Türkiye'de Hayvancılığın Gerileme Sebepleri
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Er, son 30 yılda Türkiye hayvancılığının gerilemesinin en önemli sebeplerinden birisinin bölücü PKK terörü olduğunu söyledi.
Prof.Er, aylık tarım ve hayvancılık dergisi Hasad'da yazdığı makalede, "Hayvancılığın gerilemesi nedenini belki de birincisi ülkemizi bölmeye kalkışan ve hatta halklarının haklarını savundukları iddiası ile halka olmadık zulümler yapan PKK terörü ve bölücü fitnedir. Çünkü hayvancılığımızda, özellikle de mera hayvancılığımızda çok önemli bir yeri olan Doğu, Güneydoğu ve Kuzeydoğu'da başta yaylacılık olmak üzere korumasız köylülere ve çobanlara hiçbir şekilde rahat vermeyen bu isyan hareketi, on binlerce
ailenin işini gücünü bırakarak göç etmesine ve bölgeden ayrılmasına sebebiyet vermiştir" dedi.
Böylece 10 binlerce hayvan üretiminden çıkıldığını, yaylaların boşaldığını, çayır ve mera kaynaklarının atıl kaldığını ve değerlendirilemediğini belirten Er, "Kardeşlikte, kaderde, tasada ve kıvançta kendileri ile hiçbir itilafımız olmayan daha çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu kırsalında yaşayan halk, PKK zulmü altında inim inim inlemiş ve az önce de ifade edildiği gibi üretimin dışına itilmiştir. Ve maalesef bu durum halen de şiddetle devam etmektedir. Bundan dolayı Türkiye'nin yıllık üretim kaybı 5 milyar
dolar değerindedir. Ayrıca PKK ile mücadele için de harcanan yıllık para bu kayıptan daha fazladır" diye konuştu.
Türkiye'deki hayvancılığın geliştirilmesi ve insanların kafi derecede hayvansal ürünleri tüketebilmesini temin edebilmek için, hayvancılık desteklerinin genel tarım destekleri içindeki yüzde 20 olan payını yüzde 50'lere çıkarmanın şart olduğunu kaydeden Prof. Dr. Celal Er, "Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde yapılan hayvancılığa değil, Türkiye'nin neresinde olursa olsun yapılan hayvancılığa ve hayvancılık yatırımlarına aynı desteğin yapılması gereklidir. Bu şekilde Doğu-Batı, Kuzey-Güney
gibi gereksiz bir ayrımın da önüne geçilmiş olacaktır. Bugün Doğu ve Güneydoğu kırsalından çok daha geride ve ihtiyaç içinde olan Kuzeydoğu, Karadeniz, Akdeniz ve hatta Orta Anadolu kırsalında hayatını devam ettiren, ettirmeye çalışan ve hayvancılıkla geçinen çiftçilerimiz ve üreticilerimiz bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
Er, sözlerini şöyle sürdürdü.
"Hayvancılığın en önemli girdisi olan yem ile ilgili olarak; özellikle kaliteli yem açığının giderilmesinde yem bitkileri ekim alanlarının genişletilmesi, çayır ve meraların ıslahı sağlanmalıdır. Bilhassa yeterli et üretimi ve et açığının kısa zamanda kapatılması için küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemle üzerinde durulması ve desteklerinin daha da artırılması gereklidir. Hayvan ırk ıslahı ve hayvan hastalıkları ile mücadele başta olmak üzere ıslah, yetiştiricilik ve veterinerlik hizmetlerine gerekli
dikkat ve itina gösterilmelidir. Bütün bunlara ilaveten gıdaların her bakımdan denetiminin tek sorumlusu ve yetkilisi olan Tarım Bakanlığı'nın bu denetim görevini bihakkın yerine getirmesi şarttır."
ailenin işini gücünü bırakarak göç etmesine ve bölgeden ayrılmasına sebebiyet vermiştir" dedi.
Böylece 10 binlerce hayvan üretiminden çıkıldığını, yaylaların boşaldığını, çayır ve mera kaynaklarının atıl kaldığını ve değerlendirilemediğini belirten Er, "Kardeşlikte, kaderde, tasada ve kıvançta kendileri ile hiçbir itilafımız olmayan daha çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu kırsalında yaşayan halk, PKK zulmü altında inim inim inlemiş ve az önce de ifade edildiği gibi üretimin dışına itilmiştir. Ve maalesef bu durum halen de şiddetle devam etmektedir. Bundan dolayı Türkiye'nin yıllık üretim kaybı 5 milyar
dolar değerindedir. Ayrıca PKK ile mücadele için de harcanan yıllık para bu kayıptan daha fazladır" diye konuştu.
Türkiye'deki hayvancılığın geliştirilmesi ve insanların kafi derecede hayvansal ürünleri tüketebilmesini temin edebilmek için, hayvancılık desteklerinin genel tarım destekleri içindeki yüzde 20 olan payını yüzde 50'lere çıkarmanın şart olduğunu kaydeden Prof. Dr. Celal Er, "Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde yapılan hayvancılığa değil, Türkiye'nin neresinde olursa olsun yapılan hayvancılığa ve hayvancılık yatırımlarına aynı desteğin yapılması gereklidir. Bu şekilde Doğu-Batı, Kuzey-Güney
gibi gereksiz bir ayrımın da önüne geçilmiş olacaktır. Bugün Doğu ve Güneydoğu kırsalından çok daha geride ve ihtiyaç içinde olan Kuzeydoğu, Karadeniz, Akdeniz ve hatta Orta Anadolu kırsalında hayatını devam ettiren, ettirmeye çalışan ve hayvancılıkla geçinen çiftçilerimiz ve üreticilerimiz bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
Er, sözlerini şöyle sürdürdü.
"Hayvancılığın en önemli girdisi olan yem ile ilgili olarak; özellikle kaliteli yem açığının giderilmesinde yem bitkileri ekim alanlarının genişletilmesi, çayır ve meraların ıslahı sağlanmalıdır. Bilhassa yeterli et üretimi ve et açığının kısa zamanda kapatılması için küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemle üzerinde durulması ve desteklerinin daha da artırılması gereklidir. Hayvan ırk ıslahı ve hayvan hastalıkları ile mücadele başta olmak üzere ıslah, yetiştiricilik ve veterinerlik hizmetlerine gerekli
dikkat ve itina gösterilmelidir. Bütün bunlara ilaveten gıdaların her bakımdan denetiminin tek sorumlusu ve yetkilisi olan Tarım Bakanlığı'nın bu denetim görevini bihakkın yerine getirmesi şarttır."