Ergenekon sanığı Kemal Aydın, Kürt devleti kurulmaması için Güneydoğu'da toplantı düzenlemiş
Emekli Orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un sanıkları arasında yer aldığı ikinci Ergenekon Davası'nın 67. duruşması başladı. Duruşma, iddia o
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 108 sanıklı ikinci Ergenekon davasının 67. duruşmasına 37 tutuklu sanıktan; İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Mustafa Dönmez, Durmuş Ali Özoğlu, Taylan Özgür Kırmızı, Hasan Atilla Uğur, Mehmet Dalagan ve Murat Çavdar katılmadı. Tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur'un, anjiyo olduğu için duruşmaya katılamadığı öğrenildi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanık Kemal Aydın'ı sanık kürsüsüne çağırdı ve sanığın yarım kalan çapraz sorgusuna devam edildi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese'nin, dünkü oturumda yarım kalan sorularıyla Kemal Aydın'ın çapraz sorgusuna devam edildi.
Hakim Özese'nin, "Diyarbakır'da katıldığınız toplantılar ne toplantısıydı?" sorusuna Kemal Aydın, "Ben ne TSK'nın, ne MİT'in, ne de yabancı istihbarat örgütlerinin adamı, ajanı değilim. Ben Türkiye için hassasiyetleri olan bir adamım." diye cevap verdi. Ömrünü bilgi edinmeye ayırdığını söyleyen Aydın, bir Kürt devletinin kurulmaması için Diyarbakır'da girişimlerde bulunulması gerektiğini, kendi bilgilerini de burada yaşayan insanlarla paylaşmayı düşündüğünü ifade etti. Bölge gençlerinin emperyalizmin esiri haline getirilerek Kürt devletinin kurulmasına engel olmak için bu toplantıları yaptığını savunan Aydın, 2003 yılında başlayan bu toplantılara kadınlar ve gençlerin de katıldığını, zaman zaman 70-80 kişilik toplantılar düzenlediklerini söyledi.
Sohbet toplantıları diye adlandırılan bu toplantıların masraflarını kendisinin karşılayıp karşılayamayacağı sorulan Aydın, maddi durumu iyi olan varlıklı dostları olduğunu, bu dostlarının davetleri ve masraflarını karşılaması sayesinde toplantıları karşılayabildiğini ifade etti. Toplantıların sadece Diyarbakır'da değil, Batman, Siirt ve Urfa"da da düzenlediğini belirten Aydın, bu kadar varlıklı ve geniş bir çevreyi nasıl edindiği şeklindeki soruya ise, "Babam beni hep hatırı sayılır, saygıdeğer kişilerle tanıştırırdı. Bunlardan birisi de Nihal Atsız'dır. Tanıştığım kişiler, bir şekilde yolu Ankara'ya düşen insanlardır. Ankara'ya gittiklerinde de görüşmelerimiz devam etti. Bu sayede de geniş bir çevrem oldu. Toplantılar için yaptığım seyahatlerin masrafını bu dostlarım karşılıyordu. Benim bu masrafları karşılayacak maddi yeterliliğim yoktur. Ben istesem bir kuruş harcamadan dostlarımın yardımıyla Dünyayı dolaşırım." şeklinde konuştu.
Emekli olmadan önce mesleğini yaptığı yıllarda 1978 yılında Diyarbakır'a tayin edildiğini belirten Aydın, tayininin ardından 10 yıl boyunca bölgede Liceli olduğunu, Lice'nin adının uyuşturucuyla anılması nedeniyle bunu da çekinerek söylediğini savundu. Aydın, Abdülkadir Aydın ile tanışmalarının ardından gururla Diyarbakırlı olduğunu söylediğini ifade etti. Sohbet toplantılarında Abdülkadir Aydın'ın rehberlik yaptığını söyleyen Aydın, bilgilerini insanlarla paylaşması konusunda kardeşi Neriman Aydın'ın büyük teşviki olduğunu sözlerine ekledi.
Hakim Özese, "Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in çapraz sorgusu sırasında size sorduğu sorulardan birine, İbrahim Özcan'ın VKGBH tüzüğünü hazırladığı şeklindeki notun doğru olduğunu söylemişsiniz. Bunu açıklar mısınız? Çünkü Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği'nin kuruluş yılından öncesine denk geliyor bu tarih. Kuruluş aşaması olan 2001 yılı yani. İbrahim Özcan da toplantılarına 2005'te katıldığını söyledi. Açıklar mısınız?" diye sordu. Aydın, "Orada ne yazıyorsa doğrudur. Not almışsam, duyduğumu yazmışımdır." diye cevapladı. Bunun üzerine Özese, sanık İbrahim Özcan'dan konuyu aydınlatmasını istedi. Özcan da, VKGBH toplantılarına 2005 yılında katıldığını söylediğini, bu notun yanlış olduğunu, tüzük filan hazırlamadığını söyledi.