Ordu'da Fındık Toplantısı
Fındık, Ordu Gazeteciler Derneği'nde masaya yatırıldı
Fındık, Ordu Gazeteciler Derneği'nde masaya yatırıldı. Fındığı ilgilendiren kurum temsilcilerinin katıldığı açık oturumda, fındığın serbest piyasaya değil devlet himayesine alınması görüşü dillendirildi.
Ordu Gazeteciler Derneği'ndeki toplantıya Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı, Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahin, Ulusal Fındık Konseyi Danışmanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, Ordu Ticaret Borsası Meclis Başkanı Adem Güney, Ordu Ticaret ve sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çebi ve Ordu Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Akdeniz katıldı.
Toplantının başında görüşlerini açıklayan Belediye Başkanı Seyit Torun, fındık gibi bir ününün serbest piyasanın inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini söyledi. Fındığın alt yapısının hazırlanmadan serbest piyasaya bırakıldığını kaydeden Torun, "Önemli olan fındığın pazar kabiliyetini sağlamak" dedi.
Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahin, günümüz şartlarında fındıkta iki kırmızı çizgi oluştuğunu söyledi. Şahin, fındık ihracatının 1 milyar doları aştığını ve bu rakamdan aşağı inilmemesi gerektiğini, fındık fiyatının da 5 lira sınırına dayandığını ve bunun altına düşmemesi gerektiğini vurguladı. Şahin, "Bu iki konu fındığın kırmızı çizgileridir. Ama bakıyorsunuz devlet fındıkta yok. Biz geçmişte 800 bin tonlu rekolteleri gördük. Böyle bir rekolte olduğunda arz fazlası fındığı kim alacak, fiyat dibe vurursa ne olacak? Üreticiyi kim koruyacak?" diye konuştu.
"1936'DAN BERİ FINDIK KONUŞULUYOR"
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çebi, fındığın gerçek probleminin fiyat dengesizliği olduğunu söyledi. Çebi, fındıkta alt ve üst taban fiyat belirlenmesi gerektiğini, fiyatların belirlenen rakamların aşağısına veya yükselerek tavan fiyatı aşması durumunda devletin müdahil olması gerektiğini ifade etti.
Ordu Ticaret Borsası Meclis Başkanı Adem Güney, Türkiye'de 1936 yılından bu yana fındık ve fındığın sorunlarının konuşulduğunu, ancak bugüne kadar fındıktaki sorunlara çare olabilecek nitelikte kimsenin görüş ifade etmediğini belirtti. Türkiye'de fındığın serbest piyasaya bırakıldığını hatırlatan Güney, "Başka ülkelerde tarım ürünleri altından daha itinalı korunuyor. Bizde ise serbest piyasaya bırakılıyor. Fındık milli üründür, serbest piyasaya bırakılmamalı, devlet fındıktan elini çekmemeliydi. Bu yıl rekoltenin dışında 100 bin ton arz fazlası olacağı görülüyor. Kim alacak bu 100 bin tonu? Ekonomik yönden güçlü bir kurum olmadığına göre boşuna tartışıyoruz" açıklamasında bulundu.
Ordu Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Akdeniz de, devletin fındığa sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Trabzon Gazeteciler Derneği'ni temsilen toplantıya katılan Ahmet Külekçi ise, üreticinin fındığa karşı güvenini kaybettiğini ve geleceğini olumsuz gördüğüne dikkat çekti.
1500 DOĞULU İŞÇİ TALEBİ GELDİ
Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı, son dönemde Doğu ve Güneydoğu'dan gelecek işçilerin konumuna değindi. Bu konunun sürekli gündemde tutulmaya başlandığına dikkat çeken Avcı, "Kimse ülkemizi ve insanımızı karıştırmak isteyenlere prim vermemeli. Gelecek işçilerde bizim insanımız, onlarla hiçbir sorunumuz yok. 15 yıldır işçi getiriyoruz ama bu yıl bu konu çok kaşındı. Şu ana kadar bin 500 işçi talebi oldu" görüşlerinde bulundu.
Ordu Gazeteciler Derneği'ndeki toplantıya Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı, Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahin, Ulusal Fındık Konseyi Danışmanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, Ordu Ticaret Borsası Meclis Başkanı Adem Güney, Ordu Ticaret ve sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çebi ve Ordu Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Akdeniz katıldı.
Toplantının başında görüşlerini açıklayan Belediye Başkanı Seyit Torun, fındık gibi bir ününün serbest piyasanın inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini söyledi. Fındığın alt yapısının hazırlanmadan serbest piyasaya bırakıldığını kaydeden Torun, "Önemli olan fındığın pazar kabiliyetini sağlamak" dedi.
Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahin, günümüz şartlarında fındıkta iki kırmızı çizgi oluştuğunu söyledi. Şahin, fındık ihracatının 1 milyar doları aştığını ve bu rakamdan aşağı inilmemesi gerektiğini, fındık fiyatının da 5 lira sınırına dayandığını ve bunun altına düşmemesi gerektiğini vurguladı. Şahin, "Bu iki konu fındığın kırmızı çizgileridir. Ama bakıyorsunuz devlet fındıkta yok. Biz geçmişte 800 bin tonlu rekolteleri gördük. Böyle bir rekolte olduğunda arz fazlası fındığı kim alacak, fiyat dibe vurursa ne olacak? Üreticiyi kim koruyacak?" diye konuştu.
"1936'DAN BERİ FINDIK KONUŞULUYOR"
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çebi, fındığın gerçek probleminin fiyat dengesizliği olduğunu söyledi. Çebi, fındıkta alt ve üst taban fiyat belirlenmesi gerektiğini, fiyatların belirlenen rakamların aşağısına veya yükselerek tavan fiyatı aşması durumunda devletin müdahil olması gerektiğini ifade etti.
Ordu Ticaret Borsası Meclis Başkanı Adem Güney, Türkiye'de 1936 yılından bu yana fındık ve fındığın sorunlarının konuşulduğunu, ancak bugüne kadar fındıktaki sorunlara çare olabilecek nitelikte kimsenin görüş ifade etmediğini belirtti. Türkiye'de fındığın serbest piyasaya bırakıldığını hatırlatan Güney, "Başka ülkelerde tarım ürünleri altından daha itinalı korunuyor. Bizde ise serbest piyasaya bırakılıyor. Fındık milli üründür, serbest piyasaya bırakılmamalı, devlet fındıktan elini çekmemeliydi. Bu yıl rekoltenin dışında 100 bin ton arz fazlası olacağı görülüyor. Kim alacak bu 100 bin tonu? Ekonomik yönden güçlü bir kurum olmadığına göre boşuna tartışıyoruz" açıklamasında bulundu.
Ordu Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Akdeniz de, devletin fındığa sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Trabzon Gazeteciler Derneği'ni temsilen toplantıya katılan Ahmet Külekçi ise, üreticinin fındığa karşı güvenini kaybettiğini ve geleceğini olumsuz gördüğüne dikkat çekti.
1500 DOĞULU İŞÇİ TALEBİ GELDİ
Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı, son dönemde Doğu ve Güneydoğu'dan gelecek işçilerin konumuna değindi. Bu konunun sürekli gündemde tutulmaya başlandığına dikkat çeken Avcı, "Kimse ülkemizi ve insanımızı karıştırmak isteyenlere prim vermemeli. Gelecek işçilerde bizim insanımız, onlarla hiçbir sorunumuz yok. 15 yıldır işçi getiriyoruz ama bu yıl bu konu çok kaşındı. Şu ana kadar bin 500 işçi talebi oldu" görüşlerinde bulundu.