Dünyanın En Büyük İslam Mezarlığı Kayıt Altına Alınıyor

Bitlis'in Ahlat ilçe Kaymakamlığı, yayınlamak üzere dünyanın en büyük İslam Mezarlığı ve 2'nci Orhun abideleri olarak ta adlandırılan Ahlat Selçuklu mezar taşlarını önce fotoğraflarla tek tek belgeledi

Bitlis'in Ahlat ilçe Kaymakamlığı, yayınlamak üzere dünyanın en büyük İslam Mezarlığı ve 2'nci Orhun abideleri olarak ta adlandırılan Ahlat Selçuklu mezar taşlarını önce fotoğraflarla tek tek belgeledi.
Bitlis'in Ahlat ilçesinde bulunan, dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biri olarak ta bilinen Selçuklu Mezarlığı'nda, Ahlat Kaymakamlığı koordinesinde çeşitli çalışmalar yapılıyor. Önce ilçede kent bilgi merkezi kurularak ilçenin dünü bu günü ile ilgili bilgiler bir havuzda toplanıyor. Ardından 12'nci yüzyıldan günümüze gelen ve 2'nci Orhun abideleri olarak ta nitelendirilen Ahlat mezar taşları önce fotoğraflarla belgeledi, şimdi ise neşriyata dönüştürülüyor.
Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Ahlat Kaymakamı Bilal Şentürk, gelecek kuşaklara Ahlat'taki Selçuklu Mezarlığındaki abidevi mezar taşlarının bu günkü halinin fotoğraf ve neşriyatla aktarılması hedeflediklerini söyledi. Ahlat Fotoğrafçılık Kulübü üyelerinin tamamen gönüllülük esasına bağlı olarak 8 bin 169 adet abidevi mezar taşlarının fotoğraflarını tek tek çekerek belgelediğini anlatan Şentürk; bu tespit çerçevesinde burada bulunan ve sanatsal özelliği bulunan mezar taşlarından bir fotoğraf
albümü çalışması yaptıklarını ifade etti. Önümüzdeki günlerde bunun basım çalışmalarını da gerçekleştireceklerini ve önemli merkezlere de bunlardan göndereceklerini belirten Şentürk: "Bugün teknolojik imkanlarımız var. Bu imkanlardan da yaralanmak suretiyle her bir mezar taşımızı biz kayıt altına alalım ve arşivimizde bulunduralım istedik. Esasında Kaymakamlık olarak Ahlat'ta yapılan çalışmaların geçmişten günümüze ve geleceğe taşınması adına Ahlat'la ilgili ne kadar bilgi ve belge varsa bunları
toparlayarak bir kent hafıza merkezi oluşturma gayretimiz var. Aslında bu çalışma onunda bir parçası, onu da destekleyecek bir çalışma. Şu an için artık buradaki taşlardaki tahribatları önlemek bizim için çok çok önemli. Ama biz biliyoruz ki, şuan da şu saatten sonra buradan kaybolacak bir taş yok. En azından dijital ortamda bizim arşivimizde bulunuyor. Bu çalışmamız bunu sağladı. Tabi bu çalışmayı yapmak çok kolay değildi. Bunu belki maddi imkanları toparlayarak profesyonel bir ekibe yaptırmak mümkün olsa
bile biz ondan ziyade Ahlat'a gönül vermiş onlarca insan var. Ve amatörce de çalışmış olsalar profesyonellere taş çıkaracak kabiliyette ve özveride arkadaşlarımız vardı. Onlarla bir araya gelmek suretiyle gönüllü bir ekip çalışması yaptık. Yaklaşık 2 aylık bir süre içerisinde burada ki her bir mezar taşı dijital ortama aktarıldı. Bu mezar taşları sadece tek yönüyle değil diğer yönleriyle de dijital ortama aktarıldı. Yani sabahleyin güneş doğmadan arkadaşlarımız çalışmaya başladılar akşamleyin güneş batarken
çalışmalarını tamamladılar. Yani güneşin vuruş yönüne göre taşlarda ki detaylar en ince ayrıntıya varıncaya kadar kayıt altına almış olduk" dedi.

TAŞLARDA BOZULMALAR SÖZ KONUSU.
İnsanların toplumun belli zenginliklere sahip olması tek başına bir şey ifade etmediğini vurgulayan Şentürk, bu zenginliklerin daha geliştirilmesi ve pek çok insanın istifadesine sunulması gerektiğini belirtti. Millet olmanın gereğini belli bir bilince milli bir bilince sahip olmak noktasında kilitlendiğini vurgulayan Şentürk, şunları söyledi:
"İşte bizim Ahlat'ımız insanımızın gelişmesi adına geçmişinde tarihinde ihtişamının geleceğe taşınabilme adına kişisel anlamda cesaret bulabilmesi adına çok özel bir yer. Ben 3 yıla yakın süredir Van Gölü kıyısındaki bu güzel ilçedeyim. Geldiğim dönemde de gördüm ki burada yapılan bir kısım çalışmalar nedeniyle veya bu çalışmalar esnasında farklı insanlarında ilgisinin buraya yönelmesi nedeniyle ciddi tahribatlar söz konusu olmuş. Yani taşlarda kırılmalar yıpranmalar yosunlanmadan kaynaklanan bozulmalar
söz konusu. Bu bozulmaların durdurulması şu ana kadar mümkün olamamış. Bundan sonra da mümkün olacağına ilişkin çok güçlü kanaatlerimiz olmadığı için, biz mevcudu koruyabilme, gelecek kuşaklara aktarılabilme adına bu çalışmanın yapılmasının gerekli bir çalışma olduğunu değerlendirdik."