Osman Öcalan,Vakit'e açıklamalarda bulundu
Kuzey Irak'ta ailesi ile yaşayan, bölücü örgüt PKK'nın eski elebaşılarından Osman Öcalan, önemli açıklamalarda bulundu...
Vakit'e konuşan Öcalan; “Ergenekon'un içindeki ve yüksek yargıdaki bazı Aleviler sıkışınca, PKK'daki Aleviler harekete geçti... Katliam emrini veren Mustafa Karasu'dur... Karasu, PKK içinde Alevi dedesi gibi hareket etmektedir” dedi
Bir dönem bölücü örgüt PKK'nın önemli kurmaylarından olan, son yıllarda PKK'dan ayrılarak Kuzey Irak'ta yaşayan Osman Öcalan, Vakit'e önemli açıklamalarda bulundu.
Öcalan, “PKK ve Türk ordusu, demokratik açılımı içten benimsemiyorlar. Çıkarılan çatışmalar, hükümetin Anayasa paketini referanduma götürmesi sebebiyledir. Saldırılar, referandumu sabote amaçlıdır, referandum boşa çıkarılmak istenmektedir. Adeta demokrasiye karşı bir savaş yapılmaktadır” dedi.
“PKK demokratik açılıma neden karşı?” şeklindeki sorumuza Öcalan, “PKK homojen bir güç değildir. PKK içerisindeki solcu ve Alevi kesim, ittifak halinde mevcut hükümete karşıdır. Daha doğrusu solcu ve Alevi PKK'lılar, AK Parti'yi başarısız kılmak için baştan beri savaşı dayatıyor. Biz dağlardayken bu kesimi etkisiz kılmıştık. Son zamanlarda yurtsever kesim yerine Alevi ve solcu kesim PKK içinde etkili olmuş durumda. PKK'yı şimdi bu grup yönlendirmektedir” diye konuştu.
PKK'nın solcu ve Alevi kesiminin başında Mustafa Karasu ve Duran Kalkan'ın bulunduğunu kaydeden Öcalan, “Özellikle Mustafa Karasu, bir Alevi dedesi gibi hareket eder. Karasu, Sivas'ın Alevilerindendir. Duran Kalkan ise Kürt bile değildir” şeklinde konuştu. Öcalan, “Cezaevinde PKK liderleri açlık grevi yapmıştı. Mustafa Karasu'nun durumu kötüleşince, devlet istekleri yerine getirdi. Cezasından 3 yıl önce tahliye oldu. Mehmet Şener öldürülünce, Karasu PKK'nın içinde ilerledi. Kendisinin sosyalist olduğunu söylüyor. Ama sosyalist biri değil. O, PKK'nın içinde Alevilerin temsilciliğini yapıyor” dedi. AK Parti hükümeti, sorunun çözümü için çaba sarfetse de engel olmak isteyen çok sayıda gücün mevcut olduğunu kaydeden Öcalan, “Özellikle laik çevreler demokratikleşmeye ve Kürt sorununun çözümüne karşıdır” dedi.
Hükümetin, yurtsever demokrat Kürt kesimi ile direkt ya da dolaylı olarak diyalog kurması gerektiğini kaydeden Öcalan, “Direkt yapılamıyorsa, endirekt diyalog kurulması olumlu sonuç verecektir. Hükümet, sol militanlar yerine Kürt kesiminin ılımlı sağ kesimi ile diyalog kurmalıdır. Fakat ne sağ, ne sol, hiç kimse ile diyalog kurulmamaktadır. Şahsım adına ben defalarca diyalog önerdim ama selam veren olmadı” diye konuştu.
