Şef Muti, İstanbul'u mutlu etti
Ünlü şef Riccardo Muti'nin yönetimindeki Viyana Filarmoni Orkestrası, önceki akşam Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde bir konser verdi. Otoriteler tarafından kucak dolusu ö...
Ünlü şef Riccardo Muti'nin yönetimindeki Viyana Filarmoni Orkestrası, önceki akşam Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde bir konser verdi. Otoriteler tarafından kucak dolusu övgülerle yere göğe sığdırılamayan orkestra, Mozart'ın ve Schubert'in ve Çaykovski'nin de eserlerini seslendirdi. Konserde şef Muti'nin usta işi halleri ve orkestranın uyumu görülmeye değerdi.
Biletleri günler öncesinden tükendi. Richard Wagner'in "dünyadaki en olağanüstü orkestralardan biri" ve Anton Bruckner'in "en üstün müzikal birlik" diye nitelendirdiği, pek çok kimse tarafından da kucak dolusu övgülerle yere göğe sığdırılamayan Viyana Filarmoni Orkestrası, önceki akşam Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde bir konser verdi. Konser, Sabancı Holding ve Avusturyalı Verbund ortaklığı olan Enerjisa'nın sponsorluğunda gerçekleştirildi.
Orkestra, isminin önündeki sıfatları hak ediyordu. Zira salonu dolduran yaklaşık üç bin kişi, 160 yılı aşkın bir tarihe sahip ekibi derin bir sessizliğe bürünerek dinlemek için hazırdı. Kültür sanat dünyasından pek çok ismin yanı sıra devlet erkânından da konseri dinlemek için yollara düşenler vardı.
Konseri Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Holding CEO'su Zafer Kurtul ve İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın da aralarında bulunduğu sanat, siyaset ve iş dünyasından çok sayıda isim izledi. Bu kalabalığın sırrı biraz da klasik müzik tarihinin mihenk taşı sayılan Viyana Filarmoni Orkestrası'nın ünlü şef Riccardo Muti'nin yönetiminde ilk kez İstanbul'da olmasıydı.
İstanbul'un yağmurlu zamanlarına denk gelen orkestra, Haliç'in kenarında sıcak bir hava yayıyordu. Muti yönetimindeki orkestra konserde ilk olarak Mozart'ın Linz adlı senfonisini yorumladı. Ciddi ve telaşsız başlayan senfoni, görkemli bir havayla devam etti. Şef Muti'nin elindeki baget boşlukta sallanırken dünyanın pek çok orkestrasını yöneten bir şefi inceden inceye işaret ediyordu. Muti'nin kendinden geçiş halleri görülmeye değerdi.
Çaykovski'nin gözyaşlarıyla gülümsemesi
Viyana Filarmoni'nin erkek egemen bir orkestra olduğunu kadın sanatçıların hepi topu üç-beş kişi olmasından kolayca anlayabilirdiniz. Ekibin muhteşem uyumu, bu tür konserlere daha yeni yeni ev sahipliği yapan Haliç Kongre Merkezi'yle buluşunca güzel bir birliktelik ortaya çıkıyordu. Mozart'ın ardından sıra Schubert'in Bitmemiş adlı senfonisine geldi. Hüzünlü bir girişle başlayan senfoni, gittikçe içine çekip dinleyicileri kaybediyordu. Viyolonsellerin, kemanların zarifliği ince bir eşiğin yanına bırakıp kaçıyordu adeta. Kimi yerde enstrümanların karşılıklı atışmasını izliyormuş hissine kapılsanız da Schubert'in senfonisi hep kendine çağırıyordu.
Uzun soluklu bir alkışın ardından konserin son bölümü başladı. Çaykovski'nin başyapıtı "Pathetique"e geldi sıra. Esere kardeşinin önerisiyle 'Patetik' adını veren Çaykovski, bir süre sonra koleradan ölür ve senfoninin elde ettiği başarıyı göremez. Ölümcül bir ezgiyi andıran ilk bölüm ağır bir girişin ardından kendi havasını yakaladı ve bir şiirin sarsıcı dizeleri gibi canlı bir tona sürüklenmeye başladı. Senfoni, Çaykovski'nin meşhur deyimi "gözyaşlarıyla gülümseyerek" ilerliyordu. Yalnızlığı, hüznü yanına alıp sona doğru ilerleyen senfonide Şef Muti'nin ve orkestradaki tüm sanatçıların buna ortak olduğunu görebiliyordunuz. Bir ağıtı sezdiren finalde şefin ölümün sessizliğini andıran o havayı yakalama çalışması da konserin en can alıcı anlarındandı. Konserin sonunda içeride derin bir sessizlik, dışarıda ise yağmurun gürültüsü kaldı.
Zaman