya denetim altında tutma iradesini yansıtan her türlü eylem ve söylemin aslında siyasi iradenin ülkeyi hukuk devleti içinde yönetme konusundaki isteksizliğinin de önemli bir habercisi olduğunu söyledi . Türkiye ' deki yargıya ve dolayısıyla demokrasiyle ilişkin en önemli sorunun da bu olduğunu savunan Tarhan , şöyle konuştu :
" Ülkemizde işte bu anlayış eksikliği nedeniyle siyasal iktidarlar yargı üzerinde güç sahibi olma ayrıcalığından , ki bu yargıcın seçiminden emekliliğine kadar geçen döneme işaret eder , siyasal iktidarlar bu ayrıcalıktan hiç vazgeçmek istememiştir . Bu anlayış özrü nedeniyle ülkemizde yargıçların boy boy fotoğrafları yayınlanarak hedef gösterilmelerine ses çıkartılmamış , karalarını onaylamadıkları yargıçların katledilmelerine seyirci kalınmıştır . Bu anlayış özrü nedeniyle yargı kararları sürekli eleştiriye ,
yargıçlar hakarete maruz kalmışlar , soruşturmalarından hoşnut kalınmayan yargı mensupları cezalandırılmış , hoşnut kalınanlar ise ödüllendirilmiştir . "