AK Parti hükümetini baştan bu yana olumlu bulduğunu kaydeden Osman Öcalan, şunları söyledi: “İktidar olmalarını heyecanla karşıladım. Kürt kesimi ile diyaloğa girecekleri inancındaydım. Muhafazakar demokrat Kürtlerle diyaloğa girmeleri, onları çok başarılı kılardı. Fakat Kürt çevresinde hiçbir kesimin muhatap alınmaması, ciddi bir eksiklik oldu. Zaman geçirilmeden AK Parti, Kürt sağı ile görüşmelere başlamalı.” Öcalan, “Çatışma hem PKK, hem de Türkiye Cumhuriyeti için olumsuzdur. Ortada anlamsız bir çekişme vardır. Bu çatışmaları sürdürmek isteyenler suç işlemektedir” dedi.
Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan 31 Mayıs sonrası için mesaj verdiği, ardından da terörün azdığı şeklindeki değerlendirmeleri yorumlayan Osman Öcalan, “Abdullah Öcalan, 31 Mayıs'a kadar ‘durun' diyordu. Kürtler için Öcalan, PKK'dan daha önemlidir. 31 Mayıs'tan sonra Öcalan her şeyi serbest bıraktı. Serbest bırakınca da AK Parti hükümetini yıpratmak isteyen sol-Alevi kesime fırsat verdi. Mesala Tokat Reşadiye ve İskenderun'daki saldırılar da solcu-Alevi kesimce gerçekleştirildi.”
Osman Öcalan, son dönemde yüksek yargıdaki Alevi kesimin ayyuka çıkarılan illegal ilişkileri ile PKK'nın Alevi kesiminin saldırılarını artırması arasında bir ilişki bulunup bulunamayacağına yönelik sorumuz üzerine ise şöyle konuştu:
“Türkiye'deki bazı Alevilerin zor durumda olması ile PKK'nın Alevi yapılanmasının ülkeyi karıştırıp AK Parti'yi tasfiye etmek üzere gayret sarfetmeleri arasında ilişki gözardı edilemez. PKK içinde Ergenekon'u temsil eden isim, son günlerde Türk askerlerinin öldürülmesi talimatını veren Mustafa Karasu'dur. Karasu, aynı zamanda PKK'nın Avrupa'da terörist örgüt ilan edilmesi sürecini başlatan kişidir. PKK'nın silahlı mücadelesini sürdürmesini isteyen en önemli kişilerden birisidir kendisi. Kendisi solcu geçinse de onun Alevi damarları daha güçlüdür. PKK'yı AK Parti karşıtı çizgide tutmaktadır. Türkiye'deki bazı Alevilerin üzerine gidildiğinde, Alevi dedesi gibi hareket eden mevcut sürecin ideoloğu Mustafa Karasu'nun kazan kaldırması doğaldır. Karasu ve ekibi, AK Parti'yi ‘istemezük' diye Yeniçeriler gibi kazan kaldırmış durumdalar.” Osman Öcalan, kendisinin şu anki durumu ile ilgili ise şunları söyledi: “PKK'dan ayrıldığım günden itibaren illegal bir faaliyet içinde olmadım. Hedefim sivil siyaset yürütmek. Bu siyaseti de illegal bir örgütle değil, legal bir siyasi parti ile yürütmektir. Defalarca dönme isteğimi ilettim ama hükümet olumlu karşılamadı. Benim dönüşüm Türkiye için büyük fırsat olacaktır ama AK Parti bunu neden değerlendirmiyor, bilmiyorum. Mevcut durumda beklemedeyim. Kuzey Irak'ta Erbil yakınlarında yaşıyorum. Eşim ve çocuklarımla beraberim.”
Geçtiğimiz günlerde Mustafa Karasu'yla röportaj yapan Newsweek dergisi muhabiri Adem Demir, Karasu'nun Alevi kimliğine yaptığı vurguyu şöyle aktarmıştı:
" Sivas Gürün doğumlu olan Karasu, "Bizler Ömerleri ve Osmanları sevmeyiz" diyerek mezhepçi tarafında dikkatimi çekmeye gayet gösteriyor."
