"Sadece Ümmü Gülsüm ve Erdoğan tüm Müslümanların kalbini kazandı"

Suriyeli tarihçi ve yazar Sami Mubayid, geçtiğimiz günlerde ünlü Suudi kanalı El Arabiye'nin internet sitesinde yayınlanan "Ümmü Gülsüm ve Erdoğan dış

Suriyeli tarihçi ve yazar Sami Mubayid, geçtiğimiz günlerde ünlü Suudi kanalı El Arabiye'nin internet sitesinde yayınlanan "Ümmü Gülsüm ve Erdoğan dışında Müslümanların aklını ve kalbini kazanan üçüncü bir isim olmadı" şeklindeki ifadeleri köşesine taşıdı.

Hong Kong merkezli internet gazetesi Asia Times'ta yayınlanan "Türkiye'nin Erdoğan'ı: Asla 'her şeye evet diyen' olmadı" başlıklı makalesinde Mubayid, Erdoğan'ın tıpkı Mısır devlet başkanlarından Enver Sedat gibi çok fakir bir aileden devletin en tepesine kadar tırmandığını belirtiyor.

'10 yıl önce olsaydı Ümmü Gülsüm isminin yanına muhakkak Mısırlı ünlü milliyetçi liderlerden Cemal Abdülnasır'ın isminin konacağını' ifade eden Mubayid, tek kelime bile Arapça bilmeyen bir Türk'ün Araplar nezdinde ön sıralarda yer almasının hayal bile edilemeyeceğini vurguluyor.

Ocak ayında Suudi Arabistan'da Kral Faysal Ödülü alan Erdoğan'ın TIME dergisi tarafından ikinci kez dünyanın en etkin 100 lideri arasında gösterildiğine de işaret eden Mubayid, Erdoğan'ın Arap ve Müslümanların kalbinde yer etmesinin ise tamamen rastlantı olduğunu vurguluyor.

1 Mart 2003 tezkeresiyle Amerikan ordularının Türk topraklarını kullanmasına izin vermeyen Erdoğan'ın İslam dünyasında adından söz ettirmeye başladığını ifade eden Mubayid, 2005 yılında da dönemin ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in "Türkiye ABD askerlerinin geçişine izin verseydi, Irak'ta bugün devam eden direniş daha az olacaktı." sözleriyle Erdoğan'dan şikayet ettiğini ifade ediyor.

Aynı yıl Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin ABD'nin itirazlarına rağmen arttığının altını çizen Mubayid, Hamas lideri Halid Meşal'in Ankara'da kabul edilmesinin de ABD'ye rağmen gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Gazze Savaşı'ndaki Türk duruşundan da bahseden Mubayid, ünlü Davos çıkışının halen Arap sokaklarında yankılandığını, bu yılbaşında Türkiye'nin İsrail'e özür diletmesinin de Arap medyasında 'İsrail ancak Türkçe anlar' yorumlarına yol açtığını söylüyor.

Mubayid El Arabiye'deki şu nota da köşesinde yer veriyor: "İran, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri Arap dünyasında popüler olmak için uğraşırken Erdoğan bunu bir gece yarısı bir saniye içinde başardı."

Mubayid Erdoğan'ın bu kadar hızlı bir şekilde popüler olmasında maruz kaldığı haksızlıklar, fakir bir aileden gelmesi ve eşinin başörtülü olmasının da rolü olabileceğini belirtiyor.

Cemal Abdülnasır, Hafız Esad ve Yaser Arafat'ın popüler olmalarının, Hüsnü Mübarek'in ise tam tersi bir pozisyonda bulunmasının temel sebebinin Filistin olduğunu vurgulayan Mubayid, Erdoğan'ın da İsrail'e hayır demesinin onu popüler kıldığını söylüyor.

20. yüzyıl boyunca Türkiye'nin Arap dünyası nezdinde popüler olmamasının iki sebebi bulunduğunu, bunlardan biri Osmanlı konusunda halkın beyninin yıkanması ve ikincisinin de İsrail ile yapılan ittifak olduğunu belirten Mubayid, Erdoğan'ın 7 yılda tüm bu düşünceleri değiştirdiğini anlatıyor.