Talat: Eroğlu 4'üncü Murat dönemini getirir

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri için destek arayışına geçen Mehmet Ali Talat “Eroğlu gelirse 4'üncü Murat dönemi başlar” diye konuştu.

Talat, eşi Oya Talat ile birlikte gerçekleştirdiği ziyareti çerçevesinde Sipahi, Yeni Erenköy, Yeşilköy-Esenköy, Ziyamet, Gelincik, Boltaşlı, Taşlıca, Derince, Avtepe, Kaleburnu ve Dipkarpaz’a gitti. Bölge halkı Cumhurbaşkanı Talat’ı çok sıcak bir şekilde alkışlar, bayraklar ve çiçeklerle karşıladı. Bazı köylerde kadınlar Talat’ı zeytin dalı ile tütütürken, Yeşilköy’de Talat’a nazar boncuğu takıldı. Çocuklar ise Cumhurbaşkanı Talat ile fotoğraf çektirmek için adeta birbirleriyle yarıştılar.

Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin çıkarlarını 'çözümsüzlük çözümdür' politikalarının kurbanı yapmayacağız.

Talat, ziyaret ettiği köylerde halka hitaben yaptığı konuşmalarda, Kıbrıs Türkü'nün 18 Nisan’da çok önemli bir seçimle karşı karşıya olduğunu, kaderi ve geleceği ile ilgili çok önemli bir karar vereceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Talat, seçimleri birinci turda bitirerek, dünyaya barış ve çözüm yönünde güçlü bir mesaj göndereceklerini belirtti. Talat, “Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin çıkarlarını ve kazanımlarını 'çözümsüzlük çözümdür' politikalarının kurbanı yapmayacağız,” dedi.

Talat’a ziyareti boyunca, Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Bağdatlı, İskele İlçe Başkanı ve MYK üyesi Hüseyin Avkıran Alanlı, ÖRP Milletvekili Mustafa Gökmen, Toplumcu Demokrasi Partisi İskele İlçe Başkanı Erkut Yılmabaşar, TDP yetkilisi İsmet Erkan, Cumhuriyetçi Türk Partisi İskele İlçe Başkanı Hüseyin Mülazim ve Türk Göçmenler ve Dayanışma Derneği Başkanı Enver Dinçoğlu eşlik etti.


KKTC halkı buna layık değil

Cumhurbaşkanı Talat, konuşmalarında, gittiği tüm köylerde büyük bir mutluluk ve sevgiyle karşılandığını ancak her yerde vatandaşların baskı altında olduğunu gördüğünü söyledi. Talat şöyle konuştu:

“Gezdiğim yerlerde çok acı bir gerçekle karşılaştım. İnsanlar, 1970ler'de bile olmadığı şekilde baskı altında. Biz bunları aşmıştık. Halk bunları aşmış, barışmıştı. Şimdi yine eskiye döndük. Bombalar atılıyor, şantajlar yapılıyor, tehditler savruluyor. Ne yazık ki, bu çağda bu tehditler bu baskılar yeniden hortladı. Maazallah Sayın Eroğlu cumhurbaşkanı olursa neler olabileceğini bir düşünün. 4. Murat dönemi gelir. İnsanlar nefes alamaz. KKTC halkı, benim yurttaşlarım buna layık değil, asla. Ben buna tahammül edemem. Seçimlerden sonra gerekli tüm tedbirleri almak için tüm yetkilerimi kullanacağım. Bu çağda Kıbrıslı Türkleri 1970ler'e döndürmeye kimsenin hakkı ve gücü yoktur. ”

Barış ve çözüm politikalarımız meyvelerini veriyor.

Talat, 2004’ten beri Türkiye ile tam bir uyum içerisinde yürütülen barış ve çözüm politikalarının meyvelerini verdiğini, Kıbrıslı Türklere önemli kazanımlar sağlarken, Türkiye’nin de AB sürecindeki sıkıntıları aşmasına yardımcı olduğunu ifade etti. Talat, “Bizim de, Türkiye’nin de ihtiyacı, çözüm ve barış politikasının devam etmesidir. Bu politikanın devam etmesi ve başarıya ulaşması hepimizin çıkarınadır. Bu politika, özleyip de elde edemediklerimizi elde etmemizi sağlayan ve sağlayacak politikadır,” dedi.

Benimle televizyona çıkamayan biri Hristofyas ile ne görüşecek?

Talat, Eroğlu’nu politikalarını ve vizyonlarını tartışmak için defalarca televizyon ekranlarına davet ettiğini, ayrıca Mehmet Ali Birand da dahil birçok televizyoncunun kendisine ve Eroğlu’na davette bulunduğunu, ancak Eroğlu’nun bundan kaçtığını tekrarlayarak “Benimle televizyona çıkamayan biri Hristofyas ile ne görüşecek,” diye sordu.