Anadilde Kürtçe eğitimi olmazsa olmaz şartları arasında gösteren PKK'nın kilit isimleri Kürtçe konuşamıyor. Örneğin Karasu, Sivas Gürün doğumlu, son 18 yılı üst düzeyde olmak üzere 30 yıldır örgütte ama Kürtçe bilmiyor. Duran Kalkan'ın da durumu benzer."
VAKİT
Bir dönem bölücü örgüt PKK'nın önemli kurmaylarından olan, son yıllarda PKK'dan ayrılarak Kuzey Irak'ta yaşayan Osman Öcalan, Vakit'e önemli açıklamalarda bulundu.
Öcalan, “PKK ve Türk ordusu, demokratik açılımı içten benimsemiyorlar. Çıkarılan çatışmalar, hükümetin Anayasa paketini referanduma götürmesi sebebiyledir. Saldırılar, referandumu sabote amaçlıdır, referandum boşa çıkarılmak istenmektedir. Adeta demokrasiye karşı bir savaş yapılmaktadır” dedi.
“PKK demokratik açılıma neden karşı?” şeklindeki sorumuza Öcalan, “PKK homojen bir güç değildir. PKK içerisindeki solcu ve Alevi kesim, ittifak halinde mevcut hükümete karşıdır. Daha doğrusu solcu ve Alevi PKK'lılar, AK Parti'yi başarısız kılmak için baştan beri savaşı dayatıyor. Biz dağlardayken bu kesimi etkisiz kılmıştık. Son zamanlarda yurtsever kesim yerine Alevi ve solcu kesim PKK içinde etkili olmuş durumda. PKK'yı şimdi bu grup yönlendirmektedir” diye konuştu.
PKK'nın solcu ve Alevi kesiminin başında Mustafa Karasu ve Duran Kalkan'ın bulunduğunu kaydeden Öcalan, “Özellikle Mustafa Karasu, bir Alevi dedesi gibi hareket eder. Karasu, Sivas'ın Alevilerindendir. Duran Kalkan ise Kürt bile değildir” şeklinde konuştu. Öcalan, “Cezaevinde PKK liderleri açlık grevi yapmıştı. Mustafa Karasu'nun durumu kötüleşince, devlet istekleri yerine getirdi. Cezasından 3 yıl önce tahliye oldu. Mehmet Şener öldürülünce, Karasu PKK'nın içinde ilerledi. Kendisinin sosyalist olduğunu söylüyor. Ama sosyalist biri değil. O, PKK'nın içinde Alevilerin temsilciliğini yapıyor” dedi. AK Parti hükümeti, sorunun çözümü için çaba sarfetse de engel olmak isteyen çok sayıda gücün mevcut olduğunu kaydeden Öcalan, “Özellikle laik çevreler demokratikleşmeye ve Kürt sorununun çözümüne karşıdır” dedi.
Hükümetin, yurtsever demokrat Kürt kesimi ile direkt ya da dolaylı olarak diyalog kurması gerektiğini kaydeden Öcalan, “Direkt yapılamıyorsa, endirekt diyalog kurulması olumlu sonuç verecektir. Hükümet, sol militanlar yerine Kürt kesiminin ılımlı sağ kesimi ile diyalog kurmalıdır. Fakat ne sağ, ne sol, hiç kimse ile diyalog kurulmamaktadır. Şahsım adına ben defalarca diyalog önerdim ama selam veren olmadı” diye konuştu.
AK Parti hükümetini baştan bu yana olumlu bulduğunu kaydeden Osman Öcalan, şunları söyledi: “İktidar olmalarını heyecanla karşıladım. Kürt kesimi ile diyaloğa girecekleri inancındaydım. Muhafazakar demokrat Kürtlerle diyaloğa girmeleri, onları çok başarılı kılardı. Fakat Kürt çevresinde hiçbir kesimin muhatap alınmaması, ciddi bir eksiklik oldu. Zaman geçirilmeden AK Parti, Kürt sağı ile görüşmelere başlamalı.” Öcalan, “Çatışma hem PKK, hem de Türkiye Cumhuriyeti için olumsuzdur. Ortada anlamsız bir çekişme vardır. Bu çatışmaları sürdürmek isteyenler suç işlemektedir” dedi.
Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan 31 Mayıs sonrası için mesaj verdiği, ardından da terörün azdığı şeklindeki değerlendirmeleri yorumlayan Osman Öcalan, “Abdullah Öcalan, 31 Mayıs'a kadar ‘durun' diyordu. Kürtler için Öcalan, PKK'dan daha önemlidir. 31 Mayıs'tan sonra Öcalan her şeyi serbest bıraktı. Serbest bırakınca da AK Parti hükümetini yıpratmak isteyen sol-Alevi kesime fırsat verdi. Mesala Tokat Reşadiye ve İskenderun'daki saldırılar da solcu-Alevi kesimce gerçekleştirildi.”
Osman Öcalan, son dönemde yüksek yargıdaki Alevi kesimin ayyuka çıkarılan illegal ilişkileri ile PKK'nın Alevi kesiminin saldırılarını artırması arasında bir ilişki bulunup bulunamayacağına yönelik sorumuz üzerine ise şöyle konuştu:
“Türkiye'deki bazı Alevilerin zor durumda olması ile PKK'nın Alevi yapılanmasının ülkeyi karıştırıp AK Parti'yi tasfiye etmek üzere gayret sarfetmeleri arasında ilişki gözardı edilemez. PKK içinde Ergenekon'u temsil eden isim, son günlerde Türk askerlerinin öldürülmesi talimatını veren Mustafa Karasu'dur. Karasu, aynı zamanda PKK'nın Avrupa'da terörist örgüt ilan edilmesi sürecini başlatan kişidir. PKK'nın silahlı mücadelesini sürdürmesini isteyen en önemli kişilerden birisidir kendisi. Kendisi solcu geçinse de onun Alevi damarları daha güçlüdür. PKK'yı AK Parti karşıtı çizgide tutmaktadır. Türkiye'deki bazı Alevilerin üzerine gidildiğinde, Alevi dedesi gibi hareket eden mevcut sürecin ideoloğu Mustafa Karasu'nun kazan kaldırması doğaldır. Karasu ve ekibi, AK Parti'yi ‘istemezük' diye Yeniçeriler gibi kazan kaldırmış durumdalar.” Osman Öcalan, kendisinin şu anki durumu ile ilgili ise şunları söyledi: “PKK'dan ayrıldığım günden itibaren illegal bir faaliyet içinde olmadım. Hedefim sivil siyaset yürütmek. Bu siyaseti de illegal bir örgütle değil, legal bir siyasi parti ile yürütmektir. Defalarca dönme isteğimi ilettim ama hükümet olumlu karşılamadı. Benim dönüşüm Türkiye için büyük fırsat olacaktır ama AK Parti bunu neden değerlendirmiyor, bilmiyorum. Mevcut durumda beklemedeyim. Kuzey Irak'ta Erbil yakınlarında yaşıyorum. Eşim ve çocuklarımla beraberim.”
Geçtiğimiz günlerde Mustafa Karasu'yla röportaj yapan Newsweek dergisi muhabiri Adem Demir, Karasu'nun Alevi kimliğine yaptığı vurguyu şöyle aktarmıştı:
" Sivas Gürün doğumlu olan Karasu, "Bizler Ömerleri ve Osmanları sevmeyiz" diyerek mezhepçi tarafında dikkatimi çekmeye gayet gösteriyor."
Anadilde Kürtçe eğitimi olmazsa olmaz şartları arasında gösteren PKK'nın kilit isimleri Kürtçe konuşamıyor. Örneğin Karasu, Sivas Gürün doğumlu, son 18 yılı üst düzeyde olmak üzere 30 yıldır örgütte ama Kürtçe bilmiyor. Duran Kalkan'ın da durumu benzer."
VAKİT