Talat köy ziyaretlerine Derviş Eroğlu’na, birlikte televizyona çıkma çağrısını yineleyerek şunları kaydetti:

“Bir cumhurbaşkanı adayının güçlü rakibiyle televizyona çıkmadığı demokratik bir ülke yoktur. Halk seçim yapacaksa, adayların politikalarını ve vizyonlarını bilmek zorundadır. Bu bizim ahlaki görevimizdir, halkımıza karşı görevimizdir. Ama Eroğlu’nun bir politikası yok, varsa da yanlıştır. Televizyona çıkamıyor, çünkü politikasının Türkiye tarafından desteklenecek bir politika olmadığının ortaya çıkmasından korkuyor. Benim karşımda, çözüm istediği iddiasının doğru olmadığının ortaya çıkacağından korkuyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Bu 18 Nisan’da ortaya çıkacak.”

Bir lider hem halkına uymak, hem de dünya ile uyum sağlamak zorundadır
Dünyaya Saddam da meydan okudu

Talat sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim politikalarımızla Kıbrıslı Türkler dünyada saygı, itibar görmeye başladı. Eroğlu bunu küçümsüyor ve ‘ben halkıma bakarım’ diyor. Dünyaya meydan okuyor. Bunu Saddam da yaptı. Bir lider hem halkına uymak, hem de dünya ile uyum sağlamak zorundadır. Ben halkımın talimatları doğrultusunda hareket ettim. Aynı zamanda da dünya ile de uyum sağladım.”

Sipahi’de bir vatandaşın, “KKTC’ye sahip çıktığını söyleyen ve yıllarca iktidarda kalan eski yöneticiler neden hiç tanınma talep etmediler?” sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Talat şunları söyledi: “Çünkü her zaman yaptıkları gibi boş konuşuyorlar. Haklısınız, hiçbir zaman tanınma için başvuru yapmadılar, tanınma için hiçbir uğraşta bulunmadılar. Tek yaptıkları hamaset.”


Hiçbir ayırım gözetilmeden herkes yeni devletin vatandaşı olacak

Talat, şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin ayırımsız birleşik Kıbrıs’ın ve Avrupa Birliği’nin vatandaşı olacağının altını çizerek, “Türkiye kökenli vatandaşlarımızın geri gönderileceğini söylüyorlar. Bu külliyen yalandır. Hiçbir ayırım gözetilmeden herkes yeni devletin vatandaşı olacak,” dedi. Talat ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son kararıyla Türkiye kökenli yurttaşların mülkiyet haklarının da tanındığını vurguladı. Talat, AİHM’in, KKTC yasalarına göre elinde mal bulunduranların elinden mallarının alınıp eski sahiplerine verilmesinin yeni insan hakları ihlallerine yol açacağına kanaat getirdiğinin de altını çizdi.


Tek egemenlik BM parametresidir

Cumhurbaşkanı Talat, tek egemenlik konusuna da değinerek, tek egemenliğin bir Birleşmiş Milletler parametresi olduğunu, bugüne kadar oluşturulan tüm çözüm belgelerinde yer aldığını ve BM şemsiyesi altında masaya oturan herkesin tek egemenliği kabul ettiğini vurguladı. Talat, “Bu ilk defa benim kabul ettiğim bir şey değildir. Boş laflara kanmayın,” dedi.

Dün Denktaş-Eroğlu ikilisinin bu ülkeye yaptığı büyük kötülüklerin günüdür

Talat sözlerine şöyle devam etti:

“Dün, boykotlar, ambargolar, baskılar, aşağılamaların olduğu dönemdir. Dünya, yani bugünkü politikamız, dünyayla bütünleşmedir. Derviş Bey ‘geçmiş benim gururumdur’ diyor. Geçmiş, Kıbrıslı Türklerin dünyadan tecrit edilmesidir. Geçmiş, 1998’deki Louizidou kararıyla Türkiye’nin mahkum edilmesi ve milyonlarca dolar tazminat ödemesidir. Geçmiş, 2003’te Rum tarafının tüm adayı temsilen AB’ye girmesidir. Geçmiş, Kopenhag’da Kıbrıs konuşulurken Derviş Bey’in muz bahçelerini gezmesidir. Dün Denktaş-Eroğlu ikilisinin bu ülkeye yaptığı büyük kötülüklerin günüdür. Bütün bunlar onun gururuymuş. Geçmişe dönemeyiz. Dönersek Kıbrıslı Türkler her şeyi kaybeder. Sadece Kıbrıslı Türkler değil, Türkiye de kaybeder.”

Cumhurbaşkanı Talat, gittiği köylerde esnafı da gezerek dükkan sahipleriyle ve kahvelerde oturan vatandaşlarla tek tek tokalaştı, hal hatır sordu ve sohbet etti.